Eylül 25, 2020 16:26 Europe/Istanbul

Bu bölümde üretimde atılım hedefinin bilim ve uzman ve yaratıcı insani sermaye ekseninde nasıl gerçekleştirileceğine dair konuşacağız.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei iş ve işçi haftası münasebeti ile yaptıkları konuşmada   yedi üretim merkezi ve kompleksi ile sağlanan canlı görüntülü yayında,  işçilerin  önemi ve rolüne  ayrıca  işçi ve işverenin karşılıklı görevlerine vurgu yaparak bu tür ilişkilerin  üretimin niceliği ve niteliğini etkileyebileceğini, servetin artışına yardımcı olacağını ve uzman ve yaratıcı kadronun da işin kalitesini arttıracağını belirtti. 

İslam İnkılabı Lideri bu konuşmasında şöyle buyurmuşlardı:"   Günümüz dünyasında, hızlı teknolojik gelişmelerin devam ettiği sırada,  eğitime dayalı öğrenimler ve de geçmişte elde edilen deneyimlerden yararlanma işçiler ve  üretim birimleri için bir zarurettir. Onlar üretim kalitesi ve  randımanlarını arttırarak  ekonomik gelişmeye katkıda bulunacaklardır.  "

Başarılı ekonomik modeller hakkında yapılan birçok araştırma da  doğal kaynaklar ve rezervlerine, maddi ve fiziki sermayelerine ilaveten  belli düzeyde  insani kaynaklara sahip olan toplumların gelişeceği gerçeğini ortaya koyuyor.  Gerçekte  daha iyi bir ekonomik gelişme ve büyüme kaydeden ülkeler eğitimli, uzman, liyakatli ve başka bir ifade ile  yeterli ve uygun seviyedeki  insani sermayeye sahip olan ülkelerdirler. Zaten  her ülkede gelişmenin en önemli ve temel  kriterlerinden biri de insani güç ve sermayedir.  Bu insani güç ve sermaye  ülkelerin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmesinde büyük rol oynuyor. "

Ekonomistlerin gelişme süreci ile ilgili araştırmaları ise insani sermayeye ve araştırma  ve geliştirme  araştırmalarına yatırım yapma gibi  hükümetlerin siyasetlerinin  hem ekonomik büyümeye ve randımana yardımcı olduğunu hem de gelirin uygun şekilde dağıtılması ve ülkelerin ekonomisindeki eşitsizlikleri ortada kaldırmakta yararlı olduğunu gösteriyor.  Modernite ötesi çağında, insani sermaye, her örgüt veya ülkenin  en büyük ve en değerli varlığı var parçası sayılır. 

Buna esasen  yatırımcılık, özellikle de  üretimi hızlı bir şekilde arttıran yaratıcılığa dayalı alanlara ve  siber ortam ve suni zeka ile ilgili alanlara  yatırım yapmak  stratejik bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu yüzden  birçok yönetim ve randımanı arttırma uzmanı ve araştırmacısı da  bir ülkenin  randımanının üst seviyeye gelmesi için  rekabete dayalı hareket eden, uygun seviyede kâr sağlayan ve katkı değer yaratabilen organizasyonlar ve acenteliklere sahip olması gerektiğini  düşünüyor.  Bu tür organizasyonlar ve merkezlerin oluşturulması için ise uzman ve etkin çalışma ve insani güce ihtiyaç vardır. 

Tanınan ekonomist Armstrong ise  insani sermayeyi, insanlara çalışma kişiliğini kazandıran bilim ve becerilerin tamamı ve bu becerilerin kullanılması olarak tanımlıyor. 

İnsani sermaye aslında   çalışanların  fikirleri ve zihnindeki  bilim ve becerilerin  göstergesi ve de bir organizasyonun yeniden yaratma ve yaratıcılığının temel kaynağıdır.  İnsani sermaye bu çerçevede  çalışanların liyakatleri, telakkileri ve yaratıcılıklarının bileşimi olarak tanımlanır.  

Günümüzde ise insani gücün  üretim süreci ve de insani topluluklara sunulan hizmetlerdeki rolü ve önemi  belirleyicidir.  Öyle ki  halihazırda insani sermayenin bu alandaki rolü daha da artmış.  Bu artış ise  insani sermayenin  gayrı safi yurtiçi hasılayı da etkilemiş ve  "bilim temelli ekonomi "kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. 

