Erbain özel - 6
İmam Hasan Asgeri –s– şöyle buyuruyor: Müminin işareti beş şeydir: 51 rekat namazı kılmak (17 rekat farz ve 34 rekat nafile), Erbain ziyareti, yüzüğü sağ ele takmak, secde sırasında alnını toprağa dayamak ve namaz sırasında bismillahirrahmanırrahimi yüksek sesle söylemek.
Kerbela şehitlerinin Erbain’i olan 20 Sefer günü, İmam Hüseyin’i –s– özel ziyaret günüdür; Hüseyin bin Ali’yi –s– anma ziyareti. İmam Sadık’ın buyurduğu üzere şecaati ve şehadeti ile insanları emevilerin kötü propagandaları yüzünden kapıldığı ve onları Kuranî ilkelerden ve Muhammedi sünnetten uzaklaştırdığı cahillikten kurtardı. İmam Hüseyin’in –s– kahramanca hareketi emevilerin kendilerini peygamberin mirasçıları olarak tanıttıkları propagandalarını ifşa etti ve Yezid ve adamlarının şom öğretilerini yok etti ve hakiki ve gerçek İslam’ı ihya etti.
Evet, sohbetimizin başında da belirtildiği üzere, İmam Hasan Asgeri –s– şöyle buyuruyor: Müminin işareti beş şeydir: 51 rekat namazı kılmak (17 rekat farz ve 34 rekat nafile), Erbain ziyareti, yüzüğü sağ ele takmak, secde sırasında alnını toprağa dayamak ve namaz sırasında bismillahirrahmanırrahimi yüksek sesle söylemek.
Erbain gününü anmak için bir kaç ziyaretname tedvin edilmiştir. Bu ziyaretnamelerden Erbain ziyareti adıyla ün yapan ziyaretname metni, İmam Sadık’ın –s– yazdığı bir metindir. Bu ziyaretname oldukça İslamî yüce maarifle doludur. Bu ziyaretnamede irfan ve ibadet, fedakarlık ve şehadet, rıza ve çaba ve mücadele yer yer göze çarpıyor. Bu değerli ziyaretname okurunu Kerbela şehitleri ile her türlü şartlar altında Hüseyin –s– yolunu sürdürme yönünde sözleştirecek kadar yüce değere sahiptir.
Erbain ziyareti diğer ziyaretnamelerde olduğu gibi selamla başlıyor. Ziyaretçi bu selam ile aslında İmam Hüseyin’e –s– karşı tevazu ve alçak gönüllü duruşunu ilan ediyor ve şöyle diyor:
"اَلسَّلامُ عَلى وَلِىِّ اللَّهِ وَ حَبیبِهِ، اَلسَّلامُ عَلى خَلیلِ اللَّهِ وَ نَجیبِهِ ، اَلسَّلامُ عَلى صَفِىِّ اللَّهِ وَ ابْنِ صَفِیهِ"
Bu selamlarda ziyaretçi Hz. Muhammed’in habibullah, Hz. İbrahim’in –s– halilullah ve Hz. Adem’in –s– safiullah gibi ululazm peygamberlerin sıfatlarını İmam Hüseyin’e –s– ithaf ediyor. Ziyaretçi İmam Sadık’ın –s– kullandığı bu tabirlerle aslında İmam Hüseyin’in –s– ululazm enbiyanın özü olduğunu beyan ediyor.
Ziyaretnamenin bir başka bölümünde de şu ifade yer alıyor:
السَّلَامُ عَلَی... اَعْطَیْتَهُ مَوَارِیثَ الْاَنْبِیَاءِ
Yani: Selam olsun tüm enbiyanın mirası ona ithaf edilene. Bu yüzden Erbain’i anmak aslında Hz. Adem’den –s– hatemul enbiya Muhammed’e –s– kadar tüm enbiyanın hareketini ve kıyamını anmak ve onaylamaktır.
