Aile ocağı, sevgi ve aşk yuvası - 19
Bugün İslam dini açısından eşcinselliğin yıkıcı tesirleri üzerinde durmak istiyoruz
Hatırlanacağı üzere geçen bölümde eşcinsellik afetinin hızla yayılması ve çeşitli hasarları ve insanların ve toplumların üzerinde etkilerinden söz ettik. Şimdi ise eşcinsellliğin İslam dini açısından yıkıcı tesirlerini masaya yatırmak istiyoruz.
Avrupa, Amerika ve dünyanın özellikle Brezilya başta olmak üzere Latin Amerika gibi bölgelerinde eşcinselliğin mazisi incelendiğinde, daha bundan bir kaç yıl öncesine kadar dünyanın bir çok ülkesi eşcinselliği kesin bir nevi hastalık telakki ettiği anlaşılıyor. Günümüzde hala çevreleri sessizlik çemberleri ile sarılan bir çok bilim adamı bu çemberi kırarak eşcinselliğin bir hastalık olduğunu ifade etmeye cesaret edebiliyor. Ama maalesefi özellikle son onyılda başta Amerika olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde eşcinsellik hakkında yapılan propagandalar, dünya genelinde bu hastalığa zorla meşruiyet kazandırmaya çalışan bir irade hakim olmaya başladığı kuşkusuna kuvvet kazandırıyor. Böyle bir ortamda maalesef eşcinselliğin propagandası ve yaygınlaştırılması alanındna faaliyet yürüten bazı eşcensil örgütler de BM ve diğer uluslararası kurum ve kuruluşların üzerinde nüfuzu olan bazı Batılı güçlü politikaların yardımlarıyla bu sapkın eğilimi tamamen yalan temellere dayanarak beşeri gereksinimmiş gibi göstermeyi başardığı anlaşılıyor.
Oysa gerçekte eşcinsellik aile ocağının çökmesine, beşeri soyun yok olmasına ve toplumun fesadına yol açan büyük bir afettir. Gambia Cumhurbaşkanı Yahya Came BM’de yaptığı konuşmada, eşcinselliğin beşeriyete yönelik tehlikesi, tüm doğal afetlerden daha fazla olduğunu belirtti. Gambia Cumhurbaşkanı ayrıca insanın ilahi karşıtı huyunun sonucu olan ve günümüzde beşeriyeti ciddi bir şekilde tehdit eden üç önemli tehlike arasında eşcinselliği da sayıyor ve şöyle diyor:
Eşcinsellik her türlü şekli ve simgesi ile ve şeytani olması ve insani ve ilahi olmamasına rağmen günümüzde bazı güç odakları tarafından insan hakları adı altında yaygınlaştırılıyor.
Gambia Cumhurbaşkanı Came eşcinselliğin bilinen tüm doğal afetlerden beşeriyete yönelik daha ciddi bir tehdit olduğunun altını çizerek şöyle devam ediyor: eşcinseller üremediğinden, eşcinselliği destekleyen herkes gerçekte beşer soyunun yok olmasına hizmet etmektedir.
Geçen bölümde kısaca İslam dininde ve vahye dayalı öğretilerinde eşcinsellik ve aynı cinsten iki insanın birbiriyle cinsel ilişkide bulunması şiddetle tenkit edildiğini ve bu bağlamda bir çok rivayet ve Kur'an'ı Kerim ayetleri söz konusu olduğunu beyan etti.
Kur'an'ı Kerim bu davranışı anormal bir amel olarak tanıtıyor ve eşlik düzeni ve aile ocağı yerine cinsel ve duygusal gereksinimlerini eşcinsellik yoluyla karşılamaya çalışan insanlardan aptal, israfkar, sapkın, tecavüzcü, fasık, zalim ve benzeri tabirlerle söz ediyor. Yüce Allah Şuara suresinin166. Ayetinde ise şöyle buyurur:
Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!
Dinin önde gelen büyüklerinden geriye kalan rivayetlerde de bu amel çirkin ve tenkit edilen amel ve büyük günah sayılmıştır. İslam Peygamberi –s– şöyle buyurur: eşcinsellik yapan kimseye cennetin kokusu ulaşmaz.
Kur'an'ı Kerim ayetleri ve bazı rivayetler Lut kavmi arasında eşcinsellik sapkınlığının yaygın olduğunu anlatıyor. Gerçi bu çirkin amel bu kavimden sonraki toplumlarda da az çok göze çarmıştır, ama her halükarda bu amel anormal ve doğal olmayan çirkin bir amel olarak tüm semavi dinlerde tenkit edilmiştir.
