Mart 06, 2021 19:03 Europe/Istanbul

Bu bölümde ülkenin ilaç ve tıbbi ihtiyaçlarının karşılanmasındaki atılımını özellikle de tedavi turizmi alanındaki durumu ele alacağız.

Ülkelerin ekonomileri için  yararları ve önemli olan sanayi dallarından biri de  sağlık turizmi alanıdır. Bu endüstri dalı  üretken ve sürdürülebilir  istihdamın kurulmasında, döviz girdisi sağlamak  ve servet kaynakları yaratmak alanında  çok etkili bir role sahiptir. 

Geçmişten beri  İran halkı bölge halkları için tıbbi ve tedavi kazanımların sembollerinden birine dönüşmüş ve sağlık kutbuna çevrilmiştir.  İster  geçmişte İslami dönemlerin zirve yaptığı sıralarda  İbni Sina döneminde ister mevcut dönemde bu gerçek söz konusudur. 

Şimdi de İranlı doktorlar ve sağlık bilimi uzmanları  gelişmiş ülkelerdeki doktorlarına paralel olarak gelişmeye devam etmektedir. Bilim tarihi göz önünde tutulduğunda  İranlıların  her daim bilim üretimi alanında önemli bir role sahip oldukları, mevcut büyük kazanımların da  vatanseverlik ve özgüvenin sonucu olduğu söylenebilir.  

Günümüzde birçok  yatırımcı   bu alanda yatırım yapmaya ilgi duymaya başlamıştır.  Dünya Sağlık Örgütü ise  sağlık turizmini  "  kişilerin psikolojik durumu ve fiziksel sağlık düzeyinin iyileştirilmesi ve arttırılması için  maden suları kaynakları, iklim ve tıbbi müdahale imkanlarından  yararlanmak olarak  tanımlamaktadır. Yine bu tanıma göre  kişiler yaşadıkları mekanlardan ve bölgelerden en az 24 saat uzak kalmak üzere sağlıklarını arttırma amaçlı yaptıkları seyahatler de sağlık turizmi kapsamında değerlendirilmelidir. İran'ın sağlık turizmi alanındaki  yıllık kapasitesi ise   1 milyon sağlık turisti kadardır.   Bu kapasitenin mali karşılığı ise  yaklaşık 7 milyar dolar kadardır. 

İran İslam Cumhuriyeti sağlık bakan yardımcısı Dr. İrec Herirçi ise bu kadar döviz girdisinin  10 yıl öncesine göre 10 kat artabileceğinden söz etmiştir. Ona göre  komşu ülkeler ve ECO ülkelerinin 500 milyonluk nüfusu   ve İran'ın 20 yıllık vizyonu yıllık olarak 20 milyon turistin büyük bir bölümünün sağlık turizmine dönüşmesine zemin hazırlayabilecektir. 

İranlı sağlık bakanlığı yetkilisinin çizdiği bu vizyon,  çok da gerçek dışı bir durum değildir.  Su terapi imkanlarının yanı sıra, çamur terapi, tuz terapi ve geleneksel tıp imkanları da İran'ın farklı eyaletlerinde özellikle de sınır bölgelerinde  görülmektedir.  Ülke genelindeki tıbbi gelişmeler  komşu ülkelerin  ahalisinin yanı sıra  yıllık olarak  ülke dışındaki gelen turistlere de sağlık hizmetleri sunmuştur.  Bu alanda ise büyük turistik kapasiteler görünmeye başlanmıştır. Bu alanda planlamaların sayesinde  İran'ın dünya sağlık turizmi endüstrisinden payı ise  gelecek yılda 5 milyar dolara yaklaşabilir.  Bu önemli hususun gerçekleşmesi  İran'ın tıbbi kapasitelerinden yola çıkarak mümkün olabilecektir. 

Geçen yıl dünyada bu alandan elde edilen gelir 400 milyar dolar olarak açıklandı, bundan İran'ın payı ise 1,2 milyar dolardı.

