Türkiye Gündemi
Geçtiğimiz hafta Türkiye gündemi daha çok CHP'nin iktidar partisi aleyhinde ortaya çıkardığı yolsuzluk belgeleri üzerinde odaklandı
Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ağrı'da yaptığı açıklamada, Cumhuriyet Halk Partisi Liderini "ana hıyanetin başı" olarak niteledi, isim vermeden Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'ye yönelik yapılan oyunların bir parçası haline geldiğini ifade etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Ağrı il kongresinde konuştu.Bölgede yaşanan son hadiseleri gözden geçirdikten sonra İsim vermeden Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun ülke dışında Türkiye'ye karşı kurulan oyunların bir parçası haline geldiğini kaydetti.
Öte yandan Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Sancaktepe'deki 1915 Çanakkale Panorama ve Muhsin Yazıcıoğlu Şehitlik Parkı'nın açılışında, yaptığı konuşmada, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenerek, Kılıçdaroğlu'nun geçen yılki darbe girişiminde Fetullah Gülen'in isteği yönde siyaset yaptığını belirterek, onun istekleri doğrultusunda hareketini sürdürdüğünü söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınları, haklarında iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan 1 milyon 500 bin lira manevi tazminat istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oğlu Ahmet Burak Erdoğan, eniştesi Ziya İlgen, kardeşi Mustafa Erdoğan, dünürü Osman Ketenci ve işadamı Mustafa Gündoğan'ın avukatları tarafından hazırlanan dilekçe, İstanbul Anadolu nöbetçi asliye hukuk mahkemesine sunuldu.
Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun 28 Kasım'da partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, Erdoğan ve adı geçenleri hedef alan, küçük düşürücü, aşağılayıcı, gerçek dışı ithamlar isnat ederek ağır hakaretlerde bulunarak, müvekkillerin toplumun kin ve nefret duygularına maruz bırakılmasına sebep olduğu kaydedildi.
******
Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı, Amerika'nın, izlediği bağımsız siyasetlerinden dolayı Türkiye'yi cezalandırmak için ülkede istikrarsızlık ve kaos oluşturmaya çalıştığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Ağrı 6. olağan il kongresinde açıklamalarda bulundu.
Açıklamalarında ABD'deki kumpas davasına değinen Erdoğan, "Senaryo belli, tezgah belli. Bunu işbirlikçileri ile yapıyorlar. FETÖ ile birlikte yapıyorlar. Bu oyuna bizi getiremeyeceksiniz. PKK'yı bunun için azdırdılar. FETÖ'yü bunun için sahaya sürdüler. Şu anda ana muhalefetin, ana hıyanetin başında bulunan zatı da aynı amaçla kullanıyorlar. Milletimiz şunu bilsin ki bu oyunların hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. İstedikleri kadar uğraşsınlar başaramayacaklar." dedi.
Türkiye başbakanı Binali Yıldırım daha önce Amerika'dan Gülen'in iadesini talep etmiş, ancak Amerika tarafından olumsuz yanıt almıştı.
Erdoğan konuşmasının bir başka bölümünde ise Amerika'nın bölge siyasetleri konusunda iki yüzlü davrandığını, resmen PKK terör örgütüne destek verdiğini bildirdi.
Öte yandan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı açıklamada, Fethullah Gülen hamilerinin Amerika’nın Türkiye’deki siyasi temsilcilikleri ve konsolosluklarına nüfuz ettiklerini belirtti.
Konu ile ilgili konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: FETÖ üyeleri sadece Amerika’nın Türkiye’deki diplomatik misyonlarına değil, aynı zamanda Amerikan kongresi ve adalet bakanlığına da nüfuz ettiklerini vurguladı.
Çavuşoğlu : “Bize karşı oynanan oyunların hepsinin farkındayız. Bugün FETÖ’nün, Amerika’da neler yapmaya çalıştığını biliyoruz. FETÖ’nün Amerikan kurumlarına ve yargısına nasıl sızdığını biliyoruz ve Amerikalıların yüzüne söylüyoruz. FETÖ Türkiye’deki Amerikan misyonlarına da sızmıştır. Amerikan yargısına da, kongresine de her yere, tüm kurumlarına sızmıştır.” dedi.
Son aylarda Amerika ile Türkiye arasında iyice tırmanan ihtilafların şiddetlenmesine bakıldığında, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu sözlerini, Amerika ile ihtilafları sürdürmek için zemin hazırlama çabası şeklinde yorumlamak mümkün.
Gerçekte bu açıklamadan hareketle Ankara yönetiminin Amerika ile yaşadığı anlaşmazlıkların konusunda geri adım atmak niyetinde olmadığını, bilakis Amerika ile gerginlikleri ve ihtilafları şiddetlendirmek ve sürdürmek için hazırlandığını söyleyebiliriz.
Bundan önce da İstanbul’un organize suçlarla ilgilenen savcısı CIA’nin iki eski ajanı olan Graham Fuller ve Henri Jack Barkey’in Türkiye’de casuslukla suçlandıklarını ifşa etmişti. Bu suçlamaları ise Ankara yönetiminin Amerika yönetimini 15 Temmuz 2016 başarısız askeri darbeye karışmakla suçlama çabaları çerçevesinde değerlendirmek gerekir.
Her halükarda şimdi Amerika ile Türkiye arasındaki ihtilaflar her geçen gün biraz daha geniş boyutlara ulaşıyor ve iki ülkenin liderlerinin görüşmesi veya karşılıklı tehdit veya ifşaat yapmakla iyileşeceğe benzemiyor. Bu arada kesin olan şu ki Ankara yönetiminin önde gelen liderleri mevcut şartlarda bir yandan tüm isteklerinin gerçekleşmesini sağlamak için tüm çabalarını harcıyor ve öbür yandan da başta Amerika olmak üzere Batılı devletlerden alabildiklerince taviz koparmak istiyor.
