Sana katliamı, Suud rejiminin uğradığı yenilginin intikamı - 1
Ray-el Yom gazetesi baş makalesinde Arabistan’ın Sana kentinde işlediği son katliamı asla haklı gerekçesi bulunmayan ve sırf Suud elebaşılarının Yemen savaşında uğradığı ağır hezimet ve hüsranın sonucunda işlenen bir cinayet olduğunu belirterek, bu cinayet Yemen milleti ve ordusu ve halk güçlerinin mütecaviz güçlere karşı mücadele azmini ikiye katlayacağını yazdı.
Gazete baş makalesinde şu ifadelere yer veriyor: Suud elebaşılığındaki ittifaka bağlı savaş uçakları Yemen’de yeni bir katliama daha imza attı ve bu cinayet, ittifakın Yemen’de işlediği katliamlar dizisine eklendi. Suud ittifakı Yemen içişleri Bakanı General Celal Ruşan’ın yas meclisine saldırdı.
Ray-el Yom gazetesi şöyle devam ediyor:
General Ruşan Yemen’in en tanınmış milli şahsiyetlerinden biridir ve eğer tüm Yemen halkı arasında demesek bile, çoğunluğunun arasında büyük saygı gören bir şehsiyettir. Hatta Yemen’in istifa eden firardaki Cumhurbaşkanı ve Arabistan’ın himayesi altında bulunan Mansur Hadi, Ensarullah ve Ali Abdullah Salih güçleri Sana’nın kontrolünü ele geçirmelerinin ardından General Ruşan’ı Bakan olarak atamıştı.
Söz konusu yas merasimi General Ruşan’ın babasının vefatı dolaysıyla Sana kentinde büyük bir salonda ve eğer binlerce demesek bile, yüzlerce Yemenli seçkin şahsiyetin ve aşiret liderlerinin katılımı ile düzenlenmişti. Bu salon kesinlikle askeri bir üs veya füze üssü değildi ve savaş uçaklarına bombardıman emrini verenler bu gerçeği çok iyi biliyordu.
Aslında bu katliamın işlenmesi için hiç bir haklı gerekçe gösterilemez, çünkü ölenlerin veya yaralananların kahir çoğunluğu sivillerden oluşuyor. Şu ana kadar General Ruşan’ın da onların arasında olup olmadığı bilinmiyor. Aynı durum bu katliamın diğer seçkin kurbanları için de geçerlidir. Yani taziye dileğinde bulunmak üzere törene gelen kurbanların arasında bakanlar ve Yemen ordusunun üst düzey eski yeni komutanların da bulunup bulunmadığı kesin bilimmiyor.
Bazı bilgilere göre bu kasıtlı bombardıman, Suud rejiminin komutasındaki ittifak güçleri merasime katılanların arasında Yemen’in eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih ve Ensarullah hareketi lideri Seyyid Abdulmelik Husi ve Yemen siyasi yüksek konseyi Başkanı Salih Semad’ın da bulunduğunu düşündüğü için yapıldı. Ancak bu mesele doğru olsa bile bu tür bir katliamı işlemek için asla gerekçe oluşturamaz. Bu katliam ancak Yemenlilerin öfke ve intikam duygusunu şiddetlendirecektir. Üstelik kim bu şahsiyetlerin katledilmesi, eğer yapılmış olsa bile, Yemenlileri teslim olmaya zorlayacağını düşünüyorsa, çok yanlış düşünüyor demektir. Bu durum Yemenlileri teslim olmaya zorlayamayacağı gibi, bilakis tecavüzcü güçlere karşı azim ve iradelerini ve direnişini ikiye katlayacaktır. Yemen’e karşı kurulan Arap ittifakının başını çeken Arabistan bu haksız katliamdan sorumludur, nitekim bundan önce Yemen’de düğün törenleri, hastaneler, okullar ve altyapı tesislerine yapılan tüm saldırılardan ve katliamlardan da sorumlu olan taraf Arabistan’dır.
