Temmuz 03, 2021 08:16 Europe/Istanbul

Kur'an'ı Kerim nasihat ve ibretlerle dolu bir kitaptır. Bu arada bu semavi kitabı tilavet edenler Müslümanların arasında seçkin konuma sahiptir. Kur'an'ı Kerim karileri güzel sesleri ve hoş sedaları ile İlahi ayetleri tilavet ederek gönülleri yüce Allah’a yöneltir ve iman nuru ile tanıştırırlar.

İslami hadislerde belirtildiği üzere, Kur'an'ı Kerim’in nurani ayetlerine bakmanın ilahi sevap ve mükafatı vardır. Peki ama, acaba sırf Kur'an'ı Kerim’e bakacak olursak, ilahi kelamdan ne kadar faydalanabiliriz, dersiniz?

Her insan doğal olarak duru ve pak suyu akan bir çeşmeye varınca sadece bakmakla yetinmez ve çeşmenin başına gelerek suyundan içer ve o çeşmenin suyunun ne denli duru ve temiz olduğunu pratikte de anlamış olur.

Kur'an'ı Kerim’e gelince, gerçi bu semavi kitaba bakmak için bazı sevaplar belirlenmiştir; ancak Kur'an'ı Kerim maarif denizinden yararlanmanın önemi hiç kuşkusuz kat kat daha fazla ve daha değerlidir. Gerçekte bu sevapların tümünün hikmeti de Müslümanların ilgisini şerefli Kur'an'ı Kerim’e çekmektir. Böylece Müslümanlar bu değerli ilahi kitabı sadece özel raflarda korumakla yetinmez ve bunun yanında abdestli ve tertemiz giysilerini giydikten sonra bu kitabı eline alır ve has adabı ile ilahi kelamı tilavet eder.

Kur'an'ı Kerim Allah tealanın kelamıdır ve bu semavi kitabı okumak, yüce kavramları üzerinde düşünmenin ön hazırlığıdır. Bu semavi kelam insanlara yaşamın insani, maarif, ahlakı ve manevi açılardan en iyi yöntemini sunar.

Kur'an'ı Kerim’de ebeveyne saygı duymak ve hatta onların karşısında of çekmemekten tevbe etme ve pişmanlık duyma kaydıyla en ağır günahları bağışlamaya kadar her şeyden söz edilmiştir. Kitapta Allah tealaya nasıl seslenilmesi ve O’nu talep etmesinden fazla mala ve evlada gönül vermemeye ve Allah’ın nimetlerine şükretmeye kadar çeşitli tavsiyeler yer alıyor. Kur'an'ı Kerim nasihat ve ibretlerle dolu bir kitaptır. Bu arada bu semavi kitabı tilavet edenler Müslümanların arasında seçkin konuma sahiptir. Kur'an'ı Kerim karileri güzel sesleri ve hoş sedaları ile ilahi ayetleri tilavet ederek gönülleri yüce Allah’a yöneltir ve iman nuru ile tanıştırırlar.

Tilavetleri ile insanların kalbinde maneviyat ruhunu ihya eden Mısırlı seçkin karilerden biri Şeyh Muhammed Selami’dir. Tilavet alanında önde gelen kariler ve kanaat önderleri ve araştırmacılarına göre, Şeyh Muhammed Selame, ifade tarzı tamamen bağımsız bir tarza sahipti ve kendisinden sonra gelen birçok kari, üstat Selame’den çok faydalandı.

Şeyh Muhammed Selame, büyük kari Şeyh Ahmet Neda’nın talebelerinden biri olmasına rağmen, musiki sanatı ile aşina olduğu için kendine özel bir ifade biçimini ve özel bir tarzı geliştirdi.

Şeyh Muhammed Selame, diğer karilerde eşi benzeri olmayan özel bir sesten yararlanıyordu. Mısırlı seçkin karilerden üstat Ebulayneyn Şaişa, Şeyh Muhammed Selame’nin özel sesi hakkında şöyle diyordu: Şeyh Muhammed Selame’nin sesi sanki gökyüzünü kucaklar gibiydi.

Şeyh Muhammed Selame’nin kesin doğum tarihi bilinmemesine karşın 1880 ila 1888 yılları arasında Mısır’ın  başkenti Kahire’de dünyaya geldiği ve Kur'an'ı Kerim tilavetine de 1910 yılında başladığı anlaşılıyor.

Şeyh Muhammed Selame yaşadığı dönemde halkın yoğun ilgisi ile karşılaştı. İnsanlar ülkenin ta uzak yörelerinden üstadın tilavet meclisine gelir ve Şeyh Muhammed Selame’nin kudsi nefesi ile Kur'an'ı Kerim maarifine bir yol bulmaya çalışırdı.

Şeyh Muhammed Selame Cuma günleri Kahire’nin Seyyid Nefise camiinde Kehf suresini tilavet ederdi. Bu yüzden bazı insanlar üstadın tilavetini dinlemek için saatlerce yürüyerek üstadın sesini dinlemeye gelirdi.