Kim İmam Hüseyin’in –s– adını ve Kerbela macerasını duyacak olursa, gayri iradi bir şekilde gözleri yaş dolar. Bu gözyaşı, insan yakınlarının vefatı ve musibeti için döktüğü gözyaşından çok farklıdır. Gerçekte İmam Hüseyin –s– musibeti için akan gözyaşı marifet ve basiretle beraber olursa, insanı fani alemden alıp melekut alemine götürür. Nitekim Maide suresinin 83. Ayetinde şöyle buyurur:
Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."
Bu yüzden ziyaretçi selamla beraber İmam Hüseyin’in –s– musibetlerine işaret ederek şöyle arz eder:
اَلسَّلامُ عَلىَ الْحُسَینِ الْمَظْلُومِ الشَّهیدِ ، اَلسَّلامُ على اَسیرِ الْکرُباتِ ، وَ قَتیلِ الْعَبَراتِ
Yani: Selam olsun mazlum Hüseyin’e ve selam olsun sıkıntıların esiri olan ve akan gözyaşı uğruna katledilen o büyük insana.
Ziyaretnamenin devamında ziyaretçi İmam Hüseyin’in –s– velayeti, kerameti, saadeti ve paklığına şahadet getirerek şöyle diyor:
Ey yüce Rabbim, şahadet getiriyorum ki Hüseyin –s– senin velin ve senin velinin evladıdır. O senin seçkin kulun ve senin seçkin kulunun evladıdır ve senin kerametinle kurtulmuştur. Ey yüce Rabbim, şahadet getiriyorum ki onu şehadetle saydın ve ona saadet inayet buyurdun ve onu pak bir soydun doğurttun ve onu büyüklerden bir büyük ve önderlerden bir önder ve savunuculardan bir savunucu yaptın ve tüm enbiyanın mirasını ona sundun ve onu kendi halkına hüccetin olarak vasi belirledin.
İmam Hüseyin –s– Allah tealanın Rahmetul alemin, yani alemlere rahmet olarak adlandırdığı peygamberin yetiştirdiği evlattır. Allah teala enbiya suresinin 107. Ayetinde o hazreti alemlere rahmet olarak gönderdiğini buyurmuştur. İmam Hüseyin –s– büyük bir şefkatle Yezid ordusu ile sohbet etti, onları nasihat etti. İmam Hüseyin –s– hatta yere düştüğü anda bile onlara karşı şefkatini beyan ediyor ve onları hidayete erdirmeye çalışıyordu ve sonunda da pak kanını insanları cahillikten ve sapkınlıktan kurtarma uğruna feda etti. Bu yüzden ziyaretnamede şöyle diyor: ey yüce Rabbim, Hüseyin –s– insanları davette hücceti tamamladı ve hiç kimseyi özür ve bahane bırakmadı. O esirgemeden hayır talep etti ve canını senin yolunda feda etti.
İmam Hüseyin –s– Mekke’den ayrılmadan önce kardeşi Muhammed Hanfiye’ye hitaben vasiyetnamesini yazdı ve bu vasiyetnamede başlattığı kıyamın hedefini şöyle anlattı: Ben ceddim rusulullah’ın dinini ıslah etmek ve emri maruf ve nahyi inal münker için kıyam ediyorum. Çünkü gerçekte İmam Hüseyin –s– döneminde dinde bir çok değişiklik yapılmış ve bir çok bidat ortaya çıkmıştı. İmam Hüseyin –s– Resulullah’ın –s– dininin hakikatini korumak ve gelecek kuşaklara sağlam bir din ulaştırmak için kıyamdan başka çaresi yoktu ve böylece tüm insanlara hali hazırda gündemde olan dinin Resulullah’ın –s– dininden çok uzakta olan tahrifat uğramış bir din olduğunu ilan etmeliydi. Bu yüzden ziyaretçi ziyaretnamenin en güzel bölümünde İmam Hüseyin’in –s– kıyamının amacını şöyle beyan ediyor: ey yüce Rabbim, Hüseyin –s– canını senin yolunda feda etti ve tüm varlığını bağışlayarak kullarını cahillikten ve sapkınlık vadilerinde şaşkınlıktan kurtarmak istedi.
