Ocak 05, 2017 16:47 Europe/Istanbul

Bugünkü sohbetimizde tekfirci IŞİD terör örgütünün Afganistan’ın kuzeyindeki varlığının orta Asya ülkelerinin güvenliğini nasıl tehdit ettiğinden söz etmek istiyoruz.

Aslında bir çok uzmana göre Afganistan tekfirci IŞİD terör örgütünün nihai maksadı değildir. Örgüt bu ülkeyi orta Asya ve kafkasya bölgelerine nüfuz etmek ve güçlerini bu bölgelere intikal ettirmek için kullanmak istiyor. Bu yüzden IŞİD teröristler Nengerhar eyaletinden başka Kunduz eyaleti başta olmak üzere en çok Afganistan’ın Kuzey eyaletlerine yerleşmeye çalışıyor. Nitekim bu yüzden son aylarda Afganistan’ın Kuzey ve Kuzeydoğusunda bulunan eyaletlerin tekfirci IŞİD terör örgütünün varlığına ve Taliban örgütü ile çatışmalarına şahit oluyor. Yöre halkı, tekfirci terör örgütüne üye olan çok sayıda çeçen, Özbek ve Tacik teröristin Fariyab, Serpol, Kunduz, Cuzcan, Semengan ve Afganistan’ın orta Asya ülkeleri ile ortak sınırı bulunan bölgelere yerleşmeye çalıştığını ifade ediyor. Bu bölgeler genellikle Bedahşan, Tahar, Kunduz, Cuzcan, Fariyab ve Badgays’tan oluşan 6 eyalette yer alıyor. Ancak bu bölgelerde Pakistan’ın Tahriki Taliban örgütü, Tayyibe ordusu ve Özbekistan İslamî hareketi gibi örgütler de bulunuyor.

Bu açıdan bakıldığında, Rusya yönetimine göre bugün IŞİD ve bu terör örgütünün taraftarı olan diğer akımların tehlikesi orta Asya ülkeleri için oldukça yüksektir. Nitekim son dönemde Afganistan ile Türkmenistan ve yine Afganistan ile Tacikistan arasında uzanan ortak sınırlarda IŞİD teröristlerinin faaliyetleri ve örgütün siyah bayrağı göze çarpıyor.

Öte yandan orta Asya ve kafkasya bölgelerinden çok sayıda teröristin Irak ve Suriye’de IŞİD terör örgütüne katıldığı ifade edilmesi, örgütün başta Furkane vadisi başta olmak üzere bu bölgelerde yer alan ülkelerin insanları tekfirci IŞİD terör örgütünü benimsediği şeklinde yorumlanıyor. Ancak bazı gözlemciler başta Tacikistan olmak üzere orta Asya ülkelerinden Suriye’de tekfirci IŞİD terör örgütüne yönelik katılımın yüksek olması dini inançlar yüzünden değil de asıl örgütün üyelerine ödediği paraların sayesinde yaşanan bir durum olduğunu, bu ülkelerde işsiz gençler için örgütün ödediği para cazip geldiğini ifade ediyor.

Buna karşın tekfirci IŞİD terör örgütünün orta Asya ve kafkasya bölgelerinde varlığı başta Rusya ve Çeçenistan olmak üzere bölge ülkeleri arasında kaygıları arttırıyor. Öte yandan örgüt Irak ve Suriye’de çaldığı petrolün satışından elde ettiği gelirini kaybetmeye başladı ve bu yüzden üyelerine eskisi gibi yüksek maaş da ödeyemiyor ve bu yüzden orta Asya ve kafkasya bölgelerinden örgüte katılan üyelerin yavaş yavaş ülkelerine geri dönmeye başladıkları ve hatta iş bulmak amacıyla Rusya’ya geçebilecekleri anlaşılıyor. Bu yüzden Moskova’da duyulan en önemli kaygı tekfirci teröristlerin Irak ve Suriye’den ülkelerine geri dönmeleridir. Gerçekte Rusya’nın Suriye’de şam yönetimi ve Suriye ordusuna verdiği hava desteği IŞİD’in bu ülkede hezimete uğramasının en önemli nedenlerinden biridir. Dolaysıyla Moskova yönetimi tekfirci IŞİD terör örgütünün teröristlerinin iş arayan insanlar kılığında orta Asya bölgesine ve ardından Rusya’ya göndermesinden ve Moskova’dan intikam almaya çalışmasından endişe ediyor.

