Aralık 23, 2016 10:34 Europe/Istanbul

Irak işgali BM güvenlik konseyi bu ülkenin işgal edilmesine yönelik herhangi bir karar almadığı için sansasyonel bir skandala dönüştü.

Saddam’ın elinde kitle imha silahları bulunduğu ile ilgili iddialar, Irak topraklarının işgal edilmesine bahane oluştururken, daha sonra bu iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğu ortaya çıktı.

Son günlerde İngiliz bazı parlamenterler eski bir yasaya istinat ederek bu ülkenin eski başbakanlarından Tony Blair hakkında Irak savaşı yüzünden dava açmaya hazırlanıyor. İngiliz parlamenterler, 1997 ila 2007 yılları arasında İngiltere Başbakanı olan Tony Blair’in görevini kötüye kullanmak ve İngiltere’yi iki yüz İngiliz askerinin ölümü ile sonuçlanan bir savaşa sokmak suçlarından yargılanması gerektiğini savunuyor. İngiliz parlamenterlerin bu yönde sarf ettikleri çaba sonuca ulaştığı takdirde Blair kendisini güvenlik güçlerine teslim etmesi gerekiyor ve hatta gözaltına alınma ihtimali bulunduğu ifade ediliyor.

Blair’in bağlı bulunduğu partiden de bazı milletvekilleri tarafından desteklenen  bu hareket, Blair’in işini özellikle Çilkat araştırma komitesinin yayınladığı ve içinde Blair’i Irak savaşı konusunda parlamentoyu kandırmakla suçladığı raporundan daha da zorlaştıracağı belirtiliyor.

İngiliz işçi partisinin şimdiki lideri Jeremy Corbin bundan önce Tony Blair’in savaş suçuyla ilgilenen özel mahkemede yargılanması gerektiğini, çünkü İngiltere illegal bir şekilde facia boyutunda bir savaşa sürüklendiğini ve ağır mali ve insani bedel ödediğini belirtmişti. Corbin ayrıca Akdeniz’de sığınmacıların ölümünü da Irak savaşının sonucu olarak değerlendiriyor.

Çocukları doğmadan Irak savaşında asker eşini kaybeden bayan May Helen Forceberg ise şöyle diyor: Ben her zaman Tony Blair ve George Bush’un bu ölümlerden sorumlu olduklarını düşünüyorum ve bu ikilinin bu savaşta hayatını kaybeden herkesin ailesinden özür dilemelerini istiyorum.

Çilkat raporu, Amerika ve İngiltere’nin Irak savaşında işledikleri cinayetlerin korkunç boyutlarını ifşa ediyor. Amerika liderliğinde başlayan ve sekiz yılı aşkın bir süre devam eden Irak savaşı kitle imha silahları bahanesi ile başladı. bu savaşta 179 İngiliz ve yaklaşık 4500 Amerikalı asker öldü. Yine tahminlere göre bu savaşta bir milyonu aşkın Iraklı vatandaş da öldürüldü, fakat Irak’ta kitle imha silahlarından hiç bir iz bulunamadı.

İngiliz ordusundan eski bir subay ifşa ettiği belgelerde 2003 yılında Irak savaşına katılan İngiliz askerlerin Iraklı sivilleri ırmaktan geçmeye zorladığını ve böylece bazılarının ölümüne sebebiyet verdiğini ortaya koydu. Bu cinayet söz konusu eski İngiliz subayın belirttiğine göre İngiliz ordusunun üst düzey komutanları askerlerin bu tür cinayetlerinden haberdar olduğu halde gerçekleşiyordu. İngiliz subay bu operasyon çok korkunç olduğunu ve geniş bir şekilde başkalarının arazilerini ele geçirmeye çalışan sanıklara uygulandığını, sanıkların ırmaklara veya sulama kanallarına atıldığını veya ayakkabıları çıkarılarak uzun süre güneşin altında tutulduğunu ifade ediyor.

Çilkat komitesinin araştırmaları, İngiliz askerler 2009 yılında Irak topraklarından çekilmeye başladıktan sonra başladı. araştırma İngiliz askerler Amerikalı askerlerle birlikte 2003 yılında Irak topraklarını işgal ettikleri tarihten itibaren 2099 yılına kadar geçen süreyi kapsıyordu. John Çilkat’ın nihai raporu 2.6 milyon kelimeden oluşuyor ve 10 milyon pound bütçe ile hazırlandığı kayediliyor. Yayımlanan raporlara göre Çilkat komitesi bu raporu hazırlamak için 150 görgü tanığı ile mülakat yaptı ve tanıklarla 130 celse görüşmenin yanı sıra 150 bin kadar devlet belgesini inceledi. Bu rapor ilkin bir yılda hazırlanması gerekiyordu, fakat araştırma uzun sürdüğünden 7 yılda ancak hazırlandı. Raporun yayınlanmasında yaşanan gecikme ise başta Blair ile oğul Bush arasındaki görüşmeler olmak üzere nelerin yayınlanması gerektiği üzerindeki anlaşmazlıktan kaynaklanıyordu.

