Eylül 22, 2021 09:02 Europe/Istanbul
  • İmam Humeyni –ks– mektebinde - 101

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’nin dini önderliği hakkındaki görüş ve düşüncelerini ele almak istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bir kaç bölümde İmam Humeyni’nin -ks- talebelere tavsiyeleri ve başta taklit mercileri olmak üzere ulemaya saygı göstermelerine ve nefsin tehzibine ve ilim öğrenmeye özen göstermelerine vurgu yaptığından söz ettik.

Şimdi bu bölümde ve önümüzdeki bir kaç bölümde İmam Humeyni’nin talebelik çağında ve özellikle Ayetullah Burucerdi’nin dini önderliği döneminde nasıl davrandığını gözden geçirmek istiyoruz.

O dönemde Ayetullah Burucerdi hakkında Kum’da dini ilimler merkezlerinin kurucularından olması yüzünden ulema ve halk arasında taklit mercii olması konusunda görüş birliği hakimdi. İmam Humeyni -ks- de Ayetullah Burucerdi’ye yüksek ilmi derecesi ve faziletleri yüzünden büyük saygı duyardı; nitekim İmam’ın Ayetullah Burucerdi’ye karşı tutumu ve davranışları dini talebelerin arasında ünlüydü.

Ayetullah Burucerdi, Şia Müslümanların büyük alimlerinden Ahund Horasani’nin talebelerinden biriydi ve Kum dini ilimler merkezinin kurucusu Abdulkerim Haeri Yezdi’nin vefatından sonra o günlerin üç taklit merciinin daveti üzerine Kum kentine geldi ve Kum dini ilimler merkezinin başkanlığını üstlendi. Ayetullah Burucerdi, Ayetullah Seyyid Ebulhasan İsfahani’den sonra Şia Müslümanların en önemli taklit merciiydi ve hş. 1330’lu yıllardan Şia Müslümanların büyük taklit mercisi sayılırdı.

Ayetullah Burucerdi Kum dini ilimler merkezinin geliştirilmesinde çok önemli rol ifa etti ve bu merkezin başkanlığını yürüttüğü yıllarda talebe sayısında büyük artış yaşandı. Ayetullah Burucerdi İslami mezheplerin yakınlaşması için de büyük çaba harcadı ve bu önemli konunun gerçekleşmesi için Mısır’da Dar’ul Takrib’e üye olmak üzere bir temsilci gönderdi. El Ezher şeyhi Şeltut’un Şia fıkhının Ehl-i Sünnet tarafından tanınması yönündeki ünlü fetvası da Ayetullah Burucerdi’nin faaliyetlerinin sonucuydu. İran içinde ve yurt dışında birçok bölgeye din adamı göndermek, ilmi ve dini merkezleri kurmak, cami ve okul inşa etmek, İran’ın ilkokul döneminde din dersinin müfredatta yer almasını talep etmek, Ayetullah Burucerdi’nin dini ve sosyal alanlarda bazı önemli çalışmalarıydı.

Ayetullah Burucerdi’nin Kum dini ilimler merkezine gelmesi, bu merkezin gelişmesinde büyük etkisi oldu. Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a davet edilmesinde ise İmam Humeyni’nin -ks- rolü çok büyüktü.

Ayetullah Seyyid Hasan Bedla, İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a gelmesinde ifa ettiği rolü hakkında şöyle diyor:

Ayetullah Burucerdi hastalığı yüzünden Burucerd’den Şehrirey’ye gelip hastaneye yatırıldığı günlerde İmam defalarca onu ziyarete gitti ve Ayetullah Burucerdi’den Kum kentine gelmesini ve buraya yerleşmesini istedi. İmam bu bağlamda şöyle diyordu: Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a gelmesi ile birlikte dini ilimler merkezi çok sayıda taklit mercii ve taraftarları arasındaki ihtilaflar kurtulmuş olur.

İmam’ın oğlu Hüccetülislam Ahmet Humeyni de babasının Ayetullah Burucerdi’yi Kum’a getirme sürecinde ifa ettiği rolünü şöyle anlatıyor:

İmam Ayetullah Haeri vefat ettikten sonra dini ilimler merkezinin bekası için zaruri gördüğü konulardan biri, onunla ilmi ve ahlaki faziletler bakımından aynı seviyede olan Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a gelmesiydi. Dolayısıyla İmam Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a gelmesi için geniş çapta çaba harcamaya başladı ve merhum Ayetullah Burucerdi ameliyat için Şehrirey’in Firuzabadi hastanesine geldiğinde, annemin anlattığına göre İmam bazen ülke genelinde ulemadan el yazısı elli altmış mektup alarak Ayetullah Burucerdi’den Kum’a teşrif etmesini istiyordu ve sonunda başta İmam olmak üzere, ulemanın çabaları sonuç verdi ve merhum Ayetullah Burucerdi Kum’da ikamet etmeye razı oldu.

