Oratadoğu gelişmeleri
Geçen hafta Irak’ta Musul’u kurtarma operasyonu Başbakan Haydar İbadi’nin fermanı üzerine başladı.
Geçen hafta Rusya ve Suriye Perşembe günü Halep’te 11 saatlik bir ateşkes uygulamaya başladı ve ateşkesi 24 saat uzattı, fakat teröristler ateşkesi ihlal etti.
Lübnan ise geçen hafta bu ülkeyi saran cumhurbaşkanlığı krizinin son bulması için yönünde olumlu gelişmeleri şahit oldu.
Geçen hafta Yemen’de 72 saatlik uzatmaya açık ateşkes anlaşması 20 Ekim Perşembe günü BM gözetiminde başladı, fakat Suud rejimine bağlı savaş uçakları Yemen’de bazı bölgeleri bombardıman ederek sağlanan ateşkesi ihlal etti.
Geçen hafta BM güvenlik konseyinin Arria Formula adlı resmi olmayan oturumu Angola, Malezya, Venezüella, Senegal ve Mısır’ın talebi ve Filistin temsilcilerinin siyonist rejim İsrail’in illegal yerleşke inşaatı durumunun ele alınması üzerinde ısrarının ardından düzenlendi. Oturuma Amerika, Fransa, İngiltere ve diğer üye ülkeler de katılırken oturumda işgal altındaki Filistin’de yerleşke inşaatı kınandı.
Geçen hafta Bahreyn temyiz mahkemesi Bahreyn İslamî vefak cemiyeti genel sekreteri Şeyh Ali Salman için verilen 9 yıl hapis cezası kararını reddetti ve dosyayı yeniden ala almak üzere iade etti.
Geçen hafta Libya’ya komşu ülkelerin Dışişleri Bakanlarının 8. Zirvesi Nijer’in başkenti Niami’de düzenlendi. Zirvede bir kez daha Libya’nın içişlerine dış müdahaleye karşı çıkıldı.
Geçen hafta Filistinli esirlerin işleri ile ilgilenen komisyonun Başkanı İsa Karaka, siyonist rejim zindanlarında 470 Filistinli esirin bir veya bir kaç kez müebbet hapse çarptırıldığını açıkladı. Karaka 42 esir de 20 yıl ve 16 esirin de 25 yıldır hapiste tutulduğunu belirtti.
Geçen hafta Irak’ta Musul’u tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtarma operasyonu Başbakan Haydar İbadi’nin fermanı üzerine başladı.
İbadi’nin fermanından sonra Irak güven güçleri, ordu birlikleri Haşedul Şaabi ve Peşmerge güçlerinin desteğiyle Musul’da IŞİD mevzilerine karşı geniş çaplı taarruz başlattı.
Musul’u kurtarma operasyonu üç aşamadığı gerçekleşiyor. Birinci aşamada Musul’un çevresindeki köyler kurtarılıyor ve ikinci aşamada da Musul kentinin çevresi ve üçüncü aşamada da kentin için tekfirci IŞİD terör örgütünden temizleniyor.
Geçen hafta operasyonun başlaması ile birlikte Musul etrafındaki onlarca köy IŞİD işgalinden kurtarıldı. Bu arada kürt Peşmergeler ve Haşedul Şaabi halk güçleri de Musul’un doğusu ve güneyinde IŞİD’le savaşta Irak ordusuna yardımcı oluyor. Bu arada Irak ordusu ve Peşmerge güçleri ve halk güçlerinin art arda zaferlerinin ardından Musul’da bulunan çok sayıda teröristin savaş alanından kaçmaya başladığı belirtildi.
Gerçekte Musul’u kurtarma operasyonu tekfirci IŞİD terör örgütünün Irak’taki varlığına son vermek üzere geri sayımın başlamasıdır. Ancak bu arada tekfirci örgüt yolun sonuna geldiğini anlayınca cinayetlerini şiddetlendirerek bir nevi Irak’ta tam bozgun uğramasını erteletmeye çalışıyor. Bu durum hiç kuşkusuz tekfirci terör örgütünün cinayetlerinin şiddetlenmesini yol açtığı anlaşılıyor. Nitekim bu çerçevede IŞİD teröristleri geçen Cuma günü Kerkük’te valilik ve bazı polis merkezlerine saldırdı. Saldırıya kentte bulunan güvenlik güçleri karşılık verince de şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu arada bazı IŞİD teröristleri Kerkük elektrik santrallerinden birinde intihar eylemi düzenledi. Saldırıda onlarca kişi öldü veya yaralandı.
