Siyonist rejim kabinesinin karşı karşıya olduğu sorunlar
Bilindiği üzere Siyonist rejimin yeni kabinesi Benyamin Netanyahu başkanlığında 17 Mayıs 2020 tarihinde rejimin meclisinden güven oyu aldı.
Böylece Netanyahu 2009 yılından itibaren 5. Kez başbakan olarak görev aldı. Bu sohbetimizde korsan rejimin yeni kabinesinin önündeki en önemli sorunları ele almaya çalışacağız.Netanyahu’nun yeni kabinesi korsan rejimin 1948 yılından itibaren 35. Kabinedir. İşgal topraklarında 500 günü aşkın siyasi istikrarsızlık ve 3 parlamento seçimi düzenlenmesi ardından 46 hayır oya karşı 73 evet oy ile meclisten güvenoyu almayı başardı.
Netanyahu’nun bir yıl boyunca kabine kurma çalışmalarının üçüncüsü, İsrail’in solcu akımının lideri Benny Gantz ile vardıkları anlaşma ile ancak sonuca ulaşabildi. Netanyahu ve Gantz her biri 18 aylık bir süre için başbakanlık görevini üstlenme konusunda anlaşmaya vardılar. Aralarındaki ihtilafların fazla olması nedeni ile bakanlık sayısı arttırıldı öyle ki yeni kabinede 36 bakan ve 16 bakan yardımcısı görev alıyor; bu da Siyonist rejimin kurulmasından günümüzde kadar en fazla bakan ayısıdır.
Bu arada kabine üyeleri arasındaki görüş ayrılığını da gözardı etmemek gerekir. Öyle ki Benny Gantz 18 ayın ardından Netanyahu’nun başbakanlık koltuğu bırakmayacağından endişe duyuyor. Foreign Affairs’de yaptığı yorumda Martin Indyk şöyle yazıyor:
Gantz’ın Netanyahu’ya olan güvensizliği, bizzat kendisinin savunma bakanlığını üstlenmesi ve dışişleri bakanlığını da en önemli arkadaşı olan Gabi Aşkenazi’ye vermesine sebep oldu. Gantz ve Aşkenazi daha önce korsan rejim İsrail Genelkurmay başkanlığını yapmışlardı. 18 ayın ardından Gantz’ın başbakanlığı döneminde ise Aşkenazi de savunma bakanlığını üstlenecektir.
İlginç olan ise Netanyahu’nın eski siyasi rakibi ve şimdi hükümet ortağı Benny Gantz’ın, Netanyahu’yu hükümetin kurulmasını sabote etmekle suçlamasından sadece iki gün sonra Siyonist rejim parlamentosunun koalisyon hükümete güvenoyu vermesidir.
Bu arada Netanyahu, rüşvet, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmak gibi suçlamalarla karşı karşıya ve yargılanma konusu da daha kapanmamıştır.
Batı Asya meseleleri uzmanı Hasan Lascerdi’ye göre son 3 yılda 3 kez seçimin düzenlenmesi Siyonistlerin siyasi durumunun asla iyi olmamasının işaretidir. Bu yüzden seçimdeki iki rakip koalisyon hükümeti kurmaya karar verdiler.
Burada önemli olan konu ise Netanyahu ve Gantz’in yanyana ne kadar beraber yürüyebilmeleridir. Eğer her biri ayrı telden çalarsa her türlü ihtimalin yaşanması mümkündür; bu yüzden sahada, Siyonist rejimi yeni kabinesinde neler yaşanacağını beklemek gerekir.
Bu arada kabine içindeki sorunlara ilaveten, güçlü ve birlikte olan muhalefet de yeni kabinenin kırılganlığını daha da arttırıyor.
Ilımlı parti Yair Lapid’in başkanı Yeah Atid, Avigdor Lİberman liderliğinde sağcı Evimiz İsrail (Yisrael Beiteinu) partisi ve daha önce geçici hükümette savunma bakanlığı görevini yapan Neftali Bennett başkanlığında aşırı sağcı bir parti olan Yeni Sağ Parti (Yamina) artık hükümette hiçbir payları yoktur. Bu arada sol Mertz partisi ve İsrail’deki Arap partilerin büyük koalisyonu ise pozisyon konumundalar.
Bu dönemde parlamentodaki muhalefetin liderliği ise Yair Lapid’in başkanı Yeah Atid partisinde olacak; bu parti Gantz’i “yolsuzlukla suçlanan” biri ile koalisyon kurduğu için yoğun şekilde eleştirerek koalisyonun ömrünün uzun olmasına muhalefetin izin vermeyeceğine yemin etti.
