Eylül 13, 2020 13:55 Europe/Istanbul

Bu bölümde Kermanşah eyaletinde bulunan ve dünya mirası listesinde yerini alan Bistun tarihi alanı ile ilgili konuşacağız.

Kermanşah eyaletinde bulunan Bistun tarihi alanı   İran'ın  dünya mirası listesine alınan sekizinci eseri sayılır.   Medeniyet Kapısı olarak da bilinen Bistun tarihi eserleri  dünyanın en büyük Farsça taş yazıtları  sayılıp  Birinci Daryuş'un taş üzerindeki kabartmalarından oluşmaktadır.   Buna ilaveten  Kral yolu olarak da bilinen Büyük Horasan yolu da   Ahamenişler döneminden İslami döneme kadar  Bistun tarihi alanında geçmiş ve hala da  Kermanşah karayoluna paralel olarak  aynı tarihi ve Bistun dağının olduğu alandan geçmektedir. 

Bistun tarihi  alanı  Kermanşah şehrinin  Kuzey Doğusundan 30 kilometre uzaklıkta Bistun şehrinin   Güney Batı'sında   denizden 1320 metre yükseklikte yer almaktadır.  Bistun  geçmişten beri   arkeolojik ve İranoloji çalışmalarında   önemli bir konuma sahip olmuştur.  Bu isim birçok kaynakta   Bistun veya Bisotun kimi kaynaklarda da  Behestun ve Behestan kimi Arap kaynaklarda da  Behsutun, Bistun ve Yunan kaynaklarda da Begistanun olarak adlandırılmıştır.      

Hemedan'ı Bağdat'a bağlayan  kervanlar ve kafilelerin geçtiği  Kral yolunun öneminden dolayı  Arap coğrafyacılar özellikle de Ahmet bin Rusta bu yolu detaylı olarak anlatmıştır.   Tanınmış İslam dünyası coğrafyacılarından İbni Havkal ise  977 yılı civarında  Bistun dağında  elinde değnek bulunan  öğretmen ile birkaç öğrenciden oluşan bir medresenin  ve de büyük kaşıklı bir kaç aşçının bulunduğu mutfağın taş üzerindeki resimlerinin bulunduğunu belirtiyor. 

 

 

Birinci Daryuş(Daryus)  taş yazıtı ve taş kabartması  13 Temmuz  2006'da   UNESCO'nun  Litvanya'daki  31'inci oturumunda  1222 sayılı eser olarak dünya mirası listesine alındı.   Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi-İCOMOS'un değerlendirmeleri ve dünya mirası komitesi üyelerinin oylarına göre   Bistun, Dünya Kültürel ve Doğal  mirası koruma konvansiyonuna uyan iki özelliğinden dolayı dünya mirası listesine alınmıştır. 

İlk özellikle  Daryuş taş yazıtının  sanat ve yazının gelişmesinde   insani değerlerin  aktarılmasının önemini göstermesidir.   Ahameniş kralının sembolik olarak düşman karşısında gösterilmesi   Batı Asya'nın tarihini gösteren   önemli bir anıt olup Ahamenişlerin özelliklerini de yansıtmaktadır. 

Bistun'un ikinci önemli kriteri ise  tarihi Bistun tarihi alanının   İran ve Mezopotamya arasındaki en önemli ulaşım hatlarının üstünde yer almasıdır.  Arkeolojik kanıtlar ve belgeler de   tarih öncesinde bu bölgede insanların yaşadığını  gösteriyor. Bu alandaki en önemli kanıtlar ve kalıntılar ise  milat öncesi  6'ncı yüzyıla aittir.  Bistun yazıtı Birinci Daryuş'un tekrar imparatorluğunu kurması gibi önemli tarihi bir olayı sahnelendiren  tek anıt taştır.    Bu yazıt aslında bölgedeki insanların varlığını da ispatlamaktadır. 

Dünyaca ünlü Bistun  siti  arkeolojik araştırmalara ve incelemelere göre  paleolitik dönemde neandertal insanlar tarafından kullanılmıştır.  Tarihi dönemlerde de coğrafi konumu ve daha sonra da İran'ı Mezopotamya'ya bağlayan bölgede yer almasından dolayı hep üstün bir konuma sahip olmuştur.    Bir diğer yandan  Bistun dağının eski İran inanışlarındaki yeri de  önemlidir. Bu çerçevede  Ahamenişler, Eşkaniler, Sasaniler, İslami ve Ortaçağ döneminde  etrafında farklı eserler yapılmıştır.   Belki de  farklı tarihi dönemlerde bu kadar eserin  bu mekanda olması tarihteki kutsallığını gösteriyor. 

