İslam İnkılabının İkinci Adımı, Üretimde Atılım-9
Bu bölümde gıda sanayii ve ürün işleme sanayii ile ilgili konuşacağız.
Gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin deneyimlerine bakıldığında milli gelişmenin temellerinden birinin de tarım sanayisi olduğunu gösteriyor. Tarım alanında ürün işleme ve tamamlayıcı sanayilere yatırım, tarım alanındaki atık ve fazladan ürünleri azaltarak katkı değeri arttırıp tarım ürünlerinin ihracatını da iyi yönde etkilemektedir. Bu ise çok boyutlu bir gelişme sayılır.
Birçok uzmana göre ürün işleme sanayisi sanayileşmenin ve ülkelerin gıda ihtiyaçlarının giderilmesi ve gıda güvenliklerinin temini için olmazsa olmaz temel sayılır. Çünkü bu sanayi gıda ihtiyacını gidermeye ve gıda güvenliğini arttırmaya büyük yardımı olacaktır.
Aslında ürün işleme ve tamamlayıcı sanayi en çok da tarımcılık sektöründe göze çarpmaktadır. Üretimin bu bölümü üretimde atılımın gerçekleşmesi alanında büyük bir öneme sahiptir. Çünkü randımanı arttırıp yeni bir ürün üretilmesine de yardımcı olup katkı değeri de iyi yönde etkilemektedir. Buna ilaveten tarımcılık potansiyeli yüksek bölgelerde özellikle de sınır bölgelerinde yer alan illerde ve bölgelerde gıda sanayisinin geliştirilmesi daha fazla istihdam fırsatı yaratarak komşu ülkelere de ihracatı kolaylaştırır. Bu doğrultuda üretimde atılım ekseninde yol kat etmek istihdam ve üretim alanındaki olumlu etkilerinin yanı sıra ekonomik gelişme özellikle de tarımcılığın gelişmesinde önemli bir gelişme sayılır. Bu süreç ise sonunda mega boyutta ekonominin filizlenmesine ve gelişmesine yol açar.
Gerçekte tarım ve bağ-bostan ürünlerinin üretiminde önemli faktörlerden biri de ürünlerin nasıl kullanılması ve randımanlarının arttırılmasıdır. Tarımcılık ve gıda sektörünün bu bölümünün geliştirilmesi ihracat alanında döviz girdisini arttırmasının yanı sıra ülkeyi tarım ve gıda ürünleri ihtiyaçları açısından da kendine yeter hale getirir.
Bu yüzdendir ki gelişmiş ülkelerde teknolojiden yararlanılarak sanayi ve hizmet sektörlerinin gayrı safi yurtiçi hasılasındaki payı büyütülmeye çalışılmaktadır. Tüm teknolojik gelişmelere rağmen gelişmiş sanayileşmiş ülkeler bile tarımcılık sektörlerini diğer sanayi dallarının tamamlayıcı parçası olarak görüp gıda üretimini güvenlikleri ile doğrudan alakalı olduğunu düşünüyorlar.
İran'da da tarımcılığın ve tarım sanayisinin yeşil ekonomideki payından dolayı ürün işleme sanayisi sürecine hız verilmiştir. Bu doğrultuda tarımcılığın ve ekonominin geliştirilmesi için ürün işleme alanlarına odaklanılmıştır.
Aslında İran'ın büyük bir bölümü kurak ve düşük seviyede suya sahip bölgelerden oluşuyor. Bu çerçevede ürünlerin işlenmesine odaklanmak tarımsal ürünlerin de kalitesini arttıracaktır. Bu çerçevede daha az su kullanımına karşılık daha fazla katkı değer sağlanacaktır.
İran en çok da elma, armut, kaysı, üzüm, şeftali, nektarin, badem, kiraz, vişne, erin ve ceviz gibi meyve türlerinin ekilmesi için elverişlidir. İran'ın bu ürünleri dünyaca tanınmaktadır. Örneğin Kordestan bölgesinin Servabad siyah üzümü tamamen organik olarak üretilen ünlü bir marka sayılır. Aslında saydığımız ürünlerin her biri gıda sanayisinde bir dalın ekseni olmaya potansiyelleri bulunmaktadır.