Yemen’de son bir buçuk yılda 10 bin kişi hayatını kaybetti ve 30 bin kişi de yaralandı. Bu savaş dünyanın en yoksul milletlerinden birine bir buçuk yıldır dayatılmıştır. Ancak Arabistan her ne kadar güçlü imkanları ve uçakları ve modern yıkıcı füzeleri olursa olsun, bu savaştan zaferle çıkamayacağı kesindir.
Yemen milletinin üçte ikisi açlık tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Yemenli çocuklar kötü beslenme yüzünden hayatını kaybediyor ve tüm hastaneler ilaçlarının bitmesi ve hekimlerinin hava akınlarında katledilmesinin ardından çok kötü durumda bulunuyor. hatta sınır tanımayan hekimler de Suud rejiminin Yemen hastanelerine hava akınlarını sürdürmesi yüzünden Yemen’deki tüm faaliyetlerini durdurdu ve hekimlerini ve hemşirelerini bu ülkeden çıkardı ve bu saldırılara itirazda bulunmak amacıyla yönettiği altı hastanesini de kapattı.
Ray-el Yom gazetesi baş makalesini şöyle noktalıyor:
Yemen’in izzetli ve onurlu milleti asla böylesine zalimane katliamları ve kuşatmayı haketmiyor. Yemen Arabistan topraklarına saldırmadı ve bu savaşı başlatan taraf da olmadı. Bu savaş Suud rejimince masum Yemen milletine dayatıldı. Suud rejiminin başını çektiği ittifaka bağlı savaş uçaklarının işlediği bu katliam da önceki katliamlar gibi kınanmalı ve bu tecavüz derhal durdurulmalıdır.
Suud rejimine bağlı savaş uçakları Yemen milletine yönelik cinayetlerinin devamında Sana’da büyük bir salonda düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı bir yas törenini bombardım etti. Bu saldırıda 700 kişi hayatını kaybetti veya yaralandı.
Yemen’in Ensarullah hareketi ve halk kongresi partisinden oluşan milli heyeti Yemen içişleri bakanının babası için düzenlenen yas törenine düzenlenen saldırıyı ve Yemen halkının katliam edilmesini kanayarak, uluslararası camia ve özellikle BM güvenlik konseyinin Arabistan’ın cinayetlerine karşı sessizliği bu rejimi savunmasız Yemenli sivillere karşı cinayetlerini sürdürmekte küstahlaştırdığını belirtti.
Gerçekte başta ABD olmak üzere bazı Batılı ve Arap rejimlerin Arabistan’a askeri, lojistik ve medya desteği sağlaması Suud hanedanının cinayetlerinde önemli rol ifa etmiştir. Bu zümre sadece Arabistan’ın işlediği bu tür cinayetlere ortak sayılmıyor ve bunun yanında uluslararası camianın da bu cinayetlere karşı tepkisizliği konusunda hesap vermeleri gerekiyor.
Suud caniler Yemen halkını düğünde yasta katliam ederek masum insanları katleden tarih boyunca tüm canilerin yüzünü akladı. Suud rejimi zaten IŞİD ve El-kaide gibi tekfirci terör örgütlerinin de manevi babası olarak biliniyor.
Arabistan rejiminin Sana’da işlediği cinayet aynı zamanda Riyad’ın barış yönünde hiç bir ciddi iradesi bulunmadığını ve bilakis her türlü siyasi çözüm yolunu de engellemek istediğini ve Yemen halkını kırmak ve dize getirmekten başka amacı olmadığını ve tek seçenek olarak Yemen milletinin teslim olmasını gözetlediğini ortaya koydu. Ancak Yemen milletinin son bir buçuk yılda Arabistan rejimi ve müttefiklerinin cinayetlerine karşı sergilediği direniş, bu milletin kültüründe teslim olmak diye bir kavram olmadığını ve bu millet vatanını ve hakimiyetini ve bağımsızlığını savunma uğruna canını ve malını feda etmeye hazır olduğunu gözler önüne serdi.
