Ortadoğu Gelişmeleri
Bugünkü bültenimizde, Gazze kuşatmasından kaynaklanan insani facianın etkisi altında olan Filistin gelişmelerine ve ardından Bahreyn, Suriye, Irak ve Yemen gelişmelerine bakmak istiyoruz.
Haber kaynakları Gazze şeridinde insani facianın her geçen gün şiddetlendiğini ve kamuoyunu bu konuda kaygıları attığını belirtirken, bu durum aynı zamanda kuşatma altında bulunan savaşzede Gazze halkı için daha ölümcül şartları dayattığını gösteriyor. Bu şartlarda uluslararası yardım kuruluşları da korsan İsrail’in bölge halkına insani yardım ulaştırılması yolunda çıkardığı engellerin hakkında uyarıda bulunarak bu durum Gazze halkını daha ciddi bir şekilde tehlikeye attığını belirtiyor.
Siyonist rejim kuşatma altında tuttuğu Gazze halkına her türlü insani yardım ulaştırılmasına engel oluyor. Gazze’ye destek için gönderilen yardım konvoyları koordinatörü Usam Yusuf, siyonist askerler uluslararası yardım kuruluşlarının çalışanlarını sorguladığını ve Gazze şeridinde diplomatik temsilciliklerin izinlerini iptal ettiğini belirtiyor.
Bilindiği üzere korsan İsrail yaklaşık on yıldır Gazze şeridini kuşatma altında tutuyor ve bölgeye yakıt ve temel ürünlerin girişine izin vermiyor. Bu durum yoğun nüfusu bulunan Gazze şeridinde insani faciaya yol açtığı ve kuşatmanın ağırlaştırılması halkın su, gıda maddeleri, giyim ve ilaç gibi en temel ihtiyaçlarını karşılamakta ciddi sıkıntı çekmesine ve insani facianın patlak vermesine yol açtığı gözleniyor.
Bu arada katil rejimin savaşzede Gazze bölgesine saldırıları da devam ediyor. İsrail ordusu Gazze ateşkesini bir çok kez ihlal ederek bu bölgeye saldırdı. Filistin direnişi ile siyonist rejim arasında ateşkes anlaşması 2014 yılında ve korsan İsrail’in 50 gün boyunca dayattığı ve sonunda direniş karşısında bozguna uğradığı savaşın sonunda imzalandı. Bu saldırılarda 2300 Filistinli şehit düştü, binlerce Filistinli de yaralandı. Bu arada savaş sonucunda Gazze’de tüm altyapılar ve binlerce ev yerle bir edildi ve şimdi de korsan İsrail’in engellemeleri, Gazze’nin yeniden inşa edilme sürecini olumsuz etkilemeye başladı. Bu arada korsan İsrail Gazze şeridine kuşatma uygulamadığını iddia etti. Tel aviv’in bu iddiadan amacı ise Filistin ve Gazze krizini başta BM olmak üzere uluslararası camianın gündeminden düşürmektir.
Siyonist rejim İsrail aslında bölgede yaşanan insani facianın boyutları ortaya çıkmasından korktuğu için BM gözlemcileri ve uluslararası gerçekleri araştırma heyetlerinin Gazze şeridine gelmesine karşı çıkıyor.
Geçen hafta Bahreyn’de Halife rejiminin başta siyasi tutuklular olmak üzere Bahreyn milletine karşı şiddet uygulamalarını arttırması baskıcı rejime yönelik uluslararası tepkileri arttırırken, siyasi tutuklular da başlattıkları grevlerle mazlumiyet sesini dünyaya duyurmaya çalışıyor.
Bahreyn’de bu çerçevede siyasi tutuklular grevlerini sürdürmekle halk protestolarının kapsam alanını Halife rejiminin zindanlarına kadar yaymayı başardı.
Bahreyn’in El Hoz El Caf zindanında mahkumlar Halife rejiminin gardiyanlarının kötü davranışlarını protesto etmek amacıyla geçen haftanın sonlarına doğru sınırsız açlık grevini başlattı.
Halife rejiminin gardiyanları siyasi tutukluları işkence ve darp ediyor.
Bahreyn milli vafak İslam cemiyeti insan hakları ve özgürlükler masası geçen Salı günü Halife rejiminin geniş çaplı insan hakları ve dini özgürlükleri ihlallerini ifşa etti.
Bundan önce Bahreyn milli vafak İslam cemiyeti insan hakları ve özgürlükler masası Halife rejimine bağlı zindanlarda ve cinayet araştırma merkezlerinde ve geçici tutuklu evlerinde ve özellikle merkezi hapishanede 798 tutuklu işkence edildiğini ifşa etmişti.