Tarımsal ürünler genel olarak mevsimsel olma ve bozulma kısıtlamaları ile bağdaştırılmaktadırlar. Bu iki özellikten dolayı ülkelerin gıda güvenliği tehlikeye düşebilir. Bu iki faktör, yılın tüm zaman dilimlerinde ürünlere erişimi ve uygun bir gıda sepetinin hazırlanmasını engellemektedir.
İnsanlar istedikleri gıda ihtiyaçlarını istedikleri mekan ve zamanda, uygun fiyata ve kolaylıkla temin etmeleri halinde o zaman gıda güvenliği yükselmiş olacaktır. Bu da sırf gıda sanayisinin gelişmesi ve ilerlemesi ile mümkün olacaktır. Çünkü bu sanayi dalı tarımsal ürünlerin işlenmesi kabiliyetlerini ve imkanlarını arttırıp mevsimsellik sorununu ortadan kaldırır ve böylece insanların gıda ihtiyaçlarını istedikleri zaman ve mekanda giderme şansını ortaya çıkarır.
Ürün işleme ve tamamlayıcı sanayisi tarımcılık ve endüstri alanlarını etkilemesinin yanı sıra genel anlamda da kırsal alanlarda yoksulluğu ve sınıf farkını da azaltır.
Tarım sektörü aslında ihracat piyasalarında da görece avantajlara sahip olup ihracatın gelişmesi ve döviz gelirinin artması için bir kaynak sanayi dalı sayılır.
Tarımsal ürünleri katkı değer üreten ürünlere dönüştürme çabaları ihracat piyasalarından geliri arttırmasının yanı sıra piyasalardaki ürünlerin kalıcılığını de geliştirir. Bu yüzden tarımcılık alanında üretimde atılımın hayata geçirilmesinin yanı sıra ürünleri işlemenin de ülkenin ekonomisine büyük faydalar getireceğini de unutmamak gerekir.
Kırsal alanlarda istikrarlı üretken istihdam fırsatları yaratmak, gıda güvenliğini sağlamak, kırsal alanlardan şehirlere ve büyük şehirlere göç dalgalarının azaltılmasına yardımcı olmak, gayrı safi yurtiçi hasılayı arttırmak, petrol dışı ürünlerin ihracatını geliştirmek, tarım ürünlerinin katkı değerlerini arttırmak ve gıda güvenliğinin güçlendirilmesi bu stratejik alanın gelişmesi sayesinde elde edilen avantajlar olacaktır.
Tüm bu özellikle göz önünde bulundurulduğunda ürün işleme ve tamamlayıcı sanayinin ülkenin gelişmesinde ve kalkınmasında anahtar rol oynadığı söylenebilir. Çünkü bu sanayi dalı sayesinde tarımcılıkta da randıman artar ve tarımsal faaliyetlerin geliri de artırılır ve sonunda tarımcılık sektörü hızlı gelişir ve mega boyutta da ülke ekonomisini olumlu yönde etkiler.
Tarımcılık alanında tamamlayıcı ve ürün işleme dalının önemi o kadar fazla ki ağır sanayinin ardından bu sanayi dalı çapı ve büyüklüğü açısından dünyada ikinci sırada yer alıyor. İran'da ise istatistiklere göre gıda sanayii tarımcılık alanındaki ürün işleme ve tamamlayıcı sanayinin yüzde 85'ini oluşturmaktadır. Bu yüzden bu sektör, üretim kapasitelerini ve istihdam fırsatlarını arttırma açısından da önemli sayılır. Bu sektörün filizlenmesi ve gelişmesi, ekonomiyi mega boyutta da etkilemektedir. Bu yüzden tarımcılık sanayisinin geliştirilmesi de ürün işleme ve tamamlayıcı sanayi olmadan başarılı olmayacaktır.
Ürün işleme ve tamamlayıcı sanayi kolları gerçekte ülkelerin sanayileşmesi ve gıda güvenliklerinin sağlanmasının ön aşaması sayılır. Buna esasen mevcut Şemsi yılının üretimde atılım yılı olarak adlandırılmasının önemli hedeflerinden biri de iç kaynaklara dayanarak yerli üretimin geliştirilmesi ve sonuçta gıda güvenliğinin arttırılması olmalıdır.