İmam Humeyni -ks- Ayetullah Burucerdi’ye büyük saygı duyardı ve bu yüzden derslerine katılırdı. Oysa İmam’ın kendisi o günlerde ilmi açıdan yüksek mertebedeydi ve düzenlediği ders celseleri talebelerden dolup taşıyordu. Ayetullah Muhammed Vaizzade Horasani bu konuda şöyle diyor:

İmam kendi dersi bitince talebeleri ile birlikte Şia dünyasının büyük taklit mercii Ayetullah Burucerdi’nin dersine giriyordu. Oysa İmam fıkıh ve usul derslerinde dört yüz ila beş yüz talebeye bir arada ders veriyordu.

Aslında İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’nin derslerine katılması daha çok bu büyük alime saygı gösterme çerçevesindeydi. Bu konuda Ayetullah şehit Şeyh Fadlullah Mahallati şöyle diyor:

İmam bizzat Ayetullah Burucerdi’nin derslerine katılırdı ve ben İmam’ı akşam saatlerinde medresede görüyordum. Bence İmam’ın bu hareketi Ayetullah Burucerdi’nin derslerine ihtiyaç duymaktan ziyade ona saygı göstermek içindi.

Hüccetülislam Ali Penah Eştehardi de İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’ye saygı duyduğu konusunda şöyle anlatıyor:

İmam yıllarca Ayetullah Burucerdi’nin fıkıh ve usel derslerine katıldı ve bir talebenin hocasına duyduğu saygıdan çok daha fazlasını duyuyordu. Bazen Ayetullah Burucerde eve yaya giderdi; o sıralarda İmam, Ayetullah Burucerdi’ye evine kadar eşlik ederdi.

İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’yi Kum’a getirme çabasının bir başka amacı, din alimlerinin elini İran’a hakim olan siyasi despot rejime karşı güçlendirmekti. İmam’a göre Ayetullah Burucerdi ilmi makamının yanı sıra, zalim rejimin halka yönelik zulmünü hafifletebilecek iradeye ve ulemanın, toplumun bağımsız ve medeni kurumlarından biri olarak İran’a hakim olan despot siyasi rejime karşı takviye edebilecek güce sahipti.

Ayetullah şehit Şeyh Fadlullah Mahallati bu bağlamda bir anıyı şöyle paylaşıyor:

Ayetullah Burucerdinin rihletinden sonra ben bir hafta İmam’ın hizmetindeydim. İmam şöyle anlatıyordu: Ben Ayetullah Burucerdi’nin Kum’a gelmesi konusunda ısrarcıydım; sebebi de Ayetullah Burucerdi’den önce Ayetullah Hansari, Ayetullah Hüccet ve Ayetullah Sadr gibi bazı ulema idi, ama din adamlarını temsil edebilecek güçlü bir alim yoktu. Üstelik Ayetullah Burucerdi’nin herkesçe benimseniyor olma özelliği başkalarında yoktu. Ayetullah Burucerdi rejim yetkililerine karşı durabilecek güce sahipti. Bir gün Bahtiyar gelmişti. Oturumda ulema aynı sırada oturmuştu. Bahtiyar bir basamakta oturup bacağını uzattı. Merhum Ayetullah Burucerdi ona, ulemanın huzurunda edepli otur, dedi. Oysa diğer ulemada böyle bir psikoloji yoktu. Ben de merhum Ayetullah Burucerdi’de böyle bir psikoloji olduğundan onun İslami hükûmet kurulması için gücünü kullanmasını ve rejimi bastırmayı veya en azından kontrol altına almayı istiyordum.

İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Burucerdi’nin siyasi rejime karşı pasif ve sessiz kalmama özelliğini yıllar öncesinden ve Ayetullah Seyyid Ebulhasan İsfahani’nin dini önderliği döneminden biliyordu.

Hüccetülislam Mesih Burucerdi bu konuda şöyle diyor:

Ayetullah Sultani anlatıyordu; Ayetullah Seyyid Ebulhasan İsfahani’nin dini önderliği döneminde Ayetullah Burucerdi Burucerd kentindeydi. Bazen İmam Ayetullah Burucerdi’nin haberini alıyor, hal hatır soruyor ve nasıl biri olduğunu öğrenmek istiyordu. Ben de İmam’a şöyle demiştim: Ayetullah Burucerdi hükûmet adamlarının sözünü dinlemez, özerktir. İmam da aferin, molla dediğin böyle olmalı, demişti.