Mayıs 26, 2016 14:41 Europe/Istanbul

Bugün Kur'an-ı Kerim’ın 6. Suresi olan Enam suresine başlıyor ve yüce Allah’ın bu ayetteki kelamına kulak veriyoruz.

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıylaHamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar.

 

Enam suresinin 165 ayeti bulunuyor ve Kur'an-ı Kerim’in Mekki surelerinden sayılır. Mekki sureler genellikle akaidle ilgili ilkelerden söz ediyor. Bu sure, Kur'an-ı Kerim’in 6. Suresidir.

Enam suresi Mekke’de müşrikler İslam’a karşı sert bir şekilde direnerek bu semavi dini reddettikleri bir sırada nazil oldu. Dolaysıyla bu sure de diğer Mekki surelerde olduğu gibi insanları tevhid, nübüvvet ve maad gibi İslam’ın üç temel ilkelerinden ve İslam’ın inanca dayalı hükümlerinden söz ediyor. Ancak bu surenin içeriği her şeyden ziyade yüce Allah’ın yegane olduğu ve varlık alemini yaratan ve tedbir eden Allah’ın vahdaniyetinin delillerine beyan etmeye yöneliktir.

Enam suresinin bir başka amacı şirk ve putperestlikle mücadele etmektir, öyle ki surede yer alan bir çok ayet doğrudan müşriklere ve putperestlere hitap ediyor.

Her halükarda açık ve net delilleri içeren bu surenin ayetleri üzerinde düşünmek, insanlarda tevhid ruhunu ihya ediyor ve şirkin temellerini yıkıyor.

Enam suresi, ayetleri gece vakti ve Kabe’nin yanı başında İslam peygamberine (sav) bir anda nazil olan ve nazil oluşu sırasında 70 bin melek yüce Allah’a hamd ve tesbih ederek ona eşlik eden surelerden biridir.

Enam suresi 5. Ayetten sonra putperestleri ve müşrikleri gaflet uykusundan uyandırmak için bazı noktaları gündeme getiriyor. İlk nokta insanın kibir ve benciliğini, yani insanların isyankar olmaları ve sapmalarında etkili olan etkenleri ezmeye yöneliktir ve bunun için geçmiş kavimleri ve başlarına gelenleri beyan ederek müşrikleri uyarıyor:

Gerçekten onlar, kendilerine Hak geldiğinde onu yalanlamışlardı. Fakat yakında onlara alay ettikleri şeyin haberleri gelecektir.

Görmediler mi ki, onlardan önce yeryüzünde size vermediğimiz bütün imkânları kendilerine verdiğimiz, gökten üzerlerine bol bol yağmurlar indirip evlerinin altından ırmaklar akıttığımız nice nesilleri helâk ettik. Biz onları, günahları sebebiyle helâk ettik ve onların ardından başka nesiller yarattık.

Dolaysıyla insanlar geçmiş kavimlerin kaderini okumalı ve gerekli dersi çıkararak gaflet uykusundan uyanmalıdır.

Kur'an-ı Kerim inat ve bencillik yüzünden hakkı inkar edenleri uyandırmak için yeryüzünde seyahat etmelerini, başkalarının halini düşünmelerini ve hakkı tekzip edenlerin akibetini kendi gözleri ile görmelerini istiyor ve şöyle buyuruyor:

De ki: Yeryüzünde dolaşın, sonra (peygamberleri) yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bakın!

Kuşkusuz hakka yüz çeviren ve bu yüzden helak olan geçmiş kavimlerden geriye kalan izleri seyretmek ibret vericidir, çünkü bu izleri görmek insanlara hakikati daha somut bir şekilde hissetmelerini sağlar.

Surenin adı Enam’dır. Enam dört ayaklı hayvan demektir. Sure hayvanlardan söz ettiği için Enam olarak adlandırılmıştır. 136 ila 145. Ayetlerde cahiliye çağında Arapların hayvanlarla ilgili yanlış düşünceleri ve gelenek ve göreneklerini beyan ediliyor. Örneğin hayvanları putlar için kurban kesmek, hayvanların eti ile ilgili hurafe inançlar ve bunun gibi şeyler, cahiliye çağında yaşayan Arapların cahilliğinden kaynaklanan batıl inançlardı.

