Ortadoğu gelişmeleri
Geçen hafta Lübnan milleti 30 ayın ardından yeni cumhurbaşkanına kavuştu ve Mişel Aun bu ülkenin yeni Cumhurbaşkanı seçildi. Geçen hafta Irak’ta Musul operasyonu tüm hızıyla devam etti.
Yemen’de ise BM Yemen özel temsilcisi İsmail Veled Şeyh Ahmet bir kez daha Ensarullah hareketi ve halk kongresi temsilcileri ile görüşmek üzere başkent Sana’ya geldi.
Geçen hafta Suriye’de gelişmeler çeşitli boyutlarda devam etti.
Geçen hafta Balfour bildirgesinin 99. Yıldönümüydü. İngiltere’nin dönem Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour 2 Kasım 1917’de Balfour bildirgesini İngiliz yahudilerin lideri ve Avam kamarası üyesi Baron Walter Ruchild’e hitaben yayımladı ve Filistin topraklarında çakma rejim İsrail’in şom varlığını ilan etti.
Lübnan parlamentosu geçen Pazartesi günü Mişel Aun’u bu ülkenin Cumhurbaşkanı seçti. Böylece Aun Lübnan’ın 13. Cumhurbaşkanı oldu ve bu görevi altı yıl sürdürmesi gerekiyor.
Geçen hafta Lübnan meclisi genel kurul oturumuna 127 milletvekili katıldı. Oturumun ilk turunda yapılan oylamada yeni Cumhurbaşkanı seçilemedi ve bu seçim ikinci tura kaldı. İkinci turda ise oylama iki kez geçersiz ilan edildi, ancak üçüncü kez yapılan oylamada Aun 83 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. İkinci turda Aun’un yarı artı bir olan 65 oya ihtiyacı vardı. İkinci tur oylamada Mişel Aun’a evet diyen 83 oydan başka 36 oy beyaz ve 6 oy da geçersiz sayıldı.
Lübnan’da Mişel Aun’un Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte bu ülkenin tarihinde Cumhurbaşkanı koltuğunun en uzun süre boş kaldığı dönem de kapandı. Lübnan’da bu koltuk Mayıs 2014’ten beri siyasi grupların arasındaki anlaşmazlık yüzünden boş kalmıştı. Lübnan parlamentosu yeni cumhurbaşkanını seçmek üzere tam 46 oturum belirledi, fakat sadece birinci oturumda oturumun resmiyet kazanması için gereken milletvekili sayısına ulaşıldı. Bu oturumda milletvekilleri adaylardan Samir Caca’a güvenoyu vermedi. Bundan sonra 44 oturum da gerekli milletvekili sayısına ulaşmadan düzenlenmedi ve 46. Ve sonuncu oturumda nihayet Mişel Aun Cumhurbaşkanı seçildi.
Lübnan Hizbullah hareketinin yer aldığı 8 Mart grubu ta baştan Mişel Aun’u cumhurbaşkanlığı koltuğu için desteklemişti.
Lübnan’ın yeni Cumhurbaşkanı Mişel Aun seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmada Lübnan’da tekfirci terör örgütleri ile kesin mücadeleye, Lübnan’ın işgal altındaki topraklarının kurtarılmasına ve geniş çaplı ekonomik reformlara vurgu yaptı.
Öte yandan Başbakan Tamam Selam ve hükümeti yeni Cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra istifa etti, ancak General Aun’un talebi üzerine yeni kabine kuruluncaya kadar görevini sürdermesi kararlaştırıldı, fakat ülkenin sadece cari ve güncel işleri ile ilgileneceği açıklandı.
Bu arada Cumhurbaşkanı Aun geçen Perşembe günü de El Mustakbil hareketinin lideri Saad Hariri’yi yeni Başbakan olarak açıkladı ve yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi.
Lübnan’da geleneksel anlaşmayagöre Cumhurbaşkanı Maruni hristiyanlardan, Başbakan ehli sünnet müslümanlardan ve meclis Başkanı da şii müslümanların arasından seçiliyor
Geçen hafta Irak’ta Musul’u tekfirci IŞİD terör örgütünün pençesinden kurtarma operasyonu devam etti. Irak ordusu ve halk güçleri geçen hafta Musul’un çevresinde onlarca köyü IŞİD işgalinden kurtardıktan sonra Ninova eyaletinin merkezi Musul’a girdi. Irak ordusu ve halk güçlerinin art arda zaferlerinin ardından IŞİD teröristlerinden yüzlercesi Musul’dan geri çekilerek kaçmak zorunda kaldı. Bu arada yüzlerce terörist de Irak ordusu ve halk güçleri ve peşmerge güçlerince etkisiz hale getirildi.