Rusya savunma bakanlığı yetkilileri geçenlerde bu ülkeden ve orta Asya cumhuriyetlerinden yaklaşık 4500 kişi Irak ve Suriye’de IŞİD ve diğer terör örgütlerinin saflarında savaştığını ve şimdi hepsi ana yurduna geri dönmeye başladığını açıkladı.

Amerika’da bir araştırma merkezi de 2400 Rus, 500 Özbek ve Kırgız, 386 Tacik ve 360 Türkmen ve ayrıca 300 kadar Kazak vatandaşın IŞİD terör örgütünün saflarında savaştığını ve bölgenin güvenliğine yönelik potansiyel ve pratik tehdit sayıldıklarını belirtti.

Afganistan’ın Fariyab eyaletinin eyalet konseyi Başkan yardımcısı Abdulahad İlbeyk ise yaptığı açıklamada, hali hazırda Özbekistan, Çeçenistan ve Pakistan vatandaşı olan 135 terörist aileleri ile birlikte Afganistan’ın Peştun Kut, Kisar ve Gurmaç ilçelerine yerleştiklerini ve ecnebi teröristlerin bu ilçelere girip yerleşmeleri hala devam ettiğini belirtti. İlbeyk, bu durum tekfirci terör örgütünün planlı bir şekilde teröristleri aileleri ile birlikte Afganistan’ın kuzeyine yerleştirdiği anlamına geldiğini ve bu durumdan Pakistan yönetimini sorumlu bildiklerini vurguladı.

Afganistan’da ecnebi teröristlerin Afgan Taliban güçlerini eğitmenin yanı sıra onları en gelişmiş silahlarla donattıkları ifade ediliyor. Peştun Kut ilçisi kaymakamı Abdulkadir Kadiri, ecnebi teröristlerin yerli halkın arasından terörist istihdam ettiklerini belirtiyor. Buna göre IŞİD terör örgütünün üye sayısı Afganistan’ın Nengerhar, Lugar, Zabol ve Uruzgan gibi eyaletlerinde her geçen gün daha da artıyor, öyle ki bu eyaletlerin artık IŞİD terör örgütünün üssüne dönüştüğü ifade ediliyor.

Tekfirci IŞİD terör örgütü sözde Büyük Horasan projesi çerçevesinde güdümlü bir şekilde güçlerini orta Asya bölgesine intikal ettirmek ve Çin’de Sin Kiyang eyaletinin sınırlarına kadar ilerlemek istiyor.

Gerçekte tekfirci IŞİD terör örgütünün Irak ve Suriye’de art arda hezimete uğraması ve örgütün Ortadoğu bölgesinde hilafet hayallerinin suya düşmesi IŞİD’i orta Asya ve Afganistan topraklarında Büyük Horasan hilafeti başlıklı projesine yöneltmeye başladı. bu yüzden örgüt en başta güçlerini Afganistan topraklarına yerleştirerek organize etmeye ve ardından onları orta Asya ve kafkasya bölgelerine transit etmeye çalışıyor. Bu süreçte IŞİD’in en önemli amacı, içinde bir çok radikal akımın faaliyet yürüttüğü Furkane vadisini ele geçirmektir.

Furkane vadisi içinden geçen Sirderya ve Narin ırmağı ve Karaderya ırmağı gibi ırmakların sayesinde orta Asya bölgesinin en verimli topraklarıdır. Bu yüzden Furkane vadisi orta Asya bölgesinin en temel gıda ve besin maddeleri kaynağı sayılır. Bölgede pamuk, buğday, sebze ve mevye gibi çeşitli tarım ürünleri yetişmektedir. Nitekim tarım ürünlerinin zenginliği bu bölgeyi aynı zamanda orta Asya bölgesinin en kalabalık nüfusa sahip olan bölgesi yapmıştır. Furkane vadisinin nüfusu yaklaşık 15 milyon civarında tahmin ediliyor. Bu vadi orta Asya bölgesinin en dinamik bölgelerinden biri sayılır ve son on yılda nüfus artış oranı %32 civarında gerçekleşmiştir. Furkane vadisinde nüfus yapısı Özbeklerden yana ağır basır, fakat Tacik ve Kırgız halkı da bu bölgde önemli nüfusa sahiptir. Furkane vadisi Özbek, Tacik ve Kırgız halkalarını barından ve orta Asya bölgesinin İslamî köktencilik merkezi sayılan bir bölgedir.

Furkane vadisi Tacikistan’ın kuzeyi, Özbekistan’ın doğusu ve Kırgızistan’ın güneyi kapsayan bir bölgedir. Bu vadide Kırgızistan’ın Celalabad ve Uş kentleri, Tacikistan’ın Sağd kenti ve Özbekistan’ın Endican ve Nemengan kentlerinin tamamı veya bir bölümü yer almaktadır.