*****
Geçtiğimiz hafta AB, Türkiye'ye 2018'de verilecek tam üyelik fonlarından 175 milyon euronun kesilmesini istedi.
Bültenimize konuyula ilgili raporumuzla devam ediyoruz.
Avrupa Birliği'nin (AB), 2018 yılında Türkiye'ye vereceği tam üyelik fonlarından 175 milyon euroluk yardımı kesmeye hazırlandığı ve 3.5 milyar euroluk kalkınma kredisini de engelleyebileceği bildirildi.
Türkiye'deki insan hakları durumuna karşı sembolik bir tavır olarak yapılması düşünülen 2018 kesintisi, katılım öncesi kredilerde daha uzun vadeli bir daralmanın öncüsü olabilir.
Avrupa Parlamentosu'nun bütçe müzakerecisi Siegfried Muresan, yaptığı açıklamada, "Türkiye ifade özgürlüğü ve insan haklarına saygı göstermedikçe ve Avrupa'nın demokratik standartlarından uzaklaştıkça, böyle bir rejimi AB parasıyla finanse edemeyiz" dedi.
İki AB diplomatı, AB hükümetleriyle parlamentonun, Türkiye'de siyasi reformlar için harcanacak 105 milyon euro ve ayrıca 70 milyon euroluk bir başka ödemenin de verilmemesi konusunda anlaştıklarını söyledi.
Muresan, eğer Türkiye insan hakları alanında iyileşme sağlarsa, 70 milyon euroluk bir finansmanı alabileceğini söyledi.
Aynı gerekçeyle Türkiye'ye finansmanın kesilmesi için yapılan ilk öneride, 2018 kesintisinin sadece 80 milyon euro olması öngörülmüştü.
Avrupa Parlamentosu ve hükümetleri gelecek hafta, Avrupa Yatırım Bankası'nın 2020 yılına kadar Türkiye'ye vermesi planlanan 3.5 milyar euroluk kredinin durdurulması konusunda karar alacaklar.
Diplomatlar, Türkiye'ye verilmeyen bu fonların muhtemelen Ukrayna veya eski Sovyet cumhuriyetlerine verilebileceğini söylediler.
Öte yandan Türkiye Dışişleri bakanı Avrupa Birliği'nin bu ülkeye karşı siyasetlerini eleştirerek, Türkiye halkının AB’ye katılma isteğinin azaldığını belirtti.
Mevlüt Çavuşoğlu Slovenya'nın başkentinde düzenlediği bir basın toplantısında ayrıca başta Fransa ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinin Türkiye'nin Birliğe katılmasına muhalefetleri nedeniyle, artık Türkiye halkının AB’ye katılma isteğini kaybettiğini belirtti.
Çavuşoğlu ayrıca AB'nin yenilmiş siyasetleri ,15 Temmuz 2016 başarısız darbe zamanında AB bazı üyelerinin Türkiye hükümetine destek vermediği nedeniyle, Türkiye halkı arasında Birliğe üyelik konusunda şüphe oluştuğunu, bu yüzden Avrupa liderlerinin bu izlenimi değiştirmeye çalışmaları gerektiğini söyledi.
*****
Geçen hafta Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Türkiye-Azerbaycan-Pakistan Dışişleri Bakanları Üçlü Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomi, ticari, turizim ve başta savunma olmak üzere askeri işbirliğine vurgu yapıldı.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov ve Pakistan Dışişleri Bakanı Hoca Muhammed Asıf, toplantı sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi.
Hem Türkiye hem de Pakistan'la stratejik müttefik olduklarını söyleyen Memmedyarov, "Bu iş birliklerini üçlü şekilde de geliştirmeye karar verdik. Ticari ilişkileri geliştirmemiz lazım. Bölgedeki sorunları konuştuk. Çatışmalar, istikrar ve güvenlik için tehdit. Çatışmaların çözümü konusundaki ortak tavrımızı sürdüreceğiz. Terörle mücadele konusunda iş birliğini genişleteceğiz. Savunma sanayisi alanındaki ikili iş birliklerimizi üçlü şekilde de ilerleteceğiz." dedi.
Her üç ülkenin de savunma sanayisinde çok iyi olduğunu söyleyen Hoca Muhammed Asıf, "Karabağ, Keşmir ve Kıbrıs konusunda üç ülke olarak ortak tutum sergilemeliyiz." diye konuştu.
Geçen hafta Ağrı'da bir cezaevinde kapatılan artezyen kuyusundan sızan gazdan etkilenen 2'si ağır 45'i asker ile aralarında polis, sağlık ve itfaiye görevlilerinin de bulunduğu 51 kişi hastaneye kaldırıldı.
Ağrı Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, kentte geçen yıl yapımı tamamlanan Ağrı M Tipi Cezaevinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak üzere aynı yıl su kuyusu açıldığı belirtildi. Açıklamada, yapılan incelemeler sonucunda suyun içme ve kullanıma uygun olmadığı anlaşılınca artezyen yapılan kuyunun betonla kapatıldığı ifade edildi.
Zamanla kuyu suyunun tazyiki ile kapatılan bölümünden sızmalar meydana geldiği aktarılan açıklamada, "Geçen zaman içerisinde kuyu suyunun tazyiki ile kapatılan yerde sızmalar meydana gelmiş, sızan suyla birlikte mahiyeti henüz tespit edilemeyen gaz çıkışı olmuştur" denildi.