Velayet Güneşinden
Rehberlik-Fakihler Meclisi üyeleri ile görüşme
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyit Ali Hamenei, Rehberlik-Fakihler Meclisinin 4. dönem 19. oturumun sonunda, meclis başkanı ve üyeleri ile görüştü. Ayetullah Hamenei halkın seçimlere görkemli katılımını bir kez daha takdir ederken, seçimlerin özelliklerini, yeni dönem Rehberlik-Fakihler meclisi ve İslami şura meclisinin en önemli görevleri ve önceliklerini açıkladı.
İslam inkılabı rehberi sözlerinin başında, görüşmenin Resulullah'ın –saa- muhterem kızı Hz. Fatıma'nın –sa- şehadet günleri ile eşzamanlı gerçekleşmesi nedeni ile başsağlığı dileği ardından, o hazretin yaşamında çektiği acıları açıklamanın ihtilafa sebep olmaması gerektiğini, zira İslam düşmanlarının Şii ve sünni mezhepleri arasında ihtilaf çıkartmaya çalıştığını belirtti.
Şiilerin ehli sünnet kardeşleri ile dostane ilişkilerine işaret eden İslam inkılabı rehberi şöyle dedi:"Bugün bölgede var olan savaş ve çatışmaların tümü, tamamen siyasi amaçlıdır, ve çeşitli siyasi ve etnik ve benzeri hedeflerle yaşanan savaşlardır ve mezheple hiçbir ilgisi yoktur, fakat düşman, yani Amerika, yani Siyonist, yani İngiltere bu ihtilafları mezhep ihtilaflarına dönüştürmeye çalışıyorlar; zira mezhep ihtilaflarının kolay kolay son bulmayacağını biliyorlar. Biz bu hedefe yardım etmemeliyiz. Günümüzde bizim yanımızda ehli sünnet kardeşlerimiz var ki bizlerle ve bizlerle beraber, ehlibeyt haremlerini savunmak için savaşıp şehit oluyorlar."
Her ülkenin siyasi gelişmesinin özelliklerinden biri, halkın karar alma ve onların seçimlere katılım oranıdır. Bu konu o halkın kendi ülke ve topraklarına olan bağlılığının göstergesidir. Bu yüzden, siyasi teşekküller ve sosyal kurumlarca hakimiyetini pekiştiremeyen hükümetin halk arasında desteği olmadığı söylenebilir. Bu yüzden İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei, 26 şubat (hş 7 İsfend) seçimlerinin 34 milyonluk katılım ve iki meclis için yaklaşık 70 milyon oy pusulasının kullanılmasına işaretle, bu seçimlerin halkçı seçimler olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Seçimlere karşı yapılan tüm propagandalara rağmen, seçimleri sorgulamaya yönelik çalışmalar ve seçimlerin değerini düşürmek için yapılan faaliyetlere rağmen, 34 milyonluk bir topluluk iki seçime katıldı; yani aslında yaklaşık 70 milyon oy pusulası İran halkı tarafından sandıklara atıldı. Bu çok değerli ve önemlidir. Halk gerçekten kendini iyi gösterdi. Seçmenlerden %62 oranında oy kullanması, gerçekten yüksek bir orandır. Tabi bir çok ülke ile kıyaslandığında; bazı ülkelerle değil! Bana verdikleri rapora göre Amerika'da son 10 yılda halkın çeşitli seçimlere katılım oranı ister kongre seçimleri veya başkanlık seçimleri olsun, %40'a da ulaşmamıştır."
Halkın seçimlere katılım oranı, onların İslam cumhuriyetine olan güvenleri ve isteğini gösterirken, İran İslam inkılabı için bir güç ve destek kaynağı sayılıyor. Ayetullah Hamenei sözlerinin bir bölümünde bu konuya değinerek, halkın seçimlere katılmakla İslam nizamına olan güvenleri ve İslam nizamına tabi olduğunu ispatladığını, İslam Cumhuriyeti yasalarını kabul ettiklerini, bu yasalara göre davrandıklarını belirtti.
