Temmuz 03, 2021 08:15 Europe/Istanbul

Dünyanın en büyük Kur'an'ı Kerim karileri arasında üstat Şeyh Muhammed Mahmut Rafet’in özel bir yeri vardır; öyle ki bu büyük kariden Kur'an'ı Kerim kıraat ilminin babası şeklinde yad edilir.

Kur'an'ı Kerim uyuyan vicdanları uyandıran ve iman nuru ile aydınlatan sayısız vaaz ve nasihatle doludur. Yüce Allah Kur'an'ı Kerim’de bazen geçmişlerin öykülerini ve yararlı deneyimlerini beyan ederek insanları ibret almaya davet etmiş ve bazen talim ve terbiyenin en önemli araçlarından biri olan nasihat ve vaaz ile kullarını amellerinin sonuçları hakkında uyarmıştır. Kur'an'ı Kerim Hud suresinin 120. ayetinde ise şöyle buyurmakta:

Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini (tatmin ve) teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir.

Kur'an'ı Kerim’i ve yücelten kavramları ancak nurani ayetlerinin tilaveti ve üzerinde düşünmekle anlaşılır ve herkes Kur'an'ı Kerim ile ilgilenme alanında ihlas ve takva derecesine göre bu semavi kitaptan yararlanır.

Gerçekte Kur'an'ı Kerim yaratan ve yaratılan arasında terbiye olmak ve ilahi erdemlere doğru ilerleyebilmek için bir araçtır.

İranlı büyük alim ve ariflerden Ayetullah Behcet Kur'an'ı Kerim’in yapıcı tesirleri hakkında şöyle diyor:

Eğer biri Kur'an'ı Kerim’e bakacak olursa, bu kitabın bilinen her şeyden farklı olduğunu anlar. Eğer biri doğru biçimde Kur'an'ı Kerim’e bakacak olursa, Allah Resulü -s- ve masum imamlar -s- bu kitapla konuştuklarını anlar. Acaba Kur'an'ı Kerim diğer kitaplardan farklı olduğunu bilir misiniz? Kur'an'ı Kerim nur ve ruhaniyet aleminden çıkan ve bu dünyada zuhur eden ilahi bir mahluktur.

Emir’ul Kura lakabı ile lakaplandırılan üstat Muhammed Mahmut Rafet kıraat ilmi semalarının parlayan yıldızlarından ve Kur'an'ı Kerim tilavetinin eşine ender rastlanan ve çeşitli kıraat tarzlarına hakim olan ve Kur'an'ı Kerim kıraatinde yeni seslerin ve tonların mucidi olan bir karidir.

Sohbetimizin başında da belirtildiği üzere, dünyanın en büyük Kur'an'ı Kerim karileri arasında üstat Şeyh Muhammed Rafet’in özel bir yeri vardır; öyle ki bu büyük kariden Kur'an'ı Kerim kıraat ilminin babası şeklinde yad edilir. Üstat Rafet Kur'an'ı Kerim kıraatinde eşsiz bir tarza sahipti ve çıkardığı seslerde zati yeteneği, tecvit alanına hakimiyeti, harfleri eda etme gücü ve ilahi ayetleri okurken vakfelerde mahareti sayesinde kıraat yıldızları arasında seçkin ve eşsiz bir konuma yerleşti ve kendisinden sonra gelen kıraat ustalarına da ilham kaynağı oldu.

Üstat Muhammed Mahmut Rafet 9 Mayıs 1882 tarihine denk gelen kameri 1300 yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de dünyaya geldi. Rafet henüz altı yaşındayken ağır bir hastalık geçirdi ve bu yüzden görme yeteneğini kaybetti ve ömrünün sonuna kadar bu nimetten mahrum kalarak yaşadı.

Genç Muhammed ta çocukluk çağından itibaren Kur'an'ı Kerim ehli olan bir evde yetişti ve çocukken parmakları ile Kur'an'ı Kerim’e dokunuyor ve sayfalarını çeviriyordu. O sıralarda hiç kimse bu çocuğun geleceği bu semavi kitapla düğümleneceğini tahmin bile edemiyordu.

Muhammet Mahmut Rafet’i teşvikleri ile Kur'an'ı Kerim’e yönelten ilk kişi babası Mahmut’tu ve onu Kur'an'ı Kerim seslerini tanımakta seçkin bir üstat olan Mahmut Hanei adında seçkin bir üstada emanet ederek oğluna Kur'an'ı Kerim tilavetini öğretmesini istedi.

Muhammed Mahmut Rafet ta çocukluk çağından itibaren Kur'an'ı Kerim tilavetinde özel yeteneği olduğunu gösterdi. Muhammed Rafet on yaşına geldiğinde kıraatle beraber tecvidi de tam olarak öğrenmişti ve henüz 15 yaşındayken de Kur'an'ı Kerim’i tertil, tecvit ve tilavet şeklinde ezberleme belgesini o dönemin seçkin hocalarından almayı başardı.

Muhammed Mahmut Rafet 15 yaşından itibaren Fadıl Paşa camiine kari olarak resmen davet ediliyordu ve burada her Cuma günü Kehf suresini tilavet ediyordu.

Rafet en başlarda tilavetin yanı sıra dini inşadları da okuyordu, öyle ki küçük yaşına rağmen yüzlerce dini kaside ve tevşihi ezberlemişti. Böylece genç Rafet kısa sürede güçlü bir kariye ve inşad okuyan biri oldu.

