Medeniyetin Beşiği Kermanşah-8
Bu bölümde Kermanşah eyaletinde bulunan tarihi eserler özellikle de Tağ Bostan tarihi eseri ile ilgili konuşacağız.
Kermanşah şehrinin İslam öncesi tarihine ait cazibelerinin çoğu Sasaniler imparatorluğundan geri kalan eserlerdir. Bunların başında ise Tağ Bostan tarihi eseri gelir. Öyle ki bu tarihi yapıt Kermanşah'ın sembolü sayılır. Tağ Bostan Milat sonrası üçüncü yüzyıla ait taş yazıtları ve taş kabartmalarından oluşan çok değerli tarihi ve sanatsal eserlerden oluşmaktadır.
Tağ Bostan geçmişte Kermanşah'tan 9 kilometre uzaklıkta bulunan bir köyün ismi idi. Zamanla, şehirlerin gelişmesi ile bu köy ve kırsal alan da kentsel alana eklendi ve Kermanşah'ın mahallelerinden birine dönüştü. Bu köy ve bölge dağın eteğinde Tağ Bostan olarak da adlandırılan bir gölün kenarında yer almaktadır. Geçmişte bu bölge hoş iklimi ve yemyeşil doğası ile Sasani krallarının uğradığı eğlence ve avlak alanı olmuştur. Bu bölgede taş üzerinde yazılar ve görkemli tarihi belgelere rastlanmıştır.
Tarih boyunca krallar sanattan yararlanarak sırf kendi halklarına değil tüm tarih için görkemlerini ve önemlerini gözler önüne sermeye çalışıp kendilerini ölümsüzleştirmek istemişlerdir. Kralların bu doğrultuda baş vurduğu yöntemlerden biri de kayalar, dağlar üzerine dönemlerine ait önemli vakaları ve olayları sahnelendirmekti. Krallar sanatçılardan taç giyme veya düşmanlara karşı zafer elde etme ve görkemli törenler ve etkinlikleri sembolik olarak dağların veya kayaların üzerinde ölümsüzleştirmelerini ve böylece herkesin bu durumdan haberdar olmasını istiyorlardı.
İşte Kermanşah şehrinde bulunan Tağ Bostan da Sasani dönemine ait bazı tarihi olayları ve kimi kralların taç giyme törenlerini göstermektedir. Bu çerçevede İkinci Erdeşir Sasani'nin taç giyme töreni, İkinci Şapur Sasani'nin taç giymesi, Üçüncü Şapur Sasani ve Hosroperviz'in de taç giyimi sahnelendirilmeye çalışılmıştır.

Tağ Bostan bir birine bağlı iki kavisten olup ham gri taşın dağda delinerek yapılması sonucu ortaya çıkarılmıştır. Gerçekte bu tarihi eserin taşının avantajlarından ve özelliklerinden biri de bitki ve otların bu taşlar üzerinde yeşermemesidir. Bu tarihi eser üç temel bölümden oluşmaktadır. Bunlar İkinci Erdeşir taş kabartması, Büyük Kavis ve Küçük Kavis'tir. Bu taş yazıtları aslında Sasani döneminden geriye kalan en güzel ve en ince tasarlanmış taş yazıtları ve kabartmaları saymak mümkün.
Tağ Bostan tarihi alanındaki taş yazıtları ve kabartmalarında görülen tüm görüntüler ve desenler tam bir sanatçılık inceliği ve titizliği ile çizilmiş ve tasarlanmıştır. Bu görüntülerde tam detaylara inilmiştir. Ayrıca bu tarihi mekanda müziğe ayrı bir önem verilmiştir. Bu çerçevede Sasani dönemi çalgıcıları sahnelendirilerek bu durumun değeri ve konumu gözler önüne serilmiştir.

Bu tarihi mekanda bulunan Tağ Bozorg olarak bilinen Büyük Kavisli yapı ince detaylara sahiptir. Buradaki kavisli yapının eni ve derinliği 7 metreyi aşkın olup yüksekliği de 11 metre kadardır. Bu yapının girişindeki kabartmalarda kanatlı melekler, hayat ağacı, kuşlar ve yaban domuzlarının avlanması, göl balıklarının avlanması, fil ve at gibi hayvanlar ve de farklı teknelerin görüntüleri görülmektedir.
Bu yapıdaki kabartmalarda kralın arkasında yer alan farklı şekillerde sahnelendirilen üç sıra kadın da yer almaktadır. İlk iki sırada kadınlar saygı göstergesi olarak ayakta durmuş ve üçüncü sıradaki kadınlar ise müzik enstrümanları çalar şekilde çizilmiştir. Ayrıca geyikleri evcilleştirmeye çalışan ve yine ayakta harp musiki enstrümanı çalan ve yanlarında alkışlayan kitle çizilmiştir.
Bu yapının bir başka yönünde ise kral av yaparken sahnelenmiştir. Kral ata binmiş dört nal bir şekilde geyiklerin izini sürerken sahnelendirilmiştir. Bu bölümün son kısmında ise avının sonunu gösteren kralın yayını boynuna astığı görülür. Sol kısımda ise avlanan geyikleri taşıyan bir kaç deveci görülmektedir.

Tağ Kuçek yani Küçük Kavisli yapının yanında bir başka kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada Sasani kralı ayakta durmuş sol eli ile kılıcını kavramış, sağ eli ile de Ahura Mezda'dan kurdeleli bir halkayı alırken çizilmiştir. Bu kabartmada Mitra veya diğer bilgilere göre Zerdüşt sol eli ışıklar içinde kralın arkasındadır.
Kral İkinci Erdeşir'in ayakları altında ise esir düşen Roma İmparatoru Juliyan görülmektedir. Sasani kralı ise büyük gözleri ve dolu kaşları ile dikkat çekmektedir. Sakalı kıvırcıklı ve saçları da omzuna kadar uzamış bir şekildedir. Kulağında küpeleri, boynunda kolyesi ve bileğinde de bileklik görülmektedir. Küpeleri ufacık bir küreye sahip halkalı şekildedir. Boynuzu ise incelerin yan yana dizilişini göstermektedir.

