Temmuz 03, 2021 08:13 Europe/Istanbul

Allah Resulü -s- çok güzel bir ifade ile Kur'an'ı Kerim’i ilahi ve insanlara bol faydası olan geniş bir sofraya benzetiyor. Allah Resulü -s- şöyle buyuruyor: Kur'an'ı Kerim ilahi hazır ve geniş sofradır. O zaman yapabildiğiniz kadar Allah’ın hazır sofrasından yararlanın.

Aslında İslam Peygamberi -s- bu güzel anlatımı ile bir yandan insanlarda Kur'an'ı Kerim’in azametini idrak etme zeminini hazırlamaya ve diğer yandan da onları bu semavi gevherden mümkün mertebe daha fazla yararlanmaya teşvik etmeye çalışıyor.

İslam aleminin büyük alimlerinden Seyyid Murtaza Elem’ul Huda bu değerli hadis hakkında Amali adlı eserinde şöyle yazıyor:

Kur'an'ı Kerim ilahi rahmetli sofradır. Hiç kimse bu sofranın başından ele boş kalkmaz. Kim Kur'an'ı Kerim’i açarak yazılarını ziyaret ettiyse, yani baktıysa, o kadar bu ilahi sofradan lokma almış ve yararlanmıştır. Kim bu kitabı kıraat ettiyse, yani ayetlerini tilavet ettiyse, daha iyi bir lokma almıştır ve kim onun tercümesini öğrendiyse, yine daha iyi bir lokma almış ve daha fazla yararlanmıştır.

Gerçekte Ehl-i Beyt -s- fertlerinin Kur'an'ı Kerim’in azametini ve faziletini beyan etmeleri insanlarda bu semavi kitaba gerekli ilgiyi göstermek ve hayat veren maarifinden faydalanmak üzere gerekli fikri ve ruhi zemini hazırlamak içindir. Buna göre Kur'an'ı Kerim’e bakmak, okumak, anlamak, inanmak ve hatta yazmak, bu semavi kitaptan faydalanmaktır.

Kur'an'ı Kerim İslam Peygamberi’ne -s- nazil olmaya başladığı andan itibaren bu semavi kitabın yazılması ve derlenmesi de başladı. O dönemde Kur'an'ı Kerim’in tamamının ezberlenmesine güvenmek asla akılcı bir iş olmayacaktı ve bu yüzden ilahi ayetler yazılması ve böylece bu ilahi kelam ebediyen kalıcı hale getirilmesi ve her türlü sapmadan ve bidatlerden de korunması icap ediyordu. Bu yüzden Kur'an'ı Kerim’in yazılması Allah Resulü -s- hayatta olduğu dönemde büyük önem kazandı.

Allah Resulü -s- bu doğrultuda yazma yeteneğinde üstün olan bazılarını seçerek büyük bir titizlikle Kur'an'ı Kerim’ı yazmakla görevlendirdi. Vahiy yazarları ne zaman bir ayet nazil olur ve Allah Resulü -s- sahabeye okuyacak olursa hemen nazil olan ayetleri ağaç, hurma yaprağı, kumaş, kemik ve o dönemde yazmak üzere kullanılan malzemelerin üzerine yazmaya başlıyordu. Bu yazarlar vahiy katipleri olarak adlandırıldı. Bu arada bazıları da hızla Kur'an'ı Kerim ayetlerini ezberliyor ve insanlara okuyordu. Bunlar da vahiy hafızları olarak adlandırıldı.

Böylece vahiy ayetleri İslam Peygamberi’nin -s- gözetiminde yazılı hale getirildi ve her surede ayetlerin sırası ve sayısı ve yine sure sayısı o hazretin yaşadığı dönemde ve doğrudan talimatı ile belirlendi.

 

Allah Resulü -s- Kur'an'ı Kerim’in ayetlerini Müslümanlar için çok güzel bir şekilde tilavet ediyordu. O hazret Kur'an'ı Kerim’i çok güzel bir tonla ve sözcükleri doğru biçimde telaffuz ederek kıraat ediyordu.

Müslümanlar İslam Peygamberi’nin -s- Kur'an'ı Kerim tilavetini muhteşem ve doğru telaffuzla gerçekleştirdiğini görünce ta baştan bu semavi kitabı doğru okumak, sözcükleri doğru beyan etmek ve ayetleri okurken duraksamaları yerinde yapmanın büyük önem arz ettiğini anladı. Zira kelimelerin yanlış beyan edilmesi veya hatalı telaffuz edilmesi bazen kelimenin anlamını ve sonuçta ayetin anlamını değiştiriyor ve ilahi kelam tahrif edilmiş oluyordu.