Dünyanın diğer ülkelerinde yapılan seçimlere kıyasla, İran seçimleri, halkın katılım oranı ve siyasi nizama halkın desteği açısından daha yüksek orana sahiptir; halkın katılım oranı da batılı ülkelerde katılım oranından yüksek olduğu belirtilmelidir. Şimdiye kadar İslam Cumhuriyeti referandumu, Rehberlik-Fakihler Meclisi, İslami şura meclisi, anayasa tedvini seçimi, cumhurbaşkanlı ve İslami şuramlar gibi İran'da bir çok seçim gerçekleşti. Fakat bazı ecnebi ülkeler tarafından oluşan sorunlar, dayatılan savaş, terör olayları, ekonomi baskı ve yaptırımlara rağmen, halkın seçime katılım oranı şimdiye kadar %50'nin altına inmemiştir.
Demokrasinin gerçekleşmesi için en önemli yollardan biri, sağlıklı ve her türlü sahtekarlıktan uzak gerçekleşen seçimlerdir. Günümüzde tüm dünyada seçimlerin sağlıklı olmasını sağlamak için, seçimlerin gözetilmesi gerekir. Dünyanın bir çok ülkesinde seçimleri denetlemek için bazı kurumlar vardır, böyle siyasi güç peşinde olan güç sevdalılar, halkın oylarını kendi çıkarları doğrultusunda değiştiremezler. İran’da bu görevi “anayasayı koruma konseyi” üstlenmiştir. İran anayasası, cumhurbaşkanlık ve diğer seçimlere adayların salahiyetini onaylamak için anayasayı koruma konseyini görevlendirmiştir. Anayasayı koruma konseyi, seçimleri denetlemek ve anayasayı korumak amacı ile denetleyici ve bağımsız bir kurum olarak kurularak, her zaman yasaların içeriğine tamamen uyarak çalışıyor.
İslam inkılabı rehberi İran’da seçimlerde emanettarlık ve sağlıklı düzenlenmesine işaretle, şöyle konuştu: “Bu seçimlerin bir diğer özelliği, bizim diğer seçimlerimiz gibi, sağlıklı ve emanettarlığıdır; yani seçimler salıklı düzenlendi. Tüm bu yıllarda bizim düşmanlarımızın daima propagandasını yaptığının tam karşı noktası; ve bu propagandalar genelde seçim döneminde daha da yoğunlaşıyor ve “ihanet ediyorlar, falan kesin adını getiriyorlar, başkasının oylarını onun yerine koyuyorlar” bu sözler duyuluyor; bir grup sürekli dışarıda bunları söylüyor, içeride de bazıları bunları tekrarlıyorlar. Buna rağmen Allah’a hamd olsun seçimler salıklı idi ve seçimler her zaman sağlıklı idi. Halk bu seçimlere ve ülkedeki (diğer) seçimlere katılmak için özgürler. Bazı ülkelerde zorunludur; hatta batı ülkelerinde –Avrupalı veya değil- zorunludur; yani seçimlere katılmamak onlara masraflı oluyor. Bizim ülkede seçimlere katılmamanın masrafı yok; halk özgürce ve bir hedef için seçimlere katılıyorlar, bir düşünceleri var, o düşünceye göre hareket ediyorlar.bu çok değerlidir.”
