Ocak 05, 2017 16:12 Europe/Istanbul

Afganistan’da eskiden üç milis örgüt faaliyet yürütüyordu. Bunlar Taliban örgütü, Hakkani örgütü ve Hikmetyar’ın İslamî partisiydi.

Fakat tekfirci IŞİD terör örgütü iki yıl önce Afganistan’da varlığını ilan etti ve şimdi bu ülkede etkili ve önemli bir örgüt gibi hareket etmeye çalışıyor.

Afganistan’da Hakkani örgütü bir terör örgütü olarak biliniyor. Bu örgüt terör saldırılarında Afgan şahsiyetleri veya Afganistan’da bulunan yabancı yetkilileri hedef alıyor veya umumi mekanlarda terör saldırıları düzenliyor.

Afganistan yönetimi Hakkani örgütünü Pakistan ordusunun istihbarat servisi ISI’ya bağlı biliyor. Bu konuyu Amerika da onaylıyor, fakat İslamabat yönetimi bu iddiayı reddediyor. Gerçi Hakkani örgütü Taliban örgütünün alt gruplarından biri sayılıyor ve elebaşı da Taliban elebaşı Molla Heybetullah’ın yardımcılarından biri oluyor, fakat Hakkani örgütü sürekli Afganistan’da bağımsız hareket etmeye çalıştığı gözleniyor.

İkinci örgüt, Gülboddin Hikmetyar liderliğindeki İslamî parti örgütüdür. Örgütün üssü Pakistan’da. Bu parti geçenlerde kabil yönetimi ile barış anlaşması imzaladı ve gerçekte Afganistan’da milli vahdet hükümeti ile barış anlaşması imzalayan ilk silahlı milis grup sayılıyor. Anlaşmaya göre İslamî parti Afganistan’a taşınıyor.

Ancak Afganistan’da hala hükümete karşı savaşın en güçlü milis grup Taliban örgütüdür. Örgüt Arabistan, Pakistan, BAE ve ayrıca Amerika’nın destekleri ile 1990’lı yılların sonunda mücahitlerle savaşmak için Afganistan’da kuruldu. 2001 yılında Taliban rejimi mücahitlerin Kabil’i ele geçirmesinin ardından çöktü, buna karşın Taliban örgütü hala kabil yönetiminin en güçlü muhalif grubu olarak faaliyetini sürürüyor ve en önemli amacı Afganistan işgali ile mücadele etmek olduğunu belirtiyor. Taliban örgütünün liderlik konseyinin merkezi ise Pakistan’dadır.

Hali hazırda tekfirci IŞİD terör örgütü Afganistan’da Taliban örgütünün rakibi olarak bu örgütün konumunu zayıflatmaya ve Afganistan topraklarını işgal ederek bu ülkeye musallat olmaya çalışıyor. Taliban örgütü işin ta başından IŞİD terör örgütü ile biat etmeyi reddederek bu örgütün Afganistan’da faaliyetleri konusunda uyarıda bulunmuştu. IŞİD elebaşı Ebu Bekir Bağdadi de Taliban’ın ölen lideri Molla Muhammed Ömer’i cahil ve siyaset ve ruhaniyetle ilgili değerlerden ve itibardan yoksun bir savaşçı ilan etti. Bunun anlamı iki örgütün derin anlaşmazlıklar olduğuydu ve birbiriyle savaşmaya da başladı. gerçi Afganistan’da bazı çevreler Taliban ve IŞİD’in ortak yönleri bulunduğunu savunuyor, fakat aralarındaki anlaşmazlıkların çok derin olduğu ve bu yüzden birbirinden ayırt edildiği anlaşılıyor.

Bu açıdan bakıldığında, her iki örgütün en önemli ortak özellikleri İslamî hadis ve rivayetlerden ve öğretilerden radikal algılarıdır. Taliban örgütü İslamî emaret ve tekfirci IŞİD terör örgütü İslamî hilafet diyor ve her iki örgüt sözde İslam yasasına dayalı bir hükümet kurmak istiyor.