Yemen ordusu ve halk güçleri mütecaviz güçlere karşı direniş çerçevesinde elde ettikleri art arda zaferleri ile Suud rejimi ve başta BAE olmak üzere müttefiklerine zorbalığın dönemi artık sona erdiği yönünde çok iyi dersler vermiş bulunuyor.
Bugün Yemen’de İslamî direnişin kendine yeter hale gelme güçleri el yapımı Sakıb füzelerinden sonra 800 km menzili bulunan Zilzal 2 füzesini ve ardından Filak füzesini imal ederek zorbalara Yemen milleti asla zorbalığa boyun eğmeyeceğini gösterdi.
Öte yandan BAE’ine ait savaş gemisinin batırılması da Yemen direniş güçlerinin füze gücü bakımından bir hayli ilerlediğini ve karadan, havadan ve denizden uygulanan kuşatmaya rağmen füze yapım teknolojisini elde etmeyi başardıklarını gösteriyor. Nitekim Yemen güçleri imal ettikleri füze ile BAE’nin Aden körfezinde seyreden yüzlerce milyon dolar değerindeki savaş gemisini batırmayı başardı.
Yemen güçlerinin düşmana verdiği gözdağı bu milletin mütecaviz güçler için Aden körfezini güvensiz hale getirebileceğini gösterdi. Gerçekte Yemen milleti artık uluslararası camiadan umudunu keserek bizzat silah yapımı üzerinde odaklanmaya başladı ve böylece saldırgan güçlere karşı caydırıcı etkenlere sahip olmak istedi. Bugün Yemen milleti savunma gücünü takviye ederek mütecaviz güçlere unutamayacakları bir ders veriyor. Ancak esas mesele şu ki korkak düşman Yemenli arslanlarla yüz yüze çarpışmaya bile cesaret edemiyor ve namertçe sadece uzakdan veya havadan masum kadınları, çocukları ve sivilleri hedef alıyor. Ancak Yemen milleti tüm provokatif propagandalara rağmen mütecaciz güçlere karşı koyabileceklerini ve bu bağlamda silahlarını da geliştirebildiklerini gözler önüne sermiştir.
Yemen savaşı üzerinden 19 ay geçtiği bir sırada Yemen milleti hala bu savaşta en ağır bedeli ödemeye devam ediyor. En son Suud savaş uçakları Sana’da bir yas törenine düzenlediği hava akınında yüzlerce kişiyi katletti.
BM Yemen savaşında üçte ikisi sivillerden oluşan 6600 kayıp söz konusu olduğunu, savaşın başladığı Mart 2015’ten beri de Suud rejiminin bombardımanları sonucu üç milyon insan avare olduğunu belirtiyor. BM insan hakları bürosu sözcüsü Mart 2015’ten Eylül 2016 tarihine kadar Yemen’de 4014 sivil katledildiğini, 7 bin sivil de yaralandığını açıkladı. Sözcü, geçen Ağustos ve Eylül aylarında ise ateşkesin kırılmasının ardından kayıp sayısı şiddetle arttığını, Arabistan’ın başını çektiği Arap ittifakı altı katliamın sorumluluğunu üstlendiğini belirtti.
Arabistan’ın başını çektiği Arap ittifakı Sana’da yas törenine düzenlenen hava akınının araştırılmasında BM ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu ileri sürüyor. Ancak eli kanlı ittifakın cinayetleri sadece bu yas töreninde işlenen katliamla sınırlı kalmıyor ve ittifakın Yemen’de yaptığı katliamların listesi uzadıkça uzamaya devam ediyor.
Örneğin geçen 15 Ağustos tarihinde Arap ittifakına bağlı savaş uçakları Yemen’in kuzeyinde sınır tanımayan hekimler örgütüne ait bir hastaneyi bombardıman etti, bombardımanda 19 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırı son bir yılda sınır tanımayan hekimler örgütüne ait Yemen’deki hastanelere dördüncü saldırıydı. Arap ittifakı ise saldırıların ve sivillerin hedef alınması kasıtlı olmadığını iddia ederek saldırıyı araştırma sözü verdi.015