Kasım 30, 2020 08:15 Europe/Istanbul

Her biri yüce Allah’ın özelliklerinden birine işaret eden Esma-ül Hüsnâ’dan bugün sizlerle kısaca, bütün varlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murakabesi altında bulunan, her şeyi kontrolü altında tutan,  اَلرَّق۪یبُ er-Rakîb ismi şerif hakkında konuşacağız.

Belirttiğimiz üzere Rakîb kutsal ismi her halde ve durumda mahlukları gözeten, koruyan ve bakandır, ondan hiçbir şey gizli değil ve her şeyin iradesi onun elindedir.

Hatırlanacağı üzere geçen sohbetlerimizde Esma-ül Hüsnâ’dan her bir ism-i şerifinin yüce Allah’ın kemalatından birini gösterirken hepimizin de nihai erdemliğe ulaşmak için her bir ism-i şerife ihtiyacımız olduğunu anlattık. Tıpkı ışık saçmak isteyen bir lambanın elektrik üreten bir kaynak ve bir jeneratöre ihtiyacı olduğu gibi bizler de yüce Allah’ın diğer mahlukatı gibi kendimizden hiçbir şeye sahip değiliz ve mükemmelleşmek ve erdemliğe ulaşmak için mükemmelliğin kaynağına bağlanmamız gerekiyor.

Allah Teâlâ Fâtır suresinin 15. ayetinde şöyle buyuruyor:

یا أَیُّهَا النَّاسُ أَنْتُمُ الْفُقَراءُ إِلَى اللَّهِ وَ اللَّهُ هُوَ الْغَنِیُّ الْحَمیدُ

Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.

Bu yüzden eğer mükemmelliğe ve erdemliğe ulaşmak istiyorsak Allah Teâlâ ile bağlantıda olmamız gerekiyor. Bizim yoksulluğumuzu bilen Celal sahibi olan Allah Teâlâ kendisi ile bağlantı kurabilmemiz ve onunla raz-ü niyaz edebilmemiz için Esma-ül Hüsnâ’yı aracı olarak belirtmiştir. İlginç olan ise Esma-ül Hüsnâ’nın her birinin mükemmelliğe ulaşma yolunda belli bir ihtiyacın giderilmesi ve bir düğümün açılması için olmasıdır. Örneğin hastalığın iyileşmesi için   الشافی   eş-Şâfî, Allah’ın kerem ve lütfundan yararlanmak için اَلْکَر۪یمُ el-Kerîm ism-i şerif-i işe yarar. Bazen de Allah’ın ilmine ihtiyacımız var, öyle ise Hak Teâlâ’nın اَلْعَل۪یمُ  el-Alîm mübarek ismine sığınır ve eğer bizim mal ve canımızı korumasını ve gözetlemesini istiyorsak en iyi ism-i şerif ise اَلرَّق۪یبُ er-Rakîb ismidir.

Aslında yüce Allah kendisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamız ve O’nu daha iyi tanıyarak kendi ihtiyacımızı gidermenin yanısıra Rabbimizle içler açan manevi bağlar ve ruhsal bağlantı kurmamız için kendi özelliklerini Esma-ül Hüsnâ’ya sığdırmıştır. Şimdi hep birlikte Rakîb ism-i şerifini biraz daha fazla tanıyalım.

 

Arapçada denetleyen, kontrol eden anlamında olan Rakîb kelimsi,   “rkb” kökünden alınmıştır. Yüce Allah’ın Rakîb kutsal zatı, tüm durumlarda, mahluklarının durumunu gözetlediği ve onları koruyup kolladığı, tüm durumlarının kendisinden gizli olmadığı ve tüm iradelerinin O’nun elinde olduğu için Rakîb’dir.

Kur'an-ı Kerim’de Rakîb ism-i şerif-i 5 kez geçmiştir. Bunlardan 3’ü Subhan olan Allah hakkındadır.

Kur'an-ı Kerim’in Nisâ suresinin 1. ayetinde şöyle okuyoruz:

إِنَّ اللّهَ کانَ عَلَیْکُمْ رَقِیباً

Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.