Peki ama, neden İslam dini insanları izdivaç ameline ve aile kurmaya tavsiye eder? Gerçekte İslam dininin insanların cinsel ihtiyaçlarını gidermeleri için sunduğu en önemli yöntem, iki karşıt cinsten iki insanın, yani bir kadın ve bir erkeğin evlenmesidir. Öte yandan İslam dini açısından izdivaç fiilinin felsefesini ve hakikatini insanoğlunun kemale ermesi, üremesi ve teselli bulmasındaaramak mümkün.
Kuşkusuz izdivaç, kadın ve erkeği tamamlamak için bir yoldur. Hiç bir insan tek başına mükemmel değildir ve sürekli kendi eksiğini tamamlamak için çaba harcar. Genç insan fikri bağımsızlığa kavuşmak ve eksikliklerini gidermek ve sayısız ihtiyaçlarını karşılamak için izdivaç fiiline teşvik edilir ve böylece genç insan uygun ve şayeste bir eş seçerek kemale ermek için gerekli zemini oluşturur.
Bu konuda üstad şehit Mutahhari şöyle diyor:İzdivaç bireysel doğal benlikten çıkış ve insan kişiliğinin gelişmesi için ilk merhaledir. İzdivaç ve aile ocağı kurmakla sağlanan pişkinliği başka hiç bir yerde bulamazsınız ve ancak izdivaç ve aile kurmakla elde edebilirsiniz.
Dolaysıyla izdivaç insanın kemale ermesinin bir aracıdır.
Yine izdivaç sayesinde karşılanan en önemli gereksinim, her insanın ihtiyaç duyduğu huzur ve güvenlik ve rahatlık duygusudur. İnsanın fıtratında kökü bulunan bu gereksinim o kadar önemlidir ki Allah teala Kur'an'ı Kerim’de izdivacın felsefesini beyan ederken sizler için kendi soyunuzdan eşler belirlediğini ve onların yanında huzura kavuşacağınızı buyurur. Dolaysıyla eş, insana huzur ve güven duygusu kazandırır ve aile ortamı da kadın ve erkeğin ruhi açıdan huzura kavuşmasına vesile olur.
Öte yandan izdivacın bir başka büyük getirisi, evlat sahibi olmak ve beşer soyunu sürdürmektir. İnsan soyunun üretemesi ve çoğalması çok önemlidir ve asla küçümsenmemesi gerekir. Çünkü gerçekte varlık aleminin yaratılış felsefesi insanın varlığı ve gelişmesi ve kemale ermesidir. Nitekim iyi ve salih insanları yetiştirmek de alemleri yaratan Allah’ı hoşnut eden bir durumdur.
İslam açısından salih evlat sahibi olmak, ana ve baba için salih bir amel sayılır ve dünya ahiret, saadete ermelerinde etkilidir. Bu yüzden masum imamlar –s– da üremeyi ve çoğalmayı izdivacın hedefleri arasında saymıştır.
Ancak aynı cinsten iki insanın ilişkisinde ne kemale erme, ne teselli bulma ve huzura kavuşma ve ne de üreme ve çoğalma gibi izdivaç fiilinin üç temel hedefinden hiç biri gerçekleşemez. İşte bu yüzden İslam dininde ve diğer semavi dinlerde eşcinsellerin izdivacı batıl ve yasak ilan edilmiştir.
Daha geniş bir bakış açısından bakıldığında da, eşcinsellik insan fıtratına aykırı bir ameldir ve insan fıtratına uymayan her amelin kötü tesirleri söz konusudur. Kuşkusuz izdivaç, doğru, akılcı ve fıtri bir yolu izlemektir ve bu durum aynı cinsten iki insanın birleşmesiyle asla gerçekleşmez ve bilakis izdivacın ana hedeflerine zarar verir
Öte yandan tıp bilimi de aynı cinsten iki insanın cinsel ilişkide bulunmasının fevkelade tehlikeli olduğunu ispat etmiştir. Nitekim şimdiye kadar eşcinselliğin sağlıklı ve zararsız olduğuna dair de hiç bir kanıt sunulamadığı gibi hiç bir hekim ve uzman da böyle bir ilişkiye tavsiye edememiştir.
Bu arada eşcinsellerin arasında her türlü iltihaptan kaynaklanan hastalıklar, hepatit, AIDS ve türlü tehlikeli hastalıkların yaygın olması da bu çirkin amelin ne denli insanları tehdit ettiğini açıkça ortaya koymaktadır.015