Ekim 13, 2020 14:12 Europe/Istanbul

Bu bölümde stratejik ihtiyaçların ve gereksinimlerin doğrultusunda üretimde öngörülen atılımları özellikle de protein kaynağı sayılan deniz ürünlerinin üretiminin arttırılmasını ele alacağız.

İslam İnkılabı Lideri mevcut hicri şemsi yılı adlandırmalarında  direniş ekonomisinin güçlendirilmesi çerçevesinde  protein kaynağı sayılan deniz ürünlerinin üretiminin geliştirilmesine de vurgu yapmışlardır. İslam İnkılabı Lideri  iş ve işçi haftası dolayısı ile yaptıkları konuşmada ise genel olarak üretimin, milli ve güçlü bir ekonominin şekillenmesinde temel etken olduğunu da belirttiler. 

İslam İnkılabı Lideri  mevcut yılı üretimde atılım yılı olarak adlandırmalarında üretimin milli ekonominin şekillenmesindeki önemine vurgu yaparak sözlerine şunları da eklediler:"  Üretim ülkenin ekonomisi için hayati bir önem taşımasına rağmen siyasi, toplumsal ve kültürel açıdan da  önem taşıyor. Öyle ki bir milletin temel ihtiyaçlarını gidermekteki kabiliyetini, özgüvenini ve izzeti nefsini arttırır ve toplumsal refaha, gayrı safi milli üretimin artmasına, ihracatın gelişmesine ve  ticari malların ihracatından dolayı kültürel etkileşime yol açar.  "

İran İslam Cumhuriyeti deniz ürünleri bilim-araştırma enstitüsü başkanı Mahmud Behmeni ise  bu hususta İslam İnkılabı Lideri'nin  de sözlerine değinerek  kafeste balık yetiştirmenin  deniz ürünleri alanında atılıma yol açabileceğine vurgu yapıp şöyle bir değerlendirmede bulunmaktadır:"  Bu daldaki gelişme, tatlı su tüketimini azaltmasının yanı sıra  gıda olarak kullanılan deniz ürünleri üretiminde de atılıma yol açabilir. "  

Deniz ürünleri bilim-araştırma enstitüsünün asıl misyonlarından biri de karides, yosun ve suda yaşayan bitkilerin  üretim tarlalarını  yönetmek  ve yetiştirme şekillerinin eğitimini yapmaktır.   Bu doğrultuda  alabalık, sazan balığı, karides gibi deniz canlılarının  genetik olarak ıslahı, çipuranın tarlalarda ve seralarda yetiştirilmesi projeleri hayata geçirilmek istenmiştir.  

Tatlı su çipura balığı ise  yüksek üretkenlik oranı, tadı, kemiksiz olması, düşük fiyatı, farklı iklimlerde yetiştirilebilmesi, tatlı suya ihtiyaç duyulmaması, ekonomik olması, sıkı bir yetiştirme dönemine sahip olmasından dolayı diğer deniz ürünlerine göre daha uygun bir seçenektir.  

Bu özelliklerinden dolayı tilapia olarak bilenen tatlı su çipurası balığı   140'ı aşkın ülkede üretilmekte ve toplam mali değeri de  yaklaşık 5 milyar dolar kadar tahmin edilmektedir.  Uzmanların söylediğine göre  İran yıllık olarak 1 milyon ton kadar balığını kafeste yetiştirme kapasitesine sahiptir. "

Aslında deniz ürünleri alanında  üretimde atılım, üretim modelinin değiştirilmesi, daha fazla çalışmak ve milli üretim ve  yerli işgücüne ve sermayeye güvenmeye bağlıdır.   Kafeste balık yetiştiriciliği ve deniz suyunun kullanılması   istihdam yaratıp gelir kaynağı oluşturmasının yanı sıra   tatlı su tüketimini de belli bir düzeyde azaltmaktadır.    

Üretimi el verişli olan verimli balıklar ve deniz canlılarının üretimin artması alanında  5 yıl önce  Mersin morinası türü havyarın  yetiştirilmesinin başlamasının ardından  geçen yıl da ilk kez İran'ın Kuzeyinde bulunan Astara limanında çuka balığı türünden 3 kilogram havyar balığı üretildi ve genel olarak da bu tür balıkların yetiştiriciliği gelişti. 