Rakîb olan yüce Allah tüm kulları ve yaratıklarını büyük bir kudretle denetler ve onları gözetler. Eğer yüce Allah bir göz kırpıncaya kadar evren ve varlık dünyasını gözetlemez ve kendi haline bırakırsa tüm varlık dünyası yok olur. Allah Teâlâ gökleri, yıldızları, gezegenleri ve tüm kitlelere dakik bir düzen ve hiçbir sapma ve hata olmadan bakıyor. Büyük yıldızlara bakmak O’nun daha küçük olanlara bakmaktan alıkoymaz ve yakın olanlara bakmak ise uzaktakileri unutturmaz.

Subhan olan Allah her şeyi gözetler ve hiçbir şey O’ndan gizli değildir. Bitkinin yeşermesi, nehirlerin akması, ceninin anne karnında gelişerek beslenmesi ve büyümesi ardıdnan rahimin karanlığından çıkmasının tümü Allah’ın gözetimi ile gerçekleşiyor. Yüce Allah ayrıca tüm insanlarda kalp atışları, kan dolaşımı ve kanın tüm organlara ulaşarak hücrelerin  beslenmesinin sağlamasını da denetler ve gözetir. Allah Teâlâ insanın aklından geçen ve onun kafasını kurcalayan ve karıştıran her şeyi bilir ve hiç bir şey O’nın koruma ve denetimi dışında değildir. Rakîb olan Allah tüm gizli sırlara ve fısıltılara agahtır zira Rakîb, hiçbir zaman gafil olmaz, kayıp olmaz, unutmaz ve uyumaz; bu yüzden hiçbir şey O’ndan gizli kalmaz.

Dikkat edilirse, Rakîb ism-i şerifinin her varlık ve eşyanın, her şeyi belli vaktine kadar afat ve belalardan saklayan اَلْحَف۪یظُ  el-Hafîz ve her şeyi hakkıyla ve çok iyi bilen اَلْعَل۪یمُ el-Alîm anlamındadır. Bu yüzden bazı alimler Rakîb kutsal isminin söz konusu iki ismin kombini olduğunu düşünüyorlar. Bazı alimler de Rakîb isminin اَلشَّه۪یدُ eş-Şehîd ile eş anlamlı olduğunu, aralarında çok naçiz bir fark olduğunu belirtiyorlar. Nitekim hz. İsa -as- da her iki kelimeyi kullanıyordu. Mâide suresinin 117. ayetinde şöyle okuyoruz:

ما قُلْتُ لَهُمْ إِلاَّ ما أَمَرْتَنی بِهِ أَنِ اعْبُدُوا اللهَ رَبِّی وَ رَبَّکُمْ وَ کُنْتُ عَلَیْهِمْ شَهیداً ما دُمْتُ فیهِمْ فَلَمَّا تَوَفَّیْتَنی کُنْتَ أَنْتَ الرَّقیبَ عَلَیْهِمْ وَ أَنْتَ عَلى کُلِّ شَیْ‌ءٍ شَهیدٌ

Andolsun, "Allah, Meryem oğlu Mesih'tir", diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki: "Şâyet Allah, Meryem oğlu Mesih'i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah'a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir."

Yüce Allah Kâf suresinin 18. ayetinde şöyle buyuruyor:

مَّایَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَیْهِ رَقِیبٌ عَتِید

İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.

Hiç şüphesiz yüce Allah, inanların davranışlarına her kesten önce ve her kesten daha iyi nazırdır. Fakat daha fazla vurgu yapmak ve insanların daha fazla sorumluluk duymaları için daha fazla gözetleyicileri görevlendirmiştir. Bunlardan bir grubu bizlerin davranışlarımıza şahit olan ve kıyamet gününde şehadet eden meleklerdir. Allah katına yakın ve saygın olan bu bekçilere کراماً کاتِبِینَ “keramen kâtibin” denir. Kâtibin tabiri aslında onların sadece kendi hafızaları ile yetinmedikleri, bizim harekat ve olayları ister büyük ister küçük hepsini çok titiz ve dakik bir şekilde yazarak kayıt altına almasıdır.