Yirminci yüzyıla gelindiğinde Muhammed Mahmut Rafet’in ünü iyice artmaya başladı ve adı ve fotoğrafları her gün gazetelerde gündeme geliyordu; nitekim birçok insan Rafet’in tilavetinden başka tilavetleri dinlememeye çalışıyordu. Rafet 30 yaşına geldiğinde ünü iyice zirveye ulaşmıştı ve insanlar onun Kur'an'ı Kerim tilavet ettiği camilere akın ediyor ve tilavetini dinliyordu. Hatta bazen Cuma namazından önceki tilavetleri için halk saatlerce oturup onu dinliyor ve asla yorulmuyordu. Rafet Kur'an'ı Kerim hocaları ve karileri arasında Emir’ul Kura lakabı ile lakaplandırılacak derecede yükselmişti.

Yine ilginçtir ki Mısır’ın ilk elektronik radyosu 1934 yılında faaliyete başladığında açılışını üstat Muhammed Mahmut Rafet’in Fetih suresinin tilaveti ile gerçekleştirdi. Üstat Rafet ilk önceleri bu tür davetleri kabul etmekten kaçınıyor ve radyoda Kur'an'ı Kerim tilavet ile bu semavi kitabın hürmeti olumsuz etkileneceğini düşünüyordu; ancak daha sonra Mısır’ın büyük alimlerinden bu konuda sorunca, bunun sakıncası olmadığı sonucuna vardı.

Üstat Muhammed Mahmut Rafet’in ruhu okşayan Kur'an'ı Kerim tilaveti radyodan yayımlanınca ünü Mısır sınırlarını aşarak tüm dünyaya yayıldı, böylece her gün milyonlarca insan Rafet’in tilavetini dinlemek için radyolarının önünde bekliyordu, nitekim birçok insan üstadın tilavetini dinledikten sonra İslam dinini benimsedi.

Mısır medyasından Külli Şey dergisi 554. sayısında şöyle yazdı:

Her hafta Salı ve Cuma günlerinde saat 9 olunca üstat Muhammed Mahmut Rafet için düzenlenen Kur'an'ı Kerim celsesinde büyük izdiham oluyor ve kalabalık caminin çevresini dolduruyordu.

 

O sırada üstat Muhammed Mahmut Rafet’in tilaveti radyodan ülke genelinde yayımlanıyordu ve böylece herkes üstadın hoş sedasından ve ruhu okşayan tilavetinden yararlanıyor ve semavi kitabın nurani ayetlerinden büyük bir zevk alıyor ve çağın Kur'an'ı Kerim tilavetinin dehasına kulak veriyordu.

Şimdi gelin hep birlikte üstat Rafet’in Kehf suresinin 49 ila 55. ayetlerinin tilavetine kulak verelim.

Üstat Muhammed Mahmut Rafet, çeşitli sesleri icra etmekte ve ayetlerin manalarını yansıtmakta harikulade bir yeteneğe sahipti. Uluslararası Kur'an'ı Kerim yarışmalarının hakemi ve Kur'an'ı Kerim hocası üstat Golam Rıza Şahmive, merhum üstat Rafet’in hakkında şöyle diyor:

Üstat Rafet’in kıraati hakkında bir kaç nokta söz konusudur, ki biri sesinde hem hüzün ve hem maneviyatın bir arada olmasıdır. Bu hüzün ve maneviyatın birlikteliğini halâ tilavetine dinlerken hissedebiliyoruz. Bu durum Rafet’in Allah teala ile çok iyi bir manevi irtibat kurduğunu gösteriyor, nitekim tilavetini dinlemekle insanla ayetlerin arasında bir bağ kuruluyor.

Mısır’ın ünlü çağdaş karilerinden üstat Ahmet Reziki de üstat Rafet hakkında şöyle diyor:

Üstat Rafet kıraat tarzları üzerinde büyük hakimiyeti vardı ve vakfeleri ve diğer teknikleri çok iyi biliyordu. Yüce Allah onun melekuti sesinde nimeti kemale erdirmişti ve yine ona kıraat tonlarının makamlarını tanıma nimeti sunmuştu. Nitekim üstat cennetle ilgili ayetleri tilavet ederken seçtiği ahenklerin sayesinde dinleyenler cenneti hayal edebiliyordu. Ya da azapla ilgili bir ayeti tilavet edecek olursa seçtiği uygun tonlarla muhatabına cehennem ateşini ve ilahi azabın ağırlığını hissettiriyordu.

Anlatılanlara göre kameri 1356 yılında İngiltere’nin Arapça yayın yapan radyosu üstat Rafet’in üç gün boyunca bir camide halk için tilavet ettiği Hud suresinin tilavetini kayda alarak yayımladı. Bu kayıt şimdi Britanya’da bir müzede saklanıyor.

Üstat Rafet tilavetin zirvesinde bir pırlanta gibi parladı ve İslam dünyasında altın ses veya semavi gitar gibi resmi olmayan lakaplarla anıldı.

Bu seçkin kari ömrünün sonlarına doğru hastalandı ve 9 Mayıs 1950 tarihinde, yani tam da doğduğu günde fani dünyaya gözlerini yumdu ve hak rahmetine kavuştu.

Etiketler