IŞİD'in çöküşünde Şehit Kasım Süleymani'nin rolü
(last modified Tue, 09 May 2023 04:32:34 GMT )
Mayıs 09, 2023 07:32 Europe/Istanbul
  • IŞİD'in çöküşünde Şehit Kasım Süleymani'nin rolü

İran Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi geçenlerde Suriye'yi ziyaret etti ve bu ülkenin hükümeti, siyasi grupları ve halkı tarafından karşılandı.

Suriye ve İran, Batı Asya bölgesinde iki müttefik olmasına rağmen, hiç şüphesiz Suriye'de bir yabancı ülke cumhurbaşkanının geniş çapta büyük bir kitle tarafından coşkuyla karşılanmasının nedenlerinden biri de, General Kasım Süleymani'nin Suriye'deki iç kriz sırasındaki performansı ve IŞİD'e karşı mücadele ile ilgilidir. Bu ülkede IŞİD terör örgütü olduğu bir dönemde İran en çok da General Kasım Süleymani tarafından Suriye'de temsil edildi. Kuşkusuz IŞİD terör örgütü, Batı Asya'nın güvenlik sahnesindeki ender fenomenlerden biriydi. Batı Asya bölgesinde birçok terörist grup oluştu ve faaliyet gösterdi, ancak IŞİD gibi birkaç sayılı grup insanlığa karşı suç işlemek için var gücüyle harekete geçti. IŞİD aslında Irak'ta Ebu Musab Zerkavi liderliğindeki Selefi cihatçı grupların örgütsel devamıydı. IŞİD'in diğer terör örgütleriyle arasındaki önemli farklardan biri, IŞİD'in her zaman kendisini bir devlet olarak görmesi ve devletinin kuruluş noktası olarak Batı Asya bölgesini Amerika'nın da destekleri ve projeleri kapsamında seçmesiydi. 

IŞİD terör örgütünün önemli ve öne çıkan özelliklerinden biri de sivillere yönelik tarifsiz şiddet ve terör stratejisi kullanmasıydı. Ayrıca gerek operasyonların türü gerekse terörün ideolojik yapısı ve üslubu bakımından,  hem işgal altındaki bölgelerde birkaç aşamada yayılan bu terör örgütü İslamofobi üretim fabrikası gibi hareket etmiş, hem de İslamofobiyi adeta desteklemişti.  IŞİD'in suçları Batı'nın bu durumu sömürmesine neden oldu, İslamofobik bir araca dönüştü. Çoğu Arap ülkesi gibi Suriye de 2011'de iktidardaki yönetime karşı halk protestolarına tanık oldu. Suriye'nin önemi, direniş cephesinde stratejik bir varlığa sahip olması ve işgalci Siyonist Rejim İsrail'e karşı mücadelede ön saflarda yer alan ülkelerden biri olması ve Filistin'in savunmasında önemli rol oynamasıydı.  Bu nedenle Suriye'deki iç kriz ABD, bazı Avrupa ülkeleri, bazı Arap ülkeleri, Türkiye ve Siyonist rejimin müdahalesiyle kısa sürede yeni bir topyekun savaşa dönüştü. Bu yeni bir savaştı çünkü Suriye ordusu başka bir ülkenin ordusuyla değil, Suriye halkından ve 80'den fazla ülkenin vatandaşı olan terörist gruplarla karşı karşıyaydı. Bu nedenle bazıları Suriye'nin yeni bir dünya savaşına sahne olduğunu söyledi.

Mart 2011'de Suriye krizinin başlamasıyla birlikte çeşitli terör grupları da bu ülkede doğmuş, "El Nusra Cephesi" ve sözde Özgür Suriye Ordusu bu ülkedeki ilk terör grupları arasında yer almış, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye ve Siyonistlerin desteklediği gruplar da ülkede ortaya çıkmaya başlamıştı. IŞİD de Suriye'deki diğer gruplardan neredeyse daha sonra kurulan terör gruplarından biriydi. Suriye'de iç savaşın patlak vermesi ve dünyanın dört bir yanından El Kaide güçlerinin bu ülkeye akın etmesiyle birlikte Irak'ta İslam Devleti adı altında faaliyet gösteren El Kaide, Suriye'ye giderek şehirleri ele geçirip gücünü arttırmaya çalıştı. Beşar Esad'ın meşru hükümetinin otoritesini devirmek için bu terör örgütleri var güçleri ile Batı'nın da destekleri ile çalışmalarını sürdürdü. Ebu Bekir el-Bağdadi'nin adı ilk olarak 2010 yılında Irak'ta popüler hale geldi ve ardından 2012 yılının başında unsurlarıyla birlikte Suriye'ye gitti ve o tarihten itibaren tekfirci terör örgütü IŞİD yeni sözde halifesiyle daha da büyümeye başladı .  Batılılar Ebu Bekir El Bağdadi'ye dolaylı bir şekilde yardım etti ve gerici Arap ülkelerinin de propagandif çalışmaları ile bu isim küresel bir isim haline geldi. 

