Haziran 24, 2021 06:58 Europe/Istanbul

Her biri yüce Allah’ın özelliklerinden birine işaret eden Esma-ül Hüsnâ’dan bugün sizlerle, kısaca kulları hakkında kolaylık isteyen; iyilik ve bahşişi çok olan, vaadini yerine getiren اَلْبَرُّ el-Berr  ism-i şeriflerini ele alacağız.

Değerli dinleyiciler hatırlanacağı üzere geçen bölümlerde de belirttiğimiz gibi semavi kitap Kur'an-ı Kerim ve birçok rivayette Esma-ül Hüsnâ’ya birçok kez işaret edilmiştir. Esma-ül Hüsnâ, sadece ve sadece Allah Teâlâ’nın yüce zatına delâlet ediyor ve onların gerçek anlamı ise iki özelliğe sahiptir: birincisi Allah Teâlâ’nın doğasının hiçbir şey ve  hiç kimseye ihtiyacı olmadığı, ikincisi ise her şey ve herkesin O'nun mutahhar zatına ihtiyacı olduğu.

Bugün Esma-ül Hüsnâ’dan “el-Berr” ism-i şerifini ele almak istiyoruz.

 

Berr, terim olarak sevgi dolu, şefkatli ve iyilikte bulunmak anlamındadır. Fakat aslında “geniş ve uçsuz bucaksız bir alan” demektir, ve iyilikseverlerin iyilik yapmak için yüce bir ruha sahip oldukları nedeni ile bu terim onlar için kullanılıyor. Allah Teâlâ da herkese iyilik yapmakta her kese özen gösterdiği için bu iyiliği sevabından veya faziletten veya sebebi her ne olursa olsun herkese inayet buyurmuştur.

Allah’ın bu sevgisi her şeyden önce varlıkları yaratmasına dönüyor ve birer hiç olan bizi yaratmasıdır; bu konu yüce Allah’ın en büyük lütuflarından  biridir ve maalesef kulların bir çoğu bundan gafiller. İkincisi ise yüce Allah’ın tüm kullarının iyiliğini ve rahatlığını istemesidir, bu yüzden günahlarının bir çoğunu görmezden geliyor. Berr olan Allah, vasi’dir, kullarına din ve dünya bağışlamış ve böylece onlara minnette bulunarak, kullarının günah ve isyanları yüzünden onlara yapmış olduğu ihsanını kesmiyor.

Berr, kullarının her iyi işi için onlara 10 kat mükafat veriyor, sadece iyi niyeti olana sanki hayırlı bir iş görmüş gibi ecir veriyor. İnsanlık şanından uzak olan bir işe karar verene, o işi zahirde gerçekleştirmediği müddetçe, kötü niyetini hesaba katmıyor.

Yüce Allah Tur suresinin bir bölümünde cennette olanların huzuru, refahı ve mutluluğu için gerekli olan nimetlere değiniyor. Ardından her türlü ceza ve azaptan kurtulma güvenliği ve tam huzur nimetine değiniyor. Cennet ehli olanlar birbirlerinden eski durumlarını sorarlar ve onu cennetteki durumları ile kıyaslayarak şöyle derler:

Biz ailemiz arasında yaşamamıza ve güven duymamız gerektiği halde yine de korkardık. Yaşamın acı olayları ve ilahi azabın her an başımıza gelerek eteğimize yapışmasından korkardık. Çocuklarımız ve ailemizin hata yoluna gitmelerinden, sapkınlık vadilerinde yanılmalarından korkardık, ve bizim acımasız düşmanlarımızın bizi gafil avlamalarından ve hayatı bize dar etmelerinden korkardık. Fakat Mihriban Allah, bizi dünya zindanından tüm korku ve vahşetlerinden kurtardı ve nimetlerinin odağı yani cennete yerleştirdi.

Cennetlikler sözlerinin sonunda yüce Allah’ın kerem sahibi ve Rahim olduğunu orada her zamankinden daha çok hissettiklerini itiraf ederek Tur suresinin 28. ayetinde belirtildiği üzere şöyle derler:

إِنّا کُنّا مِنْ قَبْلُ نَدْعُوهُ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِیمُ

Biz, bundan önce O'na ibadet ediyorduk ve bizi korumasını istiyorduk. Gerçekten O, kerem sahibidir, Rahîm'dir.

Ayetullah Mekarim Şirazi Tefsir Numune kitabında bu ayetin altında şöyle yazıyor:

Kıyamet sahnesi ve cennet nimetleri, Allah’ın sıfatları ve isimlerinin tecelli ettiği yerdir ve müminler bu sahneleri, O'nun isimleri ve özelliklerinin gerçeği ile her zamankinden daha çok aşina oluyorlar.

