Ekim 08, 2016 15:21 Europe/Istanbul

Amerikan halkı hala 11 Eylül 2001 terör saldırılarının sorumlularını tanımak istiyor.

Son aylarda yayımlanan 28 sayfalık gizli bir rapor bu saldırılarda Suud hanedanının eli bulunduğunu ortaya koydu.İranlı uzman Hadi Şahabi Yegane şöyle diyor: 11 Eylül 2001 saldırıları, bu tarihde El-kaide terör örgütü tarafından Amerika topraklarında düzenlenen bir dizi intihar eylemlerinden ibaretti. O günün sabah saatlerinde El-kaide terör örgütünün 19 üyesi dört uçağı kaçırdı. Uçak korsanları iki uçağı kısa zaman aralığında kasıtlı olarak Newyork kentinde dünya ticaret merkezinin ikiz kulelerine çaptı. İki uçağın ikiz kulelere çarpması sonucunda uçaktaki yolcular ve binada bulunan insanların bir çoğu öldü.

Olaydan iki saat sonra ikiz kuleler tamamen çökte ve çevredeki binalarda da ağır hasarlar meydana geldi. Uçak korsanları üçüncü uçağı Amerika savunma bakanlığının Virjinia eyaletindeki Pentagon adı ile anılan binasına çarptı. Ancak dördüncü uçak Pensilvania eyaletinde boş bir araziye düştü. Rivayetlere göre bu uçak düşmeden önce bazı yolcular uçağın kontrolünü ele geçirmeye ve uçağı Washington’a ve muhtemelen beyaz saraya doğru götüren uçak korsanlarını etkisiz hale getirmeye çalıştı, fakat ne bu uçaktan ve ne de önceki üç uçaktan sağ kurtulan olmadı.

11 Eylül 2001 terör saldırılarında ölenlerin sayısı 2974 kişiydi ki buna 19 uçak korsanı de eklenecek olursa toplum 2993 kişi oluyordu. Ölenlerin büyük bir bölümü sıradan vatandaşlarda ve milliyetleri ise 90 ülkenin vatandaşları olduklarını ortaya koydu. Bu arada bir kişinin de ikiz kulelerin çökmesi sonucunda yükselen toz duman bulutundan etkilenerek öldüğü açıklandı.

Amerika yönetiminin bu saldırılara ilk tepkisi terörle savaş adına Afganistan topraklarına saldırmak ve El-kaide teröristlerini barındıran Taliban yönetimini devirmek ve ayrıca Amerika vatanseverlik yasasını çıkarmak oldu.

11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra bir çok ülke terörle mücadele yasalarını sertleştirdi ve daha ciddi bir şekilde uygulamaya başladı. Amerika’da bazı ticari kurumlar olaydan sonraki ilk hafta sonuna kadar faaliyetlerini askıya aldı ve hafta başında yeniden çalışmaya başlar başlamaz, uçak firmaları ve sigorta firmalarına yönelen büyük zarar ziyandan söz ettiler.

Pentagon’un gördüğü hasar bir yıl içinde onarıldı ve daha sonra aynı mekanda bir anıt yapıldı. Öte yandan dünya ticaret merkezinin onarımı da başladı ve 2006 yılında aynı yerde yeni bir kule hizmete girdi. Şimdi bir numaralı dünya ticaret merkezi binası 541 metre yüksekliğinde 2011 yılında hızmete girdi. Bu bina Kuzey Amerika’nın en yüksek kulelerinden biri oldu. Bölgede 2007 ila 2012 yılları arasında üç kule daha inşa edildi.

11 Eylül 2001 hadisesi Amerikan tarihinde en büyük terör saldırısı sayılıyor ve siyasi, iktisadi, güvenlik ve askerlik gibi alanlarda sonuçları hem bu ülkeyi ve hem uluslararası camiayı etkilediği anlaşılıyor.

Bazı gözlemciler 11 Eylül 2001 olayı, Japonya’nın Perl Harber limanına saldırması gibi Amerikan tarihinin yönünü değiştirdiğini belirtiyor. Dört yolcu uçağı kaçırılıyor, ikisi dünya ticaret merkezinin ikiz kulelerine çarptrılıyor, biri de Pentagon binasına çarpıyor ve sonuncusu da Pensilvania eyaletinde düşürülüyor. Son uçak muhtemelen beyaz saray çarpmak üzere kaçırılmıştı, ama nedense hedefine ulaşamadı. 11 Eylül 2001 olayını araştırma komisyonu nihai raporunda hava savunma yetkilileri dördüncü uçak kaçırıldıktan sonra Pensilvania’da düştüğünde varlığından haberdar olduklarını açıkladığını, ancak bu açıklama, pentagon yetkililerinin ilk açıklamasını reddettiğini belirtti.