IŞİD teröristleri Kerkük’te ayrıca bir camiye girerek camide bulunan insanları rehine aldı. Bir kaç terörist de polis araçlarını ele geçirerek kentte dolaşmaya ve halk arasında panik yaratmaya başladı. Kerkük valiliği ise sokağa çıkma yasağı ilan ederek kentte denetimi yeniden sağlamayı başardı.
Öte yandan Kerkük valiliğinden bir yetkili Kerkük’te yaşanan olayların kentte tekfirci IŞİD terör örgütünün gizli hücrelerinin harekete geçmesi ve Musul operasyonunun sonucu yaşandığını açıkladı.
Gerçekte tekfirci örgütün Irak’ın çeşitli bölgelerinde varlığı insani kayıpların yanı sıra Başbakan İbadi’nin açıkladığına göre Irak’a 35 milyar dolar maddi zarar da verdi. Musul gibi bazı kentlerde yapılan tahribat, bazı uzmanlara göre Musul’un eski haline dönmesi için en az on yıl gerektiğini söyleyecekleri kadar fazla olduğu anlaşılıyor.
Geçen hafta Rusya ve Suriye Perşembe günü Halep’te 11 saatlik bir ateşkes uygulamaya başladı ve ateşkesi 24 saat uzattı, fakat teröristler ateşkesi ihlal etti.
İlan edilen ateşkes çerçevesinde sivilleri ve özellikle yaralıların ve halep’in doğusunda bulunan silahlı teröristlerin bölgeden çıkmaları için özel güzergahlar açıldı. Ancak buna karşın teröristlerin keskin nişancıları geçen Perşembe günü ateşkesi ihlal ederek Halep’te ateşkesi gözetlemek üzere görevlendirilen üç Rus subayı hedef alarak yaraladı. Teröristler ayrıca hafif ve ağır silahları ile Suriye ordusunun Kastilo karayolu üzerindeki mevzilerini vurmaya başladı.
Suriye’nin BM Cenevre bürosundaki temsilcisi Hüsameddin Ala geçen Cuma günü Suriye yönetiminin Halep’te teröristlerin kuşatması altında bulunan halkın acılarını gidermek üzere hazırladığı insani planlarına işaret ederek, teröristlerin hamileri uygulamaları ve Halep’teki vatandaşların çektiği acılarla ilgili yaptıkları propagandaları ile bu insanlara yardım ulaştırılması yolunda engel çıkardıklarını ve teröristlerin Suriyeli vatandaşları rehine almaya teşvik ettiklerini belirtti.
Ala teröristlerin hamilerinin Suriye milletine karşı çifte standart politikalarını eleştirerek bu zümrenin 2011 yılından beri insan hakları ve demokrasi bahanesi ile tek yanlı politikalarını Suriye milletine dayatmak ve teröristlerin çıkarlarını temin etmek için ellerinden geleni yaptıklarını vurguladı.
Geçen hafta Doğu Gutta’da bulunan Ceyşül İslam teröristleri de başkent Şam’ın bazı yerleşim merkezlerine havan topu ile saldırı düzenledi. Saldırıda 7 Suriyeli sivil vatandaş yaralandı. Bu arada teröristler bir tüneli kullanarak başkente girmeye ve Suriyeli askerleri hedef almaya çalıştı, ancak Suriye ordusu teröristlerin bu çabasını etkisiz hale getirdi. Çıkan çatışmada ise 18 terörist helak edildi, 8 terörist de yaralandı, teröristlerin açtığı tünel de imha edildi.
