Mayıs 05, 2016 14:18 Europe/Istanbul

Tekfirci IŞİD terör örgütü Asya kıtasının diğer bölgelerinde ve özellikle Kafkasya ve Kuzey Kafkasya bölgesinde yapılanmaya gitmeye başladı ve sanal ortamda geniş çaplı propalgandalarıyla El-kaide bağlantılı bazı terör örgütlerini de kendi saflarına çekmeye başladı.

IŞİD’in bu hareketi bir çok sebepten ötürü bölgesel ve küresel aktörlerden de büyük destek geriyor.

Aslında Irak ve Suriye savaşlarının belki de en önemli sonuçlarından biri Ortadoğu bölgesinde bazı önemli aktörlerin ilişkilerinde yaşanan gerginlikler ve bu ülkelerin ve küresel güçlerin dolaylı bir şekilde yüz yüz gelmeleri ve bölgesel yeni askeri ve güvenlik ittifaklarının şekillenmesi ve kurulmasıdır. Bu ittifaklardan bazıları Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin’in tabiri ile sırf kağıt üzerinde ve bölgesel gelişmelere herhangi bir tepki gücünden yoksun ve gerçekçi bile olmayan ittifaklardır.

Bölgede yaşanan bu saflaşmaların devamını ve artçı sarsıntılarını tekfirci IŞİD terör örgütünün faaliyet alanının güdümlü bir şekilde gelişmesi ve bu örgüte destek veren bazı ülkelerin örgütten bir malzeme olarak yararlanmasından görmek mümkün. Buna göre IŞİD terör örgütünün İran ve Rusya sınırlarına yönelik tehdit oluşturabilecek bazı özel bölgelerde yapılanmaya gittiği dikkatlerden kaçmıyor. Bu tehdit bölgede iki ülke arasındak şekillenen yeni ilişki seviyesi ve özellikle askeri ve savunma alanında işbibrliği ve tekfirci IŞİD ve hamilerinin bölgede uğradıkları son hezimetlerine bakıldığında oldukça gerçekçi gözüküyor.

Bu arada İran İslam Cumhuriyeti sınırlarına yönelik tehdit, tekfirci IŞİD terör örgütünün kurulduğu ilk günden itibaren ve Horasan vilayetini de kapsayan Hilafet haritasının sunmasından sonra sürekli örgütün gündeminde olan bir konuydu. Gerçi IŞİD İran gibi güçlü bir devletin sınırlarına yaklaşmaktan korktuğu için bu tehdit şimdiye kadar hayata geçirilemedi.

Gerçekte IŞİD’in İran’a yönelik tehdit politikası, örgütün Afganistan ve Pakistan’da yapılanmasıyla beraber örgütün ve hamilerinin izlediği politikaların bir parçası olmaya devam etmektedir. Bu durum İran’ın güçlü müttefiki yani Rusya için de bu ülkenin arka bahçesi sayılan orta Asya ve Kafkasya bölgelerinden ve daha da önemlisi Rusya’nın güneyinde Çeçenistan, İnguşya, ve Dağıstin gibi özerk müslüman cumhuriyetleri kapsayan Kuzey kafkasya bölgesiyle komşu olması itibarıyla söz konusudur.

IŞİD terör örgütü dünyanın bir çok bölgesinde ve özellikle Afrika ve Asya kıtasının bazı bölgelerinde El-kaide bağlantılı terör örgütlerini bu örgütten koparma ve kendi saflarına çekme çabasını sündürmüştür. Nitekim IŞİD’in Afganistan ve Pakistan’da bir çok Taliban üyesini bu örgütten koparması ve kendi saflarına katması da IŞİD’in önemli başarılarından sayılır. Terör örgütünün bu yeni yapılanma süreci son haftalarda ve son aylarda orta Asya bölgesinde de başlamıştır.

Asya’nın bu bölgesinde bazı radikal örgütler bazı ülkelerde bundan önce El-kaide terör örgütü ile işbirliği yaparken, son aylarda IŞİD elebaşı Ebu Bekir Bağdadi ile ittifaka gittiklerini açıkladılar ve bundan başka da bu ülkelerde IŞİD’in bazı hamileri türemeye başladı.