İnsanların Bistun'daki hayatının göstergesi olan en kadim ve eski kanıtlar ise  40 bin ila 200 bin yıl öncedeki  Orta Paleolitik döneme aittir.   Bistun'da  araştırılan ilk mekan   Bistun mağarası adı ile de bilinen Şekarçiyan mağarası dır. Orta Paleolitik döneme ait    bu mağaranın  650 metresi  incelenmiştir. Bu araştırmalar ve incelemeler sonucu   musteryen dönemine ait eşyalar, insan kemikleri parçaları bulunmuştur.  Bu kemiklerin ise  neandertal insanlara ait olduğu  belirtilmektedir. 

Bistun bölgesi  tarımcılık ve kırsal hayat için İran'ın en önemli bölgelerinden sayılmaktadır.  Bu bölge  milat öncesi 8 ve 9'uncu milenyumlarda  küçük yerleşimci toplumların ilgisini çekmiştir.  İran'ın en kadim köylerinden biri olup  paleolitik  dönemine ait Gencderre köyü de Bistun bölgesinde bulunmaktadır.   Gencderre'ye ilaveten  Genil, Kala Kemend Bağ ve Kasımi isimli İran'ın en tarihi köyleri de  Bistun bölgesinin etrafında bulunmaktadır. 

Bistun bölgesi  tarih boyunca hep  İran'ın Batısında bulunan kırsal hayat ve tarımcılık için en elverişli bölgelerden olmuştur.  Günümüzde ise  bölgedeki Çemçemal  çölünde  50'den fazla köy bulunmaktadır. Bu köylerin ahalisinin çoğunun mesleği ise  tarımcılık ve hayvancılıktır.  Bölgede bol suyun ve el verişli toprakların  bulunması  halkın tarımcılığa  yönelmesini sağlamıştır. Tabii daha az oranda hayvancılık da bölgede revaçtadır. 

Bistun bölgesi  bin  650 hektarlık genişliği  ve  36 bin  hektarlık  çevre alanı ile  tarihi, doğal ve çevresel değerlere sahiptir.   Bu değerlerin her biri tek başına  dünya mirası listesine alınabilecek potansiyeldedir.  Ancak  Bistun'u dünyaya tanıtan   şey, Büyük Daryuş'un taş yazıtıdır.  Bu taş yazıtın  geçmişi milat öncesi  520 yılına dayanmaktadır. 

Bistun bölgesinde bulunup da  dünya mirası listesine alınması önerilen eserler arasında   Bistun taş yazıtı, Herkül  dağ kabartması, Ferhadteraş duvarı, Sasani binası, İlhanlılar kervansarayı, Safeviler dönemine ait  Bistun kervansarayı, Belaş  kabartması, Part tarihi alanı ve Bistun  göleti yer almaktadır.   Elde bulunan  kanıtlar ve belgelere göre  Bistun alanında mevcutta kayda alınmış 28 eser bulunmaktadır.  Bu alanda yapılan arkeolojik çalışmalar sayesinde  ise Bistun çölünün  70 bin yıllık iskan ve insani hayat tarihine sahip olduğu tahmin edilmektedir.  

Bistun dağı çok uğrak olan arkaik bir yol kenarında olduğu, bu yolun  Babil'e ve Bağdat'a giden yol olduğu İran'ın merkezi bölgelerini, Ekbatan ve Zagros dağları ve dağlık alanları üzerinden Mezopotamya'ya bağladığı  düşünülmektedir.   İşte bu bölgeyi cazip kılan noktalardan biri de budur. İranlı krallar ise  güçlerini göstermek için  bu yolu kullanmışlardır.  

Bu yol üzerinde yer alan Bistun dağı ise   Parav dağlarının bir parçası sayılır.  1200 metre yükseklikte  5 bin metre kareye yayılan Parav dağları  üzerinde Bistun taş yazıtları ve kabartmaları görülmektedir. Bistun duvarı ise İran'ın en yüksek duvarı ve dünyanın da en yüksek  beşinci duvarı sayılır. 

Bistun taşı yazıtının içeriği, Ahmeniş kralı Daryuş'un  Geumata ile savaşı ve isyancıların yenilgiye uğratılması ile alakalıdır. 