Yine ilginçtir ki Şeyh Muhammed Selame radyoda Kur'an'ı Kerim tilavetini haram bilirdi ve bu yüzden radyoda Kur'an'ı Kerim tilavet etmezdi ve şöhretini radyodan başka yollara borçluydu. Aslında üstat Şeyh Muhammed Selame şöhretini güçlü sesi, güzel ve etkili ifade biçimine borçluydu. Nitekim bu yüzden Şeyh Muhammed Selame’den geriye kalan kayıtlar genellikle tilavet meclisine katılan halkın o dönemin ilkel kayıt cihazları ile yaptığı kayıtlardır ve içinde profesyonel kayıt cihazları ile yapılan hiç bir kayıt örneği yoktur. Buna rağmen Şeyh Muhammed Selame’den geriye kalan bu kayıtlar bile günümüze dek ulaşan değerli bir hazinedir ve genç ve amatör kariler için büyük bir örnek sayılır.

 

Şeyh Muhammed Selame birinci dünya savaşından sonra Filistin’e bir ziyaret gerçekleştirdi ve bu kutsal yurtta bir kaç yıl ikamet ederek Kur'an'ı Kerim tilavet etti. O günlerde Filistin radyosu üstadın tilavetlerini kaydetmek için büyük emek harcadı; ancak üstadın radyoda Kur'an'ı Kerim tilavetini haram bilmesi yüzünden başarılı olamadı.

Ancak Şeyh Muhammed Selame en son 1948 yılında yaşlandığı ve sesi gücünü ve güzelliğini ve kendisi de sağlığını kaybettiği bir sırada Kahire radyosunda Kur'an'ı Kerim tilavet etmeye başladı. Buna rağmen Şeyh Muhammed Selame radyoda başarılı bir şekilde tilavet etmeye devam etti.

Şeyh Muhammed Selame’den sonra gelen Muhammed Sıddik Menşavi ve Kamil Yusuf gibi yeni kuşak karileri onun hayranlarındandı; öyle ki hatta Şeyhin Kahire’deki evine gelerek burada bir kaç gün kaldılar ve böylece bu büyük üstadın kıraatinden yararlanmak istediler.

Şeyh Muhammed Selame, tilavet işinde sesin büyük önemi olduğunu ve yüksek güç gerektirdiğini söylüyordu; nitekim kendisi bu nimetten en iyi biçimde yararlandı. Şeyh Muhammed Selame’nin tilavette emsalsiz özelliği, güçlü sesi ve güzel tarzının yanı sıra saatlerce yorulmaksızın Kur'an'ı Kerim tilavet edebilmesiydi. Şeyh Muhammed Selame bir mecliste üç saat ve bazen yedi saat boyunca hiç yorulmadan ve sesi gücünü kaybetmeden Kur'an'ı Kerim tilavet ediyordu.

Şeyh Muhammed Selame’nin tilavette yeteneği ve gücü hakkında ilginç bir öykü şöyle anlatılıyor:

Şeyh Muhammed Selame 1947 yılında bir gece Şeyh Mustafa İsmail’le birlikte Hayy’ul Abidin’de Kur'an'ı Kerim tilavet ediyordu. Şeyh Muhammed Selame Hac suresini tilavet etti ve ardından Şeyh Mustafa İsmail de Hud suresini tilavet etti. Daha sonra Şeyh Mustafa İsmail Şeyh Muhammed Selame’den meclisi bir kaç kısa sureyi tilavet ederek bitirmesini istedi. Ancak tam o sırada bazı büyükler meclise katıldı. Bu yüzden Şeyh Muhammed Selame tekrar tilavet kürsüsüne oturdu ve yedi saati aşkın bir süre aralıksız tilavet etti, ta ki çevredeki camilerden sabah ezanı duyuldu. O sırada mecliste oturanlardan biri bu güzel tilavetin kaydedilmemesini talihsizlik niteleyerek şöyle dedi:

Eğer bu güzel tilavet kaydedilmiş olsaydı, kalıcı olur, ebedileşir ve tilavet mesleğinin tecvid ve kıraat ahkamı alanında muazzam bir servet olurdu.

Şeyh Muhammed Selame’nin tilavet mesleğinde en muhteşem dönemi, 40 ila 50 yaşlarında yaptığı tilavetlerdi. O yıllarda üstadın güçlü tilaveti insanları adeta güçlü bir mıknatıs gibi Mısır’ın dört bir yanından onun meclisine çekiyordu. Maalesef o dönemden Şeyh Muhammed Selame’den pek az ses kaydı geride kalmıştır. Gerçi bazı uzmanlar Şeyh Muhammed Selame’nin altın dönemini 50 yaşından sonra yaptığı tilavetler şeklinde beyan ediyor.

Şeyh Muhammed Selame 1982 yılında ve yaşı 90’dan fazla tahmin edildiği bir sırada hayata gözlerini yumdu ve kendisinden sonra gelen yeni kuşak karilere gani tilavetlerinden değerli bir hazine geride bıraktı.

Etiketler