John Çilkat İngiltere’nin 2003 yılında başlayan Irak savaşında rolünü incelemek üzere kurulan bağımsız komitenin kuruluşunun üzerinden yedi yıl geçtikten sonra geçen hafta 6 Temmuz 2016 Çarşamba günü raporunu açıklamak üzere Londra’da Elizabet binasına geldi. Çilkat İngiltere’nin Irak’a askeri müdahalesi ve bu ülkeyi işgal etmesini İngiltere’nin ikinci dünya savaşından sonra bağımsız bir ülkeye karşı gerçekleştirdiği en büyük askeri müdahale olduğunu belirtti. Çilkat, İngiltere’nin o günkü yönetimi Irak’ı barışçıl bir şekilde silahsızlandırma yollarını tam olarak araştırmaksızın Irak savaşına katılma kararı aldığı sonucuna vardıklarını ifade etti. Çilkat, o dönemde askeri operasyon son seçenek olmadığını da vurguladı.çilkat ayrıca Irak’ın kitle imhas silahlarından kaynaklanan tehdidin şiddeti hakkında ileri sürülen yargının kesin gerekçelere dayanmadığı sonucuna da vardıklarını, o dönemde açık ve aleni uyarılara karşın bu savaşın doğuracağı sonuçlar umursanmadığını ve Saddam’dan sonra Irak için yapılan planlama da asla doğru ve uygun olmadığını vurguladı.

Irak işgali BM güvenlik konseyi bu ülkenin işgal edilmesine yönelik herhangi bir karar almadığı için sansasyonel bir skandala dönüştü. Saddam’ın elinde kitle imha silahları bulunduğu ile ilgili iddialar, Irak topraklarının işgal edilmesine bahane oluştururken, daha sonra bu iddiaların asılsız ve mesnetsiz olduğu ortaya çıktı.

Rusya Dışişleri Bakanı Yardımcısı Genadi Gatilov bu konuda yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: biz tüm bunları uzun süredir biliyorduk. Hatta bu konu BM güvenlik konseyinde tartışmaya açıldığında da Irak’ta kitle imha silahlarının varlığı konusunda BM güvenlik konseyini ikna etmek amacıyla bazı gerçekler uydurulduğu belliydi ve güvenlik konseyinin Saddam’a karşı askeri operasyonu onaylaması da bu şekilde elde edildi.

John Çilkat ayrıca Tony Blair’i oğul Bush’u kışkırtmak ve Irak’a saldırı planını tasarlamakla suçlayarak şöyle dedi: Aralık 2001’de Tony Blair Amerika’nın dönem Başkanı oğul Bush’a Amerika İngiltere ile birlikte sinsi bir strateji izlemesini önerdi. Bu sinsi stratejiye göre zamanla Irak’ta iktidar değişecek ve yeni bir iktidar kurulacaktı. Aynı yılın 28 Temmuz tarihinde de Tony Blair Amerika başkanına gönderdiği notta, Lonra yönetimi Irak’a karşı her türlü operasyonda Amerika’nın yanında yer alacağına yönelik güvence verdi.

John Çilkat’ın anlattığına göre Irak topraklarına yapılan askeri müdahale ve ardından bu ülkeyi saran istikrarsızlık sonucunda Temmuz 2009 tarihine kadar en 150 bin ve belki de daha fazla Iraklı vatandaş hayatını kaybetti, ki bu insanların büyük bir bölümü sivildi. Bu savaş yüzünden bir milyon Iraklı mülteci durumuna düştü ve Irak milleti özgürlük yerine katliam, azap, güvensizlik ve acının yanı sıra ülkenin altyapısının tamamen çökmesi ve ekonomik sıkıntı ve mağduriyetle karşılaştı.  Yine İngiliz ordusu Irak’taki şartlarla karşılaşmak ve bölgede İngiliz askerlerin ölümüne yol açan tehditlere karşı koymak için hazırlıklı değildi. Irak savaşında 200’ü aşkın İngiliz vatandaş öldü ve daha fazla sayıda da yaralandı. Bu durum bir çok İngiliz aileyi yasa boğdu.

El Vatan gazetesinin yazarı Zahir Maced şöyle yazıyor: İngiltere 1948 yılında Filistin milletine Nekbe gününü dayatti. İngiltere Filistin milletinin akan kanlarının sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. İngiltere şimdi de başka bir nekbe gününe imza attı. Ancak bu kez bu nekbe  günü Irak milleti için gerçekleşti. Irak toprakları işgal edildiği günden beri şimdiye kadar bu ülkede akan tüm kanlardan işgalci İngiltere sorumludur.

Maced yazısına şöyle devam ediyor: bugün Irak’ta yaşanan tüm patlamalar ve şiddet olayları her daim Tony Blair’in alnında büyük bir ayıp lekesi olarak kalacaktır. Irak’ta huzurlu bir yaşamdan mahrum kalan insanlar, bu adamın akılsızlığı yüzünden Irak’ta huzurlu yaşamını kaybetmiştir.

Tony Blair ise bu raporu dinledikten sonra sadece Irak savaşında hayatını kaybedenler için üzgün olduğunu açıklamakla yetindi. Fakat asıl soru şu ki acaba Tony Blair’in özür dilemesi ne gibi bir faydası olacaktır? Acaba Blair ve cani ortağı oğul Bush’un Irak’taki cinayetlerinin izlerini yok edebilecek midir? Acaba bu askeri saldırı siyonistlerin kışkırtması ve teşviki ile mi gerçekleşti? Acaba Tony Blair’in savaş suçlusu olarak tanınması Irak’da 4 milyon Iraklı çocuğun yetim kalması ve ebeveynlerini kaybetmesi veya 4 milyon Iraklı kadının dul kalmasına merhem olabilir mi, dersiniz?

Acaba bugün tüm dünyayı etkileyen terör Tony Blair ve oğul Bush’un militarist politikalarının ürünü değil midir?