Nisan 28, 2016 06:03 Europe/Istanbul

Afrika’nın kuzeyinde yer alan Libya’da geniş ve yerleşimden yoksun çölleri, tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadeleyi zorlaştırıyor.

Libya ordusunun eski komutanlarından birinin itiraf ettiğine göre örgütün Libya’nın merkezi ve güneyinde ordunun silah depolarına düzenlediği saldırılar sırasında Sarin gazı içeren mühimmatlar çalındı. Bu faaliyetlerin devamında IŞİD elebaşı geçenlerde Ebu Ömer adında yardımcılarından birini Libya’nın Serte kentine gönderdi ve böylece hilafetinin merkezini Musul ve Rakka’da bu kente taşımak için şartları hazırlamasını istedi.

Bundan başka ,IŞİD Bengazi kentinde de yeni üyeleri için eğitim üsleri açtı ve böylece bu güçlerden Kuzey Afrika’dan başka Irak ve Suriye çatışmalarında da yararlanmak istedi.

Gerçekte Irak’ta ordu birlikleri ve halk güçlerinin Ramadi kentini IŞİD’in elinden kurtarması ve ayrıca Musul kentine saldırı hazırlığı, Suriye ordusunun İran ve Rusya’nın yardımı ile elde ettiği zaferlerle birlikte IŞİD’in böyle bir karar almasında etkili olmuştur.

IŞİD’e destek veren bazı ülkelerin yardımlarını gemilerle Libya sahillerine yollaması ve bazen de Libya hava kuvvetlerinin saldırısına uğraması, bölgde IŞİD gibi tekfirci teröristler desteleyen ülkelerin Ortadoğu bölgesinde istedikleri siyasi değişiklikleri yapmakta ısrarcı olduklarını gösteriyor.

Öte yandan IŞİD’in Irak ve Suriye’de petrol satışından elde ettiği gelir kaynaklarının Rusya hava kuvvetleri tarafından önemli ölçüde yok edilmesi ve ayrıca IŞİD’in bazı hamilerinin bölgeden eli kesilmesi de bu eğilimde etkili olmuştur. Şimdi ise Libya’da petrol kaynakları ve satışı IŞİD’in Irak ve Suriye’de kaybettiği mali kaynaklar için iyi alternatif olmakle beraber örgüte Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerinde yeni bir can kazandırabilir.

Libya’da IŞİD terör örgütünün şekillenmesi biraz önce anlatılan Libya’daki siyasi ve güvenlik kaosu ve Ensarul Şeria ve Fecr gibi cihatçı selefi örgütlerin Ebu Bekir Bağdadi ile ittifak kurmasıyla beraber olmuştur.

2012 yılında Muhammed Ali Zahavi elebaşılığında kurulan Ensarul şeria terör örgütü, IŞİD ile ittifaka gittiğini ilan etmeden önce geniş çapta organize olan bir örgüttü ve en çok da Libya’nın serte, derne ve Sabrate gibi kentlerinde faaliyet yürütüyordu. Bu örgüt IŞİD’in bölgede şii müslümanlara karşı uygulamalarına destek vererek pratikte IŞİD’in Afrika’da şekillenmesinde ve güçlenmesinde etkili rol ifa etti.

2011 yılında Tunus’ta gerçekleşen inkılaptan sonra ve Ebu Ayyaz lakaplı Seyfullah bin Hüseyin gibi siyasi tutukluların serbest bırakılmasından sonra kurulan Tunus’un Ensarul Şeria adlı selefi cihatçı örgütü de Ebu Bekir Bağdadi ve IŞİD ile ittifak kurdu ve bundan böyle bu örgütün adı ile çatışmalara ve katliam yapmaya devam etmeye başladı. Bu örgütün üye sayısı ise on bin olarak tahmin ediliyor.

Tunus’un Ensarul Şeria adlı terör örgütü bu ülkede İbrahimi ve Belid gibi bir çok önemli siyasi şahsiyete suikast düzenlemenin yanında bir çok katliam ve terör saldırısına da imza atmıştır. Örgüt Kuzey Afrika ve tunus’ta eskiden Libya’nın Ensarul Şeria terör örgütü ile çok yakın işbirliği yapıyordu ve iki örgütün Ebu Bekir Bağdadi ile ittifaka gitmelerinden sonra IŞİD terör örgütü adına Kuzey Afrika bölgesinde daha çok terör eylemlerine şahit olmak gerekiyor.

Cezayir’de de Cundul Hilafe adlı terör örgütü IŞİD ile ittifak kurdu. Bu örgüt Cezayir ordusu ile dağınık bir şekilde çatışmalara girerek bu ülkenin güvenliğini tehdit ediyor. Geçen yıl Ceziyar ordusu örgütün elabaşı Kura Abdulmalik’i öldürmeyi başardı. Abdulmalik Suriye’de IŞİD’e karşı ittifaka giren Fransa’dan intikam almak amacıyla bir kaç Fransız vatandaşı rehin aldıktan sonra öldürmüştü.

Fas’ta da geçen yıl güvenlik güçleri IŞİD bağlantılı terör örgütlerini Fas ve Darul Beyza kentlerinde düzenlenen operasyonlarda dağıttı.

Nijerya’nın Boko Haram terör örgütü belki de Afrika kıtasında 2014 yılında IŞİD ile ittifaka giden en önemli terör örgütü nitelemek mümkün. Afrika’nın merkezi ve batısında cirit atan örgütün elebaşı Ebu Bekir Şikav, IŞİD elebaşı Ebu Bekir Bağdadi ile ittifak kurduklarını açıkladı ve Nijerya’nın kuzeyinde Coza kentini faaliyetlerinin merkezi ilan etti. Bundan başka Boko haram elebaşıları Somali’nin Eşşebab terör örgütünden de Ebu Bekir Bağdadi ile ittifak kurmalarını istedi.

