Batı Asya gelişmeleri
Bugün yine her hafta olduğu gibi Batı Asya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz. Birlikte dinleyelim.
Bültenimizi geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
- Pompeo’nun S. Arabistan ziyareti sırasında Aramco tesislerine düzenlenen füzeli saldırı,
- Benyamin Netanyahu’nun S. Arabistan’a gizli ziyareti ile ilgili çelişkili haberler,
- Faysal Mikdad’ın Suriye’nin yeni Dışişleri Bakanı olarak açıklanması,
Geçen hafta Batı Asya bölgesinin önemli bazı gelişmeleriydi.
Geçen hafta Yemen ordusu ve halk güçlerine bağlı füze birliği Pazartesi günü sabah saatlerinde Aramco petrol firmasının Cidde kentindeki tesislerini vurdu.Yemen ordusu Sözcüsü General Yahya Sari, Cidde kentinde Aramco firmasına ait petrol tesisleri vurulduğunu duyurdu.
Sözcü Sari, Yemen ordusu düzenlenen bu operasyonda Kudüs-2 füzesi ile Cidde kentinde Aramco firmasına ait tesisleri vurduğunu belirtti.
Sözcü Sari, operasyonun hemen ardından bölgeye itfaiye ekipleri ve ambulanslar sevk edildiği anlaşıldığını kaydetti.
Gerçi Suud rejimi olaydan hemen sonra Yemen ordusu ve halk güçlerine bağlı füze birliğinin düzenlediği bu operasyonu başarısız gibi göstermeye çalıştı, ancak sonunda füzenin isabet ettiği tesislerin yetkilisi Abdullah El Gamdi konu ile ilgili yaptığı açıklamada, isabet alan noktanın çatısı ağır hasara uğradığını ve büyük bir delik meydana geldiğini belirtti.
Öte yandan, Planet adlı uydunun çektiği ilk görüntüler de Yemen’in cruise füzesi Aramco tesislerinde 400 bin varil kapasiteli dev bir mahzene isabet ettiğini ve ağır hasara ve yangına yol açtığını ortaya koydu.
Aslında Yemen ordusu ve halk güçlerine bağlı füze birliği ilk kez S. Arabistan’ın Aramco tesislerine hedef almıyor. Bundan önce Eylül 2019’da da söz konusu füze birliği Aramo petrol firmasının iki tesisini hedef aldı ve bu operasyonda Suud rejimine ağır iktisadi hasar dayattı.
Gerçi bazı yabancı ülkelerin yetkilileri Yemen’in Ensarullah hareketini bu saldırı yüzünden kınamaya çalıştı, ancak Yemen ordusu Sözcüsü Yahya Sari operasyonla ilgili yaptığı açıklamada, bu operasyon Suud rejiminin başını çektiği askeri ittifak tarafından Yemen topraklarına karadan, havadan ve denizden dayatılan kuşatmaya tepki olarak gerçekleştirildiğini ve bu yüzden Aramco tesislerine yapılan saldırı tamamen savunma amaçlı olduğunu belirtti.
Bu operasyonla ilgili bir başka önemli nokta, Yemen’in kullandığı cruise füzesi 650 km yol katettikten sonra Aramco tesislerine isabet etmesidir. Oysa S. Arabista hava sahası Amerikan hava savunma sistemleri tarafından korunuyor, ki bu da söz konusu sistemlerin Kudüs-2 füzesinin izini sürerek imha edemediklerini ortaya koyuyor; üstelik operasyon sırasında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da S. Arabistan’da bulunuyordu.
Kudüs-2 füzesi Yemenli askeri uzmanların Cidde’de Aramco tesislerine düzenlenen saldırıda ilk kez görücüye çıkan en yeni füze kazanımı sayılır.
Yemen ordusu Sözcüsü General Yahya Sari bu konuda yaptığı açıklamada, Kudüs-2 füzesi Yemenli uzmanlarca imal edilen kanatlı füzelerden biri olduğunu ve S. Arabistan’ın derinliklerine karşı düzenlenen operasyonda ilk kez kullanıldığını kaydetti.
Bu operasyonla ilgili ilginç olan bir başka gelişme, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Aramco tesisleri hedef alındıktan sonra yaptığı açıklamada, siviller mekanlara ve altyapılara yapılan saldırıların insani ve uluslararası yasaların ihlali olduğunu söylemesidir.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres açıklamasında Suud rejimi ve Yemenli yetkililerden sağduyulu davranmalarını ve BM gözetiminde yürütülen siyasi sürece ortaklık etme meselesine bağlı kalmalarını istedi. Buna karşın Guterres Yemen’e Suud ittifakı tarafından altı yıldır dayatılan savaş yüzünden yaşanan tarihin en büyük insani faciasına değinmedi.
Geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan bir başka önemli gelişme, korsan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun S. Arabistan’a gizli bir ziyaret gerçekleştirmesi ve Suud veliaht prensi Muhammed bin Salman ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile yeni inşa edilen Neom kentinde görüşmesi ile ilgili haberlerdi.
