Ağustos 13, 2020 19:01 Europe/Istanbul

Hatırlanacağı üzere geçen sohebtimizde İran'da antik çağlardan itibaren Qanat olarak bilinen  yer altı su sisteminin ilk kez kullanıldığını belirttik. Bugün sohbetimizde kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Bu topraklarda su her zaman kıymetli olmuştur. Bu kıymetli madde her zaman İranlıların zihnini kendine meşgul etmiş, öyle ki her zaman şiirlerde yağmurdan söz ederken kendilerine su hediye eden melekler hikayelerini süslemiştir.

Fakat İranlıların su ile ilişkileri sadece şiirler ve hikayeler ile sınırlı kalmadı. Onlar pratikte de günlük hayatlarında su bulmak için her zaman çalışmış, kendi çaplarında eşsiz olan yöntemler bulmuş araçlar kullanmıştır. Bu yüzden Sasaniler dönemindeki sulama sistemlerinden, tüm milletler tarafından övgüyle söz edilmiştir. Ayrıca İran’ın Taht-ı Cemşid (Perspolis) gibi tarihi mekanlarda sulama sistemleri her zaman araştırmacılar ve arkeologları hayrete düşürmüştür.

Bu arada antik İran’dan günümüze kadar ulaşan kanatların konusu tamamen ayrı bir mevzudur. Dünyada kanatların mucidi olarak İranlılar olarak biliniyor ve mazisi Ahamenişler dönemine dayanıyor. Hala antik İran’dan kalıntıları günümüze kadar ulaşan kentlerde de restore edilerek kullanılan aktif kanatlar (karizler) mevcuttur.

kanatlar sisteminin en büyük meziyetlerinden biri, savaş gibi insani afetler ve doğal afetlerin tahribatına karşı neredeyse sağlam kalmasıdır. Ayrıca yüzeysel akan suları cezbederek kuyular kanalı vasıtası ile seller ve taşkınlıklar tehlikesini azatlmasıdır. Bu yüzden kanat sistemi yüksek yağmurlu ve rutubetli bölgelerde sellerin azaltılması ve yeraltı su yüzeyinin  kontrol edilmesinde de kullanılırdı.

 

kanatlar genellikle mevsimsel ve yıllık yağışlardan etkilenme oranı çok azdır. Bu yüzden genellikle sulu veya kuru yıllarda ve mevsimlerde neredeyse aynı seviyede akarlar. Bazen kanatların suyu bir mahzende depolanır. Böylece gece vakti akan sular depolanırken gün boyunca kullanılır. Sizlerle daha önceki sohbetlerimzde sözünü ettiğimiz İranlıların su depolama binaları olan Ab Anbarlar bunun için kullanılırdı.

kanatların suyu yeraltından aktığı için toprak katmanlarından geçerken normal şekilde filtreleniyor, bu yüzen bir kanat soğuk tatlı suyu çok az miktardaki kirlilikle kuru ve sıcak havada insanlara sunabilir. Fakat genellikle kanatların suyu tatlıdır.

İran’da akan bir çok nehir, mevsimseldir ve büyük kentlerin suyunu temin edemezler. Ervendrud, Aras, Zayende Rud, Sefid Rud ve Etrek gibi nehirler büyük şehirlerden az mesafede ve hatta bazen de kentin içinden akmaktalar. Kentleşmenin asırlar boyunca gelişmesi ve şehirlerin büyümesi ile artık 100 metre kadar kazılan derin su kuyular kentin ihtiyaç duyduğu suyu temin edemez hale geldiler. Bu yüzden İranlılar kanat adında özel su sistemini icat ederek kullandılar.

Kanat, içinde su akan yeraltında kazılan bir tüneldir. Tarım ve diğer alanlar için kullanmak üzere suyun ulaştırılması amacı ile kazılan bu tünel veya kanal toprağın derinliklerinde, “ana kuyu”dan kaynaklanan kuyular dizisini birbirine bağlıyor. Söz konusu tünel yer yüzüne çıkıncaya kadar kilometrelerce uzayabilir ve sonuçta bu tünelde akan su yerüstüne ulaşıyor; bu noktaya Kariz Ağzı, kanat Başı veya Mazhar denilir.

Kanatlar, dikey kuyular, tünel ve kanat başından oluşurlar.

Kariz’in başı, Kariz’in ağzı veya Mazharıdır ve suyun yeraltında çıkarak görünen, sulama ve diğer alanlarda kullanılmayı sağlayan yerdir. Kariz’in son bölümü ise “Kariz Pişkar”ı olarak biniyor ve en son bölümü de “Ana Kuyu” bulunuyor. Genelde Kariz’in kazılmasına yer üstünde olan Kariz ağzından başlanır ve suyu sağlayan ana kuyuda son bulur. Bu yüzden ilk önce Kariz ağzı ve ardından kuru olan dikey kuyular kazılır. Tabi ki bu kuyular yer altına kazılacak olan tünele ışık sağlamak ve havalandırma, daha sonraları da tünelde gereken bakımların yapılması için olanak sağlıyor. Daha sonra çalışmalar, suyun kaynağına doğru devam eder. Kariz’in uzunluğunu belirleyen en önemli faktör yer eğimidir, Kariz’in uzunluğu yer reğimi ile ters orantılıdır. Yani yer eğimi ne kadar az ise Kariz boyu daha uzun ve ne kadar eğim çok olursa uzunluğu az olur.