Gerçekte İmam Hüseyin –s– ile savaşan ve o hazreti şehit eden zümre, fani dünya onları kandıran ve karınlarını haram malla dolduran bir zümreydi. Onlar ahiretini çok 11
ucuza satmıştı. Bu yüzden ziyaretçi ziyaretinin devamında şöyle diyor: ve o dünyaperestler, nifak yaratan ve hedefe aykırı hareket eden kullarını izlemeye başladılar ve böylece günah yükünü omuzlayarak ateşi hakettiler. Bu yüzden İmam Hüseyin –s– sabrettiği halde onlarla cihat etti, ta ki senin emirlerine uyma uğruna kanı akıtıldı ve o hazretin hanedanına saygısızlık mübah ve caiz sayıldı.
Kerbela çölünde vefa ifadesi özellikle Aşura’ya bağlanan gecede ve yine Aşura gününde İmam’ın –s– ehli beyti ve ashabı tarafından emsalsizdir. Ve bundan daha da önemlisi, İmam Hüseyin’in –s– yüce Allah ile misakıydı. Bu yüzden ziyaretçi bir kez daha İmam’ı –s– selamlayarak şöyle diyor: ey Hüseyin –s–, ben şahadet getiriyorum ki sen Allah’ın emanettarı ve Allah’ın emanettarının evladısın. Saadetle yaşadın ve takdir edilerek vefat ettin ve şehit düştün, hem de vatandan uzak bir yerde zulme uğradığın halde. Rabbim sana vadettiği şeyieda etsin ve seni bırakan herkesi helak buyursun ve sana kıyanı azap etsin ve şahadet getiriyorum ki sen Allah’a ahdine vefa ettin ve Allah yolunda şehadet anına kadar cihat ettin.
Kesin olan şu ki gerçek ve hakiki dostluklarda insan dostunun dostuna da dostluk eder ve aynı şekilde dostunun düşmanlarına karşı düşmanlık hisseder. Ziyaretnamenin devamında ziyaretçi İmam’ın –s– dostları ve düşmanlarından tevella ve teberri ettiğine şahadet getirerek şöyle diyor: ey yüce Rabbim seni şahit tutuyorum, kim Hüseyin’i –s– dost bilirse ben de onu dost bilirim ve kim onu düşman bilirse ben de ona düşman olurum.
Ziyaretçi Erbain ziyaretinde İmam Hüseyin’in –s– bir dizi faziletlerini ve ahlaki mekarimlerini beyan ettikten sonra, kalbi inancını şöyle ifade ediyor: benim şeriatim ve amellerimin sonu sizin hidayetinizledir ve benim kalbi isteğim sizin kalbi isteğinize karşı teslimdir ve tüm işlerde sizi izlerim ve size yardımcı olmayan hazırım, eğer Rabbim izin verirse. O zaman ben düşmanlarınızın yanında değil, sizin yanınızdayım.
Ziyaretçi İmam Hüseyin –s– ile bu kalbi biatinin ardından ziyaretini ehli beyt –s– fertlerine selam ve salavat getirerek şöyle tamamlıyor:
Allah’ın salavatı sizin, ve mukaddes ruhunuzun ve pak cisimlerinizin ve sizden hazır ve gayb olanlarınız ve aşikar ve nihan olanlarınız üzerinize olsun.
İşte böyle ziyaretçi mevlası ve önderi İmam Hüseyin’e –s– aşkını ve imanını bu şekilde beyan ederek onlardan biri olmaya çalışıyor. Nitekim Cabir bin Abdullah Ensari Erbain gününde ziyaretnamesinin sonunda şöyle diyor: Muhammed’i –s– haklı olarak seçen ve Meb'us eden Allah’a and olsun biz de siz şehitlerin ayak bastığınız yola ortağız. Bu sözün üzerine Ensari’nin yanındakiler ondan sordu: onlara nasıl ortak oluruz, oysa onlarla birlikte Allah yolunda kılıç savurmadık? Cabir bin Abdullah Ensari şöyle karşılık veriyor: ben Resulullah’tan –s– şöyle buyurduğunu duydum: kim bir grubu severse, onlarla mahşur olur ve kim bir grubun amelini severse, onların ameline ortak olur.