Afganistan milli meclisi milletvekili Gazi Abdurrahim bu konuyu doğruladığı açıklamasında Taliban ve IŞİD’in hükümet biçimi konusunda farklı düşündüklerini belirtiyor. IŞİD Taliban örgütünün aksine cihanşumul bir bakış sergiliyor, fakat Taliban örgütü daha çok Afganistan sınırları içinde hareket etmeyi tercih ediyor. Ama her halükarda İslam öğretilerinin yorumunda IŞİD Vahabi tarikatına yakın duruyor. Oysa Taliban örgütü Vahabi tarikatına yakın olmadığı gibi bu tarikatı reddediyor.

Taliban örgütünün liderlik konseyi üyesi ve insan gücü cezbetme komisyonu Başkanı Molla Muhammed Hasan Ahund, örgütün bazı üyelerinin selefi ve tekfirci düşüncelere yönelik aşırı eğilimlerini eleştirerek, Taliban örgütünün resmi mezhebi sünni hanefi olduğunu belirtiyor. Molla Muhammed bu çerçevede Taliban içinde vababi ve selefi ve tekfirci her türlü düşünceye eğilimi olanların bu düşüncelerin propaganda yapmalarını yasak ilan etti ve bu yasağa uymayanların şiddetle cezalandırılacaklarını ifade etti.

Öte yandan IŞİD Afganistan’da varlığını ilan ettikten sonra Taliban örgütü bir bildiri yayımlayarak halkı ve talebeleri uyardı ve Vahabi düşüncesini içeren kitap gördükleri takdirde kentten çıkarıp yakmalarını istedi. Buna göre her iki örgütün İslam’dan radikal algılamalarına rağmen aralarında algılama farklılığı bulunuyor, diyebiliriz. Taliban örgütü kendini her türlü ideolojik akımdan bağımsız görüyor ve IŞİD’i vababi tarikatının izleyicisi olarak telakki ediyor. Bir başka tabirle Taliban Pakistan’daki dini medreselerin Divbendi tarikatı ile bağlantılı, IŞİD ise Ortadoğu’nun selefi Vahabi ideolojisi ile bağlantılı sayılıyor.

İki örgütle ilgili bir başka konu her ikisinin de cihat konusunda hemfikir oldukları fakat müslümanlara karşı cihat etmek veya etmemek konusunda farklı görüşe sahip olmalarıdır. Divbendi tarikatı cihat konusunda ulemadan oluşan bir konsey karar vermesi gerektiğini ve sınırları da kafirlerle cihatla kısıtlı olduğunu ve müslümanları kapsamadığını belirtiyor. Ancak Ortadoğu selefileri bu kavramı genişletiyor ve askeri bir komutan velev ki dini eğitim almamış olsun cihat fetvası verebileceğini kaydediyor. Örneğin El-kaide terör örgütünün elebaşı İmen Zevahiri bir hekimdir ama cihat fetvası verebileceğini ve bunun için ulemaya gerek olmadığını belirtiyor.

Öte yandan Taliban ve IŞİD terör örgütleri kurmak istedikleri sözde İslamî emaret veya İslamî hilafet devletlerinin hangi coğrafyada kurulacağı konusunda da ciddi anlaşmazlık yaşıyor. Taliban örgütü İslamî velayetini Afganistan sınırları içinde kurmak istiyor ve hiç bir zaman bu ülkenin sınırlarının dışında İslamî hilafet kurma iddiasında bulunmuyor. Ancak tekfirci IŞİD terör örgütü Afganistan sınırlarının çok çok ötesinde hayal kuruyor ve bölgenin bir çok ülkesini sözde Büyük Horosan İslamî hilafetinin içine alıyor. Bu yüzden Taliban örgütünün bölgesel faaliyetleri hakkındaki kaygılar, IŞİD terör örgütünün faaliyetlerine kıyasla daha az sayılıyor. Zaten bu yüzden Taliban örgütünden hiç kimse IŞİD terör örgütü ile biat etmedi ve yine Taliban örgütünden hiç kimse IŞİD saflarına katılmak için Irak ve Suriye topraklarına gönderilmedi, nitekim verilere göre IŞİD üyeleri arasında Afgan üye sayısı en az olandır.