Bistun yazıtını  özet olarak şöyle anlatmak mümkün: "  Daryuş'un kendini bizzat anlatması, Ahameniş krallarının  kral oluşları, Daryuş'un yönetim şekli, Kambises'in ölümü, Geumata'nın isyanı ve onun milat öncesi  522 yılının sonbaharında öldürülmesi.  "

Ayrıca bu taş yazıtında    isyancıların bastırılması  ve birçok bölgede  kazanılan 19 zafer de gösterilmiştir. İskitlere karşı elde edilen önemli  ve zor zaferler,  geniş çaplı imparatorlukta güvenliğin ve huzurun temini, isyancıların  yönetime karşı iddialarının yalanlanması ve yalancılık hususunda uyarılar yapılması ve doğruluğun savunulması  Bistun taş yazıtının sergilediği diğer gerçeklerdir.  

Bu taş yazıtın ilk noktaları arasında ise  ülke ve insanlar hiç hayır duada bulunması, Daryuş'un  Ahurmezda'yı  düşmanlara karşı  mücadelede verdiği destekte dolayı övmesinin sergilenmeye çalışılmasıdır.   Buna ilaveten Daryuş'un Geutama'ya karşı galebe çalmasında yanında bulunan isimlere de bu taş yazıtlarında  işaret edilmiş ve bu yazıtın  Çivi, antik Farsça, Babilce ve Elamca olarak imparatorluğun farklı noktalarında yayıldığı da belirtilmiştir. 

Daryuş taş kabartması ise 100 metre yükseklikte Bistun dağının ortasında  oyulmuştur.  6 metre uzunluğunda ve 2 buçuk metre  eninde olan bu taş kabartma dağın tam ortasında yer almaktadır.   Bu kabartmada   Kral Daryuş görkemli Pars elbisesi giymiş ve krallık tacını da giymiştir.  Daryuş sol ayağını  güçlü olma ve iktidar göstergesi olarak  yendiği Geumata'nın göğsü üzerine koymuştur.  Halatlar ile bağlanan 9 esir de  ayakta arka tarafta durmuşlardır.  Bu esirler gerçekte  Berdiya'nın ölümünden sonra  yalanlarla kendilerini İran kralı adlandıran ve isyan çıkaran kişilerdirler.   Bu taş yazıtta  Daryuş ise  zaferlerini anlatmasının yanı sıra iyiliklerin tanrısı Ahuramezda'yı  överek  insanları doğruluk ve iyiliğe çağırmıştır. 

Arkeologlar  Bistun dağının üst kısmındaki bozulan merdivenlerin  taşı oyan ve kabartma ustalarının  üst kısma ulaşmaları için kullanıldıklarını  belirtiyorlar.   İş bittikten sonra ise   ustalar  eseri  yıkımlardan  korumak ve erişimden  uzaklaştırmak için  bu merdivenleri oymuş ve  yok etmişler.   

Bistun taş yazıtı ve kabartması  kireç cinsinden bir taş üzerinde   yapılmış. Ancak yazıların üzerini kaplayan  kahverengi bir cila ve sır ve de kurşunun kalıntıları göze çarpmaktadır.   Görünen o ki iş bittiğinde    eserin ömrünü uzatmak için  eserin yüzeyi özel bir karışım ile kaplanmak ve korunmak istenmiştir. 

Tarih boyunca taş, mesajların aktarılması için  kalıcı bir malzeme olarak görülmüştür.   Bistun taş yazıtı teknik ve mekanizma aşısından   en iyi Ahameniş dönemi eserlerinden sayılır.  Bu yazıtın ve kabartmanın hangi aletler ile yapıldığı hususunda pek bilgi yoktur.  Ancak arkeologlar  kimi bölümlerin oyulma sırasında koptuğunu ve daha sonra kurşun ve demir parçalar ile yapıştırıldığını söylüyorlar. 

Bistun kabartmasının yüksekliği 7 metre kadar ve uzunluğu ise  22 metre kadardır. Ortasında ise Çivi yazısı ile yazılan 5 satır bulunmaktadır.   İlk dört sütunun eni 2 metre ve yüksekliği de 4 metre kadardır.  Daryuş kabartması    dünyada tanınan en önemli ve en değerli taş yazıtlarından sayılır.  Bu taş yazıt 414 satır kadar  antik Fars dili yazıları içermektedir.