Milletlerin gelenek ve görenekleri hakkında şu noktayı bilmek gerekir ki her millet kendi arzu ve isteklerine göre bazı kurallar belirler ve buna göre bazı şayeste amelleri kendine yasaklarken, bazı çirkin ve uygunsuz amelleri caiz sayabilir. Bu durum hiç kuşkusuz beşeri toplumlarda büyük zararlara yol açmıştır. Bunun en somut örneği günümüzde Batılı toplumlarda göze çarpıyor. Örneğin bu toplumlarda eşcinsellerin evliliği veya kadın ve erkeğin nikah kıymaksızın birlikte yaşamaları yasal sayılıyor. Bu yüzden alimler ve düşünürler beşerin maslahatına olacak yasaları ancak yüce Allah belirleyebileceğini belirtiyor. Çünkü Allah her şeye musallattır ve insanların maslahatını bilen ve her türlü hevesten bağımsızdır.

Hayvanlar konusuna gelince, İslam’ın yüce tealimine göre varlık aleminde hayvanlar da dahil olmak üzere bütün her şey yüce Allah’ın mahlukudur ve her biri doğada kendine göre bir görevi ve yeri söz konusudur.

Kur'an-ı Kerim’ın hayvanlara bakış açısı ve onların yaratılışı ve özellikleri ve doğadaki rolleri hakkında açıklamaları emsalsizdir.

Yüce Allah’ın kullarına yönelik özel ve has rahmetlerinden biri, insanları hidayete erdirmek ve cahilliğin ve karanlığın derinliklerinden kurtarmak için peygamberler ve kitaplar göndermesidir. Enam suresi bu gerçeğe işaret ediyor ve Kur'an-ı Kerim’in karanlıkları aydınlatan ilahi vahiy ve hidayet nuru olduğunu beyan ediyor.

Gerçekten de Kur'an-ı Kerim beşeriyetin değişim sürecinde önemli rol ifa etti ve beşeri kültür ve ahlakı geliştirdi. Bugün 14 asırın ardından ve bilimin ilerlemesi ile beraber bu ilahi kitabın mucizeleri her geçen gün daha da gün ışığına çıkıyor ve insanoğlu her gün ilahi kitabın yeni bir sırrını öğreniyor.

Hz.ibrahim (sa) ilahi peygamberlerin babasıdır. O hazret tevhidi savunmak ve putperestler ve müşriklerle mücadele etmek için kıyam etti ve varlık alemini düşündü ve diyalog ve münazara yoluyla kavmine fasık inançlarını hatırlattı ve onları hak yoluna davet etti.

Enam suresinin 75 ila 79. Ayetleri Hz. İbrahim’in tevhidi ispat etmek için güçlü istidlalini beyan ediyor:

Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.

Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi. Ay'ı doğarken görünce, Rabbim budur, dedi. O da batınca, Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum, dedi.Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira bu daha büyük, dedi. O da batınca, dedi ki: Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.

Kuşkusuz Hz. İbrahim fıtratı ve akli istidlalerine göre yüce Allah’ın yegane yaratan olduğuna inanıyordu, ama yeni de yaratılışın sırlarını incelemek suretiyle yakini kemal derecesine erdi.

Yüce Allah Enam suresinin 161. Ayetinde peygamberi İbrahim’in güçlü ve sağlam inancını şöyle beyan ediyor:

De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.

Yüce Allah peygamberine hitaben şöyle devam ediyor:

De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.

Enam suresinin ayetleri ayrıca vahiy, nebilerin risaleti, maad ve ahiret alemi, insanların sınanması, yaratılışın harikulade durumları, ihsan ve iyilik, insanların hakkının yerine getirilmesi, ölçeklerin doğru olması, yüce Allah’ın sıfatları ve diğer bazı konuları ele alıyor. 015