Suud rejiminin Bahreyn’de iç savaş çıkarma komplosu
Son dönemde bölgede Arabistan rejiminin tehlikeli oyunlara kalkıştığı konuşuluyor.
Bu konu Yemen müzakerelerinin çıkmaza sürüklenmesi veya Suriye’de Suud rejiminin desteklediği teröristlerin bozguna uğradığı ile ilgisi olmadığı, esas Bahreyn’in kanlı bir fitneye doğru sürüklendiği ile ilgili olduğu anlaşılıyor. Görünen o ki Suud hanedanı bölgede yaşanan gelişmelere farklı bir eğilimle yaklaşmaya başladı. Yine Suud rejiminin velihat prensi halefi Muhammed bin Salman’ın ABD ziyareti ile bölgede gerginliğin bu denli tırmanması birbiriyle bağlantılı olduğu ve Arabistan ABD’de başkanlık seçimlerinden sonra geniş çapta değişikliklere hazırlandığı konuşuluyor.
Bahreyn vefak cemiyeti genel sekreteri şeyh Ali Salman 28 Aralık 2014 tarihinde tutuklanmadan önce hutbelerinden birinde, Ayetullah İsa Kasım’a dokunulması Bahreyn’in imajını ve geleceğini değiştireceğini ve Bahreyn halkı bu ülkeye hakim olan dengeleri bozabilecek güçte olduğunu söylemişti. Şeyh Salman hatta tutuklanacağını da tahmin etmiş ve bunu okuduğu hutbelerden birinde gündeme getirmişti, fakat Ayetullah İsa Kasım’a cesaret edilebileceğini asla tahmin bile edememişti, çünkü şeyh Kasım Bahreyn’in en seçkin din adamıydı. Ancak Bahreyn rejimi Arabistan’ın entrikasıyla bu yöne doğru yöneldi ve muhaliflerin en tehlikeli kırmızı çizgisini aşmaya karar verdi.
Bahreyn’de Halife rejimi Ayetullah İsa Kasım’ın vatandaşlık hakkını iptal etmekle yetinmedi, kendisinden bir an önce ülkeyi terk etmesini de istedi. Ancak bu sert adımların çeşitli boyutları olduğu unutulmamalıdır. İlkin, Bahreyn’de iktidarın başında bulunan despot yönetim, bu ülkede başlayan barışçıl intifada hareketine etkili bir şekilde darbe indirmek istiyor. Aslında bu karar, Bahreyn halkını barışçıl protesto eylemlerine çağıran ve şiddetten sakındıran liderleri marjinaleştireceği de anlaşılıyor.
Öte yandan Bahreyn’de yaşanan gelişmeleri Suud hanedanının Arabistan topraklarındaki icraatından bağımsız görmek de mümkün değil. Suud rejimi kendisine muhalefet eden insanların kellesini rahatlıkla vuruyor, nitekim bunu büyük şii alim şeyh Nemer Bakır Nemer’i idam ederek ve ardından şeyh Hasan Razi’yi gözaltına alarak açıkça ortaya koydu.
Dış politika arenasına gelince, Suud rejimi Bahreyn üzerinden başta İran olmak üzere uzak yakın çevresine mesajlar gönderiyor. Bu mesajlar Suud rejiminin bölgedeki sıcak dosyalarda kesinlikle uzlaşmak istemediğini, bilakis etnikçilik ve mezhepçilik koksa bile şiddet ve terörün körüklenmesini istediğini gösteriyor. Suud rejimi geçen sene Mina’da yaşanan faciada hatalarını tekrarlıyor ve hatalarını itiraf etmek yerine İran’a karşı amansız bir kampanya başlatıyor. Yemen konusunda da aynı durum geçerlidir, çünkü Suud hanedanı bu ülkeyi yıkmaya ve böylece kendisinde güç dengesini sağlayacak bir iktidarı işbaşına getirmeye karar vermiştir. Yemen’den önce Suriye krizi de ortada duruyor ve Suud rejimi burada da her türlü mantıklı siyasi uzlaşmaya karşı çıkmayı sürdürüyor. Irak’a gelince, Suud rejimi kendisine düşman gördüğü güçlerin Irak’ın batısını kurtarmaktansa IŞİD’in işgali altında kalmasını tercih ediyor.