Ayetullah Hamenei ülkede seçimlerin huzur ve güvenlik ortamına işaretle sözlerine şöyle devam etti: “Bizim doğumuzda, bizim batımızda, bizim kuzeyimizde, bizim güneyimizde ülkeler güvensizler. (sadece) huzurlu ve sağlıklı seçimler düzenlemedikleri değil; sağlıklı ve huzurlu hayatları da yok; (kişi) evden çıkınca, acaba eve dönüp dönmediğini bilmiyor! Bizim ülkede Allah’a hamd olsun bu azametteki seçimler, bu geniş katılım ile gerçekleşiyor; Tahran’da halk sabah saat 8’den gece yarısı 2’ye kadar (oy kullanıyorlar), bana verdikleri raporlarda Tahran’da bazı seçim merkezlerinde, 12’ye kadar değil, gece yarısı 2’ye kadar halkın gelip oy verip gittiklerini dediler; tamamen huzur içinde, tamamen güven içinde. Bu çok önemlidir; bu bir ülke için bir yatırımdır, büyük bir nimettir bir ülke için.”
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei inkılapçı kalmak, inkılapçı düşünmek ve inkılapçı davranmaya vurgu yaparak, temsilcilerin kişisel maslahatları düşünmekten sakındırdı ve onların özellikle de bir sonraki rehberi seçmede yüce Allah nezdinde sorumlu olduklarını hatırlattı.
İslam inkılabı rehberi daha sonra yetkililerin sorumluluklarına işaretle, onların 3 temel önceliği olan “direniş ekonomisi”, “ülkede ivmeli bilimsel hareketin devam edilmesi” ve “ülke, halk ve gençlerin kültürel korunması”nı hatırlattı.
Ayetullah Hamenei birinci öncelik konusun işaretle, ülke ekonomik sorunlarının direniş ekonomisi siyasetlerinin gerçekleşmemesi ile çözümlenemeyeceğini ve ekonomik gelişme yaşanmayacağını belirterek, şöyle dedi: Bizim tüm ekonomik çalışma ve faaliyetlerimizin ölçeği, direniş ekonomisinin kapsamlı ve büyük programları olmalı. Direniş ekonomisini de sadece ben söylemiyorum; genel kanaat ve topluca düşünme ile bu program düzenlenmiştir; daha sonra da –ister karşıt ister destekleyici- her kes istisnasız programı onaylamış ve ülkenin tek kurtuluş yolunun direniş ekonomisi olduğunu söylemiştir.”
İslam inkılabı rehberi ikinci önceliğin ülkede ivmeli bilimsel hareketin devam edilmesi olduğunu belirterek, bu bağlamda bazı konulara değindiler. Ayetullah Hamenei dünyada güç, izzet ve mercilik istiyorsak, bilgi ve bilimsel açıdan güçlü olunması ge bilimsel hareketin durmaması gerektiğini ifade ederek şöyle söyledi: Bilimsel ilerleme tüm ciddiyeti ile devam etmeli zira onun sonuçlarından biri, bilim kökenli ekonomi olacaktır.
Ayetullah Hamenei 3. öncelik yani “ülke, halk ve gençlerin kültürel korunması”na işaretle, kültürel dokunulmazlık ve korunmak için her şeyden önce bu hedefe inanılması gerektiğini, daha sonra onun için plan ve program yapılması ve ciddiyetle çalışılması gerektiğini söyledi. İslam inkılabı rehberi “Eğer bu 3 öncelik, hükümet yetkililerinin ciddi çalışma programına yerleşirse, sonucu, ülkenin gerçekten ilerlmesi olacaktır” hatırlatmasına bulundu.
İslam inkılabı rehberi Rehberlik-Fakihler Meclisi üyeleri ile görüşmesinin sonunda ülke yetkililerinin çalışmalarından dolayı teşekkür ederek şöyle buyurdu: “İslam cumhuriyetinin 37 yıllık tecrübesinin gösterdiği gibi, fikri, siyasi, ekonomi, kültürel ve bilimsel açıdan güçlü olmamızı gösteriyor ve bu aşamaya geldiğimizde, gerçek izzete kavuşmuş olacağız. Bu tecrübe bizim kendimizi fikri, siyasi, ekonomi, kültürel ve bilimsel açıdan güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu aşamaya geldiğimizde, doğal olarak izzete kavuşuruz. Günümüzde bir halkın izzeti, bunlara bağlıdır.”
009 015