Ortadoğu gelişmeleri
Geçen hafta Ortadoğu bölgesi oldukça hareketli günleri geride bıraktı. Ancak Irak’ta Tel Afer’i kurtarma operasyonu başlaması, Suriye gelişmeleri ve ayrıca Mescid-i Aksa’nın siyonistlerce kundaklanarak ateşe verilmesinin 48. Yıldönümü dolaysıyla yayımlanan çeşitli belgeler, Ortadoğu bölgesinde gelişmelerin başında yer alan gelişmelerdi.
Geçen hafta Irak’ın Ninova eyaletinin Tel Afer kentini tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtarma operasyonu 20 Ağustos 2017’de başladı. Hali hazırda Ninova eyaletinin merkezi Musul kurtarıldıktan sonra Irak’ta halen Musul’un batısında yer alan Tel Afer, Kerkük’ün güneybatısında yer alan Hevice ve Anbar eyaletinin batısındaki El Kaim kentleri tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinde kalan son üç kenttir.
Tel Afer kenti Haziran 2014 tarihinde IŞİD teröristlerinin işgaline uğradı. Tekfirci örgüt bu kentten yerli olmayan teröristlerin eğitim ve donatma merkezi olarak yararlanıyor ve bu yüzden bu kenti küçük Musul olarak adlandırıldığı ifade ediliyor.
Öte yandan Tel Afer kentini tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinden kurtarma operasyonu ta ilk günden önemli başarılarla beraber oldu. Irak savunma bakanlığı geçen Cuma günü yaptığı açıklamada, Tel Afer operasyonunda Cuma günü akşam saatlerine kadar IŞİD üyesi 300 terörist etkisiz hale getirildiğini ve yaklaşık 30 bölge kurtarıldığını duyurdu. Irak savunma bakanlığı bildiride ayrıca Iraklı güçlerin kentin yarısının kontrolünü ele geçirdiklerini ve bu başarı ancak Tel Afer operasyonu başladıktan bir hafta sonra elde edildiğini kaydetti.
Bu arada bazı haber kaynakları da Cuma gününün sonlarına doğru Tel Afer kentini kurtarma operasyonu önümüzdeki günlerde sona ereceğini ve bu kent de tamamen IŞİD’in işgalinden kurtarılacağıni yazdı.
Aslında Tel Afer kentini kurtarma operasyonu büyük önem arz eden bir operasyondur, fakat iki sebep bu operasyonun önemini daha da arttırıyor. İlkin bu kent Irak, Suriye ve Türkiye arasında bir köprü konumundadır ve Türkiye ve Suriye sınırlarından sadece 60 km uzaklıkta bulunmaktadır. Bu bağlamda Irak İslamî yüksek meclisi siyasi büro Başkanı Maced Gamas Tahran’da yaptığı açıklamada şöyle dedi: Tel Afer’i kurtarma operasyonunu arttıran şey, Tel Afer kentinin stratejik coğrafi konumudur. Zira Tel Afer Suriye sınırlarına yakın bir yerdedir. IŞİD teröristlerinin Suriye’den Irak’a geçiş güzergahlarından biri Tel Afer kentine uzanıyor. Bu yüzden bu kent tekfirciler için büyük önem arz ediyordu ve buna göre sürekli bu kenti hedef aldılar. Melun Saddam rejiminden sonra da teröristler bu kente musallat olabilmek için kentte çok sayıda intihar eylemi gerçekleştirdi. Dolaysıyla Tel Afer’in coğrafi konumunun önemi, hali hazırda tekfircilerin işgalinde bulunan diğer bölgelerden çok daha fazladır.
Tel Afer kentinin öneminin ikinci sebebi ise kent nüfusunun yapısıdır, zira IŞİD tarafından işgal edilen ve nüfusunun büyük bölümü sünni Müslümanlardan oluşan çoğu kentin aksine bu kentin nüfusunun büyük çoğunluğunu şii Türkmenler oluşturuyor.
Şimdi Suriye’ye geçiyoruz. Geçen hafta Suriye oldukça önemli günleri geride bıraktı. Bu günlerde yaşanan gelişmeler ise, teröristlerin bu ülkede son nefeslerini çektiğini ortaya koydu.
Suriye geçen hafta 59. Uluslararası Şam fuarına ev sahipliği yaptı. Uluslararası Şam fuarı 17 Ağustos tarihinde açıldı ve 26 Ağustos tarihinde sona erdi. Bu fuar, bundan bir önceki fuar en son 2011 yılında düzenlendiği ve son beş yılda teröristlerin varlığından kaynaklanan sorunlardan dolayı düzenlenmediği halde düzenlendi.
59. uluslararası Şam fuarına başta İran İslam Cumhuriyeti, bazı Arap ülkeleri ve Avrupalı bazı ülkelerin de aralarında bulunduğu toplam 43 ülkeden kamu ve özel sektörlerinden firmalar katıldı.
Suriye Cumhurbaşkanı siyasi ve basın danışmanı Besine Şaban, uluslararası Şam fuarının düzenlenmesi ve iç ve dış arenalardan büyük ilgi görmesi Suriye’de terörizmin bozguna uğradığı ve Suriye’nin yeniden imar sürecinin başladığı mesajını içerdiğini belirtti.