IŞİD veya DAİŞ terör örgütü Mart 2013'te düzenlediği ilk operasyonda Rakka vilayetinin başkenti Rakka şehrini ele geçirdi. Ayrıca DAİŞ'in Irak'a girmesi ve bu ülke coğrafyasının işgal edilmesiyle birlikte bu grubun Suriye'deki gücü artmış, güvensizlik giderek daha çok sokak ve şehir savaşı şeklinde sürmüştü. IŞİD, Suriye'de Rakka'yı  Irak'ta Musul'u işgal ettikten sonra cinayetlerinin sayısını ve şiddetini artırdı. Başta kadınlar olmak üzere siviller, IŞİD terör örgütünün Suriye'deki ana kurbanları oldu. Bu tekfirci grup, insanlık tarihinde görülmemiş ve benzerine az rastlanmış katliamlar organize etmiş, yeni işkence ve infaz araçları ve yöntemleri kullanmıştı. "Kafa kesmeye geldik" sloganı atan ve bu eylemlerin birçok videosunu yayınlayana kadar IŞİD'in en ünlü yöntemi kafa kesmeydi. Yakma, IŞİD'in uygulamada çok ustalaştığı  birçok yönteminden biriydi. DAİŞ tekfirci unsurları 'Azzam Eid' adlı Suriyeli bir pilotu yakarak bu insanlık dışı yöntemle öldürmüş bu işkenceli ölümün sahnelerini 58 dakika yayınlamıştı. IŞİD, Suriye kültürüne ve özellikle bu ülkenin kadim ve antik eserlerine ağır zarar verdi. UNESCO raporlarına göre dünyanın antik yerleri listesinde yer alan Halep antik kenti, IŞİD'in işlediği suçlardan en fazla zararı gördü. 2017'de IŞİD ve diğer terör grupları, Suriye ve Irak'ta dört yıl süren ve bu iki ülkenin büyük bölümlerini işgal eden kapsamlı terör operasyonlarının ardından çöktü ve mağlup oldu, ancak yine de Irak ve Suriye'deki çekirdekleri ve kalıntıları hala sivillere ve güvenlik birimlerine yönelik operasyonlar yürütüyor. Güvenlik ve medya kaynaklarına göre, Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib vilayetine ve Halep'in kuzeyine ve bu ülkenin Türkiye sınırı yakınlarına, nispeten büyük bir kısmı yabancı olan 100 bine yakın terörist ve aileleri yerleştirildi.

Suriye'de savaşın başlamasıyla birlikte Suriye'deki en büyük sorun teşkilat, tesisler ve insan gücü dahil olmak üzere Suriye'nin altyapısının terör dalgasının çok yönlü saldırısıyla başa çıkacak durumda olmamasıydı. Suriye hükümetinin zayıf noktalarından biri de, bir krizde halk güçlerini kullanma konusundaki deneyim eksikliğiydi. Böyle bir durumda İran İslam Cumhuriyeti, Suriye hükümetinin yardım talebiyle müdahale etmiş ve daha sonra cani Amerikan ordusunun kalleşçe saldırısında şehit olan Korgeneral Kasım Süleymani bu ülkede terörle mücadeleyi organize etmişti. General Süleymani, Suriye hükümetinin daveti üzerine bu ülkeye gitti ve halkın gücüne güvenmek de dahil olmak üzere planlarını sunarak Suriye halkının Beşar Esad hükümetine olan güvenini yeniden tesis etmeyi başardı.  Şehit Süleymani, Irak'ta IŞİD'e karşı 32'den fazla operasyon tasarladı ve yönetti. 

IŞİD'i yenmek için Suriye'de ise 100'den fazla operasyon planladı, yönetti ve komuta etti. IŞİD'in Suriye'deki son kalesi Bukemal şehriydi. Pek çok analist, IŞİD'in Irak ve Suriye'deki yenilgisinin mimarı olarak Şehit Süleymani'ye atıfta bulunuyor. Lübnan askeri ve stratejik meseleleri stratejisti ve analisti "Emin Huteyt" şöyle diyor: "Şehit Süleymani, Suriye'de belirgin bir rol oynadı ve bu ülkedeki direniş gruplarını teröre karşı mücadelede tutarlı ve birleşik hale getirmeyi başardı ve bu, Komplo planlarının başarısızlığında önemli bir faktör oldu." General Şehit Süleymani, Suriye'deki Halep savaşının galibi olarak kabul ediliyor. Suriye'de IŞİD'in belini kıran da oydu. Eski bir CIA görevlisi olan John Maguire, "Suriye ordusu tarafından bu stratejik şehrin geri alınmasına yol açan ve savaşta bir dönüm noktası olan Suriye'deki El-Kasir Savaşı, General Süleymani'in gözetim ve komutası altındaydı." itirafında bulundu. 

Londra'da yayınlanan "Ray el-Yevm" elektronik gazetesi şunları yazdı: "IŞİD, Suriye'de ortaya çıktı ve Suriye'nin üçte ikisini ele geçirdiği söylenene kadar bu ülkenin farklı bölgelerini birbiri ardınca ele geçirdi. Daha sonra Irak'a geçerek Musul vilayetini işgal etti ve Irak'taki varlığını Bağdat surlarına kadar genişletmeye başladı. İşin tuhafı, Irak ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki anlaşmaya rağmen, Washington Iraklıları desteklemek için harekete geçmedi, ancak Amerikan medyası, IŞİD'in yirmi yıldan daha kısa sürede yenilemeyeceği de dahil olmak üzere çok cesaret kırıcı tutumlar ve açıklamalarını açıkça yansıttı. Bu açıklamalar, ABD istihbarat teşkilatının 20 yıl boyunca bölgeyi tam bir kaos içinde tutmayı planladığını, bu dönemde gücünü yeniden kazanmayı ve nihayetinde bölgeyi ve dünyayı kontrol etmeyi planladığını gösteriyordu. Şehit Süleymani'nin IŞİD'e karşı ayağa kalkma eylemi ve Irak güçleri, Haşdi Şabi ile Iraklı ve Suriyeli gruplara verdiği büyük destek ve cesaret, Suriye'de askeri taburlar kurması ve tüm bunların ötesinde Moskova'yı ikna etme eylemi durumu değiştirdi.  Böylece Amerika'nın bütün denklemlerini, planlarını yerle bir etmiş isim olarak Şehit Kasım Süleymani'ye değinmek yerinde bir ifade olacaktır.