Peki kaçırılan uçaklar hangi havayolları firmalarına aitti?

İlk uçak, 11 numaralı seferi yapan American Airlines’a ait boeing 767 tipi yolcu uçağıydı. Uçak sabah yerel saatle 8:46’da dünya ticaret merkezinin ikiz kulelerinden Kuzeydeki kuleye çaptı.

İkinci uçak, 175 numaralı seferi yapan United Airlines’a ait boeing 767 tipi yolcu uçağıydı. Uçak sabah yerel saatle 9:02’de ikiz kulelerin ikinci kulesine çarptı.

Üçüncü uçak, 77 numaralı seferi yapan yine American Airlines’a ait boeing 757 tipi yolcu uçağıydı. Uçak sabah yerel saatle 9:37’de Pentagon binasına çarptı.

Dördüncü uçak, 93 numaralı seferi yapan yine United Airlines’a ait boeing 757 tipi yolcu uçağıydı. Uçak sabah yerel saatle 10:03’te Pensilvania eyaletinde boş bir alana düştü.

Peki, olayda toplam kaç kişi öldü?

Olayda 2974 kişi öldü. Eğer bu sayıya uçak korsanları da eklenecek olursa, 2993 oluyor, ki bunlardan 24’ünün cenazeleri hiç bir zaman bulunamadı. Ölenlerin arasında Newyork itfaiye memurlarından 343 kişi, Newyork polis teşkilatından 23 kişi ve Newyork limanı polis teşkilatından da 37 kişi vardı. Pentagon’da ölenlerin arasında en üst rütbeli askeri ise General Timuti Mudi idi.

Uçak korsanları da toplam 19 kişiydi ki bunlarda beşi ilk uçakt, beşi de ikinci uçakta ve yine beşi üçüncü uçakta ve son dört kişi de dördüncü uçaktaydı.Muhammed Ata lakabı ile ünlü olan Muhammed Muhammed El Emir Evez Seyyid Ata adlı terörist 11 numaralı uçak seferini kaçıran beş korsandan biriydi ve uçak kaçırıldıktan sonra kontrolünü eline alarak uçağı ikiz kulelerin Kuzey kulesine çarptı. Muhammed Ata, teröristlerin arasında Mısır uyruklu tek teröristti. Uçakları kaçıran teröristlerin 15’i Arabistan vatandaşı, ikisi BAE vatandaşı, birer kişi de Mısır ve Lübnan vatandaşıydı.

11 Eylül terör saldırısını gerçekleştiren operasyon takımı tamamen Arap asıllı ve El-kaide üyelerinden oluşuyordu. Teröristlerin bu intihar eylemlerinde hedefleri dünya ticaret merkezinin ikiz kuleleri ve pentagon binasıydı ki bu binalar üç uçakla vuruldu. Olayda toplam 2993 kişi öldü.

Peki bu saldırının nedeni neydi?

1998 yılında El-kaide’nin Usame bin Ladin, İmen Zevahiri, Ahmet Refi Taha, Mir Hamza ve Fazl Rahman’dan oluşan liderlik kadrosu bir fetva yayımladı. Fetvada her müslümanın göre dünyanın neresinde olursa olsun gördüğü her Amerikalı vatandaşı öldürmek olduğu belirtildi. Bu saldırının düşüncesi ilk kez Halid Şeyh Muhammed tarafından 1996 yılında Bin Ladin’e önerildi. O tarihte Bin Ladin bu öneriye karşı çıktı. Bin Ladin o tarihte faaliyetlerini Sudan ve Afganistan’a odakladı ve 1998 yılında Amerika’nın bazı Afrika ülkelerinde büyükelçiliklerini hedef aldı.

1999 yılında Bin Ladin, Halid Şeyh Muhammed’den saldırı planını geliştirmesini istedi. Bin Ladin bu planı bizzat yönetti ve mali sponsorluğunu üstlendi. Bin Ladin vurulması gereken hedefleri belirledi ve uçak korsanlarını ve özellikle Muhammed Ata’yı da bizzat seçti. Bin Ladin bu arada Şeyh Muhammed’in Los Angeles’te american bank binası gibi bazı hedeflerin vurulmasına karşı çıktı. Saldırıyı araştıran komisyon saldırının maliyetini 400 ila 500 bin dolar şeklinde açıkladı, fakat saldırının mali sponsorluğunu kimin yaptığı belli olmadı.