Geçen hafta Türkiye savaş uçakları Suriye’nin kuzeyinde Halep eyaletinde başlattıkları Fırat kalkanı operasyonu çerçevesinde Suriye’nin demokratik birlik partisi PYD’nin askeri kanadı YPG’nin mevzilerine saldırdığı ve 160 ila 200 silahlı unsuru öldürdüğü açıklandı. Ancak bu saldırıya tepki gösteren Suriye silahlı kuvvetler komutanlığı bir bildiri yayımlayarak Türk savaş uçakları Halep’in kuzeyinde sivilleri hedef aldığını belirtti. Bildiride, Türk savaş uçaklarının Suriye’nin kuzeyine düzenlediği saldırı savunmasız sivillere karşı işlenen cinayet olarak değerlendirildi. Suriye silahlı kuvvetler komutanlığı Türk savaş uçaklarının bu tür saldırıları tekrarladığı takdirde saldırgan güçler gibi kesin tepki ile karşılaşacağını belirtti.
Türkiye ordusu Ağustos 2016’da da Suriye’nin kuzeyine hava operasyonu düzenledi. Bu operasyonda en az 40 kişi hayatını kaybetti.
Geçen haftanın bir başka önemli gelişmesi, BM Suriye özel temsilcisi Stephan De Mistura’nın beş maddelik planını sadece Halep için hazırladığının açıklanmasıydı. De Mistura’nın bu planında bombardımanların tamamen durdurulması, Halep’in doğusu ile batısı arasında ve kentin içinde çatışmalara son verilmesi, BM tarafından terör örgütü ilan edilen El Nusra cephesinin kentten tamamen çekilmesi, Halep’in doğusuna yönelik kuşatmanın tamamen kaldırılması, kentte şimdiki yerel yönetimin aynı şekilde kalması gibi maddeler yer alıyor.
Lübnan geçen hafta bu ülkeyi saran cumhurbaşkanlığı krizinin son bulması için yönünde olumlu gelişmeleri şahit oldu.
Geçen hafta Lübnan’ın El Mustakbil hareketi Başkanı Saad Hariri, Mişeh Aun’un cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleyeceklerini açıkladı. Mişel Aun’un Lübnan’ın yeni Cumhurbaşkanı seçilmesine destek vereceklerini açıklayan Hariri, Lübnan’da Cumhurbaşkanı koltuğunun boş kayması ülkenin resmi kurumlarını felce uğrattığını ve büyük iktisadi zararlara yol açtığını kaydetti.
Lübnan meclisi Başkanı Nebih Berri de geçen Pazar günü siyasi grupların cumhurbaşkanının seçimi, seçim yasasının onaylanması ve hükümetin yapısı konusunda uzlaşması ülkeyi saran krizin çözümü için üç temel şart olduğunu açıkladı.
Aslında Saad Hariri ve Nebih Berri’nin geçen hafta yaptıkları açıklamalara bakıldığında, Lübnan parlamentosunun cumhurbaşkanını seçmek üzere düzenlediği 46. Oturumu daha önceki 45 oturumdan farklı olarak gerekli milletvekili sayısına ulaşacağı anlaşılıyor.
Lübnan’da cumhurbaşkanlığı koltuğu Mayıs 2014’de eski Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman’ın altı yıllık görev süresi dolduktan sonra boşaldı ve bu gelişmenin üzerinden 29 ay geçtiği halde Lübnan meclisi 13. Cumhurbaşkanını bir türlü seçemedi.
Lübnan anayasasına göre Cumhurbaşkanı Maruni hristiyanların arasından seçilmesi gerekiyor. Yeni cumhurbaşkanını seçmek isteyen Lübnan parlamentosu ilk oturumunu Nisan 2014’te Mişel Süleyman’ın görevi süresi dolmadan düzenledi. Oturuma parlamentonun 128 milletvekilinden 124’ü katıldı. Ancak yapılan oylamada 14 Mart hareketinin adayı Samir Caca ancak 48 oy kazanabildi, oysa beyaz oyların sayısı Caca’nın kazandığı oy sayısından fazlaydı.
Lübnan’da cumhurbaşkanlığı adayı ilk oylamada parlamenterlerin üçte ikisinin olumlu oyunu kazanması, fakat daha sonraki oylamalarda yarım artı bir oy kazanması gerekiyor. Ancak bundan sonra parlamentonun oturumları resmiyet kazanması için hiç bir zaman gerekli milletvekili sayısına ulaşamadı.015