Ekim 07, 2016 12:19 Europe/Istanbul

Geçen hafta yaklaşık bir hafta süren Suriye ateşkesi, Amerika’nın ateşkesi ihlal etmesi yüzünden resmen sona erdi.

Geçen hafta Irak parlamentosu savunma Bakanı Halid Ubeydi’yi azletmesinin ardından maliye Bakanı Hoşyar Zibari’ye verdiği güvenoyunu geri aldı.

Geçen hafta Ürdün halkı bu ülkenin parlamentosu kral ikinci Abdullah tarafından feshedilmesinden üç ay sonra bu ülkenin 18. Meclisinin üyelerini seçmek üzere sandık başına gitti.

Geçen hafta Yemen’in istifa eden kaçak Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, Ahmet Ubed bin Dağar’ın kabinesinde bazı reformlar yaptı, ayrıca Hadi’nin talimatı üzerine Yemen merkez bankası yönetim kurulunun yeniden kurulması ve merkezi Sana’dan Aden’e taşınması kararlaştırıldı.

Geçen hafta DC Lig adlı hacker grubu Amerika’nın dışişleri eski bakanlarından Colin Powel’in emaillerini yayımlayarak, Powel’in korsan İsrail’in 200 nükleer başlığı bulunduğunu itiraf ettiğini ve bu yüzden korsan İsrail Başbakanı Netanyahu’nun İran’ın nükleer programı ile ilgili sözlerini lafü gazaf nitelediğini ifşa etti.

Geçen hafta uluslararası af örgütü Bahreyn rejiminin siyasi aktivistleri tutuklaması ve adaletten uzak bir şekilde yargılamasına yönelik eleştirileri içeren bir rapor yayımladı ve bu durumun aynı şekilde devam etmesi Bahreyn’de siyasi krizi daha da karmaşık ve daha da geniş hale getireceği uyarısında bulundu.

Geçen hafta Bahreyn öğretmenler birliği genel sekreteri ve öğretmenler derneği Başkanı Mehdi Ebu Edip de yeni eğitim yılında Halife rejiminin tutukladığı 400 kadar Bahreynli çocuğun eğitim hakkından mahrum kaldığını açıkladı.

Geçen hafta Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani Kadar yönetiminin Suriye milletinin hamisi olduğu iddiasını tekrarlayarak bir kez daha Suriye’nin geleceğinde Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a yer olmadığını söyledi.

Geçen hafta yaklaşık bir hafta süren Suriye ateşkesi, Amerika’nın ateşkesi ihlal etmesi yüzünden  resmen sona erdi.

Amerikan ordusu Suriye’deki teröristlerle omuz omuza hareket ettiğini ortaya koyan Suriye ordusunun mevzilerine saldırılarının ardından Suriye ordusu da ateşkesin sona erdiğini resmen ilan etti. Suriye’de bu ateşkes geçen 12 Eylül tarihinde Amerika ve Rusya’nın müzakerelerinin sonucunda sağlanmıştı. Bu süre içerisinde Suriyeli muhaliflerle Şam yönetimi sürekli birbirini ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Bu ateşkes Suriye’de cari yılda sağlanan ikinci ateşkesdi.

Suriye’de ateşkesin sona ermesi ve Amerikalı askerce ihlal edilmesinden sonra Washington yönetimi hem suçlu hem güçlü, Rusya yönetimini yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladı.

Suriye’de uygulanan anlaşmanın bir maddesi ateşkes sağlanması ve bir başka maddesi de Castillo karayolunun Suriye ordusu tarafından kurtarılması ve Amerika yönetiminin de sözde ılımlı muhalif tabir ettiği örgütlerin davranışını kontrol altında tutması ve Suriye’ye insani yardımların ulaştırılmasıydı. Ancak işin ta başından Amerika’nın bu anlaşmaya bağlı kalmayacağı belli oldu. Amerika bu ateşkesten sırf Suriyeli muhalifler için fırsat yaratmak ve onları Suriye ordusu, direniş güçleri ve Rus savaş uçaklarının kurduğu baskıların altından kurtarmak için yararlanmak istiyordu.

Suriye’de ateşkes başladıktan 48 saat sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı Amerika yönetimini varılan anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmek istemediğini ve demogoji yapmaya başladığını açıkladı. Öte yandan Suriye’de faaliyet yürüten terör örgütleri de sürekli ateşkes anlaşmasını ihlal ederek aralarında ateşkese uyma konusunda anlaşmazlık bulunduğunu ve hepsi bu ateşkese bağlı olmadığını söylemeye başladı.