Geçen hafta Suriye’nin bir başka önemli gelişme, Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı konferansının açılış töreninde yaptığı konuşmaydı. Cumhurbaşkanı Beşar Esad konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Suriye tarih boyunca sürekli hedef olmuştur ve kim bu hedefe ulaşabilirse, Ortadoğu bölgesinde kararların üzerinde geniş kontrolü olacaktır ve kim bu sultaya ulaşırsa, uluslararası arenada önemli ve etkileyici konumu olacaktır. Biz bu savaşta bir çok bedel ödedik, ancak sonuçta Batı’nın projesi bozguna uğradı. Biz düşmanlar terör üzerinden gerçekleştiremedikleri şeyi, siyaset üzerinden hayata geçirmelerine müsaade etmeyiz.
Suriye lideri Beşar Esad ayrıca Suriye’nin toprak bütünlüğü ister nüfus bakımından, ister coğrafi bakımdan ve ister Suriye’nin Arap kimliği bakımından vahdeti korunacağına ve ayrıca siyonist rejim İsrail’in işgalci bir rejim olduğunu vurgu yaptı ve aynı zamanda Rusya, Çin, İran ve Hizbullah’ın Şam’ın komplolara karşı direnişinde yardımlarından dolayı teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın geçen Pazar günkü konuşmasında iki nokta dikkat çekiyor. İlkin Beşar Esad dolaylı bir şekilde teröristlere karşı zafere vurgu yaptı, ama aynı zamanda teröristlerle savaşın devam ettiğini vurguladı. Bu vurgu medyanın gözünden kaçmadı ve Beşar Esad’ın konuşmasına yaptıkları yorumlarda Suriye lideri yakında zafer elde edeceklerini ilan ettiğini belirtti. Bu bağlamda İsrailli uzman Yeron Şnayder de Suriye Cumhurbaşkanı Esad’ın konuşmasına yaptığı yorumda Suriye lideri zaferin yakın olduğunu açıkladığını, gerçi henüz zafere ulaşmadığını yazdı.
İkinci nokta, Beşar Esad’ın konuşması yedi yıl aradan sonra ilk kez Katar’ın El Cezire kanalı tarafından canlı olarak yayımlanmasıydı ki bu da Suriye yönetimi karşıtı olan bazı ülkelerin artık tutumlarını değiştirmeye başladığı şeklinde yorumlandı.
Suriye’nin askeri sahasındaki gelişmelere gelince, bu gelişmeler teröristlerin son nefeslerini çektiklerini gösteriyor. Bu bağlamda Lübnan’ın El Ahd haber sitesi geçen Pazar günü yayımladığı bir makalede Amerika’nın Suriye ordusunun ilerlemelerini engelleme gayretlerine işaret ederek şu ifadelere yer verdi: tüm bu çabalara rağmen artık herkes Suriye’de tekfirci IŞİD terör örgütü son nefeslerini aldığını ve örgütün Suriye toprakları üzerindeki sultası günden güne azaldığını ve Suriye çölünden bu ülkenin doğusunda Irak sınırlarına kadar uzanan bölgeye sınırlı olduğunu bilmektedir. Suriye ordu ve bu ülkenin müttefiklerinin zafer süreci kayda değer derecede hızlanmıştır ve özellikle Hamas ve Humus’un doğusunda, Sahane’nin kuzeyinde başta olmak üzere çeşitli bölgelerde IŞİD’in dramatik hezimetlerine şahit olan Amerikalılar bu terör örgütünün Suriye’de nihai hezimetini geciktirmek için hala çaba harcıyorlar.
Ve son olarak geçen hafta 21 Ağustos günü, Mescid-i Aksa’nın siyonist rejim tarafından 1969 yılında kundaklanarak tahrip edilmesinin 48. Yıldönümüydü. Radikal siyonistler 21 Ağustos 1969 tarihinde Michael Rohan elebaşılığında ve organize bir harekette ve özellikle korsan İsrail rejiminin desteği ile Mescid-i Aksa’yı ateşe verdiler. Bu cinayette Mescid-i Aksa ciddi hasara uğradı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı geçen Pazartesi günü Mescid-i Aksa’nın kundaklanmasının 48. Yıldönümü dolaysıyla yayımladığı bildiride, Mescid-i Aksa’ya yönelik komploların devam ettiğini, eli kanlı rejim hala bu camiye tam musallat olma gayretinde olduğunu belirtti.
Filistin İslamî direniş hareketi Hamas da Mescid-i Aksa’nın ateşe verilmesinin yıldönümünde yayımladığı bildirisinde bu kutsal mekanın tam kuruluşuna kadar direnişe devam vurgusu yaptı. Hamas bildiride Mescid-i Aksa hala işglaci siyonistlerin sultası altında bulunduğunu ve bu rejim hala İslamî mukaddesata saygısızlığını sürdürdüğünü ve bu kutsal mekanın altında tünel kazmaya ve yıkım gerçekleştirmeye devam ettiğini vurguladı.
Bugün Mescid-i Aksa siyonist rejimin işgali altındadır. Korsan İsrail burada yaşayan Filistinlileri zorla göç ettirerek Müslümanlara ait her şeyi yok etmektedir.
Filistin meclisinde Kudüs raportörü olan Hamis Neccar düzenlediği basın toplantısında uluslararası camiayı ve kurum ve kuruluşları Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’ya siyonist rejimin bu mekanları Yahudileştirme politikasına karşı savunmaya çağırdı ve uluslararası mahkemelerden de Filistin milletine karşı savaş suçu ve soykırım suçu işleyen İsrailli yetkilileri yargılanmalarını istedi.
Hamis Neccar da Hamas hareketi gibi Mescid-i Aksa’nın altında tünel kazma çalışmalarının devam etmesi bu kutsal mekanın bazı duvarlarında çatlakların oluşmasına yol açtığı uyarısında bulundu.