Taşın oyulması ile hazırlanan bu hayret verici görüntülerin yanı sıra Tağ Bostan'da zırhlı süvari bir askerin görüntüsü de vardır. Tabii Hosroperviz'in taç giyme görüntülerinin aşağısındaki bu süvarinin kimliği belli olmamakla beraber belli başlı ihtimaller ortaya atılmıştır. Kimi arkeologlar onu İran'ın askeri gücünün sembolü sayılan savaşçı bir Pars askeri olduğunu düşünüyorlar. Bu süvariyi çizenler ve sahnelendirenler güçlü bir at da çizmişlerdir. Bu kişi yüzünü gizleyen miğferi ile çizilmiş ve sırf gözleri görülmektedir. Bu miğferin üzerinde ise bir taç görülmektedir. İki sıra inci tacı süslemiştir. Bu inciler papyon aracılığı ile bağlanmıştır. Tacın üst kısmı ise dikey çizgiler ile süslenmiştir. Yine tacın üst kısmında süvarinin saçları dolu dolu çizilmiş ve papyon ve iki kurdele ile bağlanmıştır.
Bu süvarinin giydiği giysi kuş desenli ve güzelce süslenmiş uzun bir giysidir. Zırhı ise zincirle örtülmüş ve dizine kadar uzamıştır. Kemer bağı ise dairesel desenler ile süslenmiştir. Kılıç kayışı ise daire ve eşkenar diktörgen şeklinde geometrik desenler ile süslenmiştir. Bu süvari silah kayışına okluk bağlamış ve savaşa hazır olduğu gösterilmeye çalışılmıştır. Elindeki uzun mızrak ve yuvarlak kalkanı da sahnelendirilmiştir.
Tağ Bostan kompleksinde Küçük Kavisli yapıyı yaparken bu alanı yüksekliği yaklaşık 5 metre eni 6 metre ve derinliği de dört metre olan dikdörtgen şeklinde tasarlamışlardır. Bu yapının giriş kısmının iki tarafında dört metre yüksekliğinde dörtgen şeklinde iki çatlağı da görmek mümkün. Küçük Kavisli yapıda Büyük Kavisli yapıya göre daha az süslemeye rastlıyoruz. Arkeologlar ise Küçük Kavisli yapının diğerlerine göre daha değerli olduğunu düşünüyorlar. Çünkü bu yapı, iki tarafında bulunan Pehlevi yazılı taş yazıtlara da sahiptir.
Küçük Kavisli yapının sonunda İkinci Şapur ve Üçüncü Şapur gibi kralların yüzleri kabartmalı bir şekilde çizilmiştir. Bu da dikkat çekici bir eser sayılır. Gerçekte İkinci ve Üçüncü Şapur görüntüleri bu yapıdaki büstler de sayılabilirler. Araştırmacılar Büyük Kavisli yapıda da görülen bu iki kralın yüzlerini restore etmeye çalışmışlardır. Bu iki büst mahiyeti taşıyan kabartma görüntülerin yanında ise iki taş yazıt bulunmaktadır. Bu yazıtlar Pehlevi yazısı ile yazılmış görüntüleri anlatan metinlerden oluşmaktadır.

19'uncu yüzyılda Kaçarlar kraliyeti döneminde Muhammed Ali Mirza tarafından Kermanşah'ın Tağ Bostan alanında başka bir taş kabartması yapıldı. Bu girişim ise bu büyük ve hayret verici tarihi esere ciddi zararlar verdi. Gerçekte Fethali Şah Kaçar'ın oğlu Muhammed Ali Mirza'nın heykelinin değersizliği ve genel olarak bu tarihi mekana uyumlu olarak yapılmaması Nasıreddin Şah tarafından bile dile getirilmiştir.
Tağ Bostan tarihi alanının yakında Tağ Bostan bulvarının Kuzey kısmında ise taş müzesi görülmektedir. Bu açık hava taş müzesinde Sasani ve İslami dönemlerine ait eserler bulunmaktadır. Özellikle de Anahita ve hayat ağacı desenli Sasani sütun başlıkları, Hosroperviz'e ait olduğu söylenen büst ve Kaçarların Kasrişirin'deki saraylarının kalıntıları bu müzede dikkat çekmektedir. İşte bu müze bu taş eserler yüzünden taş müzesi olarak adlandırılmıştır. Bu müzede Sasaniler dönemine ait 14 sütun başı bulunmaktadır. Bu sütün başlarının sarayın yapılması için yapıldığı ancak hiçbir zaman kullanılmadığı söyleniyor. Ayrıca Sasani dönemi tabutları ve testileri de görülmektedir.
Tağ Bostan açık alanında ise yanında başka tarihi eserler görülen pınar da bulunmaktadır. Kavisli yapıların Doğu tarafında ise 78 merdivenli taş yapı da dağın ortasında yapılmıştır. Ayrıca alanın üst kısmındaki duvarda taş bir raf da görülmektedir. Büyük bir ihtimalle elle yapılmıştır. Bu kısımda insana benzer görüntüye sahip petroglifler de görülmektedir. Ellerini semalara açan bu insanlar ellerinde kimi eşyaları da tutuyorlar. Bu petrogliflerin yanında bir kaç kelime de yazılmışsa da arkeologlara göre bu kelimeler Latince yazılmış ve okunaklı değildir. Bu petrogliflerin tarihi ise belirsizdir.