Endican ve Nemengan, Özbekistan İslamî hareketi ve Hizbul Tahrir’in Özbekistan kanadı gibi iki önemli İslamî akımın ana üssü sayılır.

Buna göre Furkane vadisi Özbek, Kırgız ve Tacik etnik grupları arasında paylaşılmıştır, üstelik bu etnik grupların her biri de başka alt gruplara ayrılır. Dolaysıyla tekfirci IŞİD terör örgütü Furkane vadisinde konumunu pekiştirdiği takdirde bir yandan bölge ülkelerinin gıda maddeleri ihtiyacı gibi stratejik bir gereksinimine musallat olurken, öbür yandan çevresindeki ülkelerle de çok rahat bir şekilde irtibat kuracaktır.

Rusya yönetimi IŞİD’in Afganistan’daki varlığını ve teröristlerini orta Asya ülkelerine yerleştirme çabalarını ve bu bölgeden yeni insan gücü toplama girişimlerini Amerika’nın Afganistan üzerinden orta Asya bölgesi ve Rusya’nın Güney sınırlarına doğru jeo stratejik hedefleri doğrultusunda değerlendiriyor.

Aslında Furkane vadisinde çeşitli etnik grupların arasındaki gerginlikler ve sorunların tarihi kökleri bulunuyor ve radikal örgütler ve tekfirci terör örgütleri de bölgedeki etnik çatlaklardan kendi amaçları doğrultusunda nemalanmaya çalışıyor. Bu arada yöre halkında var olan dini ve radikal eğilimler de bu tür örgütlerin amaçlarına ulaşmalarında yardımcı oluyor.

Furkane vadisi Özbekistan İslamî tahrik hareketi, Hizbul tahrir hareketi ve İslamî hareket gibi bir kaç örgütün üssü sayılıyor, ki bu da IŞİD’in orta Asya bölgesine yönelik amaçları bakımından büyük önem arz ediyor ve Afganistan’ın önemini de bu bölgeyle coğrafi açıdan bağlantılı olduğu için terör örgütlerinin gözünde kat kat arttırıyor.

Aslında IŞİD terör örgütü Afganistan’da uyuşturucu madde üretimi ve transitine musallat olduğu takdirde başta Rusya ve Çin olmak üzere bölge ülkelerinin güvenliği daha da risk altına girecektir. Bu yüzden bu ülkeler IŞİD teröristlerini Amerika’nın gizli askerleri olarak değerlendiriyor. Bu askerlerin görevi ise orta Asya ve çevresinde, Çin’in Sin Kiyang sınırlarına kadar uzanan alanı istikrarsızlaştırmaktır. Bu yüzden Çin ve Rusya son zamanlarda Afganistan’da faaliyetlerini arttırdığı ve Taliban örgütünü IŞİD terör örggütüne karşı donattığı ve sonuçta IŞİD’i Afganistan topraklarında ve orta Asya ve kafkasya sınırlarının ötesinde durdurmak istediğinden söz ediliyor. Gerçi bazı gözlemciler de Rusya yönetimi IŞİD tehlikesini abartarak Afganistan’daki varlığını arttırmayı ve orta Asya ve kafkasya ülkeleri ile askeri ve güvenlik işbirliğini geliştirmeyi amaçladığını ifade ediyor.

Öte yandan Çin’in Afganistan barış sürecinde aktifleşmesi gerçi Pekin yönetiminin Afganistan’da güvenlik alanında gelecekte yaşanacak her türlü gelişmeden kaygılarını yansıtıyor olsa bile, bir yandan da Çin’in Afganistan’da çok yönlü varlığını takviye etme çabaları şeklinde değerlendiriliyor. Nitekim Afganistan yeniden bölgesel ve küresel güçlerin karşı karşıya geldiği bir alana dönüştüğü gözleniyor. Üstelik Moskova bu ülkede yaşanan çatışmaların orta Asya ve kafkasya ülkelerine sıçramasının muhtemel olduğunu savunuyor. Orta Asya ve kafkasya bölgeleri Rusya’nın arka bahçeleri sayılır ve bu bölgelerde güvenlik ve istikrarın sağlanması Moskova açısından büyük abi politikası çerçevesinde stratejik önem arz ediyor. Bu yüzden Afganistan’da her türlü istikrarsızlığın orta Asya ve kafkasya bölgelerini etkileyebileceği Moskova ve hatta Pekin yetkililerinin asla hoş kaşrılayamayacakları bir durumdur.