Eylül 22, 2021 08:28 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde İmam Humeyni’nin -ks- Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim hakkındaki görüş ve düşüncelerini ele almak istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bir iki bölümde İmam Humeyni’nin -ks- başta taklit mercileri olmak üzere büyük ulemaya çok saygı duyduğundan söz ettik ve örneğin Ayetullah Burucerdi ile siyasi konularda görüş ayrılığına karşın bu büyük alime ciddi derecede saygı duyduğunu ve her yerde Ayetullah Burucerdi’den iyilikle söz ettiğini ve hiç kimseye kendisinin huzurunda Ayetullah Burucerdi hakkında kötü söz etmesine asla müsaade etmediğini anlattık.

Geçen bölümde de belirtildiği üzere İmam Humeyni -ks- Ayetullah Burucerdi’nin siyasi konularda danışmanı konumundaydı ve Ayetullah Burucerdi hayatta olduğu sürece İmam asla siyasi konularda Ayetullah Burucerdi’nin tutumundan farklı bir tutum sergilemezdi.

İmam Humeyni -ks- Şia mezhebinin taklit mercilerinin hürmetini korumak için siyasi mücadelesini daha sert bir şekilde yürütmeyi Ayetullah Burucerdi’nin vefatından sonraya bırakmıştı. İmam’ın bu tutumu, başta Ayetullah Burucerdi olmak üzere taklit mercilerine yönelik derin saygısının göstergesiydi.

Şimdi sohbetimizin devamında İmam Humeyni’nin -s- yine bazı siyasi alanlarda görüş ayrılığı yaşadığı Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim’le ilgili tutumunu sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim, kameri 1306 ila 1390 yılları arasında Irak’ta yaşayan Şia Müslümanların büyük alimlerinden biriydi. Ayetullah Hekim yine birçok üyesi alim ve fakih olan bir ailede dünyaya geldi. Babası Seyyid Mehdi Hekim Necef’in önde gelen büyük alimlerinden biriydi.  Ayetullah Naini vefat ettikten sonra kendisine taklit eden bazı Müslümanlar Ayetullah Hekim’e rücu etti ve Seyyid Ebulhasan İsfahani de vefat edince Ayetullah Hekim’in taklit merciliği kesinleşti. Ayetullah Hekim, Ayetullah Burucerdi vefat ettikten sonra da Şia Müslümanların en etkili taklit mercii konumuna yerleşti.

Ayetullah Hekim, çok sayıda kitap ve risale yazmanın ve dini ilimler merkezlerine çeki düzen vermenin yanında Irak’ta komünizmin nüfuzu ile mücadelede de ciddi ve etkili rol ifa etti.

Irak’ta Abdulkerim Kasım’ın darbesi ve 1337 yılında iktidarı ele geçirmesi, zemini komünist ideolojinin yayılmasına ve İslam fıkhına aykırı yasaların çıkarılmasına uygun hale getirdi. Bu şartlarda Ayetullah Hekim resmen çıkarılan bu yasalara itiraz etti ve ulemayı ve hatipleri de halkı çıkarılan yasaların İslam karşıtı mahiyeti hakkında aydınlatmaya çağırdı. Ayetullah Hekim ayrıca iki tarihi fetva yayımlayarak komünist partiye katılmayı şer’i açıdan caiz olmayan ve küfür ve ilhad hükmünde olan bir hareket niteledi. Bu fetvanın ardından Necef alimleri de benzer fetvaları yayımladılar ve sonunda Abdulkerim Kasım’ı özür dilemek zorunda bıraktılar.

Ayetullah Hekim Irak ve İran halkını savunma yönünde de iyi siyasi faaliyetlerde bulundu, fakat Irak ve İran’da hakim olan siyasi rejimlere karşı geniş kapsamlı ve halk temelinde siyasi mücadele bakımından İmam Humeyni -ks- ile bazı görüş ayrılıkları söz konusuydu.

Ayetullah Hekim Abdusselam Arif iktidarının muhalifleri hapse atması ve işkence etmesi ve ayrıca Baas rejiminin Irak’ta etnikçilik yapması ve dini ayrımcılık uygulamasına itiraz ediyordu; nitekim Kuzey Iraklı Kürtlerin Abdusselam Arif iktidarı tarafından bastırılma olayında bir fetva yayımlayarak Kürtlerle savaşmanın caiz olmadığını belirterek, Kürt katliamını engelledi. Ayetullah Hekim hatta siyonist rejimin Filistin’e saldırması macerasında hş. 1346 yılında bir fetva yayımlayarak tüm Müslümanları bu olaya karşı direnişe ve tüm imkanlarını seferber etmeye çağırdı. Ayetullah Hekim hş. 1348 yılında da Mescid-i Aksa’nın kundaklanma olayında bir bildiri yayımlayarak Müslümanların siyonistlerin saldırısına karşı şer’i ve tarihi görev ve sorumluluklarını hatırlattı.

