Seçim özel programı - 4
İran İslam cumhuriyetinde demokrasinin önemli bileşenlerinden biri, cumhurbaşkanından bilgeler meclisi ve İslamî şura meclisi, kent ve köy konseyleri temsilcilerine kadar nizamın tüm yetkililerini seçmek üzere halkın oylarına düzenli olarak baş vurmaktır.
İslam inkılabının üzerinden geçen 37 yılda İran’da otuzu aşkın seçim gerçekleşti. Bu seçimlerde İran milleti hür iradesi ile sandıkların başına geldi ve toplumun yönetilmesi için salih gördüğü adayları seçerek İslamî nizamın halkçı bir nizam olduğunu ortaya koydu.
İran’da bir kaç gün sonra düzenlenmesi beklenen en önemli seçimlerden biri, 10. Dönem İslamî şura meclisi ve ayrıca 5. Dönem bilgeler meclisi seçimleridir. Her iki seçim 26 Şubat’ta gerçekleşiyor.
Bu arada meclislerin seçimleri ve bu meclislere salih insanları göndermenin zarureti ve öneminden başka bu seçimlerin gerçekleştiği zaman dilimine hakim olan şartlar da seçimlerin önemini ikiye katladığı anlaşılıyor. Bu seçimler 10. Dönem cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra gerçekleşen ilk önemli seçimlerdir ve bu yüzden halkın bu seçimlere katılım oranı düşmanlara ve yaptıkları olumsuz propagandalara verilecek en iyi mesaj sayılır.
10. dönem İslamî şura meclisi 9. Dönem İslamî şura meclisi ve hükümetin Bercam nükleer anlaşması çerçevesinde üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmesi ve bir çok iktisadi projeyi yönetmesi gerektiğinin devamında şimdi eski projeleri sürdürmesi ve bunun yanında geleceğin programlarını ve projelerini hazırlaması bakımından büyük sorumlulukla karşı karşıya bulunuyor. Gerçekte İslam Cumhuriyeti nizamının hedeflerinin gerçekleşmesi ve başta iktisadi alanlar olmak üzere toplumun gözetlediği öncelikler ve istihdam alanlarının açılması hükümetin üzerinde vurgu yaptığı konulardır ve yeni meclis de bu hedeflere ulaşmak için gerekli zemini hazırlaması gerekir.
İran İslam Cumhuriyeti şimdiye kadar her türlü zorlu sınavdan başı dik çıkmış olmasına karşın İran’a karşı husumet ve düşmanlıklar son bulmamıştır. Gerçekte küresel istikbarın düşmanlığının sürmesi, onuncu dönem meclis için düzenlenecek seçimleri halkın katılım oranı bakımından önemini ikiye katlayan etkenlerden biridir. Nitekim seçimlerde esas mesele, halkın coşkulu ve azami oranda seçimlere katılmasıdır, ancak bu büyük ve coşkulu katılımın yanında salih adayları seçmek de bir o kadar önemli sayısı ve bunun için bazı kriterler belirlenmiştir. Seçimlerin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesinin başlıca sorumlusu içişleri Bakanı ve daha sonra da adayların salahiyetini inceleyen anayasayı kollama ve koruma konseyidir ve iş kendi çapında büyük önem arz etmektedir.
Seçimlerin yasalara göre belli süreci ve aşamaları vardır. Adayların salahiyetini incelemek anayasayı kollama ve koruma konseyinin görevi olarak bu aşamalardan biridir.
Gerçekte bilgeler meclisi ve İslamî şura meclisi seçimlerine adaylığını koyan adayların kayıt işlemini yapmak ve ardından salahiyetini incelemek ve daha sonra da seçimleri düzenlemek ve sağlıklı gerçekleştiğini onaylamak, anayasayı kollama ve koruma konseyinin rolünün önemini ikiye katlayan etkenlerdir. Buna göre bu konsey İslam Cumhuriyeti nizamının temel erkanlarından biri sayılır. Anayasanın 91 ila 99. Maddeleri bu önemli kurumun şartlarını, görevlerini, sorumluluklarını, üye sayısını ve diğer ilgili konularını açıklamış ve konseyin İslamî nizamın önemli kurumlarından biri olduğunu vurgulamıştır.
Anayasayı kollamak ve koruma konseyinin görevi, İslamî şura meclisinin çıkardığı yasaların İslam şeriatine ve anayasaya aykırı olup olmadığını tespit etmek ve bilgeler meclisi ve cumhurbaşkanlığı ve İslamî şura meclisi seçimlerini ve referandumları gözetlemektir. Buna göre anayasayı ve İslam ahkamını korumak ve gözetlemek bu kurumun görevidir.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei şimdiye kadar bir çok kez anayasayı kollama ve koruma konseyinin önemine ve hassas rolüne vurgu yapmıştır. Rehber Hamanei konuşmalarından birinde şöyle buyurmuştur: Bu kurum yasalara göre nizamın erkanlarına her türlü saf olmayan unsurun girişini engellemelidir ve eğer konsey bu görevi üstlenmemiş olsaydı, kuşkusuz nizam bir çok sorunla karşılaşırdı.
Bu arada bazı ufak tefek hatalar da olabilir, fakat bu tür ufak tefek hataları abartarak ve propaganda malzemesi yaparak konseyi ve hassas görevini sorgulamamak gerekir.
