Medeniyetin Beşiği Kermanşah-6
Bu bölümde Kermanşah eyaletinde bulunan ve dünya mirası listesinde yerini alan Bistun tarihi alanı ile ilgili konuşacağız.
Kermanşah eyaletinde bulunan Bistun tarihi alanı İran'ın dünya mirası listesine alınan sekizinci eseri sayılır. Medeniyet Kapısı olarak da bilinen Bistun tarihi eserleri dünyanın en büyük Farsça taş yazıtları sayılıp Birinci Daryuş'un taş üzerindeki kabartmalarından oluşmaktadır. Buna ilaveten Kral yolu olarak da bilinen Büyük Horasan yolu da Ahamenişler döneminden İslami döneme kadar Bistun tarihi alanında geçmiş ve hala da Kermanşah karayoluna paralel olarak aynı tarihi ve Bistun dağının olduğu alandan geçmektedir.
Bistun tarihi alanı Kermanşah şehrinin Kuzey Doğusundan 30 kilometre uzaklıkta Bistun şehrinin Güney Batı'sında denizden 1320 metre yükseklikte yer almaktadır. Bistun geçmişten beri arkeolojik ve İranoloji çalışmalarında önemli bir konuma sahip olmuştur. Bu isim birçok kaynakta Bistun veya Bisotun kimi kaynaklarda da Behestun ve Behestan kimi Arap kaynaklarda da Behsutun, Bistun ve Yunan kaynaklarda da Begistanun olarak adlandırılmıştır.
Hemedan'ı Bağdat'a bağlayan kervanlar ve kafilelerin geçtiği Kral yolunun öneminden dolayı Arap coğrafyacılar özellikle de Ahmet bin Rusta bu yolu detaylı olarak anlatmıştır. Tanınmış İslam dünyası coğrafyacılarından İbni Havkal ise 977 yılı civarında Bistun dağında elinde değnek bulunan öğretmen ile birkaç öğrenciden oluşan bir medresenin ve de büyük kaşıklı bir kaç aşçının bulunduğu mutfağın taş üzerindeki resimlerinin bulunduğunu belirtiyor.
Birinci Daryuş(Daryus) taş yazıtı ve taş kabartması 13 Temmuz 2006'da UNESCO'nun Litvanya'daki 31'inci oturumunda 1222 sayılı eser olarak dünya mirası listesine alındı. Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi-İCOMOS'un değerlendirmeleri ve dünya mirası komitesi üyelerinin oylarına göre Bistun, Dünya Kültürel ve Doğal mirası koruma konvansiyonuna uyan iki özelliğinden dolayı dünya mirası listesine alınmıştır.
İlk özellikle Daryuş taş yazıtının sanat ve yazının gelişmesinde insani değerlerin aktarılmasının önemini göstermesidir. Ahameniş kralının sembolik olarak düşman karşısında gösterilmesi Batı Asya'nın tarihini gösteren önemli bir anıt olup Ahamenişlerin özelliklerini de yansıtmaktadır.
Bistun'un ikinci önemli kriteri ise tarihi Bistun tarihi alanının İran ve Mezopotamya arasındaki en önemli ulaşım hatlarının üstünde yer almasıdır. Arkeolojik kanıtlar ve belgeler de tarih öncesinde bu bölgede insanların yaşadığını gösteriyor. Bu alandaki en önemli kanıtlar ve kalıntılar ise milat öncesi 6'ncı yüzyıla aittir. Bistun yazıtı Birinci Daryuş'un tekrar imparatorluğunu kurması gibi önemli tarihi bir olayı sahnelendiren tek anıt taştır. Bu yazıt aslında bölgedeki insanların varlığını da ispatlamaktadır.
Dünyaca ünlü Bistun siti arkeolojik araştırmalara ve incelemelere göre paleolitik dönemde neandertal insanlar tarafından kullanılmıştır. Tarihi dönemlerde de coğrafi konumu ve daha sonra da İran'ı Mezopotamya'ya bağlayan bölgede yer almasından dolayı hep üstün bir konuma sahip olmuştur. Bir diğer yandan Bistun dağının eski İran inanışlarındaki yeri de önemlidir. Bu çerçevede Ahamenişler, Eşkaniler, Sasaniler, İslami ve Ortaçağ döneminde etrafında farklı eserler yapılmıştır. Belki de farklı tarihi dönemlerde bu kadar eserin bu mekanda olması tarihteki kutsallığını gösteriyor.