Bahreyn’de Ayetullah İsa Kasım’la dayanışma yönünde ve Halife rejiminin kararına kınama bağlamında en belirgin tutumu ise İran’ın Kudüs ordusu komutanı General Kasım Süleymani sergiledi. General Süleymani, Ayetullah İsa Kasım’a saygısızlık ve Bahreyn halkına aşırı baskı, sonuçlarından Bahreyn rejimine meşruiyet verenlerin boynuna olacağı kanlı bir intifadayı tetikleyeceği konusunda uyarılarda bulundu. General Süleymani, Ayetullah Kasım’a saygısızlık kırmızı çizgi olduğunu, bu çizginin aşılması Bahreyn ve tüm bölgeyi saracak bir yangına yol açacağını ve bölge halkı için silahlı direnişten başka seçenek bırakmayacağını vurguladı.
Lübnan’da Hizbullah hareketi Halife rejiminin kararını kınadı ve Bahreyn halkından bu büyük şahsiyeti yönelik küstahlığa kesin bir şekilde tepkilerini dile getirmelerini istedi. Hizbullah hareketi açıklamasında, Halife rejimi ahmaklığı ile Bahreyn halkını zorlu seçeneklere doğru ittiğini ki bu da bu fasık dikta rejiminin sonunu getireceğini vurguladı.
Irak’ta Asaibul Ehli Halk hareketi genel sekreteri Kays Hazali, bu hareket Halife rejimi kırmızı çizgileri aştığı takdirde Bahreyn halkına bu rejimle yüzleşmesinde destek vermeye hazır olduğunu açıkladı. Hazali, Halife rejimi ile mücadelede siyasi araç gereçler tek başına yeterli olmadığını vurguladı.
Bahreyn rejimi Ayetullah İsa Kasım hakkındaki kararını yabancı bir dini siyasi şahsiyetin radikal gücüne karşı koyma doğrultusunda alınan bir karar olarak ileri sürdü. Bahreyn içişleri bakanlığı Ayetullah İsa Kasım’ı dini minberden yabancıların çıkarlarına hizmet etmek ve etnikçilik ve şiddet propagandası yapmak için yararlanmakla suçladı. Aslında tüm bu sözler Halife rejiminin kendi mahkemeleri ve yandaş medya organlarından din alimlerine ve en başında Ayetullah İsa Kasım’a yönelik uygulamalarını daha da sertleştirme yönünde sarf edilen sözlerdir. Hatta Bahreynli yetkililerin Ayetullah İsa Kasım aleyhinde bazı girişimlerde bulunabileceği de tahmin ediliyor. Nitekim son günlerde Ayetullah Kasım’ın Deraz bölgesinde yer alan İmam Sadık –s– camiinde Cuma namazını kıldırmasının engellenmesi gündeme gelmişti, fakat Halife rejiminin Ayetullah Kasım’ın vatandaşlık hakkını iptal edeceği asla tahmin edilemeyen bir durumdu.
Her halükarda Ayetullah İsa Kasım Halife rejiminin hedef tahtasına oturttuğu şahsiyetlerin başında yer alıyor. Aslında Maname yönetimi Bahreyn’de ulemanın faaliyetlerini sadece fıkıh ve dini ilimler merkeziyle kısıtlamaya ve siyasi meselelerle uğraşmalarını ve 2011’de başlayan inkılabı etkilemelerini engellemeye çalışıyor.
Maname rejimi kendine özgü hesapları bulunuyor ve bu kararı alırken bazı etkenleri gözetlediği anlaşılıyor. Bu karar özellikle şeyh İsa Kasım hükümetin humsun toplanmasına karşı çıkma kararına tepki göstermesi ve bu konuda hükümete karşı çıkmaya hazır olduğunu açıklamasının ardından alındı.