Bu yüzden  Üretimde Atılım sloganının seçilmesi  daha fazla üretim alanında ihtiyaç duyulan zeminlerin hazır olması anlamına gelir. 

İslam İnkılabı Lideri'nin yaptırımların doruğa ulaştığı dönemde üretimde atılıma vurgu yapmaları da  ülkenin ekonomik geleceği ile  ilgili uygun bir vizyon da sunmaktadır.   Mevcut ekonomik sorunlardan kurtulmanın tek yolu  iç ve yerli kapasitelere ve kabiliyetlere dayanma ve uzman ve bilir kişi  bilgilerinin  birleştirilmesi yönünde hareket etmektir.  Bu çerçevede  üretimde atılım sürecinde önemli bir role sahip olan insani sermaye  hem kendini evrim sürecine sokabilir hem de diğer  birimleri  dengeleyebilir.  İşte bu durum  ekonominin sürekli olarak dinamik kalmasına yol açacaktır. 

Değişim ve  evrimin küresel öncülerinden  Alvin Toffler ise  bu hedefe ulaşma anahtarını  akıl ve teknoloji olarak tanımlıyor.  

Birçok ülke  planlama yapıp  iç kaynaklara dayanarak, bilim ve teknolojiye dayalı uzun vadeli planlar yaparak,  dünya ekonomisinde kendilerine güzel yerler edinmişlerdir. 

Küresel çaptaki istatistikler ise  İran'ın  insani güç gelişimi açısından  dünyada üçüncü sırada yer aldığını ve bilim ve bilgi tabanlı  ekonomik gelişme açısından  da  nano ve bilgi tabanlı şirketler alanında  iyi bir durumda olduğunu  gösteriyor. Mevcut durumda teknik ve mesleki  eğitim imkanlarının geliştirilmesi de  İran'ın ekonomik gelişmesi özellikle de  üretim sürecini hızlandırması için hayati bir husustur.  

Demin de söylediğimiz gibi mesleki ve teknik eğitim imkanlarının arttırılması İran'ın ekonomik gelişmesi özellikle de üretim sürecinin hızlandırılması için zaruri bir husustur. Çünkü  altyapıya dönük yatırımlar, araçlar ve imkanların arttırılması ve genel olarak  fiziki sermayenin arttırılması  insani sermaye olmadan bir işe yaramaz. Zaten bu imkanlardan yararlanılsa bile verimlilik ve yüksek randıman söz konusu olamaz. 

Tabii ki  mesleki ve teknik eğitim süreçleri için  bilimin, becerilerin ve en önemlisi de yaratıcılığın  harmanlanması ve eğitim görmüş iş gücüne  aşılanması gerek.  Bu alanda  mesleki eğitim merkezleri önemli bir role sahipler.   Bu merkezler iş piyasasının ihtiyaç duyduğu uzman kadroyu, endüstri, hizmet ve tarım alanları dahil her sanat dalı için  yetiştirebilmelidir.  İran'daki mesleki eğitim üniversiteleri ve merkezlerinin kapasitesi ise  150 bin kadar öğrencidir.  Bu çerçevede faaliyet gösteren  174  mesleki ve teknik eğitim merkezi ve üniversitesi  ülkenin istikrarlı gelişmesinde önemli bir role sahipler. 

Planlı bir şekilde yürütülen  teknik ve mesleki eğitimler milli strateji olarak   ekonomik, toplumsal refah, yaratıcılık ve üretimde atılım alanında kilit rol oynamaktadır.  Bu süreçte ayrıca  üretimin kapasiteleri ve avantajlarının doğru kullanımı için de zeminin hazırlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.  Bir yandan  da yaratıcılığa paralel gerçekleşen üretimde atılım  ekonomik gelişme ve insani kaynakların  daha da güçlendirilmesinde rol oynamaktadır.  

Bu ilkelere dayalı olarak hareket etmek demek daha büyük ve istikrarlı ekonomik gelişme ve işsizlik sorununun çözülmesi demektir.  

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise bu hususta şöyle bir hatırlatmada bulunmuşlardır:"     Ülkemizde birçok uzman, bilim adamı, bilgi tabanlı şirketler ve yaratıcı kişilerimiz vardır. Bu da her ülkede en önemli  ekonomik altyapı bileşenlerinden sayılır.  Yani   her ülkenin en önemli ekonomik altyapı parçası  insani güç ve sermayedir. "