Ayetullah Hamanei seçimlerde adayların hakkını korumayı hakkunnas olarak tanımlıyor ve halkın haklarını korumanın bir mısdakı da seçim arenasında aday olanların hakkının korunması şeklinde ifade ediliyor. Buna göre aday olan kişiler salih oldukları takdirde reddedilmemeleri ve arenaya girmelerine izin verilmesi gerekiyor.
Buna göre anayasayı kollama ve koruma konseyi İslam Cumhuriyeti nizamında önemli ve seçkin konumu bulunuyor. Yine eğer birinci ila dokuzuncu dönem İslamî şura meclisi seçimlerinde adaylığını koyanların sayısına bakacak olursak, en düşük rakam iki bindir, ancak onuncu dönemde bu sayının 12 bin gibi bir nevi rekor düzeye ulaştığı gözleniyor.
Anayasayı kollama ve koruma konseyi onuncu dönem İslamî şura meclisine adaylığını koyan bu 12 bin kişinden 6180 kişinin salahiyetini onayladı, ki bu da kayıt yaptıranların hemen hemen yarısından fazlasına denk geliyor.
İran milleti her seçimde kendi gözetlediği adayları yasal kriterlere göre seçiyor. İlgili yetkililer de her seçimde halkın oyunu kullanması için gereken zemini hazırlıyor. Bu süreçte seçimleri gözetleme heyetlerinin yanında İslamî şura meclisi milletvekilleri de seçimleri gözetliyor. Anayasayı kollama ve koruma konseyi de tarafsız gözlemci sıfatı ile seçimleri gözetlemesi ve adayların gerekli şartları sahip olup olmadığını araştırması ve hür bir seçimin gerçekleşmesini güvence altına alması gerekiyor.
Seçimleri gözetlemek bir yandan seçimlere hile karıştırılmasını engellemek ve diğer yandan salih insanların adaylığını güvence altına almak bakımlarından önemlidir. Bu yüzden en başta milletvekilliği için aday olan kişinin gerekli şartlara sahip olması belirlenmesi gerekiyor. Bu konu büyük öneme sahiptir ve dünyanın her ülkesinde seçimlerde bunun için belli kriterler belirlenmiştir. Bu yüzden konsey gibi gözetim sistemi yeni ve beklenmedik bir şey değildir. Dünyada demokrasi sistemi ile yönetilen ülkelerde yasaların uygulanması ve gözetilmesi için bu tür konseylerden yararlanır. Fransa ve Rusya’da anayasa konseyi, İngiltere’de Avam ve senato meclisleri, Mısır’da anayasa mahkemesi bu tür kurumlara birer örnektir.
Gerçekte seçmenler her adayı yasalara ve vatandaşlık haklarına göre adaylığı onaylandığından emin olmak sureti ile seçimlere katılıyor ve oyunu kullanıyor. Bu yüzden adayların salahiyetini incelemek oldukça zor bir iştir ve bu durum bazen anlaşmazlıklara ve hatta bazı siyasi katanların adayların salahiyetinin inceleme sürecine itirazlarına yol açıyor. Gerçi bu itirazları ele almak için de yasal tedbirler söz konusudur ve adaylığı reddedilen her adayın yasal itiraz hakkı saklıdır. Her halükarda seçimlerin bu aşaması ve adayların onaylanması, en hassas aşamalardan biridir.
Adayların şartları ve kriterleri arasında yaş haddi, eğitim, ahlaki salahiyeti, İslamî nizama ve İslamî şiarlara bağlılık gibi genel şartlar ve kriterler aranır. Bundan başka seçimlerde hükümette bir mevkii bulunanların tarafsızlığı da güvence altına alınması gerektiği vurgulanır. Adayların salahiyeti araştırılırken, toplumun çıkarlarını gözetlemek şarttır. Bu yüzden bazı adayların milletvekili seçildikleri takdirde bazı kamu ve özel iktisadi kurumlarla ilişkileri milletvekilliği görevini yerine getirmesine zarar verebileceği düşünülerek adaylığı onaylanmayabilir.
Seçimlere katılmak dini demokrasi nizamında her vatandaşın yasal hakkıdır, fakat eğer seçimde hata yapılırsa bu yasal hak doğru biçimde korunmamış olabilir ve halk seçimlerden sonra dört yıl gibi uzun bir süre mevcut durumu tahammül etmesi gerekir. Bu yüzden salihlerin arasında daha salih olanı seçme meselesi hem rahmetli İmam –ks– ve hem İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei tarafından sık sık vurgulanan bir konudur. Ayetullah Hamanei seçimlere katılmak bir görev olduğu kadar iyi ve bilinçli seçim yapmanın da bir görev olduğunu defalarca vurgulamıştır.
Bu arada bazılarının her ülkede seçimlerin düzenlenmesi o ülkenin geleneklerine ve kültürüne bağlı olduğuna inanır. Bu yüzden da tüm ülkelerde seçimlere aday olan kişilerin salahiyetinin onaylanması için bazı kısıtlamalar belirlenmiştir. Nitekim bir çok ülkede seçim süreci hatta İran’dakinden daha karmaşıktır. Gerçekte seçimlerin nasıl yapıldığı ile ilgili ileri sürülen bazı şaibeler başka ülkelerin seçim yasalarını yeteri kadar bilmemekten kaynaklanır.
Her halükarda İran milleti , devleti ve önde gelen siyasi şahsiyetlerin beklentisi 26 Şubat’ta bir kez daha en coşkulu seçimlerin gerçekleşmesidir.