Halife rejimi 50 milyon dolara yaklaşan hums bedeline el koydu ve bazı ulemayı sorgulamak üzere çağırdı. Bu haber yayımlandığı zaman, şeyh Kasım’ın ikamet ettiği Deraz bölgesindeki camilerden tekbir sesi yükselmeye başladı. yüzlerce Bahreynli vatandaş da kefen giyerek şeyh Kasım’ı savunma uğruna ölmeyi göze aldıklarını ilan etti. Bahreyn ulema konseyi Başkanı Macid Meşal kefen kendisinin giysisi olduğunu, Bahreyn halkı Ayetullah Kasım’sız bir vatanda yaşamak istemediklerini belirtti.
Vefak cemiyetinin eski milletvekili Ali Esved de hükümet büyük bir hata işlediğini, hükümet halkın yorulduğunu ve usandığını zannettiğini, bu yüzden halk da bunun tersini ispat etme zamanı geldiğini anladığını ifade etti. Esved, bu karar uygulandığı takdirde Bahreyn’de neler yaşanacağını hiç kimse kestiremediğini, kendileri bu konuda kendilerine özgü stratejileri bulunduğunu ve Bahreyn’de kırmızı çizgileri bildiklerini vurguladı.
Öte yandan Bahreyn Ahrar hareketi genel sekreteri Dr. Said Şahabi de Halife rejimi şeyh İsa Kasım’ın vatandaşlık hakkını iptal ederek Bahreyn’in asil milletinin psikolojisine ağır darbe indirdiğini belirtti.
Halife rejimi 2012 yılından bu yana 280 kişinin vatandaşlık hakkını iptal etti. Vatandaşlıktan çıkarılan Bahreynlilerin arasında akademisyenler, ulema, işadamları ve eski milletvekilleri gibi şahsiyetler de yer alıyor. Bahreyn Ahrar hareketi genel sekreteri Dr. Said Şahabi, Halife rejiminin şeyh İsa Kasım’ı vatandaşlıktan çıkarma kararını değerlendirdiği açıklamasında, şeyh Kasım’a yapılan bu saygısızlığın bir çok konudan kaynaklandığını, ilk konu Bahreyn milletinin başlattığı kıyamı bastırmanın devam etmesinden ibaret olduğunu ifade etti. İkinci mesele ise Halife rejiminin reform taleplerini tamamen reddetmesi ve şimdiki despot düzeni sürdürmekte ısrar etmesi ve üçüncü mesele de ülke nüfusunun yapısını daimi olarak değiştirmesinden ibaret olduğunu belirten Dr. Şahabi, son olarak da Halife rejimi bu kararla Bahreyn’in asil nüfusunun psikolojisini bozmaya ve Arabistan’ın başını çektiği ecnebi güçleri hoşnut etmeye çalıştığını vurguladı.
Bahreyn Ahrar hareketi genel sekreteri Dr. Said Şahabi, Bahreyn milletinin bu karara muhtemel tepkisi hakkında da şöyle konuştu: Bahreyn milleti bu haberi duyar duymaz, şeyh İsa Kasım’ın ikamet ettiği Deraz bölgesine akın etti, fakat bence bu konu Bahreyn’in asil milleti ile hakimiyet arasındaki işin yönünü belirledi, bugün Bahreyn milleti hakimiyetin mevcut şartları ıslah etmekte asla ciddi olmadığı sonucuna vardı ve bu rejimin artık iktidarı bırakmaktan başka hiç bir seçeneği yoktur. Eğer Bahreyn milleti direnişe devam ederse, hatta yüz, iki yüz veya bir kaç yüz kişi sürgün edilirse veya yüzlerce Bahreynli vatandaşlıktan çıkarılırsa, ama son sözü yine Bahreyn milleti söyleyecek ve bu toprakların esas maliki olarak kalacaktır ve başka ülkelerden Bahreyn’e gelenler yakında zillet içinde hezimete uğrayacaktır.
Bahreyn Ahrar hareketi genel sekreteri Dr. Said Şahabi kararın perde arkasında kimlerin bulunduğu ile ilgili bir soruya da şöyle karşılık verdi: Bu karar iktidarın başındaki hanedan ve ayrıca bazı ecnebi taraflarca alınmıştır. Bu karar kesinlikle Arabistan ve hatta İngiltere ve Amerika’nın desteği ile beraber olmuştur, çünkü Halife hanedanı Bahreyn’de en büyük alime hakaret etmiştir. Bence bu kararın perde arkasında ecnebi bazı devletler vardır.
