Ağustos 11, 2016 16:26 Europe/Istanbul

Bugün ahlaki bir fenomen olmayan eşcinsellerin kurduğu aile ve bireyleri ve toplumu nasıl etkiledikleri üzerinde durmak istiyoruz.

Hatırlanacağı üzere geçen bir kaç bölümde tek ebeveynli aile sayısının artması ve bu durumun ve özellikle ailede babanın yokluğunun çocukların talim ve terbiyesi, eğitim ve sağlık durumu üzerindeki olumsuz etkilerinden söz ettik. Ama maalesef çağımızda eşcinsellerin bir araya gelerek sözde aile ocağı adı altında ahlaki olmayan bir kurumu kurmaları da beşeri camiayı ciddi sıkıntılarla karşı karşıya getirdiğini gözleniyor. Bu yüzden bugünkü sohbetimizi eşcinsellik ve birey ve toplum üzerindeki etkilerine ayırdık.

Çağımızda beşeri toplumların karşı karşıya bulunduğu en ciddi krizlerden biri, eşcinsellik afetinin yaygınlaşmasıdır. İlerleyen sanayi ve teknolojilerin beşeri çeşitli makinelerin ve hatta gelişmiş robotların yapımında güçlü kılan günümüz dünyasında inanların maneviyattan uzaklaşması ve aile temelinin sarsması, yine insanların suni neşe ve mutluluk peşinde gaflet ve günah alemine girmesi ve gerçeklerin aleminde soyutlanarak cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için eşcinselik gibi çirkin bir amele yönelmesi, kadınların ve erkeklerin arasında ahlaksızlığı ve toplumsal değerleri hiçe sayma eğilimini arttırdığı gözleniyor. Eşcinsellik karı koca düzeni ve aile kurumunu hedef alan ve ona yeni bir biçim kazandırmaya çalışan bir hastalıktır. Oysa insan doğası ve fıtratı başka bir şey söylüyor ve beşeri ilim ve bilim de bu tür davranışların ve tedbirlerin ve programların bireyde ve toplumda umutsuzluk, hüsran ve psikolojik çöküşten başka hiç bir getirisi olmayacağını ortaya koyuyor.

Bu arada şunu da belirtelim ki, aile ocağının önemini kaybetmesi ve izdivaç fiilinin önemini yetirmesi, kadınların ve erkeklerin bu doğal çerçevenin dışına çıkmasına ve sapkın cinsel ilişkilere yönelmelerine ve sonunda da eşcinselliğe yakalanmalarına yol açmış bulunuyor. günümüzde eşcinseller bu çirkin amellerini haklı glöstermek için her türlü yola baş vuruyor ve bu sapkınlığın makul olduğunu ispat etmeye çalışıyor. Neden, çünkü beşeri akıl ve fıtrat aile ocağını doğal bir zaruret ve eşcinselliği anormal bir fiil olarak açıklıyor.

Bu fenomenin en korkunç sonuçları ise ilk kez sanayileşmiş ülkelerde, yani kadın ve erkeğin arasında cinsel ilişkiler en radikal şekliyle serbest olduğu toplumlarda AIDS hastalığının yaygınlaşması ile ortaya çıktı.

Şimdi ise eşcinsellik tüm olumsuzluklarına rağmen Batılı toplumlarda korkunç bir hızla yayılıyor, öyle ki Batılı toplumlarda iki veya bir kaç eşcinselden oluşan aile sayısı hızla artıyor ve bu çirkin model geleneksel aile kurumunun yerini alıyor. Bazı çağdaş feministler de bu tür sapkın cinsel ilişkiyi kadın ve erkeğin eşit olduğu çağda geleneksel ailenin alternatifi olarak görüyor ve hatta böyle bir aileye hür ve şad aile adını veriyor. Oysa bu geçici hürriyet ve mutluluk uzun vadede beşeri toplumlar için büyük hüsran ve üzüntüye yol açacağı kesindir.