Bahreyn rejimi 2015 yılında en az 1765 kişiyi gözaltına aldı. Tutuklananların arasında ise 120 çocuk ve 22 kadın bulunduğu ve 829 tutuklama ise evlere düzenlenen illegal baskınların sırasında gerçekleştiği belirtiliyor.
Bahreyn Şubat 2011’den beri halkın Halife rejiminin zulmüne karşı barışçıl protesto eylemlerine sahne olurken, Halife rejimi Suud rejimine bağlı askerlerin yardımıyla söz konusu barışçıl protesto eylemlerini en sert biçimde bastırıyor.
Geçen hafta Suriye gelişmeleri, Cenevre’de Suriye barış müzakereleri ve Amerika’nın Suriye’ye yönelik yeni müdahaleleri ve bu ülkeye daha fazla askeri sevk etmesinin etkisi altında kaldı.
Bu çerçevede Suriye yönetimi ile Suriyeli muhaliflerin arasında yeni tur dolaylı müzakereler BM’nin arabuluculuğu ile 13 Nisan 2016 tarihinde Cenevre’de başlamış ve geçen hafta da devam etmişti. Müzakerelerin bu merhalesi ise geçen haftanın sonlarına doğru sona erdi.
Bu arada Suriye müzakerelerine yakın kaynakları Suriye barışı ile ilgili yeni tur müzakerelerin Mayıs ayında düzenleneceğini açıkladı. BM Suriye özel temsilcisi Stephan De Mistura da Mayıs ayında barış müzakerelerini sürdürmek üzere yeni turun başlaması için tüm çabasını sarf edeceğini belirtti.
Ancak bazı kaynaklar Amerika yönetiminin yeni uygulamaları Suriye krizinin daha da tırmanmasına ve krizin devam etmesine sebebiyet verdiğini belirtiyor.
Suriye’de ordu birlikleri ve halk güçlerinin operasyonları sürdüğü ve teröristler zor durumda kaldığı bir sırada beyaz saray yetkilileri yeni kararları ve uygulamaları ile bölgede gerginliği tırmandırmaya devam ediyor.
Söz konusu kaynaklar, Amerika yönetimi bir yandan Suriye’nin toprak bütünlüğü için çaba harcama iddiasında bulunduğunu, ancak öbür yandan askeri uygulamaları ile pratikte bu ülkenin parçalanması yönünde adım attığını kaydediyor.
Beyaz sarayın Suriye’ye yeni askeri birlikleri göndermesi, Amerika’nın Suriye’de krizin devam etmesini istediğini gösteriyor, nitekim Cenevre’de gerçekleşen barış müzakereleri de Amerika ve Batı’nın sabotajları yüzünden hiç bir somut sonuca ulaşamadığı gözleniyor.
Geçen hafta Amerika yönetimi , Suriye’de Arap ve Kürt silahlı güçlere askeri eğitim veren 50 Amerikalı askerden başka bu ülkeye 250 yeni asker sevk ettiğini açıkladı.
Bu açıklamanın ardından Suriye’de bazı kaynaklar 150 kadar Amerikalı askerin Haseke eyaletinin Ramilan havaalanına geldiğini duyurdu.
Suriyeli milletvekili Cemal Raiba ise Suriye krizinde ABD’ye güvenmenin hata olduğunu açıkladı. Suriye’de terör örgütlerinin ateşkesi ihlal etmeleri, bu örgütlerin temsilcileri ile Cenevre’de müzakere etmenin mantıksız ve faydasız olduğunu ortaya koyduğunu belirten Rabia, Amerika yönetimi teröristlere verdiği desteği sürdürmekle Washington’a Suriye krizini çözümleme sürecinde güvenmenin hata olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı da Amerikalı özel kuvvetlerin Suriye’ye sevk edilmesini Suriye’nin milli egemenliğinin ihlali niteledi. Suriye yönetimi de 150 Amerikalı askerin Suriye topraklarına girmesine itiraz etti.
Geçen hafta Irak’ın siyasi krizinde bazı inişli çıkışlı süreçler yaşandı. Iraklı bazı milletvekillerinin bir kaç gün süren protesto ve oturma eyleminin ardından sonunda söz konusu milletvekilleri Başbakan Haydar İbadi’nin önerdiği yeni kabineye güvenoyu verdi. Iraklı milletvekilleri geçen Salı günü meclis Başkanı Selim Ceburi başkanlığında düzenlenen genel kurul oturumunda Başbakan Haydar İbadi’nin önerdiği yeni kabineyi görüşmeye başladı. 170 milletvekilinin katılımı ile gergin bir atmosferde başlayan oturumun sonunda milletvekilleri İbadi’nin kabinede reform kararlarını onayladıklarını belirtti.
