İslam İnkılabının İkinci Adımı, Üretimde Atılım-4
Bu bölümde üretimde atılım hedefinin bilim ve uzman ve yaratıcı insani sermaye ekseninde nasıl gerçekleştirileceğine dair konuşacağız.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei iş ve işçi haftası münasebeti ile yaptıkları konuşmada yedi üretim merkezi ve kompleksi ile sağlanan canlı görüntülü yayında, işçilerin önemi ve rolüne ayrıca işçi ve işverenin karşılıklı görevlerine vurgu yaparak bu tür ilişkilerin üretimin niceliği ve niteliğini etkileyebileceğini, servetin artışına yardımcı olacağını ve uzman ve yaratıcı kadronun da işin kalitesini arttıracağını belirtti.
İslam İnkılabı Lideri bu konuşmasında şöyle buyurmuşlardı:" Günümüz dünyasında, hızlı teknolojik gelişmelerin devam ettiği sırada, eğitime dayalı öğrenimler ve de geçmişte elde edilen deneyimlerden yararlanma işçiler ve üretim birimleri için bir zarurettir. Onlar üretim kalitesi ve randımanlarını arttırarak ekonomik gelişmeye katkıda bulunacaklardır. "
Başarılı ekonomik modeller hakkında yapılan birçok araştırma da doğal kaynaklar ve rezervlerine, maddi ve fiziki sermayelerine ilaveten belli düzeyde insani kaynaklara sahip olan toplumların gelişeceği gerçeğini ortaya koyuyor. Gerçekte daha iyi bir ekonomik gelişme ve büyüme kaydeden ülkeler eğitimli, uzman, liyakatli ve başka bir ifade ile yeterli ve uygun seviyedeki insani sermayeye sahip olan ülkelerdirler. Zaten her ülkede gelişmenin en önemli ve temel kriterlerinden biri de insani güç ve sermayedir. Bu insani güç ve sermaye ülkelerin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmesinde büyük rol oynuyor. "
Ekonomistlerin gelişme süreci ile ilgili araştırmaları ise insani sermayeye ve araştırma ve geliştirme araştırmalarına yatırım yapma gibi hükümetlerin siyasetlerinin hem ekonomik büyümeye ve randımana yardımcı olduğunu hem de gelirin uygun şekilde dağıtılması ve ülkelerin ekonomisindeki eşitsizlikleri ortada kaldırmakta yararlı olduğunu gösteriyor. Modernite ötesi çağında, insani sermaye, her örgüt veya ülkenin en büyük ve en değerli varlığı var parçası sayılır.
Buna esasen yatırımcılık, özellikle de üretimi hızlı bir şekilde arttıran yaratıcılığa dayalı alanlara ve siber ortam ve suni zeka ile ilgili alanlara yatırım yapmak stratejik bir zaruret olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden birçok yönetim ve randımanı arttırma uzmanı ve araştırmacısı da bir ülkenin randımanının üst seviyeye gelmesi için rekabete dayalı hareket eden, uygun seviyede kâr sağlayan ve katkı değer yaratabilen organizasyonlar ve acenteliklere sahip olması gerektiğini düşünüyor. Bu tür organizasyonlar ve merkezlerin oluşturulması için ise uzman ve etkin çalışma ve insani güce ihtiyaç vardır.
Tanınan ekonomist Armstrong ise insani sermayeyi, insanlara çalışma kişiliğini kazandıran bilim ve becerilerin tamamı ve bu becerilerin kullanılması olarak tanımlıyor.
İnsani sermaye aslında çalışanların fikirleri ve zihnindeki bilim ve becerilerin göstergesi ve de bir organizasyonun yeniden yaratma ve yaratıcılığının temel kaynağıdır. İnsani sermaye bu çerçevede çalışanların liyakatleri, telakkileri ve yaratıcılıklarının bileşimi olarak tanımlanır.
Günümüzde ise insani gücün üretim süreci ve de insani topluluklara sunulan hizmetlerdeki rolü ve önemi belirleyicidir. Öyle ki halihazırda insani sermayenin bu alandaki rolü daha da artmış. Bu artış ise insani sermayenin gayrı safi yurtiçi hasılayı da etkilemiş ve "bilim temelli ekonomi "kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bu yüzden Üretimde Atılım sloganının seçilmesi daha fazla üretim alanında ihtiyaç duyulan zeminlerin hazır olması anlamına gelir.