Taliban ve IŞİD terör örgütleri arasında bir başka anlaşmazlık konusu, bu örgütlerin kimliği ile ilgilidir. Taliban örgütü Afganistan’da tamamen yerli bir örgüttür ve kendini peştun kavimine ait bir örgüt olarak görmektedir. Gerçi kabil yönetiminin vurgu yaptığı Pakistan’ın Taliban örgütüne desteği, örgütün yumuşak karnıdır. Bu yüzden Taliban’ın Katar’daki bürosunun eski Başkanı Tayyib Ağa örgüt lideri Molla Heybetullah’tan Taliban örgütünün Kuveyte konseyini Pakistan’dan Afganistan’a taşımasını ve örgütü Pakistan ordusu ISI şemsiyesinin altından çıkarmasını istedi.

Ancak IŞİD terör örgütü üyeleri orta Asya, Doğu Asya, kafkasya ve Avrupa’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyaya aittir ve para karşılığında her türlü cinayeti işlemeye hazır sayılır. Bu yüzden IŞİD’in Afganistan kanadındaki üyeleri genellikle örgüt Irak ve Suriye topraklarına art arda hezimete uğramasının ardından Afganistan’a intikal ettirilen ve sayıları 7 bin kadar olduğu tahmin edilen teröristlerden oluşuyor. Afganistan yetkililerli ise sürekli bu sürecin tehlikeleri konusunda uyarılarda bulunuyor.

Aslında tekfirci IŞİD terör örgütünün işlediği insanlık dışı ve barbarca uygulamaları bu örgütü dünyanın en korkunç terör örgütüne dönüştürdüğü anlaşılıyor. Oysa Taliban örgütü kabil yönetimi tarafından terör örgütü olarak telakki edilmiyor, nitekim Afganistan yönetimi bu örgütten ülkenin barış sürecine katılmasını istiyor.

Beyaz saray sözcülerinden Eric Schultz geçenlerde Afganistan Taliban örgütü ile IŞİD terör örgütü birbirinden farklı olduklarını açıkladı. Sözcü, Afganistan Taliban’ı milis bir örgüt olduğunu, fakat IŞİD bir terör örgütü olduğunu belirtti. Zaten bu yüzden Taliban örgütü mümkün mertebe terör örgütlerinden mesafeli durmaya çalışıyor. Fakat buna karşın Taliban örgütünün sivilleri hedef alan saldırıları Afganistan halkının bu örgüte tepki vermesine neden oluyor. Gerçi Taliban örgütü da son zamanlarda tutumunu değiştirerek Afganistan halkının desteğini kazanmaya çalışıyor.

IŞİD terör örgütü Arap kökenli bir örgütken, Taliban örgütü kendini Afgan kökenli biliyor. Afganistan meclisi milletvekillerinden Mevlevi Şahidullah Şahid de Taliban örgütü Afgan kökenli bir örgüt olduğunu fakat IŞİD Arap toplumundan çıkan bir örgüt sayıldığını belirtti. Aslında Afgan halkı ecnebi karşıtı bir psikolojiye sahip oldukları için asla Arapların onlara musallat olmasını benimsememiştir. Hatta El-kaide terör örgütünün Afganistan’daki varlığı ve  2001 yılında Amerika’nın Afganistan’a saldırmasına sebebiyet vermesine rağmen Taliban örgütü El-kaide terör örgütünün bu örgüte musallat olmasını kabul etmedi.

Taliban örgütünün Afganistan’ın doğusunda insan gücü cezbetme komusyonu üyesi Mevlevi Mahdum Abdusselam, Afganistan’da IŞİD terör örgütünün ortaya çıkmasını bu ülke için zararlı bir gelişme niteledi ve İslam düşmanları, kafirler ve batılıların başta Afganistan olmak üzere İslam ülkelerinde etnik savaş çıkarmayı amaçladığını ve IŞİD terör örgütünden bu yönde bir malzeme olarak yararlandığını, örgüt Batılı devletlerin çıkarlarına hizmet ettiğini vurguladı.

Amerika’nın Newyork Times gazetesi Taliban örgütü ile tekfirci IŞİD terör örgütü arasındaki bir başka farklılığı, IŞİD’in insanlık dışı uygulamaları ve cinayetleri şeklinde belirtiyor. Gazete IŞİD terör örgütü Afganistan’da bazı Taliban liderleri hükümete teslim olmayı tercih edecekleri kadar şiddet uyguladığını vurguluyor.