Geçen hafta bazı yerel ve uluslararası medya organları Amerika’nın başını çektiği ittifakın komutanlarından naklen Musul operasyonunun durdurulduğunu duyurdu, ancak bu haber terörle mücadele komutanları Abdulgani Esedi ve Abdulvahab Saedi tarafından hemen tekzip edildi. Bu gelişmeden kısa bir süre sonra Haşedul şaabi güçleri önceden belirlenen mevzilerde operasyon başlattığı açıklandı. Irak Başbakanı Haydar İbadi de yaptığı açıklamada, Amerika’nın başını çektiği IŞİD karşıtı ittifakın komutanlarının Musul operasyonunun durdurulmasına yönelik talepleri kabul edilemez olduğunu belirtti.
Öte yandan Irak İslamî direniş hareketi El Nucaba sözcüsü Seyyid Haşim Musevi de Amerika’nın sonu gelmeyen komplolarına işaretle, Amerika IŞİD teröristleri için güvenli bir bölge oluşturmak istediğini, Musul kentini teröristlerin işgalinden kurtarma operasyonuna tüm Iraklı grupların hepimiz için vatan sloganı altında katılmaları bir zaruret olduğunu kaydetti.
Geçen hafta Ninova operasyonu komutanı General Necm Ceburi de yaptığı açıklamada, Musul’da sivillerin can güvenliğini temin etmek için kent merkezine doğru ilerlemenin çok temkinli gerçekleştirildiğini kaydetti
Tekfirci IŞİD terör örgütünün Musul’da Iraklı güçlere karşı koymak için baş vurduğu stratejilerden biri, sivilleri insani kalkan olarak kullanmasıdır. Geçen hafta BM insan hakları yüksek komiseri, tekfirci IŞİD terörörgütü binlerce sivili kent merkezinde toplayarak onları Iraklı güçlerle savaşta kalkan olarak kullanmayı amaçladığını belirtti. Bazı kaynaklara göre Musul’da 600 bin kadar çocuk IŞİD’in elinde tutsak bulunuyor.
Geçen hafta BM Musul operasyonu başladığı günden beri şimdiye kadar en az 21 bin sivil mülteci durumuna düştüğünü duyurdu. BM sözcüsü geçen Çarşamba günü, söz konusu mültecilerin yarısı kamplarda ve diğer yarısı da başka bölgelerde yerleştirildiklerini kaydetti.
Geçen hafta Iraklı parlamenter Adil Rahim Şemari de Musul çevresinde bazı köylerin IŞİD işgalinden kurtarılmasının ardından yaklaşık 10 bin kadar Iraklı mülteci vatandaşın 15 köydeki evlerine geri dönmeye başladıklarını açıkladı. Irak göçmen işleri bakanlığı da yaptığı açıklamada, Musul’u kurtarma operasyonu başladığı günden beri şimdiye kadar 19 bin Iraklı vatandaşın Musul ve çevresinden kaçtığını duyurdu.
Bu arada tekfirci IŞİD terör örgütü elebaşı Ebu Bekir Bağdadi geçen Perşembe günü teröristlere hitaben bir konuşma yaparak onları Iraklı güçlere karşı mücadeleye teşvik etmeye çalıştı.
Geçen haftanın Irak’la ilgili bir başka önemli haber, Irak Başbakanı ile Türkiye yetkilileri arasındaki söz düellosunun devam etmesiydi. Başbakan İbadi geçen Salı günü düzenlediği basın toplantısında, Bağdat yönetimi Ankara ile savaşmak ve yüz yüze gelmek istemediğini, fakat yüz yüze gelmek gerekirse de buna tam hazırlıklı olduklarını vurguladı.