Bu çerçevede Irak parlamentosu çalışma Bakanı Vefa Cafer, su kaynakları Bakanı Hasan Cenabi ve sağlık Bakanı Ala Gani’ye güvenoyu verdi. Irak meclisi ayrıca elektrik Bakanı Ala Deşer ve yüksek eğtimi Bakanı Abdurrezzak İsa’ya da güvenoyu verdi ve Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin istifasını da kabul etti.
Irak parlamentosu Haydar İbadi’nin yeni kabinesine güvenoyu vermek için düzenlediği oturum, oturma eylemi düzenleyen milletvekilleri bu oturumu boykot ettikleri ve İbadi’nin yeni kabinesinin oylamaya sunulmamasını istedikleri bir sırada gerçekleşti.
Öte yandan Irak Bedir örgütü genel sekreteri ve Haşedul Şaabi halk güçleri komutanı Hadi Ameri de Tuz Hormatu’da yaşanan çatışmalara gösterdiği tepkide, Irak’ta esas savaş IŞİD terör örgütüne karşı olduğunu, Iraklı grupların arasında iç çatışma sadece ecnebilerin yararına olduğunu açıkladı.
Irak’ın Salahaddin eyaletinin Tuz Horatu kentinde Kuzey Iraklı Kürtlerin askeri gücü peşmerge ile Haşedul Şaabi halk güçlerinin gönüllü Türkmen milisleri arasında yaşanan çatışmalarda iki taraftan çok sayıda kayıp yaşandı. Haşedul Şaabi Komutanı Ameri ise Tuz Hormatu çatışmalarına işaretle bu tür iç çatışmaların sadece ecnebilerin yararına olduğunu vurguladı.
Geçen hafta haber kaynakları Suud rejiminin Yemen barış müzakereleri ve ateşkesi sürekli sabote ettiğini duyurdu. Bu durum Yemen’de barış müzakereleri ve ateşkesin geleceğini muğlak hale getirdiği belirtildi. Öte yandan böyle bir atmosferde Arabistan’ın saldırgan güçleri Yemen’in çeşitli bölgelerine saldırmayı ve ateşkesi ihlal etmeyi sürdürdüğü kaydedildi.
Bundan önce Yemen’in milli heyeti, BM Yemen özel temsilcisi İsmail Veled Şeyh Ahmet’le görüşmesinde Arabistan’ın Yemen’de ateşkesi sürekli ihlal etmesine yönelik itirazını bildirdi.
Yemen barış müzakereleri bir süre önce Kuveyt’te başladı, fakat bu müzakerelere paralel olarak Suud rejiminin Yemen saldırıları devam etti. Gerçekte Kuveyt’te başlayan ve Yemenli tarafların katıldığı müzakereler de Arabistan’ın saldırgan tutumu yüzünden şimdiye kadar sonuca ulaşamadı.
Kuveyt müzakerelerine katılan Ensarullah hareketinin temsilci heyetinin üyesi Hamid Rızk ise Kuveyt müzakerelerinde olumlu ilerleme sağlanmadığını açıkladı. Ensarullah temsilcilerinden Hamid Rızk, bu müzakerelerde siyasi sürecin güvenlik uygulamalarının dayanağı olup olmayacağı belli olacağını, çünkü Yemenli milli güçler milli vahdet hükümetinden yana olduğunu, fakat Riyad’ın desteklediği heyetin tekelci bir tavır takınarak Yemen’de iktidarın tamamen ele geçirmek istediğini kaydetti.
Yemen’in Ensarullah hareketi siyasi konseyi üyesi Muhammed Bahiti ise bazı ülkelerin engel çıkarması Yemen’de uzlaşmayı engelleyen etken olduğunu açıkladı. Bu arada Yemen milletinin Suud rejiminin saldırılarına yönelik itirazları devam ediyor. Bu çerçevede Yemen’in Ümran eyaletinde halk Suud rejiminin cinayetlerini protesto etti.
Yemen’de 10 Nisan’da başlayan ateşkesin ardından Suud rejimi onlarca kez Yemen’in çeşitli bölgelerine saldırı düzenledi. Suud rejiminin Yemen saldırılarında şimdiye kadar binlerce Yemenli sivil hayatını kaybetti veya yaralandı. Yemen’de ateşkes 10 Nisan’da ve BM gözetiminde başladı, ancak Arabistan sürekli ateşkesi ihlal ediyor.
Yemen barış müzakereleri de BM temsilcisinin gözetiminde 21 Nisan’da Kuveyt’te başladı, ancak gözlemciler Suud rejiminin Yemen’e yönelik saldırılarının devam ettiğine dikkat çekerek barış müzakereleri için aydın bir ufuk görünmediğini belirtiyor. 015