Müslümanlar ta asr-ı saadetten itibaren Kur'an'ı Kerim’ı doğru okumaları gerektiğini öğrendi. Allah Resulü -s- Kur'an'ı Kerim’a tertil şeklinde tilavet ediyordu ve Müslümanlar da bu yöntemi örnek aldı ve böylece bu tarz okumak yaygınlaştı.

Tertil, bir şeyi güzel, düzgün ve tertip ile kusursuz bir şekilde açık açık, hakkını vererek açıklamaktır. Kur'ân'ın tertili de böyle her harfinin, edasının, tertibinin, mânâsının hakkını doyura doyura vererek okunmasıdır. Gerçekte Kur'an'ı Kerim’i en iyi kıraat tarzı, tertil tarzıdır.

Kur'an'ı Kerim ayetleri İslam Peygamberi’ne -s- tertil kalıbında nazil oldu ve o hazret ve masum imamlar -s- da tertil anlamı ve muhtevasına göre Kur'an'ı Kerim’i tilavet ediyordu.

Tertilde bu semavi kitabın tilavetine has ve güzel bir hava kazandıran ve akıcı olmasını sağlayan bazı kurallar söz konusudur. Nitekim bu kurallara uymakla hak kelami eda olunur ve dinleyici de vahiy kelamını daha iyi anlar.

Müzemmil suresinin dördüncü ayetlinde Allah teala peygamberine açık bir şekilde Kur'an'ı Kerim’i tertil tarzında okumasını emrediyor, ki bu da hak tealanın Müslümanlardan Kur'an'ı Kerim’i nasıl tilavet etmelerini beklediğini ortaya koyuyor. Allah teala ayette şöyle buyuruyor:

... Kur'an'ı tane tane oku.

Yani Kur'an'ı Kerim tilaveti zahiri güzelliğine uyularak ve yerinde duraksamalar ve batını maarifi gözetilerek tilavet edilmelidir. Nitekim Allah Resulü -s- ve pak Ehl-i Beyt’i -s- de bu şekilde tilavet ediyordu.

İmam Ali -s- tertilde iki önemli özelliğe riayet edildiğini bunlardan biri kelimelerin doğru beyanı ve biri de yerinde duraksama olduğunu buyuruyor.

Bu arada sözü edilen tertilin şimdiki karilerin tertil tarzından farklı olduğu belirtilmelidir. İslam Peygamberi -s- ve masum imamların -s- tertil tarzında sadece ayetleri doğru okumak ve yerinde duraksamalar gözetilmiyor, aynı zamanda ayetlerin anlamı ve batını üzerinde durmak da büyük önem arz ediyordu.

Ehl-i Beyt -s- siyerinde gerçi Kur'an'ı Kerim tilaveti bir değerdir, ancak nihai hedef değildir. Bu amel, ilahi maarifi ve hak tealanın emirlerini tanımak ve daha sonra da bu emirlere amel etmek içindir.

İmam Cafer Sadık -s- bu konuda şöyle buyuruyor:

Kur'an'ı Kerim acele ile okunmaz, bilakis kelime kelime ve dikkatle okunur. O zaman cennet hakkında herhangi bir ayeti gelindiğinde biraz duraksamalı ve Allah tealadan cenneti talep etmeliyiz. Ayrıca cehennemden söz eden ayetlere gelince de duraksamalı ve cehennemden Allah’a sığınmalıyız.

Beşeriyetin büyük önderi ve sevgi elçisi İslam Peygamberi -s- de Allah teala ile en iyi söz etmenin Kur'an'ı Kerim tilaveti olduğunu belirterek şöyle buyuruyor:

Benim ümmetimin en iyi ibadeti Kur'an'ı Kerim okumaktır.

Allah Resulü -s- Kur'an'ı Kerim tilaveti sırasında Müslümanların dikkatini ayetlerin muazzam anlamına çekerek şöyle buyuruyor:

Kur'an'ı Kerim’i kelime kelime ve anlaşılır şekilde okuyun ve onu tohum gibi serpmeyin, şiir gibi alelacele ve kesik kesik de okumayan. Ayetlerin harikulade meali üzerinde durun; gönüllerinizi onunla attırın ve tüm çabanız surenin sonuna varmak olmasın.

 

Evet, hakikaten mümin insan için Allah teala ile konuşurken hiç bir şey Kur'an'ı Kerim tilaveti kadar güzel olamaz. Bu yüzden biz de Allah tealadan bizi Kur'an'ı Kerim’i gerçekten tilavet edenlerden yapmasını ve kalbimize ilahi nur ve marifetin penceresini açmasını niyaz ediyoruz.

Etiketler