İnsanların Bistun'daki hayatının göstergesi olan en kadim ve eski kanıtlar ise 40 bin ila 200 bin yıl öncedeki Orta Paleolitik döneme aittir. Bistun'da araştırılan ilk mekan Bistun mağarası adı ile de bilinen Şekarçiyan mağarası dır. Orta Paleolitik döneme ait bu mağaranın 650 metresi incelenmiştir. Bu araştırmalar ve incelemeler sonucu musteryen dönemine ait eşyalar, insan kemikleri parçaları bulunmuştur. Bu kemiklerin ise neandertal insanlara ait olduğu belirtilmektedir.
Bistun bölgesi tarımcılık ve kırsal hayat için İran'ın en önemli bölgelerinden sayılmaktadır. Bu bölge milat öncesi 8 ve 9'uncu milenyumlarda küçük yerleşimci toplumların ilgisini çekmiştir. İran'ın en kadim köylerinden biri olup paleolitik dönemine ait Gencderre köyü de Bistun bölgesinde bulunmaktadır. Gencderre'ye ilaveten Genil, Kala Kemend Bağ ve Kasımi isimli İran'ın en tarihi köyleri de Bistun bölgesinin etrafında bulunmaktadır.
Bistun bölgesi tarih boyunca hep İran'ın Batısında bulunan kırsal hayat ve tarımcılık için en elverişli bölgelerden olmuştur. Günümüzde ise bölgedeki Çemçemal çölünde 50'den fazla köy bulunmaktadır. Bu köylerin ahalisinin çoğunun mesleği ise tarımcılık ve hayvancılıktır. Bölgede bol suyun ve el verişli toprakların bulunması halkın tarımcılığa yönelmesini sağlamıştır. Tabii daha az oranda hayvancılık da bölgede revaçtadır.
Bistun bölgesi bin 650 hektarlık genişliği ve 36 bin hektarlık çevre alanı ile tarihi, doğal ve çevresel değerlere sahiptir. Bu değerlerin her biri tek başına dünya mirası listesine alınabilecek potansiyeldedir. Ancak Bistun'u dünyaya tanıtan şey, Büyük Daryuş'un taş yazıtıdır. Bu taş yazıtın geçmişi milat öncesi 520 yılına dayanmaktadır.
Bistun bölgesinde bulunup da dünya mirası listesine alınması önerilen eserler arasında Bistun taş yazıtı, Herkül dağ kabartması, Ferhadteraş duvarı, Sasani binası, İlhanlılar kervansarayı, Safeviler dönemine ait Bistun kervansarayı, Belaş kabartması, Part tarihi alanı ve Bistun göleti yer almaktadır. Elde bulunan kanıtlar ve belgelere göre Bistun alanında mevcutta kayda alınmış 28 eser bulunmaktadır. Bu alanda yapılan arkeolojik çalışmalar sayesinde ise Bistun çölünün 70 bin yıllık iskan ve insani hayat tarihine sahip olduğu tahmin edilmektedir.
Bistun dağı çok uğrak olan arkaik bir yol kenarında olduğu, bu yolun Babil'e ve Bağdat'a giden yol olduğu İran'ın merkezi bölgelerini, Ekbatan ve Zagros dağları ve dağlık alanları üzerinden Mezopotamya'ya bağladığı düşünülmektedir. İşte bu bölgeyi cazip kılan noktalardan biri de budur. İranlı krallar ise güçlerini göstermek için bu yolu kullanmışlardır.
Bu yol üzerinde yer alan Bistun dağı ise Parav dağlarının bir parçası sayılır. 1200 metre yükseklikte 5 bin metre kareye yayılan Parav dağları üzerinde Bistun taş yazıtları ve kabartmaları görülmektedir. Bistun duvarı ise İran'ın en yüksek duvarı ve dünyanın da en yüksek beşinci duvarı sayılır.
Bistun taşı yazıtının içeriği, Ahmeniş kralı Daryuş'un Geumata ile savaşı ve isyancıların yenilgiye uğratılması ile alakalıdır.