Günümüzde Amerika gibi bazı Batılı ülkelerde eşcinsellerin evliliği yasal ilan edildiği gözleniyor. Eşcinsellik hareketi Amerika’da 1970’li yıllarda başladı ve son yıllarda adeta bir fırtınaya dönüştü, öyle ki bazı toplumlarda ve ortamlarda eşcinsellerin çıkarlarını savunan grupların yetki ve nüfuzu azınlık konumundan  çoğunluk konumuna dönüştü.

Hollywood ekseninde sinema sektörü eşcinsellerin ve onları destekleyenlerin sultası altına giren bu ortamlardan biridir, öyle ki bazı Hollywood yıldızları artık açık açık eşcinselliğin propagandasını yapıyor. Gerçi eşcinsellerin Hollywood üzerindeki sultası bu kurumun aile ocağı ve izdivaç fiiline yönelik tarihî duyarsızlığının sonucu olduğu ifade ediliyor, fakat unutmamak gerekir ki bu sulta Hollywood sınırlarını aşarak başka toplumların da sinema ve televizyon sektörlerine doğru yayılıyor. Kuşkusuz bu durum daha da ciddi tehlike arz ediyor.

Amerika’da GLAAD adlı örgüt, eşcinsellerin lehine propaganda yapan ve Amerikan medyasında eşcinsellerin haklarını savunan örgütlerden biridir. Bu örgüt eşcinselliğin lehine bir hareket yaratmak için Hollywood üzerinde odaklanıyor ve kamuoyunu eşcinselliği ve aile yapısının değişmesi gibi durumları onaylama doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor. Örgün bir süre önce Amerikalı yıldızlar ve şahsiyetlerden oluşan 5 bin kişilik bir etkinlik düzenledi. Bu etkinlikte Amerika’nın eski başkanlarından Bill Clinton resmen eşcinselliği savundığını ilan etti.

Öte yandan diğer bazı Batılı devletler de özgürlük ve insan hakları bahanelerini ileri sürerek büyük bir utanmazlıkla eşcinselliği yasal ilan ederek eşcinselleri desteklemeye başladı. Maalesef günümüzde eşcinsellik dünyanın dört bir yanında bir kültüre dönüştüğü gözleniyor. Eşcinseller artık resmi törenle ve yasal bir şekilde nikah yapıyor ve bu çirkin amellerinden asla utanmıyor. Oysa başta Amerika’da olmak üzere bu çirkin duruma karşı çıkanlar eşcinsellerin evlenmesi, kutsal aile ocağının çökmesine ve izdivaç fiilinin tamamen yok olmasına yol açacağı doğrultusunda uyarıda bulunuyor. nitekim eşcinselliğin yasallaştığı ülkelerde aile ocağının düştüğü bu durum katoliklerin bu durumdan endişe etmelerine yol açtığı anlaşılıyor.

Ancik İslam dininde ve vahye dayalı kutsal öğretilerinde eşcinsellik ve aynı cinsten iki insanın cinsel ilişkide bulunması şiddetle kınanan bir durumdur. Erkeklerin kendi aralarında cinsel ilişkilerine levat ve kadınlar konusunda musahaka adı verilen bu tür ilişkiler İslam dininde kesinlikle reddedilmiştir. Kur'an'ı Kerim bu ameli anormal ve bozuk bir davranış ilan ediyor ve karı koca düzeni ve aile ocağının dışında cinsel ve duygusal duygularını eşcinsellik yoluyla tatmin etmeye çalışan insanlara cahil, sapkın, tecavüzcü, cani ve zalim gibi tabirlerle hitap ediyor.

Kur'an'ı Kerim Neml suresinin 55. Ayetinde şöyle buyuruyor:

(Bu ilâhî ikazdan sonra hâla) siz, ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz, beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!

Yine Allah teala Şuara suresinin 166. Ayetinde de şöyle buyuruyor:

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!015