İmam Humeyni –ks– mektebinde - 84
Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- teheccüd ve gece ibadeti hakkındaki görüşünü ve konu ile ilgili İmam’ın arkadaşları ve yakınlarının anılarını gözden geçirmeye devam etmek istiyoruz.
Geçen iki bölümde teheccüd ve gece ibadetinin İslam dininde önemini ve İmam Humeyni’nin -ks- bu konuya bakışını ve ayrıca bazı yakınları ve arkadaşlarının bazı anılarını paylaştık.
Geçen bölümlerde anlatıldığı üzere, İmam Humeyni -ks- teheccüd ve geceleri uyanık geçirmeye ve özellikle gece namazı kılmaya çok bağlıydı, öyle ki İmam’ın arkadaşları ve yakınlarının anlattığına göre İmam gece ibadetine ta gençlik çağında başlamakla kalmadı, hatta hastanede yattığı günlerde, uçakla yolculuk sırasında veya güvenlik güçlerince tutuklandığı zamanlarda bu alışkanlığından asla gafil olmadı. Nitekim İmam’ın yakınlarının ifade ettiğine göre İmam yetmiş yol boyunca asla teheccüd ve gece namazını terk etmedi.
Şimdi sohbetimizin devamında İslam kültüründe teheccüd ve gece ibadetinin diğer bazı boyutlarını ve yine İmam’ın yakınları ve arkadaşlarının konu ile ilgili anılarını anlatarak, bu büyük insanın ne denli İslam dininin ilkelerine bağlı olduğunu sizlerle paylaşmak istiyoruz.
İslam dininin önde gelen büyüklerinden rivayet edildiğine göre bazı etkenler mümin insanları teheccüd ve gece ibadetinden mahrum kalmasına sebebiyet veriyor, ki bunların en önemli olanları günah işlemek, oburluk ve şeytani vesveselerdir.
Günah ve oburluk insan cismini ve ruhunu hasta eder ve zemini şeytanın insana musallat olması için hazır hale getirir. Bu durumun en önemli sonuçlarından biri ise gece ibadetini ve gece namazını kılmayı unutmaktır. Bu ikilem arasında insan ruhunu hasta eden günah işlemek teheccüd ve gece ibadetinden mahrum kalma üzerinde daha çok etkisi söz konusudur.

İmam Ali -s- kendisine, ben dün gece teheccüd ve gece namazını kılmaktan mahrum kaldım, diyen müminlerden birine şöyle cevap veriyor: Sen, günahlarının tutsağı olmuşsun.
İslam kültüründe üzerine vurgu yapılan bir başka nokta mümin insanın bencillik ve kibir tuzağına düşmemeye özen göstermesidir. Eğer teheccüd ve gece ibadetine bağlı olan insan kibir ve bencilliğe kapılırsa, Allah teala onu lütfu yüzünden bu ibadetten mahrum bırakabilir.
İmam Humeyni’nin -ks- teheccüd ve gece ibadetine bağlı olmasının sonuçlarından biri kritik şartlarda metanetini ve sakinliğini koruması ve bu tür şartlardan kaygı duymamasıydı.
İmam’ın Paris’ten Tahran’a dönüşü çok stresli ve tehlikeli bir günde ve hatta İmam’ı getiren uçağın vurulması ve düşürülmesi muhtemeldi. Ancak İmam -ks- hiç bir ızdıraba ve kaygıya kapılmadığı gibi, hatta o zorlu şartlarda bile gece namazını terk etmedi, ki bu da İmam’ın teheccüd ve gece namazına bağlılığının sonucuydu.
İmam Humeyni’ye -ks- Paris’ten Tahran’a gelişi sırasında eşlik eden merhum oğlu Ahmet Humeyni şöyle anlatıyor:
Fransa’dan İran’a dönerken İmam uçakta hakikaten sakindi ve hiç bir stresi yoktu; hatta o gece yine gece namazını ve sabah namazını gayet sakin bir şekilde ve her zamanki gibi kıldı.
Hüccetülislam Aştiyani de İmam Humeyni’nin -ks- liderlik döneminden bir anıyı paylaşarak, İmam en zorlu ve en kritik şartlarda sakinliğini ve metanetini koruduğunu ve bu özelliğinde teheccüd ve gece namazı etkili olduğunu ortaya koyduğunu belirterek şöyle diyor:
Bir gece yarısı darbe olacağı haberi geldi. İmam’ın oğlu Ahmet apar topar İmam’a haber vermeye gitti. İmam o sırada namaz kılıyordu. Ahmet uzun süre bekledi, zira İmam yüce Allah’a münacat etmekle meşguldü. İmam’ın oğlu Ahmet konuyu anlattığında İmam aynı metanet ve huzur içinde şöyle buyurdu: Sorun değil, siz şimdi gidin, gönlünüz rahat olsun. İmam bu sözlerin ardından gece namazı ve münacatına devam etti.