Bistun yazıtını özet olarak şöyle anlatmak mümkün: " Daryuş'un kendini bizzat anlatması, Ahameniş krallarının kral oluşları, Daryuş'un yönetim şekli, Kambises'in ölümü, Geumata'nın isyanı ve onun milat öncesi 522 yılının sonbaharında öldürülmesi. "
Ayrıca bu taş yazıtında isyancıların bastırılması ve birçok bölgede kazanılan 19 zafer de gösterilmiştir. İskitlere karşı elde edilen önemli ve zor zaferler, geniş çaplı imparatorlukta güvenliğin ve huzurun temini, isyancıların yönetime karşı iddialarının yalanlanması ve yalancılık hususunda uyarılar yapılması ve doğruluğun savunulması Bistun taş yazıtının sergilediği diğer gerçeklerdir.
Bu taş yazıtın ilk noktaları arasında ise ülke ve insanlar hiç hayır duada bulunması, Daryuş'un Ahurmezda'yı düşmanlara karşı mücadelede verdiği destekte dolayı övmesinin sergilenmeye çalışılmasıdır. Buna ilaveten Daryuş'un Geutama'ya karşı galebe çalmasında yanında bulunan isimlere de bu taş yazıtlarında işaret edilmiş ve bu yazıtın Çivi, antik Farsça, Babilce ve Elamca olarak imparatorluğun farklı noktalarında yayıldığı da belirtilmiştir.
Daryuş taş kabartması ise 100 metre yükseklikte Bistun dağının ortasında oyulmuştur. 6 metre uzunluğunda ve 2 buçuk metre eninde olan bu taş kabartma dağın tam ortasında yer almaktadır. Bu kabartmada Kral Daryuş görkemli Pars elbisesi giymiş ve krallık tacını da giymiştir. Daryuş sol ayağını güçlü olma ve iktidar göstergesi olarak yendiği Geumata'nın göğsü üzerine koymuştur. Halatlar ile bağlanan 9 esir de ayakta arka tarafta durmuşlardır. Bu esirler gerçekte Berdiya'nın ölümünden sonra yalanlarla kendilerini İran kralı adlandıran ve isyan çıkaran kişilerdirler. Bu taş yazıtta Daryuş ise zaferlerini anlatmasının yanı sıra iyiliklerin tanrısı Ahuramezda'yı överek insanları doğruluk ve iyiliğe çağırmıştır.
Arkeologlar Bistun dağının üst kısmındaki bozulan merdivenlerin taşı oyan ve kabartma ustalarının üst kısma ulaşmaları için kullanıldıklarını belirtiyorlar. İş bittikten sonra ise ustalar eseri yıkımlardan korumak ve erişimden uzaklaştırmak için bu merdivenleri oymuş ve yok etmişler.
Bistun taş yazıtı ve kabartması kireç cinsinden bir taş üzerinde yapılmış. Ancak yazıların üzerini kaplayan kahverengi bir cila ve sır ve de kurşunun kalıntıları göze çarpmaktadır. Görünen o ki iş bittiğinde eserin ömrünü uzatmak için eserin yüzeyi özel bir karışım ile kaplanmak ve korunmak istenmiştir.
Tarih boyunca taş, mesajların aktarılması için kalıcı bir malzeme olarak görülmüştür. Bistun taş yazıtı teknik ve mekanizma aşısından en iyi Ahameniş dönemi eserlerinden sayılır. Bu yazıtın ve kabartmanın hangi aletler ile yapıldığı hususunda pek bilgi yoktur. Ancak arkeologlar kimi bölümlerin oyulma sırasında koptuğunu ve daha sonra kurşun ve demir parçalar ile yapıştırıldığını söylüyorlar.
Bistun kabartmasının yüksekliği 7 metre kadar ve uzunluğu ise 22 metre kadardır. Ortasında ise Çivi yazısı ile yazılan 5 satır bulunmaktadır. İlk dört sütunun eni 2 metre ve yüksekliği de 4 metre kadardır. Daryuş kabartması dünyada tanınan en önemli ve en değerli taş yazıtlarından sayılır. Bu taş yazıt 414 satır kadar antik Fars dili yazıları içermektedir.