Aile ocağı, sevgi ve aşk yuvası - 4
Dünyada sıcak bir aile yuvasını arzu etmeyen seyrek sayıda insan vardır.
Ailenin sıcak ve samimi ortamı, aile fertlerinin üzerinde olumlu tesirleri oluyor. Gerçekte sıcak ve samimi bir aile ortamında yaşaman ve aile fertleri arasında sevgi temeline dayalı ilişkilerin kurulması onları bir çok sosyal bozukluklardan korur.
Maalesef günümüzde aile ocağı ciddi tehditlerle karşı karşıya bulunuyor. Bu tehditlerden biri ailelerde boşanma oranının hızla artmasıdır. Boşanma depremine maruz kalan aileler ve yine duygusal açıdan üyeleri arasındaki bağların koptuğu aileler bir çok sorun ve sıkıtı ile karşı karşıya kalıyor.
Kuşkusuz boşanma vakasını yaşamış veya dağılmış bir ailede çocuklar en çok zarar gören taraf oluyor ve bu durum hem çocukların ve hem toplumun geleceğini olumsuz yönde etkiliyor. Bu yüzden herkes güçlü bir aileye kavuşmak için neler yapmak gerektiğini soruyor. Ailemizi hasta eden zararlardan nasıl korunmalıyız?
Bu yüzden biz de bugünkü sohbetimizi aile temellerini güçlendirme yollarını irdelemeye ayırdık.
Başarılı bir aile kurabilmek için uzmanlar bazı standartları gündeme getiriyor. Buna göre kurulan ailenin bileşenleri bu standartlara uygun olduğu kadar ailenin temeli de bir o kadar güçlü ve dayanıklı oluyor.
İslam dini de aile ocağının temelinin güçlenmesi için kurulan ailenin İslamî kriterlere uyması ve İslamî değer ve faziletlerden yararlanması gerektiğini vurguluyor. Bu yüzden ilk değerlendirmede, şer’i kural ve ilkelere bağlılık, aile ocağının temelini güçlendiren en önemli etkenlerden biri olduğu söylenebilir.
Aile içinde vacip ve müntahapları yerine getirmek, haram ve mekruhlardan uzak durmak, dini örnekleri izlemek ve ayrıca ahlaki yükümlülüklere bağlı kalmak, aile temelini daha da güçlendiren bazı etkenlerdir.
Evlilik kurumunun sürekliliği üzerinde etkili olan önemli etkenlerden biri, kadın ve erkeğin davranış ve kişilik özellikleri bakımından benzerliğidir. Eş seçiminde karı kocanın benzerliği ilkesinin gözetilmesi İslam dininde üzerinde sık sık vurgu yapılan ve sosyologların da üzerinde durduğu önemli bir etkendir. Eş seçiminde benzerlik meselesinde bazı bileşenlerin gözetilmesi gerekir. Aile meseleleri uzmanlar çiftlerin dini inanç ve fikri yapı ve eğitim seviyesi ve sosyal ve iktisadi konum ve mevki gibi durumlarda aynı düzeyde olmaları gerektiğini belirtiyor. Bundan başka evlenecek çiftin yaş oranları da aile temelini güçlendiren etkenlerden biridir.
İslam açısından kadın ve erkeğin benzerliğinin en temel bileşeni, iman ve inanç benzerliğidir. Nitekim rivayetlerde de mümin erkeğin mümin kadını dengi olduğu beyan edilir.
Sohbetimizin başında çiftlerin ahlak ilkelerine uymaları, aile temelini güçlendirmekte etkili olan önemli etkenlerden biri olduğunu anlattık. Ahlaki yükümlülük tartışmasında da bir çok bileşenin gözetilmesi ve çiftlerin ahlaki ilkelere uyma konusunda yükümlülük hissetmesi gerekir.
Hüsnü ahlak, aile temelinin güçlenmesinde etkili olan önemli etkenlerden biridir. Hüsnü ahlak, ortak yaşamda uygun davranış ve teamül ve eşle geçinmek ve hoşgörü ile davranmak demektir, çünkü ahlaki ilkelere bağlılık, insanı çirkin ve uygunsuz amellere yönelmekten alıkoyan en güçlü iç etkendir.
Eğer çiftler sadakat, saygı, hoşgörü, hoş yüz, insaf gibi ahlaki faziletlere sahip ise, böyle bir aile her daim gerginliklerden, kavgalardan, kötü davranışlardan, şiddet ve anlaşmazlık ve geçimsizliklerden korunmuş olur. Bu yüzden İslam dini eşin seçimi hakkında gündeme getirdiği kriterlerin arasında hüsnü ahlak kriterine de özel önem vermiştir.
Bir hadiste şöyle okumaktayız:
Adamın biri İmam Rıza’ya –s– bir mektup yazarak şöyle arz etti: ahlakı kötü olan biri kızımı istemeye geldi, ne yapmalıyım? İmam –s– şöyle karşılık verdi: eğer ahlakı kötü ise, kızını ona verme.
İslamî kaynaklarda aile içinde hüsnü ahlaka sık sık vurgu yapılmıştır. Kur'an'ı Kerim de erkeklere eşinize iyi davranın şeklinde tavsiyelerde bulunmuştur. Bazı rivayetlerde de aile içinde hüsnü ahlak için büyük manevi mükafatlardan söz edilmiştir. İmam Sadık –s– şöyle buyurur: Allah teala ailesi ile ilişkilerini iyi yapan kuluna rahmetle bakar.
Hoşgörü ve fedakarlık da önemli ahlaki faziletlerden sayılır ve aile temelinin güçlenmesinde etkilidir. Her karı koca ortak yaşamlarında bazı hatalara ve sapmalara maruz kalabilir. Ailevi anlaşmazlıklara yol açan önemli etkenlerden biri, çiftlerin birbirine karşı tahammül gücü ve sabrının az olmasıdır. Gerçekte çiftlerin ortak yaşamında ilk yıllarda ortaya çıkan anlaşmazlıklar genç çiftlerin arasında ciddi gerginliklere yol açabilir. Ancak zamanla karı koca birbirinin psikolojilerini tanıyarak karşılıklı hoşgörü duyguları gelişmeye başlar. Böylece aile içinde sürtüşmeler yavaş yavaş yatışır ve yerine sevgi ve safaya bırakır. Bu yüzden aile temelini güçlendirmek için en iyi ve en etkili yollardan biri aile üyelerinin af ve hoşgörü duygularını geliştirmeli ve başta eş olmak üzere aile fertlerinin hatalarına göz yummalarıdır.
İslam Peygamberi –s– şöyle buyurur: Af ve hoşgörüyü güncel adetiniz haline getirir, çünkü af her kulun izzet ve onuruna vesile olur. O zaman affedin ki Allah teala da sizi aziz ve onurlu yapsın.
Müslüman kadın ve erkek sadece birbirini affetmekle kalmaz aynı zamanda birbirine karşı somurtmaktan ve sert bakışlardan da kaçınır.015