Özbekistan’da radikal eğilimleri ile bilinen Osman Gazi elebaşılığındaki Özbekistan İslamî hareket örgütü bu yıl ebu Bekir Bağdadi ile ittifak kurduğunu ilan etti.

Gerçi Osman Gazi kısa bir süre sonra ve 2015’in sonlarına doğru Mollah Ahtar Mansur’un taraftarı olan Taliban’la Afganistan’ın Zabol eyaletinde çıkan çatışmada öldürüldü, ancak İslamî hareket hala kendini IŞİD’in bölgede bayraktarı olarak biliyor. Bu örgüt orta Asya ve özellikle Furkane vadisinde orta Asya ülkelerinden IŞİD için üye toplamak yolunda ve İslamî hilafet kurmak amacıyla büyük çaba harcıyor. Özbekistan İslamî hareket örgütüayrıca Taliban ile yakın işbirliği yapıyor. Afganistan ordusunda bazı komutanların belirttiğine göre bu örgüt Taliban’ın Kunduz kentini ele geçirmesine büyük katkıda bulundu.

Orta Asya bölgesinde yer alan Türkmenistan da son aylarda tekfirci IŞİD terör örgütü tarafından tehdit edildi. Türkmenistan’ın 5 milyon nüfusunun %90 kadarı ehli sünnet müslümanlardandır. Türkmenistan’ın Afganistan ile 744 km ortak sınırı bulunuyor. bu arada IŞİD’in Afganistan’daki varlığı, kısmen müreffeh bir yaşan sürdüren Türkmenistan’ı tehdit ediyor. Gerçekte düşük nüfuz, zengin petrol ve doğalgaz kaynakları, geniş coğrafi alanı ve zayıf ordusu gibi etkenler şartları IŞİD’in bu ülkeyi tehdit etmesi için elverişli hale getiren etkenlerdir. Bu özelliklerin IŞİD için önemi, Kuzey Afrika’da Libya’nın önemiyle eşdeğerdedir. Bu arada Türkmenistan’ın özellikle güneyinde ve Afganistan sınırına yakın bölgelerde zengin petrol ve doğalgaz kaynakları ise tekfirci IŞİD terör örgütünün iştahını kabartan etkendir ve bu yüzden örgütün Türkmenistan sınırına iyice yaklaşmasına yol açmıştır.


IŞİD bekası ve yayılmacı ideolojisini takviye etmek için bu tür kaynaklara ihtiyaç duyduğunu herkesten daha iyi biliyor. Bu şartlar bundan önce Irak ve Suriye’nin petrol zengini bölgelerinde ve daha sonra da Libya’nın kuzeyinde IŞİD’in bu bölgelerde varlığını güçlendirmek için gerekli saikleri oluştururken, şimdi de Türkmenistan’da örgüte göz kırptığı anlaşılıyor.

Bundan başka Türkmenistan topraklarının IŞİD’in Horasan vilayetinde hilafet iddiasını kapsayan haritada yer alması da Türkmenistan liderlerinin kaygılarını arttırdığı ve onları IŞİD’in gelecekteki tehditleri ile mücadele için şimdiden bazı tedbirler almaya yönelttiği anlaşılıyor. Rusya ve Çin’den geniş çapta askeri teçhizat alımı ve savunma gücünü geliştirmesi, kara ve uydu radarları alımı ve sınırları boyunca en gelişmiş kontrol cihazlarını kurması, Afganistan ile ortak sınırında asker sayısını arttırması, sınır muhafaza birliği komutanlarını değiştirmesi ve sınır boyunca engellerin ve kanalların sayısını arttırması, Aşkabat yönetiminin Afganistan’dan gelecek IŞİD tehdidine karşı son zamanlarda uyguladığı bazı tedbirlerdir.