Fakat ateşkesi esas kıran taraf Amerikan ordusu oldu. Amerika geçen hafta Suriye ordusunun mevzilerine vurarak 80 Suriyeli askeri katliam etti ve onlarca askeri de yaraladı, fakat daha sonra hiç bir şey olmamış gibi Suriyeli askerleri IŞİD’le karıştırdıklarını açıkladı. Amerikan ordusunun bu cinayet bir kez daha bu ateşkesten sadece desteklediği terör örgütlerine yönelik baskıları hafifletme yönünde yararlanmak istediğini ortaya koydu.

Geçen hafta Suriye ile ilgili yaşanan bir başka önemli gelişme, BM genel kurulunun 71. Zirvesinin kulisinde sözde Suriye’ye destek uluslararası grubunun oldukça da gergin geçen ama aynı zamanda hiç bir sonucu olmayan oturumunun düzenlenmesiydi. Söz konusu oturum Suriye’de bir hafta süren ateşkesin son bulmasının ardından Amerika ve Rusya Dışişleri Bakanları John Kerry ve Sergei Lavrov’un başkanlığında düzenlendi, fakat çok gergin geçti. Amerika Dışişleri Bakanı Kerry geçen Salı günü sözde Suriye’ye destek uluslararası grubunun oturumundan çıkışı sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, ateşkes henüz ölmedi, demekle yetindi. Fransa Dışişleri Bakanı Jack Marc Aro da oturumdan sonra yaptığı açıklamada, Newyork oturumuna çok tartışmalı ve ağır bir atmosfer hakim olduğunu belirtti.

Amerika Dışişleri Bakanlığı bir bildiri yayımlayarak, oturuma katılan ülkelerin şiddetin devam etmesine rağmen Kerry ve Lavrov’un üzerinde anlaşmaya vardığı ateşkesin devam etmesinin zaruri olduğu konusunda hemfikir olduklarını belirtti.

Newyork’ta düzenlenen sözde Suriye’ye destek uluslararası grubunun oturumundan önce ise Suriyeli muhaliflerin sözde yüksek komitesi Başkanı Riyad Hicab da 19 Eylül’de BM genel kurul zirvesinin kulisinde uluslararası diplomatik heyetlere hitaben Suriyeli muhaliflerin yüksek komitesi Suriye’nin geleceğini belirlemek üzere müzakere yolunu ve siyasi geçiş sürecine intikal etmeyi kolaylaştırmak istediğini, bu süreç aynı zamanda Beşar Esad’ın iktidardan çekilmeini içerdiğini, süreçle ilgili planlarını sunduklarını belirtti. Riyad Hicab, Eylül ayının başında Londra’da nihai şekline kavuşan bu belgenin Suriye’de siyasi geçiş için üç aşamalı bir süreci içerdiğini ve gayet tabi daimi ateşkesle başlayacağını, belge teröristlere karşı askeri operasyonları da müstesna ettiğini ifade etti.

Geçen hafta Irak parlamentosu savunma Bakanı Halid Ubeydi’yi azletmesinin ardından maliye Bakanı Hoşyar Zibari’ye verdiği güvenoyunu geri aldı. Irak temsiciler meclisi Başkanı Selim Ceburi başkanlığında düzenlenen oturuma meclisin 328 milletvekilinden ancak 173 milletvekili katıldı. Oturuma katılan milletvekillerinden 158’i Hoşyar Zibari’nin azledilmesine olumlu oy verirken, 77 milletvekili olumsuz ve 14 milletvekili de çekimser oy kullandı.

Hoşyar Zibari ise Irak meclisi tarafından azledilmesini siyasi komplo niteledi. Irak Kürdistanı Demokrat Parti siyasi bürosu da geçen hafta yayımladığı bildirisinde Hoşyar Zibari’nin görevden alınmasını önceden tasarlanan bir komplo niteledi.

Geçen hafta Irak’ta ordu birlikleri ve halk güçlerinin ülkenin çeşitli bölgelerinde elde ettikleri zaferleri tekfirci IŞİD terör örgütünü zor durumda bıraktı. Irak ordusu ve halk güçleri geçen hafta yörenin aşiret güçleri ile birlikte Salahaddin eyaletinin kuzeyinde yer alan Şarkat kentini IŞİD işgalinden kurtardı.

Şarkat kendi Musul’un 100 km güneyinde yer alıyor. Bu kent tekfirci IŞİD terör örgütünün Salahaddin eyaletinde en büyük ve son üssüydü.