Berr olan Allah, akıl vermek ve hidayetleri için enbiya ve peygamberler göndermek, onlara şefkatli davranarak acımak, günahlarını affetmek ve kelimelerin anlatmakta yetersiz olduğu sınırsız nimetler vererek, insanlar hakkında iyiliği ve Berr’i kemale ulaştırmıştır. Allah’ın Berr olması, O'nun büyüklüğü, hikmeti, izzet, gücü ve yüceliği, sevgi ve rafetindendir. O iyilik edendir ve iyilik edenleri sever. Bu yüzden Müslümanların sosyal ilişkileri ve davranışlarının bir çoğu, en başta ebeveyn olmak üzere herkese iyilikte bulunmak ve iyi davranış üzerine kuruludur. Allah Teâlâ Meryem suresinin 14. ayetinde hz. Yahya’yı -as- anlatırken şöyle buyuruyor:

وَبَرّاً بِوَالِدَیْهِ

… anne babasına iyi davranan bir kimse idi

Yüce Allah Berr ism-i şerifine mazhar olanlar hakkında  Bakara suresinin 177. ayetinde şöyle buyuruyor:

لَّیسَ ٱلْبِرَّ أَن تُوَلُّوا وُجُوهَکمْ قِبَلَ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَلَکنَّ ٱلْبِرَّ مَنْ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَٱلْیوْمِ ٱلْءَاخِرِ وَٱلْمَلَئِکةِ وَٱلْکتَبِ وَٱلنَّبِیینَ وَءَاتَی ٱلْمَالَ عَلَی حُبِّهِۦ ذَوِی ٱلْقُرْبَی وَٱلْیتَمَی وَٱلْمَسَکینَ وَٱبْنَ ٱلسَّبِیلِ وَٱلسَّائِلِینَ وَفِی ٱلرِّقَابِ وَأَقَامَ ٱلصَّلَوةَ وَءَاتَی ٱلزَّکوةَ وَٱلْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَهَدُوا وَٱلصَّبِرِینَ فِی ٱلْبَأْسَاءِ وَٱلضَّرَّاءِ وَحِینَ ٱلْبَأْسِ أُولَئِک ٱلَّذِینَ صَدَقُوا وَأُولَئِک هُمُ ٱلْمُتَّقُونَ

İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Bu yüzden iyilikte bulunma ve Berr makamına ulaşmak hiç de kolay değildir, nitekim yüce Allah Âl-i İmran suresinin 92. Ayetinde infakta bulunmak için iyilik yapmak hakkında şöyle buyuruyor:

لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتّٰى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَیْءٍ فَاِنَّ اللّٰهَ بِه۪ عَل۪یمٌ

Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.

Yine Allah Teâlâ Maide suresinin 2 ayetinde de “İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” Buyuruyor.

İmam Musa bin Cafer’den -as- bir hadiste şöyle anlatılıyor:

İsrailoğulları arasında hayırsever karısı olan dürüst bir adam vardı. Günün birinde adam, rüyasında birinin ona şöyle dediğini görür: Allah şu kadar sana ömür mukadder buyurmuştur ki yarısını refah ve huzur içinde ve diğer yarısını da zorluk ve yoksullukta geçireceksin, hangisini önce yaşamak istersen seç!

Adam, “benim iyi bir hayat arkadaşım vardır, onunla istişare edeyim sonra bir kez daha bana gel ve ben de sana hangi yarıyı önce yaşamak istediğimi sana söyleyeyim.

Sabah olunca adam rüyasını eşine anlattı ve onun fikrini sordu. Eşi şöyle dedi: refah ve huzur içinde olan yarıyı seç, belki Allah bize acır ve diğer yarısında da nimetlerini bizden esirgemez.

Gece olunca adam bir kez daha rüyasında o adamı görünce şöyle dedi: ben hayatımın ilk yarısı için refah ve huzuru seçiyorum.

O günden ve rüyadan sonra dünya nimetleri her taraftan adama ve ailesine adeta yağmaya başladı. İlahi nimetler bollaşınca eşi ona “ailene, komşularına ve de ihtiyaç sahibi olanlara yardım et” deyince adam da eşinin tavsiyesini dinledi. Bir süre sonra adamın refah ve huzur içinde geçmesi gereken ömrünün yarısı bitti ve ömrü yarıdan geçti, fakat yine de iyi maddi durumu devam etti.

Bu sefer 3. Kez yine o adamı rüyasında gördü. Rüyadaki kişi, adamın refah ve huzur içinde geçen ömrünün devamı hakkında şöyle dedi: senin iyiliğin ve ihsanda bulunman, Allah'ın seni mükafatlandırmasına sebep oldu ve ömrünün sonuna kadar nimet ve refah içinde yaşayacaksın.

Değerli dinleyiciler her hafta olduğu gibi sohbetimizin sonunda ellerimizi semaya açarak güzel bir dua ile sizlerle vedalaşıyoruz.

Allah'ım! Sen iyiliksever ve sevgi dolusun, senin iyiliğin iyiler ve kötülerin tümünü kapsar. Ey Mihriban Allah'ım! El-Berr ismi şerifinden bizleri daha fazla faydalandır ve bize anne ve baba ve yakınlarımıza iyilikle ve komşu ile yabancılara ihsanla davranmamıza yardımcı ol. Allah'ım! hatemülenbiya'nın hakkını iyilikle eda edebilmemiz ve emirlerine eksiksiz itaat edebilmemiz ve yakınlarına saygılı olabilmemiz ve ehlibeytini büyük sayabilmemiz için bizleri Berr ism-i şerifinin mazharı eyle ki bizlere bakınca bizlerden hoşnut olsunlar. Gerçekten sen her şeye kadirsin.

 

Esen kalın./012