Böylece hiçbir şey kalemden düşmez ve unutulmaz. Hz. Ali -as- Nehc’ül-Belağa’nın 157. hutbesinde şöyle buyuruyor:

Ey Allah'ın kulları biliniz ki kendi içinizde sizi gözetleyenler var. Azalarınızın gözcüleri ve dosdoğru yazan yazıcılar var; yaptıklarınızı kaydedip nefeslerinizi sayı­yorlar. Simsiyah bir gecenin zifiri karanlığı bile, sizi onlar­dan gizleyemez. Sapasağlam kapalı kapılar bile, sizi onlar­dan saklayamaz. Evet, gerçekten yarın bu güne ne kadar da yakındır!

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim’de Rakîb ism-i şerif ile bize, tüm yaptıklarımız ve düşündüklerimizden haberdar olduğunu hatırlatmaya çalışıyor. Bu yüzden böyle bir mertebeye ulaşır ve yüce Allah’ı kendi yaptıklarına nazır ve denetleyici görürse asla günah işlemez ve Allah emirlerinden baş çevirmez.

Anlatılanlara göre çok tanınmış bir arif birkaç öğrenci ve müridi varmış; fakat onlardan birine daha özellikle dikkat eder ve onun yetişmesi için daha fazla dikkat edermiş. Ona bunun sebebini sorunca arif, sebebini daha sonra açıklayacağını söylermiş.

Bir süre sonra öğrencilerine bir tavuk vermiş ve onu kimsenin göremeyeceği bir yerde başını kesmesini istemiş. Öğrencilerin her biri gitmiş ve bir süre sonra başı kesilen bir tavukla dönmüş, fakat söz konusu öğrenci tavuğun başını kesmeden geri dönmüştür. Neden tavuğu kesmediğini sorunca mürit şöyle demiş: Bizden tavuğu kimsenin görmediği bir yerde kesmemizi istediniz fakat ben nereye gidersem Allah’ın görmediği hiçbir yer ve mekan bulamadım.

Bunun üzerine şeyh kendisine soru soranlara dönerek, “Şimdi anladınız mı?! Benim bu öğrenciye özen göstermemin sebebi işte bu” dedi.

Değerli dinleyiciler bizlere ayrılan sürenin sonuna geldik. He hafta olduğu gibi sizlerden ayrılmadan önce ellerimizi açıyor ve yüce Allah’a dua ederek sizlerle vedalaşıyoruz.

Bu hafta Emir el-Mu'minin hz. Ali’nin -as- yakın yarenlerinden Komeyl’e yazdığı duayı hep birlikte mırıldanıyoruz:

Mabudum, seyyidim! Takdir ettiğin kudret hakkına ve hükmedip kesinlik kazandırdığın kaza ve kaderine ki, kime takdir etsen galip gelirsin, bu gecede ve bu saatte benim işlediğim bütün suçları ve günahları ve gizlediğim bütün kötülükleri affet. Yaptıktan sonra üzerini örttüğüm veya açığa çıkardığım, gizleyip veya aşikâr ettiğim cahilliklerimi ve amelleri yazmakla görevli melekleri kaydetmelerine emrettiğin kötülüklerimi affet! Öyle melekler ki, benim yaptığım amelleri zapt edip korumakla görevlendirdiğin uzuvlarımla birlikte onları da bana gözetleyici yaptın ve kendin de bunların ardından gözetleyicim oldun ve onlara gizli kalan şeylere şahit oldun, rahmetinle gizledin ve fazlınla onları örttün. İndirdiğin her hayırdan ve gönderdiğin her ihsandan, yaydığın her iyilikten yahut dağıttığın her rızıktan, affettiğin günahlardan veya kapattığın hatalardan nasibimi arttırmanı diliyorum.

Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!/012