Sağlık turizmi sektörünün gelişmesinde Tahran, Razevi Horasan, Kum, Huzistan, Batı Azerbaycan ve Fars eyaletleri çok yüksek kapasiteye sahiptir ve buna dayalı olarak bu eyaletlerde etkin planlama ve önlemler düşünülmüştür. Doğu Azerbaycan, İlam, Kordestan, Sistan ve Beluçistan, Kermanşah, Erdebil ve Gilan eyaletleri de yabancı hasta kabul ederek komşu ülkelere yakınlığı nedeniyle ülkenin sağlık turizmi sektöründe önemli rol oynuyor.

Dr. Homayun Yusefi, bölge halkının İran tıbbına olan yüksek güvenine atıfta bulunarak şunları söylüyor: "Bölge halkı İran tıbbına yüksek güven duyuyor."

İran'ın komşu ülke halklarına sağlık hizmeti sunması bölge halklarının İran tıbbına duyduğu bu güvenin ürünü olarak düşünülebilir.

Şimdi, bu yetenek ve uygun tıbbi ve sağlık ekip ve ekipmanları sayesinde, bölgedeki en büyük ve en önemli nakil merkezlerinden biri olan Şiraz'ın yeni şehri Sadra'daki Abu Ali Sina Nakil Vakfı da en büyük eğitim, araştırma-tedavi merkezinin dünyanın en gelişmiş merkezlerine eşit hale gelmiştir. Ülkenin her yerinden ve hatta Fars Körfezi ülkeleri vatandaşları tıbbi hizmetler için Şiraz'a gidiyor. 

 Şiraz hastaneleri ve merkezlerinde böbrek, pankreas, karaciğer ve pankreas gibi çeşitli nakiller gerçekleştirilmekte, bu ameliyatların başarısı Şiraz nakil departmanını uluslararası camiada tanınmış bir merkez haline getirmiştir. İki yıl önce aynı alanda, İranlı hekimler Asya'nın batısındaki ilk yapay retina naklini gerçekleştirme başarısına imza atıldı. 

Bugün, İran tıbbı, kendi kendine yeterlilik ve kendine özgüvenin zirvesini yaşamaktadır. Bu başarılar sadece göz hastalıkları ile sınırlı değildir. 

İran karaciğer naklinin babası Dr. Seyed Ali Melekhoseyni, bugün ülkedeki tüm tıp bilimlerinde birçok bilimsel gelişmeye tanık olduğumuzu belirterek, "Organ naklinde yeni gelişmeler ve kendi kendine yeterlilik görmekten gurur duyuyoruz. Tabii ki tüm bu eylemler uzun soluklu çabaların sonucudur."

Bu karaciğer nakli cerrahı, İran'da tüm gelişmiş tıbbi ve cerrahi tedavilere sahip olduğumuzu ve bugün diğer ülkelerin tıbbi bilgilerine ihtiyaç duyulmadığını belirterek şöyle dedi: "Abu Ali Sina organ nakli ekibi, daha fazlasını yaparak 2017'deki 900 nakil ameliyatı yaparak 561 nakil ile Amerika Sağlık Merkezi rekorunu kırdı ve dünyadaki karaciğer nakli sayısında da yeni bir rekora imza attı. 

Mevcut yılda ise Afganistan, Irak, Azerbaycan, Pakistan, Umman, Bahreyn, Kuveyt, Türkmenistan, Hindistan ve Katar'dan gelen sağlık turistlerinin çoğu, yabancı hastalara sağlanan özel tıbbi hizmetler de dahil  İran'daki hastaneleri ve cerrahi merkezlerini ziyaret etti. Bunlar arasında kemik iliği nakli, kulak, burun ve boğaz hastalıklarının tedavisi, beyin cerrahisi, özellikle kafa tabanı cerrahisi, bazı kronik hastalıkların tedavisinde kök hücrelerin kullanılması ve Parkinson'un etkin tedavisi yer aldı.