Yemen’de ise geçen hafta BM Yemen özel temsilcisi İsmail Veled Şeyh Ahmet bir kez daha Ensarullah hareketi ve halk kongresi temsilcileri ile görüşmek üzere başkent Sana’ya geldi. Veled Şeyh’in Yemenli gruplarla müzakere ekseni, bu grupları yeni planı konusunda ikna etmeye dayanıyor. Bu planın bir maddesi, cumhurbaşkanlığı mevkii için bir kişi üzerinde uzlaşmak ve cumhurbaşkanının tüm yetkilerini ona devretmektir. Cumhurbaşkanının tüm yetkilerini üstlenen bu kişi Yemen’de milli vahdet hükümetini kurması ve aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hazırlıklarını tamamlaması gerekiyor. Planın bir başka maddesinde ise bazı bölgelerden geri çekilme konusu gündeme geliyor. Ancak Ensarullah hareketi ve Yemen halk kongresi bu plana prensipte muhalif olduklarını açıklamalarına karşın üzerinde müzakere edebileceklerini belirtiyor. Yemen’in istifa eden kaçak Cumhurbaşkanı Mansur Hadi ise bu plana temelden karşı çıkıyor.
Geçen hafta sınır tanımayan hekimler örgütü 30 ekim’de yayımladığı raporunda Yemen’de sağlık durumu ve insani facia konusunda uyarıda bulundu. Gerçekte Suud rejiminin Yemen milletine dayattığı savaşın en temel sonuçlarından biri Arap dünyasının en yoksul ülkesinde sağlık sektörü ve tıbbi hizmetlerin büsbütün çökmesiydi. Bugün 14.1 milyon Yemenli sağlık hizmetlerine muhtaç durumdadır. Yemen’de en az 370 bin çocuk ise kötü beslenme tehlikesinden acı çekiyor ve on kat daha fazla ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Oysa Yemen’de 22 eyaletten 16 eyalette sağlık imkanlarının %54 kadarı devre dışı kaldığı veya çok az hizmet sunduğu ve hastanelerin de ancak %37 kadarı hala ayakta olduğu belirtiliyor. Öte yandan Yemen’de genel sağlık sisteminin çökmesi ve sağlıksız su kaynaklarının tüketilmesi yüzünden kolera ve ishal gibi hastalıkları yaygın hale geldiği belirtiliyor b şartlarda dünya sağlık örgütü de Yemen’de sağlık sisteminin tamamen çöktüğü konusunda uyarıda bulunarak uluslararası camiayı Yemen halkına yardıma çağırdı.
Geçen hafta Suriye’de de gelişmeler çeşitli boyutlarda devam etti. Suriye’nin askeri sahasında ise Halep yine çatışmaların merkezindeydi. Bu arada Suriye ordusu ve halk güçleri Halep’in çeşitli bölgelerinde teröristlere karşı savaşta önemli başarılar elde etti. Haber kaynakları da geçen hafta Ceyşul Fetih adlı terör örgütü zehirli gaz içeren mermilerle Halep’in batısında Hamdaniye semtinde askeri akademiye saldırdıklarını, saldırıda onlarca Suriyeli vatandaş öldüğünü ve yüzlerce vatandaş da yaralandığını duyurdu.
Geçen hafta Suriye’nin siyaset arenasında da önemli gelişmeler yaşandı. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad geçen hafta aralarında Amerikalı gazetecilerin de bulunduğu bazı Batılı gazetecileri kabulünde 2021 yılına kadar Cumhurbaşkanı olarak görevinin başında kalacağını, Suriye ordusu eninde sonunda bu ülkeyi teröristlerden temizleyeceğini belirtti.
Geçen hafta BM güvenlik konseyi üyeleri Suriye krizi üzerinde araştırma yapan komisyonun bir yıllık görev süresini 18 günlük kısa bir süreliğine uzatma kararı aldı.
Aslında Amerika, İngiltere ve Fransa söz konusu araştırma komisyonunun görev süresini bir yıl daha uzatmak için büyük çaba harcadı, fakat bu çabaları sonuç vermedi. Rusya bu komisyonun görev süresinin bir yıl daha uzatılmasına karşı çıkıyor. Rusya’nın BM daimi temsilcisi Vitali Çurkin Moskova’nın muhalefeti hakkında yaptığı açıklamada, bu müfettişlerin görevi sadece Suriye yönetimi üzerinde odaklanmakla sınırlı kalmaması gerektiğini, ve daha çok terör örgütlerinin Suriyeli vatandaşlara karşı zehirli maddeleri kullanmaları üzerinde de araştırma yapmaları gerektiğini belirtti.