İslam İnkılabı Lideri'nin yaptırımların doruğa ulaştığı dönemde üretimde atılıma vurgu yapmaları da ülkenin ekonomik geleceği ile ilgili uygun bir vizyon da sunmaktadır. Mevcut ekonomik sorunlardan kurtulmanın tek yolu iç ve yerli kapasitelere ve kabiliyetlere dayanma ve uzman ve bilir kişi bilgilerinin birleştirilmesi yönünde hareket etmektir. Bu çerçevede üretimde atılım sürecinde önemli bir role sahip olan insani sermaye hem kendini evrim sürecine sokabilir hem de diğer birimleri dengeleyebilir. İşte bu durum ekonominin sürekli olarak dinamik kalmasına yol açacaktır.
Değişim ve evrimin küresel öncülerinden Alvin Toffler ise bu hedefe ulaşma anahtarını akıl ve teknoloji olarak tanımlıyor.
Birçok ülke planlama yapıp iç kaynaklara dayanarak, bilim ve teknolojiye dayalı uzun vadeli planlar yaparak, dünya ekonomisinde kendilerine güzel yerler edinmişlerdir.
Küresel çaptaki istatistikler ise İran'ın insani güç gelişimi açısından dünyada üçüncü sırada yer aldığını ve bilim ve bilgi tabanlı ekonomik gelişme açısından da nano ve bilgi tabanlı şirketler alanında iyi bir durumda olduğunu gösteriyor. Mevcut durumda teknik ve mesleki eğitim imkanlarının geliştirilmesi de İran'ın ekonomik gelişmesi özellikle de üretim sürecini hızlandırması için hayati bir husustur.
Demin de söylediğimiz gibi mesleki ve teknik eğitim imkanlarının arttırılması İran'ın ekonomik gelişmesi özellikle de üretim sürecinin hızlandırılması için zaruri bir husustur. Çünkü altyapıya dönük yatırımlar, araçlar ve imkanların arttırılması ve genel olarak fiziki sermayenin arttırılması insani sermaye olmadan bir işe yaramaz. Zaten bu imkanlardan yararlanılsa bile verimlilik ve yüksek randıman söz konusu olamaz.
Tabii ki mesleki ve teknik eğitim süreçleri için bilimin, becerilerin ve en önemlisi de yaratıcılığın harmanlanması ve eğitim görmüş iş gücüne aşılanması gerek. Bu alanda mesleki eğitim merkezleri önemli bir role sahipler. Bu merkezler iş piyasasının ihtiyaç duyduğu uzman kadroyu, endüstri, hizmet ve tarım alanları dahil her sanat dalı için yetiştirebilmelidir. İran'daki mesleki eğitim üniversiteleri ve merkezlerinin kapasitesi ise 150 bin kadar öğrencidir. Bu çerçevede faaliyet gösteren 174 mesleki ve teknik eğitim merkezi ve üniversitesi ülkenin istikrarlı gelişmesinde önemli bir role sahipler.
Planlı bir şekilde yürütülen teknik ve mesleki eğitimler milli strateji olarak ekonomik, toplumsal refah, yaratıcılık ve üretimde atılım alanında kilit rol oynamaktadır. Bu süreçte ayrıca üretimin kapasiteleri ve avantajlarının doğru kullanımı için de zeminin hazırlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bir yandan da yaratıcılığa paralel gerçekleşen üretimde atılım ekonomik gelişme ve insani kaynakların daha da güçlendirilmesinde rol oynamaktadır.
Bu ilkelere dayalı olarak hareket etmek demek daha büyük ve istikrarlı ekonomik gelişme ve işsizlik sorununun çözülmesi demektir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei ise bu hususta şöyle bir hatırlatmada bulunmuşlardır:" Ülkemizde birçok uzman, bilim adamı, bilgi tabanlı şirketler ve yaratıcı kişilerimiz vardır. Bu da her ülkede en önemli ekonomik altyapı bileşenlerinden sayılır. Yani her ülkenin en önemli ekonomik altyapı parçası insani güç ve sermayedir. "