Aslında Türkmenistan’ın aldığı tüm bu tedbirler gelecekte tekfirci IŞİD terör örgütünün orta Asya bölgesine nüfuz etmesi ve Rusya’nın Güney sınırlarına yaklaşması yolunda ciddi engel oluşturmayabilir. Nitekim son haftalarda Türkmenistan ordusu ile IŞİD üyeleri arasında Afganistan sınırında yaşanan çatışmalar ve bundan başka Afganistan türkmenlerinden bazılarının Afganistan ve Pakistan Taliban örgütleri arasında bulunması ve yine IŞİD’e üye yüzlerce türkmenin Suriye’deki varlığı Aşkabat yönetimini kaygılandırırken, IŞİD’in engel tanımadığının da işaretidir.

Öte yandan 8 milyon nüfusu olan Tacikistan da Afganistan ile 1350 km ortak sınırı yüzünden tekfirci IŞİD terör örgütünün tehditlerinden korunamadığı anlaşılıyor. Gerçi Rusya lider Putin, Rusya ordusunun Tacikistan ile Afganistan arasında uzanan ortak sınırı kontrol edebileceğini açıkladı. Bu açıklama aynı zamanda Putin’in IŞİD’in Rusya ve müttefiklerine karşı tehdidinin ciddiyetinin bilincinde olduğunu gösteriyor.

Gerçekte Rusya ile Tacikistan arasındaki yakın ilişki ve Rusya’nın 7 bin askeri barındıran Tacikistan’daki büyük askeri üssü, IŞİD ve hamilerinin orta Asya bölgesinin bu zayıf ülkesinin güvenliğini tehdit etme hevesini ikiye katladığı anlaşılıyor. Bu durum aynı zamanda IŞİD’in Rusya’dan Suriye’de aldığı darbelerin intikamı anlamına da geliyor. Bu arada Rus ve Tacik yetkililerin Tacikistan’dan 1100 kişinin IŞİD ve diğer terör örgütlerinde faaliyet yürütmelerinden duydukları kaygıyı da unutmamak gerekir.

Kırgızistan yetkilileri de IŞİD terör örgütünün tehditlerinden kaygı duyduklarını dile getiriyor. Kırgız güvenlik güçlerinin geçen yılın yaz aylarında başkent Bişkek’te Ramazan bayramı namazına ve Rusya’nın Kant bölgesindeki askeri üssüne saldırmak isteyen IŞİD militanları ile çatışması ve bu çatışmada kayıp vermesi, Kırgızistan’da IŞİD faaliyetlerine karşı güvenlik tedbirlerine yol açtı. Bundan başka bazı Kırgız işadamları ve radikal örgütlerin IŞİD’e destek vermesi de Bişkek yönetimini kaygılandıran bir başka konudur.


Orta Asya bölgesinin kuzeyinde büyük ve geniş toprakları olan Kazakistan da son yıllarda ve son aylarda 800 kadar vatandaşının Irak ve Suriye’de IŞİD’e katıldığı haberi ile uğraşıyor. Bu sayı Kazakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından doğrulanan bir sayıdır. Kazakistan yönetimi de IŞİD’e katılan radikal Kazak teröristlerin ülkeye dönmesinden ve terör faaliyetlerine başlamasından kaygı duyuyor. Bu arada Suriye’de IŞİD’in bazı Kazak çocuklara silah ve terör ve şiddet içerikli eylemleriyle ilgili eğitim vermesi de Kazak halkı ve yetkilileri paniklettiği anlaşılıyor. Yine IŞİD’e destek veren bazı radikal örgütlerin Kazakistan içinde faaliyet yürütmesi de Astana yönetiminin bir başka kaygı kaynağıdır. Son aylarda Kazakistan’da 15 radikal İslamî örgütün faaliyetlerinin yasaklanması ve Almatı’da terör eylemi yapmak isteyen bazı teröristlerin tutuklanması da Astana yetkililerinin terör tehditlerinden ve terör faaliyetlerinden duydukları kaygının ciddiyetini ortaya koyuyor. 015


Etiketler