Bu haberi ilk kez İsrail ordusu radyosu gündeme getirerek Netanyahu S. Arabistan’da bin Salman ve Pompeo ile görüştüğünü ileri sürdü. Daha sonra İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi siyonist Başbakan Netanyahu’nun S. Arabistan’a gizli ziyareti hakkında yeni detayları ifşa ederek, Netanyahu bu ziyareti hakkında Dışişleri Bakanı Gabi Eşkinazi ve savaş Bakanı Beni Gantz’ı bilgilendirmediğini belirtti. Gazete ayrıca Benyamin Netanyahu’ya gizli ziyaretinde İsrail’in casusluk örgütü Mossad şefi Yusi Kohen eşlik ettiğini yazdı.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu ziyaretin hakkında herhangi bir açıklama yapmadı; ancak S. Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan Netanyahu’nun S. Arabistan ziyaretini tekzip etti.
Buna karşın Reuters haber ajansı Riyad’da Suud bir kaynak ve yabancı bir diplomattan naklen bu ziyaretin gerçekleştiğini yazdı.
Siyonist rejim Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun S. Arabistan ziyareti bir kaç önemli hedefin doğrultusunda gerçekleşti. Suud veliaht prensi İsrail ile normalleşme yarışında BAE veliaht prensi Muhammed bin Zayed’den geri kalmak istemiyor. Öte yandan Muhammed bin Salman ülkesini İran İslam Cumhuriyeti’nin bölgesel nüfuzu karşısında zayıf görüyor ve bu zafiyetini İsrail’le ilişkilerini takviye etmekle telafi etmek istiyor.
Bu ziyaretle ilgili bir başka önemli nokta, haber kaynaklarının belirttiğine göre, S. Arabistan’ın hasta kralı Salman’ın Benyamin Netanyahu’nun Neom kentine gizli ziyaretinden haberdar edilmemesidir. Reuters haber ajansı konu hakkında yayımladığı raporunda, Suud kralı Salman, siyonist rejim Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun kutsal topraklara gizli ziyareti ve veliaht prensi Muhammed bin Salman ile görüşmesinden bihaber olduğunu yazdı. Bu haber, bazı kaynakların kral Salman ve oğlu Muhammed arasında ciddi anlaşmazlıklar söz konusu olduğu yönündeki haberlerini doğrular niteliktedir. Amerika’da yayımlanan Wall Street Journal gazetesi de bir süre önce kral Salman ve oğlu Muhammed’in İsrail ile normalleşme konusunda görüş ayrılığı yaşadıklarını ifşa etmişti.
Geçen hafta Batı Asya bölgesinin önemli gelişmelerinden biri de, Suriye’de yeni Dışişleri Bakanının açıklanmasıydı. Geçen hafta Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in vefatından sonra Cumhurbaşkanı Beşar Esad Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad’ı yeni Dışişleri Bakanı olarak atadı. 66 yaşındaki Faysal Mikdad bundan önce 26 yıl boyunca Dışişleri Bakanlığı’nda görev yaptığı bir sırada bu teşkilatın başına geçti
Faysal Mikdad 1995 yılında Suriye’nin BM temsilciliğine katıldı ve BM’nin çeşitli komisyonlarında faaliyet yürüttü. Mikdad Suriye’nin BM güvenlik konseyinde temsilcisi ve BM daimi temsilcisi yardımcısı olarak atanmıştı.
Suriye’nin yeni Dışişleri Bakanı Mikdad BM güvenlik konseyi ve genel kurulunda bir kaç oturuma başkanlık etti ve bir süre genel kurul Başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Mikdad 2003 yılında da Suriye’nin BM daimi temsilcisi oldu. Mikdad 2006 yılından beri de Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapıyordu.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ayrıca Suriye’nin BM daimi temsilcisi Beşar Caferi’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak atadı. Beşar Caferi 2006 yılından beri ülkesinin BM’de daimi temsilciliğini yaptı. Şimdi ise Besam Sabbağ Suriye’nin BM daimi temsilcisi olarak atandı.
Suriye’nin yene Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad’ın yeni görevine Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın huzurunda düzenlenen törende yemin ettikten sonra başladı. Esad törenden sonra Mikdad’la görüşmesinde Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’ye karşı yürütülen siyasi ve diplomatik savaşta rolünün önemine vurgu yaparak dost ve müttefik ülkelerle ilişkilerin ufkunu geliştirmenin önemini hatırlattı.
Beşar Esad ayrıca yurt dışında yaşayan Suriyeli vatandaşlarla daimi irtibatın önemine vurgu yaparak Dışişleri Bakanlığı ve tüm devlet erkanları dost ülkelerin iş birliği ile Suriyeli mültecilerin yurda geri dönüşü için uygun yaşam koşullarını hazırlamasına vurgu yaptı.