Mart 20, 2021 18:54 Europe/Istanbul

Bu bölümde deniz savaşı teknolojilerinde yaşanan atılımları ve tehditlere karşı caydırıcılık gücünün arttırılması ile ilgili konuşacağız.

İran İslam Cumhuriyeti  dünyanın en önemli ve stratejik bölgelerinden birinde yer almaktadır. Bu bölge, ideolojik, tarihi, kültürel, uygarlık ve ekonomik açısından büyük bir önem taşıyor.  Bu hassas ve kritik coğrafyada  siyasi ve sosyal hayatın devam ettirilmesi  sürdürülebilir güvenliğe ve sağlam savunma ve caydırıcılık gücüne bağlıdır.  Bu yüzdendir ki İran İslam Cumhuriyeti  kendi ulusal güvenliğini ve çıkarlarını karşılamak için  hep büyük çaba göstermiştir ve bağımsızlığını tam güçle taçlandırmaya çalışmıştır. 

İran kendini savunmak için dayatılan sekiz yıllık savaş döneminden itibaren başlayan tüm yaptırımlar ve  kısıtlamalara rağmen   yerli bilim ve uzmanlar sayesinde  büyük ve önemli kazanımlar elde edebileceğini ispatlamıştır.  İran deniz kuvvetleri de bu çerçevede  deniz savaşı alanında gelişmiş ve ileri teknolojiye sahip silahlar ve teçhizatlar kullanarak  Fars Körfezi, Umman Denizi ve Hint Okyanusunda güvenliği koruyabileceğini ve uluslararası noktalarda da  güvenlik ihtiyaçlarını karşılayabileceğini  göstermiştir. Bu hedef doğrultusunda ise İran İslam Cumhuriyeti deniz kuvvetleri gücünü daha da arttırmaya çalışmaktadır. 

İran savunma sanayisi  silah yaptırımları, coğrafi kısıtlamalar ve Fars Körfezinin özel konumundan dolayı  denizaltı modellerinin yapımını hafif versiyonlarından başladı. Halihazırda  bu üretim gücü  600 tonluk gemilere ulaşmıştır. Bu da denizaltı alanında  en üst kademe sayılmaktadır. 

İran, deniz savunma alanında büyük başarılar ve kazanımlar elde etmiştir.  Kadir ve Fatih yerli denizaltıları, her biri farklı farklı özellikleri ile  bu kazanımların en  önemlileridirler. 

Bu çerçevede atılan  ilk önemli adım da  savunma bakanlığı  katılımı ve katkısı ile  Neheng isimli  projenin gerçekleştirilmesi idi.   Neheng denizaltısı tasarımından elde edilen deneyimler ise Kadir denizaltısının üretiminde de kullanıldı.   Kadir kategorisinden olan  küçük denizaltıları  özel tasarımları yüzünden  Fars Körfezi bölgesinde çok işlevlidirler.  Bu denizaltılar  büyük ve geniş operasyonel kapasiteli denizaltıları olarak İran İslam Cumhuriyeti deniz kuvvetleri envanterine sunulmuşlardır.  Tabii ki  bu denizaltının tasarlanması ve üst düzeylere taşınmasında  Umman Denizi koşulları da göz önünde tutulmuştur.  Bu denizaltı  deniz tabanında durma imkanına da sahip olup  radarlara yakalanmayan denizaltılar türündendir.

İran şu anda dünyadaki bu denizaltı sınıfını aktif olarak üreten  ve kullanan birkaç ülkeden biri. Güney Kore, Çin, İtalya ve Almanya gibi ülkeler de hafif denizaltılar için çeşitli tasarımlar ve seri üretim yapmaktadır. 