Birkaç dikey kuyu ve bir ya da birkaç yeraltı kaynağı, yükseklerde, yer tabakaları arasında bulunan su kaynaklarını yer çekimi gücü ve hiçbir elektrik, ısı veya mekanik güç kullanmadan toplayarak daha alçak kesimlere hidayet ediyor. Başka bir ifade ile kanat bir drenaj sistemi gibi çalışıp yeraltı suları toplayarak yer üstüne çıkarıp kullanıma sunuyor.

Kanat sistemi, ana kuyu, kanat kanalı (tüneli) kuyu, dikey kazılan kuyular ve kanat mazharıdır. Şimdi her birini tek tek açıklayalım.

Bir kanatın kazılması için, usta kuyu kazanlar olan Muganniler, suya ulaşmak için ana kuyuyu elle kazıyorlar. Ana kuyunun çapı genelde bir metredir.

Kanat’ın kanalı veya tüneli ise yine elle kazılır ve mugannilerin orada çalışabilecek genişliktedir. Tabi ki suyun yüzeyi ve yerin eğimi de bu konuda etkilidir, uzunluğu ise kilometrelerce olabilir. Nitekim İran’daki bazı kanatların uzunluğu 100 km’yi bile aşabiliyor. Kanatın tüneli suyu ana kuyudan hedef köy veya bölgeye sakin ve yavaş şekilde ulaştırabiliyor.

Dikey kuyular, ise kanat tüneline ulaşmak, kazılan toprakları dışarı aktarmak ve de kanat’ın onarımı için gerekli ışığın içeri girmesi ve havalandırılması için kazılır.

Kanat Mazharı, suyun dışarı ve yer yüzüne çıkarak insanların kullanımına sunulduğu yerdir ve genelde köyün üst kesiminde veya tarım bölgesinde olur. Suyun dışarı çıktığı yer çök önemlidir ve her zaman onarılarak iyi bakılır ayrıca suyun kalitesi ve miktarı da buradan kontrol edilir.

Kanatların sürekli tamir edilerek onarılması gerekir ve bu da çok zor ve zahmetli bir iştir. Seller diker kuyular ve temel kanal ve tünele girerek onu tahrip edebilirler. Bu yüzden Kanatların sürekli ve dönemsel olarak bakımı yapılmalı ve toprak ve atıklardan temizlenmelidir.

Kanat kazmak için gerekli olan aletler, kuyu çarkı, ip, kova, kazma, küçük kürek ve lamba

Genel olarak bir kanatın kazılması için bir grup çalışır. Bir muganni işi 5 kişi arasında paylaşır. Kazmacı veya muganni grup başı ve şeftir ve yeri kazmaya başlar. Çamur taşıyan ise kazmacı tarafından kazılan çamurları yukarıya taşımaya çalışır. Kuyu çarkını çeviren ise çamurdan dolu olan kovayı yukarı çıkarır ve boşaltır. Bazen çalışan ekibin başında bir usta muganni de işleri denetler.

Muganniler ana kuyuyu kazırken tam neresi olduğunu biliyorlar. Onlar gerekli olan kanal veya tünelin doğru kazılıp kazılmadığını kontrol etmek için sürekli arkalarını kontrol ederler. Böylece eğer arkalarında ışık görürlerse doğru kazdıklarını anlar. Aksi halde yolu doğru gitmedikleri anlaşılır

Burada sorulması gereken soru ise mugannilerin yer altında suyun hangi noktada olmasını nasıl bildikleri sorusudur. Başka bir ifade ile onlar suyun yerin onlarca metre altında var olmasını nasıl anlıyorlar?

Eğer mugannilerin yöntemleri ve tekniklerini tek tek anlatacak olursak, çok zaman alır. Fakat kısaca söylemek gerekirse bu yöntemlerden biri özel bir bitki ve otun suyun olduğu bölgede yeşermesidir

Arkeologların çalışmalarına göre İran’da Fars Körfezi, Horasan, Yezd ve Kerman bölgesindeki Karizler Ahameniş göneminde, Kum kenti ve diğer bir çok bölgedeki kanatları Sasaniler ve Tahran’daki kanatlar da Safeviler ve Gacarlar döneminde kazılmıştır. Eski ve arkeolojik kitaplar da Kariz kazmak, tamir etmek, sulamak ve ziraatın kutsal meslekler olduğu anlaşılır.

Hali hazırda 34 ülkede kanat mevcut fakat İran’da bulunan binlerce kanat ise diğer ülkelerin toplamının birkaç katıdır. En önemlileri de Horasan, Yezd, Kerman, Merkezi ve Fars gibi çöllük illerde bulunuyor

İran’da 22 bin kanat toplam 273 bin 600 km yer altı kanal ile hepsi en asgari araçlar ve fakat en usta eller tarafından kazılmış ve saniyede toplam 552 bin 200 metreküp suyu yer üstüne çıkartıyorlar. Bu su ise yaklaşık Fırat nehrinin %75 hacmi kadardır ve yaklaşık 3 milyon hektar tarlayı sulayabilir. Böylece bu miktar su ile, yaşanamaz bir çöl, eşsiz bir bahçeye çevrilebilir.

Etiketler