İmam Humeyni’nin -ks- teheccüd ve gece namazı kılarken göz yaşı dökmesi ve Allah tealaya yalvarış ve yakarışı da yakınları ve arkadaşları tarafından sık sık anlatılan konulardan biridir.
İmam’ın yakınlarından ve ofisinde çalışanlardan Mustafa Keffaşzade şöyle anlatıyor:
Birçok gecede sabaha kadar İmam’ın hizmetindeydim. İmam geceleri gece namazı kılmak için uyanırdı. Biz de İmam’ın nasıl Allah teala katına yalvarıp dua ettiğine şahit oluyorduk. Biz İmam’ın göz yaşına şahit oluyor ve kendimizden utanıyorduk ve hemen dışarı çıkıyorduk.
İmam’ın oğlu Seyyid Ahmet Humeyni de şöyle anlatıyor:
İmam’ın gece yarısı ibadetleri ve gece namazı sırasında ağlamaları o kadar şiddetliydi ki insanı ister istemez ağlatıyordu.
İmam’ın gelini Fatıma Tebatebai de İmam’ın gece ibadetleri sırasında şiddetle ağlaması kağıt mendilin yeterli olmamasına ve İmam mecburen havlu kullanmasına sebebiyet verdiğini anlatarak şöyle diyor:
İmam vefat etmeden önceki yılın Ramazan ayını çok iyi hatırlıyorum. Bazen herhangi bir sebepten dolayı İmam’ın yanına gidiyor ve birlikte namaz kılma saadetine nail oluyordum. Ancak İmam’ın odasına girdiğimde yüzünün kızardığını ve göz yaşını mendil yerine havlu ile silmek zorunda kaldığını görüyordum. İmam geceleri de böyleydi ve Allah’a münacatı bu şekilde oluyordu.
İmam Humeyni -ks- teheccüd ve gece ibadeti yüzünden kibir ve bencilliğe kapılmamak için büyük emek harcıyor ve başkalarının bu durumdan haberdar olmamasına özen gösteriyordu. İmam ayrıca bu adeti başkalarını rahatsız etmemesi için mümkün mertebe gizli bir şekilde yapmaya ve başkalarını rahatsız etmemeye çalışıyordu.
Keffaşzade İmam’ın eşinden naklen şöyle anlatıyor:
İmam’ın eşi hatırladığı kadar İmam her gece namaz için uyandığını ve bunu yaparken de başkalarını rahatsız etmediğini, kendisi ve çocukları hiç bir zaman bu durumdan rahatsız olmadıklarını ve hatta bir gece olsun İmam’ın gece namazı yüzünden uyanmadıklarını ve ancak kendileri uyanık oldukları zaman bunu fark ettiklerini anlatıyordu. İmam seyahatlerde gece namazına uyanmak istediği vakit sessizce yürüyor ve abdest alıyor ve başkalarını rahatsız etmiyordu.

Gerçi İmam Humeyni -ks- teheccüd ve gece ibadeti kibirlenmesi ve bencilliğe kapılmamasına özen gösteriyordu, ancak bazı durumlarda başkalarını teheccüd ve gece ibadetine teşvik etmek için bazı hatırlatmalarda bulunuyordu.
Ayetullah Hatemi bu bağlamda şöyle anlatıyor:
İmam gece namazına çok bağlıydı. Merhum Mustafa Humeyni bir gün İmam kendisine eğer bir şeyleri öğrendiysem, gece namazına kalkmanın sayesinde olmuştur, dediğini anlatıyordu.
Ayetullah Tevessüli de bu konuda bir ayını şöyle paylaşıyor:
İmam rahatsızlanmadan önce geceleri bir koruma odasının önünde bekliyordu. Bir gün korumaya o gecelerden bir anısı olup olmadığını sordum. Koruma şöyle anlattı: evet, İmam genellikle sabah ezanına iki saat kala uyanırdı. Bir gece İmam’ın yüksek sesle ağladığını duydum; ben de etkilendim ve ağladım. İmam abdestini tazelemek için dışarı çıktığında beni gördü ve şöyle duyurdu: gençliğinin kıymetini bil ve Allah’a ibadet et, zira ibadetin lezzeti gençliktedir. İnsan yaşlanınca ibadet etmek ister, ama artık hali ve gücü yetmez.
İmam Humeyni -ks- gece namazını hayatının son gecesine kadar terk etmedi ve hatta hastanede yattığı günlerde de devam etti. İmam’ın hekimlerinden Dr. Kelanter Mutemedi İmam’ın son gecesini şöyle anlatıyor:
Saat gece yarısını geçmiş ikiye gelmişti. Ben İmam’ın yatağının yanı başında duruyor ve İmam’a bakıyordum. Birden tam saat ikide İmam’ın her zamanki gibi gece namazı için uyandığını fark ettim. İmam’ın dudakları hareket ediyor ve Allah tealayı zikrediyordu. İmam gece namazını hatta o haldeyken terk etmedi.