Lapid meclisin güven oyu oturumunda muhalefet lideri olarak yaptığı konuşmada, bu meclis ve bu kabinenin “kendilerini makam için satan” siyasetçiler nedeni ile halkın iletişimini kaybettiklerini söyledi. Lapid ayrıca gerçek yaşamda yolsuzlukla suçlanan birinin hiçbir yerde işe alınmadığı fakat Benyamin Netanyahu’nun 3 suç dosyası ile yeni kabine başkanı olduğunu söyledi.
Netanyhau Siyonist rejim ekonomi durumu özellikle de Korona salgını nedeni ile vahim bir durumda iken yeni kabineyi açıkladı.
Düşünce kuruluşu Coelette’in üst düzey hocası Emanoel Naon bu bağlamda şöyle diyor:
Yeni kabinenin ilk sorunu, Covid 19 virüsünün ekonomi sonuçları olacaktır: işsizlik, ekonomik durgunluk, bir çok iş yeri iflas etmiştir.
İşgal topraklarında işsizlik %3,4’ten %27’e çıkmış en az bir milyon kişi Korona salgını nedeni ile işini kaybetmiş ve bir çok fabrika ise kapanmıştır. Bu dönemde turizm sektörü büyük darbe almış ayrıca Siyonist rejim para birimi Şekel ise önemli oranda değer kaybetmiştir.
Şekel’in değer kaybetmesine ilaveten Siyonist rejim borsası da büyük düşüş yaşamıştır. Sanayi ve endüstri alanında ithalatın artmasına ilaveten Çin ve Amerika gibi ülkelere ihracatın azalması ise silah ve elektronik teçhizat sektörüne büyük zararlar vermiştir. Siyonist rejimin eski maliye yetkililerinden biri Korona salgınının İsrail’e 100 milyar Şekel hasar verdiğini belirtirken ayrıca Koronavirüs’ün 1999 yılında +4 olan ekonomik gelişme oranını hızla eksilere düşürebileceğini söyledi.
Görünüşe göre Siyonist rejimin yeni kabinesinin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri Filistin ile gerginliğin artmasıdır. Amerika başkanı Donald Trump 28 Ocak tarihinde Beyaz Saray’da ırkçı Asrın Anlaşması’nın detaylarını açıkladı. Netanyahu ve Gantz ise vardıkları anlaşmada bir Temmuz tarihinde Ürdün nehri batı yakasının bazı bölgelerini işgal topraklarına ilhakını gerçekleştireceklerini duyurdular. Hal bu ki batı yakada 3 milyon Filistinli yaşarken sadece 400 bin Siyonist yaşıyor. Korsan rejimin yeni dışişleri bakanı Aşkenazi Ürdün nehri batı yakanın bazı bölgelerini ilhak konusunda kararlı olduklarını söyledi.
Bu arada tüm Filistinli gruplar Asrın Anlaşması’na karşı muhalefet konusunda görüş birliğindeler, üstelik Amerika ile ilişkileri keserek korsan rejim ile varılan tüm sözde barış anlaşmalarını da iptal ettiklerini duyurdular.
Batı yakadan bazı bölgelerin ilhak konusunun takip edilmesi, Siyonist rejim ve Filistinliler arasında yeni tur çatımalar ve hatta savaşı beraberinde getirebilir. Buna dayanarak Washington Post gazetesi yazarı bayan Ruth Eglash bir yorumda şöyle yazdı: İsrail iki önemli sorunla karşı karşıya:: Korona ve Filistinliler ile gerginliğin artması.
Martin Indyk da Filistinliler ile gerginliğin yoğunlaşmasının yeni Siyonist kabinenin en önemli sorunlarından olduğunu belirtiyor.
Ortadou Araştırmalar Merkezi ORSAM da Mustafa Yetim kaleminden “Asrın Anlaşması planın nihai süreci: İsrail’in ilhak operasyonu ve tepkiler” başlıklı bir makalede şöyle yazdı:
Asrın Anlaşması bir yandan ulusal, bölgesel ve uluslararası hedeflerin gerçekleşmesi doğrultusunda illegal ve İsrail’in işgalciliği temelindeki yayılmacılığı üzerine tedvin edilmişken diğer yandan Ürdün ve Filistin hükümetlerinin de uyarıda bulundukları gibi Asrın Anlaşması İsrail için bir imtiyaz sayılıyor. Fakat bölgede barış ve güvenliği sarsacak ve yeni savaş ve çatışma sürecini yayacaktır.