Ayetullah Hekim İran’ın siyasi gelişmeleri konusunda da eyalet ve velayet dernekleri yasasının çıkarılması, Feyziye medresesi katliamı hş. 15 Hordad hadisesi gibi olaylara karşı Pehlevi rejimine itirazda bulundu. Ancak buna rağmen Ayetullah Hekim İran ve Irak rejimlerine karşı halk ayaklanması konusunda İmam Humeyni -ks- ile aynı görüşü paylaşmıyordu. Bunun sebebi ise Ayetullah Hekim’in Irak halkının başlattığı Baas rejimine karşı kıyamının bu rejim tarafından bastırılması ve geniş çaplı katliamların yaşanmasının tekrar yaşanmasından duyduğu kaygıydı. Ancak bu görüş ayrılığına karşın İmam Humeyni -ks- her daim İran ve Irak rejimlerinin zulüm ve fesadına karşı kıyam meselesi üzerinde ısrarla durmakla beraber hiç bir zaman Ayetullah Hekim’in şanını ve taklit merciliği makamını korumakta kusur etmedi.

İmam Humeyni -ks- Necef kentine geldiği ilk günden itibaren Ayetullah Hekim’i İran’da yaşanan siyasi gelişmeler ve özellikle Pehlevi rejiminin zulmü hakkında bilgilendirmeye çalıştı. İmam Ayetullah Hekim’den Pehlevi rejiminin cinayetlerinden yakından haberdar olmak üzere İran’a bir seyahat yapmasını istedi. Ayetullah Nuri Hemedani bu konuda şöyle diyor:

İmam Necef kendine geldikten sonra bir gece Ayetullah Hekim’i ziyarete gitti. O sırada çok sayıda talebe kendisine eşlik etti. Görüşmede İmam Ayetullah Hekim’e İran’a bir seyahat yapmasını önerdi ve hem ziyaret etmiş olacağını ve hem İran’ın durumunu yakından görme fırsatı olacağını ve sadece raporlarla yetinmemiş olacağını söyledi.

İmam Humeyni -ks- sürekli Ayetullah Hekim’e İran ve Irak’taki despot ve zalim rejimlere karşı kıyam etmeye davet ediyor ve bu kıyama öncülük ettiği takdirde kendisi ve diğer ulemanın da onu izleyeceğini söylüyordu.

Hüccetülislam Murtaza Sadıki Tahrana bu konuda şöyle anlatıyor:

Gerçi İmam ulema ve fadıl insanların arasında ilmi makamı büyük ve göz kamaştırıcıydı, ama yine de merhum Ayetullah Hekim’i İran hakkında bilgilendirmek için büyük bir tevazu göstererek şöyle diyordu: Ben sizi izleyen ve emirlerinize itaat edenlerden biriyim. Siz emredin, biz itaat ederiz. Siz emredin, biz harekete geçeriz. Siz nasıl kimse size itaat etmediğini düşünürsünüz; oysa ben size itaat edenlerden biriyim.

İmam Humeyni -ks- ile Ayetullah Hekim arasında anlaşmazlık konularından biri Kum kentinde Feyziye medresesi macerasıyla ilgiliydi. Şah rejimi Feyziye medresesine baskın düzenledikten sonra Ayetullah Hekim bir telgraf çekerek olaydan duyduğu esefi dile getirdi ve Kum alimlerinden Irak’a hicret etmelerini istedi. Ancak Ayetullah Hekim’in bu önerisi başta İmam Humeyni -ks- olmak üzere İran’ın inkılapçı alimlerinin muhalefeti ile karşılaştı.

Bu tutum ve yine İmam Humeyni -ks- ile Ayetullah Hekim arasında daha sonraki yıllarda yaşanan tartışmalar, bu iki büyük alimin İran’a hakim olan despot ve zalim rejimle mücadele konusunda aynı görüşü paylaşmalarına karşın yöntem üzerinde anlaşamadıklarını  gösteriyordu.

Ancak bu anlaşmazlıklarına rağmen İmam Humeyni -ks- her türlü şartlarda Ayetullah Hekim’in hürmetini koruyor ve ona saygısızlık eden talebelere sert tepki gösteriyordu.

Hüccetülislam Seyyid Muhammed Musevi Huiyniha bu konuda şöyle diyor:

Necef’te bazıları merhum Ayetullah Hekim’e saygısızlık niteliği olan bazı hareketlerde bulunmuştu. Ancak İmam onlara çok sert tepki gösterdi. İmam bu zümrenin vatanlarından kaçarak orada toplandıklarına bakmıyordu; oysa onları incitmemek için bir takım konulara göz yumabilirdi. Zira onlar gurbette olmalarının yanında özel durumları söz konusuydu.

Etiketler