19 Eylül 2001’de, yani düzenlenen terör saldırısından tam sekiz gün sonra ve Amerika genelinde uçuşların yasaklanması ve özel şartların uygulanıyor olmasına karşın beyaz saray özel bir uçak seferine izin verdi ve bu uçak Usam bin Ladin’in 13 akrabasını Amerika’dan çıkardı. Beyaz saray yetkililerinden Richard Clarck, söz konusu uçak seferini FBI onayladığını ve bin Ladin hanedanına Amerika’dan ayrılmasına izin verdiğini açıkladı.

Amerika’da 11 Eylül 2001 terör saldırı ile ilgili olarak yargılanan tek kişi Zekeriya Musevi oldu. Musevi Fas kökenli Fransız vatandaşıydı ve Amerika’ya karşı El-kaide ile işbirliği yaptığını itiraf etti. Mahkemenin duruşmaları sırasında Musevi asla pişman olmadığını ve her günün 11 Eylül günü olmasını arzu ettiğini söyledi.

Zekeriya Musevi Ağustos 2001 tarihinde Mine Suta eyaletinde bir okulda pilotluk eğitimi aldığı sıralarda okulda iki hoca Musevi’nin davranışlarından kuşkulanarak durumu FBI’ya bildirdi. Musevi daha sonra göç yasasını ihlal etme suçundan tutuklandı ve 11 Eylül 2001 saldırıları sırasında hapisteydi. Savcılar ise Zekeriya Musevi’nin 11 Eylül saldırıları ile ilgili bildikleri o gün 3 bin kişinin ölümünü engelleyebileceğini belirtti.

Musevi bu yüzden idam cezası alma durumuna düştü, fakat avukatları başarılı bir şekilde Musevi’nin müebbet hapis cezasına çarptırılması gerektiğini, çünkü idam cezası aldığı takdirde öldürülme arzusuna kavuşmuş olacağını gerçekçe gösterdi. Musevinin avukatları ayrıca müvekkillerinin ruh hastası olduğunu gerekçe gösterdi.

11 Eylül 2001 saldırıları hakkında çeşitli tahminler ve analizler yürütüldü. Ancak sohbetimizin amacı bu olayı her türlü bağnazlıktan ve taraflı davranmaktan bağımsız bir şekilde aydınlatmak olduğundan, bu terör saldırılarının tüm boyutlarını ve bileşenlerini masaya yatırmak istiyoruz.

Bu tür olaylarda gündeme gelen teorilerden biri, komplo teorileridir. Nitekim bu tür teorilerin genelde siyasi teması olan bir olay hakkında gündeme geldiğinde, kesin doğru veya kesin yanlış olduğu hakkında yorumda bulunmak zor oluyor. Bu yüzden bu hadise hakkında yargıyı da siz dinleyicilerimize bırakıyoruz.

11 Eylül 2001 terör saldırıları hakkında bir kaç komplo teorisi gündeme getirildi. Bu teorilerden biri Amerika veya siyonist rejim İsrail’in bizzat bu saldırılarda elin bulunduğu veya haberdar olduğu halde özellikle saldırıları önlemediği ve saldırının doğuracağı sonuçlardan nemalanmak istedikleridir. Bu teori hakkında bazı gerekçeler ileri sürülüyor, örneğin pentagon binasında oluşan hasarın büyük bir yolcu uçağının çarpması sonucu oluşan bir hasar olmadığı ve binada açılan deliğin ancak bir cruise füzesinin açabileceği bir delik olduğu belirtiliyor. Yine dünya ticaret merkezinin kuleleri hakkında bazı kişiler kulelerin uçakların isabeti ve çıkan yangın yüzünden değilde, kontrollü patlamalarla çöktüğünü belirtiyor. Aralarında kurban ailelerinin de bulunduğu bu kesim Amerika yönetimi saldırının Arap uyruklularca tasarlandığı ve uygulandığına dair geçerli kanıt ve belge sunmadığını savunuyor. Örneğin bu kesim Usame bin Ladin’in saldırıların sorumluluğunu üstlendiği video görüntülerini bazı deliller sunarak sahte olduğunu belirtiyor. Bu kesim bir çok internet sitesi kurarak ellerindeki belge ve kanıtları da paylaşıyor.015