Boko haram terör örgütü Nijerya topraklarının yüzde 20 kadarını kendi kontrolünde bulunduruyor ve görünen o ki 170 milyon nüfuslu Nijerya yönetimi ve ordusu bu terör örgütünü tamamen yok etmek istemiyor. Bu terör örgütünün IŞİD’e katılması, bölgde bazı şii karşıtı devletleri örgütünü desteklemesini beraberinde getirebileceği gibi bundan böyle Afrika’da bu örgütün faaliyetlerinin durdurulmasını da unutmak gerekir, çünkü bölgede tekfirci IŞİD terör örgütüne katılan her terör örgütü örgütün hamileri elinde şii karşıtı politikaları uygulama aracına dönüşüyor.

Şimdi ise Boko Haram terör örgütünün IŞİD terör örgütü ile ittifak karması, örgütün ideolojileri ile Nijerye yönetimi ve ordusunun şii karşıtı politikaları örtüştüğü anlaşılıyor ve muhtemelen bu kılık değiştirme ve Nijerya’da gerçekleşen şom terör birleşmesi ve özellikle IŞİD’in şii karşıtlığının ardından bu ülkede ve hatta Afrika’nın diğer bölgelerinde şii karşıtlığı daha da şiddet kazanacağı anlaşılıyor. Bu durum Nijerya üzerinde nüfuz sahibi olan korsan İsrail ve Arabistan gibi sapkın rejimler için büyük önem arz ediyor, çünkü şii müslümanları artık bu örgütle baş başa bırakacakları ve Nijerya’da şii karşıtı politikanın bir kısmını söz konusu terör örgütüne devredecekleri anlaşılıyor.

Tüm bu anlatılanlardan hareketle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da bazı devletlerin Afrika’da terörün kılık değiştirmesine verdiği desteğin gerçek ve önemli olduğu söylenebilir. Eşşebab da Somali’de faaliyet yürüten ve geçenlerde ülkenin güneyinde faaliyet yürüten bazı üyeleri örgütten ayrılarak Ebu Bekir Bağdadi ile ittifak kurduklarını ilan eden önemli terör örgütlerinden biridi ve önümüzdeki aylarda IŞİD ile ittifak kurabilir.

Eşşebab terör örgütü 1991 yılında ve Somali’de dikta rejim devrildikten sonra kuruldu fakat 2006 yılında kuruluşunu resmen ilan etti. Örgütün elebaşı Ahmet Abdi Godanidir ve 9 bin kadar da üyesi vardır. Bu örgüt terör faaliyetlerini uygun iktisadi durumu olan Kenya’da yürütüyor. Bundan başka hristiyan Etyopya’ya karşı da ciddi tehdit oluşturuyor. Bu örgüt Etyopya’nın geleneksel düşmanı Eritre tarafından dolaylı bir şekilde destekleniyor. Bilindiği üzere Etyopya 1993 yılında Eritre’den bağımsızlığını kazandıktan sonra Kızıldeniz ile irtibatı kesilde ve karada mahsur kaldı. İki ülke sınır ve toprak anlaşmazlığı yaşıyor ve bu yüzden terör örgütlerinden karşı tarafa baskı yapmak için yararlanıyor. Nitekim Ortadoğu bölgesinde terör örgütleri hamileri için aynı görevi yürütüyor.

Afrika’da bir başka terör örgütü batıda Marabtun terör örgütüdür ki bu örgüt de selefi ve Arap milliyetçiliği yapan bir örgüt olup El-kaide bağlantılıdır. Bu örgüt Afrika’nın batısında terör örgütlerinin başıdır ve burada arenayı IŞİD’e bırakmak istememektedir. Fakat Merabtun terör örgütünün IŞİD’in gücü ve Batılı ve bölgesel hamilerinin güçlü olması yüzünden yakında bu örgütle ittifak kurabilir.

Afrika’da bazı terör örgütlerinin kılık değiştirmesi ve IŞİD terör örgütüne katılmasında ve bu örgütün Afrika’nın bir çok bölgesinde faaliyet alanını genişletmesine katkı sağlamalarında örgütlerin mali ve propaganda ihtiyaçlarından başka şu anda Irak ve Suriye’de IŞİD’e destek veren ve şimdi de IŞİD’i bu bölgeden yeniden yaratan bazı devletlerin desteğini de gözardı etmemek gerekir.

Tekfirci IŞİD terör örgütünün Ortadoğu’da uygulamaları ve örgüte destek veren Amerika, Arabistan ve Türkiye gibi hamileriyle ortak hedefleri ve bu bölgede bir nevi ortak çıkarları bulunmasına bakıldığında, şimdi de neden IŞİD’in Afrika’da yapılandırıldığı ve desteklendiği daha kolay anlaşılır.aslında Irak ve Suriye’de IŞİD terör örgütüne destek veren bu ülkelerle İran ve Rusya’nın bölgede kurduğu ittifak arasında yaşanan gerilim, IŞİD terör örgütünün hamileri tarafından Kuzey Afrika’da daha fazla desteklenmesine ve başka terör örgütlerini bu örgüte katılmaya teşvik etmelerine yol açmıştır.

IŞİD’in Rusya yolcu uçağına bomba yerleştirmesi ve 224 yolcusu ile beraber Mısır’ın Sina çölü üzerinde infilak ettirmesi, IŞİD’in İran ve Rusya’ya yönelik diğer tehditleri ile beraber de aslında IŞİD hamilerinin izlediği politikaların doğrultusundadır. 015