Fars Körfezi bölgesi, küçük ve çoğunlukla sığ bir su alanı olarak, çoğu denizaltılar için, hatta elektronik dizel tipte normal ağırlıklarda  olan denizaltılar için bile büyük bir sorundur. Temel olarak, bu bölgenin denizaltı savaşında düşük maliyetli ve elbette düşük mürettebatlı küçük ve hafif denizaltılara ihtiyacı var. Seyir füzesi ve torpido fırlatma kabiliyeti, İran donanmasının da bu alandaki muharebe kabiliyetini artırmasını düşünmesi,  bir başka savunma ve caydırıcı ihtiyaçtır

Deniz savaşlarında denizaltıların hayati rolü ve düşmandan saklanmadaki yüksek kabiliyeti ve gelişmiş silahlarla donatılmış olması, bugün bu denizaltıları stratejik bir silaha dönüştürmüş ve çok kritik  savaş zamanlarında etkili bir caydırıcı role sahip olmasına yol açmıştır. Böylece denizaltıları etkin mücadele ve taarruz gücü de sayılmıştır. 

Bu bağlamda İranlı uzmanlar, kıyı savunmasının daha yüksek ihtiyaçlarını karşılamak için Fatih yerli denizaltısının tasarımını gündeme getirdi. Bu denizaltı, operasyonel özellikler açısından Kadir'den çok daha üstün ve normalde 200 metre derinlikte hareket edebilme kabiliyetine sahiptir. Ayrıca bu denizaltı maksimum derinlik 250 metreye kadar inebilir.

Fatih denizaltısı 35 günlük seyir gücüne sahiptir. Fatih denizaltısı ile ilgili önemli not; su altından ateşlenebilen füzelere sahip olmasıdır

İran için bu alandaki bir diğer önemli adım da uzak denizlerde daha fazla silah taşıyabilen ve daha uzun bir operasyon menzili olan ağır bir denizaltı inşa etme girişimi olmuştur.

Bu konuda bu ihtiyacı karşılamak üzere  Biset denizaltı projesine baş vurulmuştur. Biset, tonajı ve doğal olarak daha büyük boyutları yüzünden,  daha çeşitli silahlar taşıyabilecek.

Savaş kabiliyetleri ile "Biset denizaltısı", hem askeri caydırıcılık alanında hem de olası bir savaş durumunda deniz hatlarında, kıyı hedeflerinde ve karanın derinliklerindeki düşmanın  hayati hedeflerinin vurulmasında büyük etki yaratacaktır.

Son otuz yılda bölgeye empoze edilen çatışma ve savaş deneyimleri, herhangi bir güvensizliğin bölgedeki tüm ülkelerin aleyhine olduğunu göstermiştir.

Fars Körfezi'ndeki güvenlik, hassas ve stratejik konumu nedeniyle bu bağlamda kat kat daha önem taşımaktadır. Bu bağlamda, İran Donanması, Fars Körfezi'nde güçlü bir mevcudiyet sürdürmek için deniz muharebesi alanında gelişmiş teçhizat ve silah kullanma kabiliyetine sahiptir ve Umman Denizi'nden Hint Okyanusu'na kadar bölgede ve uluslararası sularda güvenliğe ihtiyaç duyulan her yerde güçlü varlık sergilemektedir. 

İran donanması, Fars Körfezi'nde güvenliği tam gücü ile sağlamaya çalışıp  yüksek moralli bir şekilde tehditlerle yüzleşmeye hazır ve bu yeteneklerini karasuları ve açık sularda güvenliği artırma alanında da kanıtlamaktadır. 

İslam Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami de İran'ın,  savunma gücünü en uzağa genişletmek istediğini vurguladı. Güven verici bir bağımsızlığın sağlanması ve toprak bütünlüğü savunulması ayrıca deniz menfaatlerinin korunması ve uzaktaki düşmanın takibi ve yok edilmesini ana hedefler olduğunun da altını çizdi. 

İran donanmasının dünyanın dört önemli ekonomik rotası ve koridoru üzerinde yer alması,  Kuzey Hint Okyanusu'ndaki varlığı ve Atlantik Okyanusu'ndaki deniz misyonlarının yürütülmesi bu görevlerin zaruretini göstermektedir.  Bu kabiliyetlerin önemi, İran'ın savaşı önlemek için savunma doktrininin bir parçası olmasıdır.