Irak Başbakanı Haydar İbadi geçen Pazartesi günü Anbar eyaletinde Hit ve Bağdadi adalarının kurtarılması yönünde talimat verdi.

Bundan önce de tekfirci IŞİD terör örgütünün Felluce ve Ramadi kentlerinde bozguna uğratılmasının ardından yöre halkının evlerine dönmeleri için gereken güvenli ortam hazırlanmıştı. Nitekim hali hazırda Felluce’nin %70’i güvenli olduğu ifade ediliyor.

Irak’ta Salahaddin eyaletinde Şarkat kenti ve Anbar eyaletinde Hit ve Bağdadi adalarını kurtarma operasyonları, Irak ordusu Ninova eyaletinin merkezi ve IŞİD’in sözde hilafet merkezi ilan ettiği Musul kentini kurtarmak üzere hazırlık yaptığı bir sırada gerçekleşti.

Geçen hafta ayrıca Amerika’dan bir heyet Dışişleri Bakanı Yardımcısı Antony Blinken başkanlığında Erbil’e geldi ve Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum, Mesut Barzani ve Neçirvan Barzani ile görüştü. Görüşmenin ana gündemi Musul’u kurtarma operasyonu ve bu operasyonun sonucu Kuzey Irak’a akın edecek mülteci dalgasıydı.

Geçen hafta Ürdün halkı bu ülkenin parlamentosu kral ikinci Abdullah tarafından feshedilmesinden üç ay sonra bu ülkenin 18. Meclisinin üyelerini seçmek üzere sandık başına gitti.

Ürdün kralı ikinci Abdullah yaklaşık üç ay önce bu ülkenin kralının yetkilerini arttıran anayasa reform paketini onaylattıktan sonra parlamentoyu feshetti ve Hani Mulka’yı da yeni kabineyi kurmakla görevlendirdi. Ürdün kralı anayasanın 73. Maddesine göre parlamento seçimleri parlamentonun feshedilmesinden dört ay sonra düzenlenmesi gerektiğini açıkladı.

Ürdün bir süre önce siyasi partilerin seçim listesi sunma imkanına kavuşmasına yardımcı olan seçim yasasını değiştirdi. Yapılan yeni değişikliklere göre Ürdün 23 seçim bölgesine bölündü, milletvekili sayısı 150’den 130’a indirildi, 15 sandalye de kadınlara ayrıldı.

Avrupa konseyinden gözlemci bir heyetin gözetiminde düzenlenen yeni parlamento seçimlerine 353’ünü kadın adayların oluşturduğu toplam 1252 aday katılıyor. Seçimlerin sonunda 130 aday Ürdün parlamentosuna girme hakkını kazanıyor, ki bunlardan 15’i kadın adayların arasından seçilmesi gerekiyor.

Aslında Ürdün’ün parlamento seçimleri parlamentonun yetkilerinin kısıtlı olması ve geleneksel olarak hükümet yandaşı aşiretlerin çıkardığı milletvekillerinin tekelinde olması yüzünden pek fazla heyecan yaratmadı. Ürdün’ün yeni seçim yasasına göre seçmenler adayların yer aldığı listelere oy vermeleri gerekiyor. Her seçmen bir veya birden fazla listeye oy verebiliyor ve listeler de kazandıkları oy oranına göre mecliste sandalya sahibi oluyor.

Ürdün’de düzenlenen parlamento seçimlerinin en önemli noktası ise 6 yıl boyunca seçimleri boykot eden ve Ürdün’ün en büyük muhalefet partisi ve ihvanilerin siyasi kanadı sayılan İslamî Amel cephesinin bu seçimlere katılmasıydı.

Bundan önce 2010 ve 2013 yıllarında yapılan iki seçimde seçim yasasına itiraz eden ve bu yüzden seçimlere katılmayan İslamî Amel cephesi bu seçimlere katıldı, ama hala seçim yasasının hükümet yandaşı siyasi partilerin lehine olduğunu vurguladı.

Geçen hafta düzenlenen Ürdün parlamento seçimlerinin sonuçları henüz açıklanmadı, fakat ilk sonuçlar, İslamî Amel cephesinin en az 16 milletvekili çıkardığı belirtiliyor.

Ürdün parlamentosu ya da temsilciler meclisi bu ülkenin Ümmet meclisinin bir bölümü sayılıyor. Parlamento üyeleri halkın oyları ile ve her dört yılda bir seçiliyor. Bu kurumun bir başka bölümü Ürdün anayasasına göre kral tarafından seçilen senato meclisidir.015

Etiketler