Şimdi de Mersin morinası, İran Mersin Balığı, yıldızlı Mersin balığı, Rus mersin balığı, Sibirya balığı ve şip balığı   iç ve dış piyasaların ihtiyaçlarını gidermek üzer ülke genelinde üretilmektedir. 

Bu alanda ülkenin Kuzeyinde bulunan Astara,  soğuk ve sıcak su balıklarının yetiştirilmesi alanında   öncü şehirlerden sayılır.  Bu liman kent, özellikle de havyar balıkları yetiştiriciliğine odaklanarak  Gilan eyaletinde  tanınan ve kaliteli markaların altına da imza atmıştır. 

Ülke genelinde ise  deniz ürünlerinin üretiminin artmasına odaklanılarak  havyar balıkları üretimi de geçen yıla göre yüzde 20 büyümüş ve böylece havyar balıkları eti üretimi de  artmıştır.  6'ncı gelişme vizyonuna göre  avlama hacmi 630  bin tona ulaşmalıydı. Ancak ibreler  700 bin ton daha fazla balık avlandığını gösteriyor. Bu da yüzde 10 kadar tahminlerin ötesinde deniz ürünlerinin üretildiğini gösteriyor. 

Deniz Ürünleri Bilim-Araştırma Enstitüsü  eski başkanı Muhammed Purkazemi ise  alabalığın tatlı su canlısı ve yerli olmayan bir balık türü olarak yetiştirildiğine değinerek şöyle diyor:"  İran deniz ürünleri örgütünün açıkladığı rakamlara göre  ülke genelinde  140 bin tonu aşkın  alabalık üretilmiştir. Bu bakımdan İran  dünya genelinde tatlı su alabalığı üretimi alanında birinci konumdadır. "

Sağlıklı beslenme  sağlıklı yaşamın olmazsa olmaz boyutlarından sayılır. Deniz ürünleri tüketimi ise bir toplumun sağlık oranının yüksek olmasından çok etkilidir.  Dünya Sağlık Örgütü ise  deniz ürünlerinin insan sağlığı ve  hastalıkların önlenmesindeki etkisinden dolayı  hafta içerisinde  2 öğün  deniz ürünleri ve balığın tüketilmesini öneriyor.  Dünyada  deniz ürünleri tüketimi kişi başına  20 kilogram ve İran'da ise bu rakamın yarısı kadarıdır. 

1398 yılında  İran 120 bin ton kadar deniz ürünleri ihraç etmiştir. Bu ihracatın değeri ise  yaklaşık 400 milyon dolar kadar olmuş ve deniz ürünleri ticaretinin bilançosunu olumlu yönde etkilemiştir. 

Karides üretimi alanında ise  6'ncı  gelişme vizyonuna göre 46 bin ton kadar üretim yapılmalı idi. Ancak   bu alanda da yüzde 10'luk daha fazla üretimin yapıldığı gözlemlenmektedir. 

Soğuk su balıkları alanında da  kaliteli alabalık üretimi sahasında ciddi girişimlerde bulunulmuştur. Tahminlere göre ise  170 bin ton soğuk su balığı ve 130 ton da sıcak su balıkları üretimi gerçekleştirilecektir. 

Bilimsel yöntemlere ve modellere dayanarak  deniz ürünlerinin üretiminin arttırılması ve bu alanda kendine yeter hale gelmek   ekonominin önemli bir parçası olarak  üretimde atılımı gerçekleştirmeye yardımcı olabilir. 

 Zaten düşmanların  İran milletine karşı  uyguladıkları baskılara bakılınca bu alandaki faaliyetlerin ne denli önemli olduğu da gözler önüne serilmektedir.  Bu yüzden  üretimde atılım yönünde hareket etmek  baskılar karşısında kırılganlık oranını da düşürür ve zayıf ekonomik yanları  ekonomik tehditler ve baskılardan kurtulma yönünde güçlü noktalara dönüştürür.