Ayetullah Şeyh İsa Ahmet Kasım 1938 yılında Bahreyn’de dünyaya geldi.
Kasım 1964’te eğitimine devam etmek üzere Necef’e hicret etti ve burada büyük ulemadan ders aldı.
Şeyh Kasım o yıllarda iki kez Bahreyn’e döndü, ta ki 1972’de kendisinden ülkesine dönmesi ve yeni anayasayı yazacak meclisin kurulmasına katılması talep edildi.
Şeyh Kasım Ayetullah Sadr ve şeyn Zeyneddin’in talimatı üzerine Bahreyn’e döndü ve söz konusu meclise katıldı.
Şeyh Kasım aynı zamanda Bahreynli Şii müslümanların en büyük alimlerinden biri sayılıyor.
Şeyh Kasım el Toiya el İslamiye cemiyetinin kurucusuydu. Bu cemiyeti kurma amacı Bahreynli gençlerin arasında marksist düşüncelerin yayılmasını engellemekti. Halife rejimi ise 1984 yılında bu cemiyetin faaliyetini yasakladı ve Bahreyn başsavcılığı muhalifleri bastırma politikasının devamında el Risale ve el Toiya el İslamiye hareketlerini de feshetti.
Şeyh Kasım 2004 yılında da Bahreyn İslamî alimler meclisini kurdu. Bu meclis bir çok konu ile ilgileniyordu ki en başında Bahreyn’de iktidarın sapkınlığı ve fesadı yer alıyordu. Bu meclis aynı zamanda şii müslümanları fikri ve dini açıdan yetiştirmeye başladı.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei, Ayetullah Şeyh İsa Kasım’ı şii mesajlarında bir yıldıza benzeterek bu şahsiyetin varlığı ile büyük onur duyduğunu buyurdu.
Öte yandan Bahreyn vefak cemiyeti üst düzey üyesi ve Bahreyn parlamentosunun eski milletvekili Muhammed Celal Firuz Halife rejiminin Ayetullah Kasım’ı vatandaşlıktan çıkarma kararına gösterdiği tepkide kararı büyük bir ahmaklık niteledi ve bu kararın Halife rejimine ağır bedel ödeteceğini belirtti. Celal Firuz şöyle konuştu:
Halife rejimi facia doğurabilecek bir ahmaklık yaptı. Bu karar ağır yüzleşmelere yol açar ve asla sonu iyi olmaz. Bahreynli yüksek mertebeli bir alim olan şeyh İsa Kasım’ın vatandaşlıktan çıkarılması büyük bir siyasi ahmaklıktır. Şeyh Kasım sadece Bahreyn’de değil, İslam dünyası genelinde çok önemli bir şahsiyettir.
Bahreyn vefak cemiyeti üst düzey üyesi ve Bahreyn parlamentosunun eski milletvekili Muhammed Celal Firuz açıklamasını şöyle sürdürdü: Halife rejimi Bahreyn’de sürekli durumu kontrol altında tutan ve şiddet ve kan vadisine sürüklenmesini engelleyen büyük bir alimi vatandaşlıktan çıkarması ile ahmaklık yaptı ve bu da faciaya yol açabilir. Ayetullah şeyh İsa Kasım ve ataları ve atalarının ataları asırlarca Bahreyn’de yaşadı ve şimdi bu ülkeye yeni yeni ayak basan işgalciler bu şekilde bu toprakların esas sakinlerinin vatandaşlık hakkını iptal etmeye kalkışıyor. Halife rejimi bu kararı ile aslında kendisinin yok olmasına hükmetmiştir ve bu karar Bahreyn’de Halife hanedanının sonunu kesinleştirmiştir. Belki şimdiye kadar Bahreyn halkı ve siyasi akımlar hakimiyeti elinde tutan rejimi tam olarak devirmek istemiyordu , ancak Halife rejiminin bu kibri ve düşmanlığı yüzünden şimdi herkes bu rejimin devrilmesini istemektedir.
Bahreyn vefak cemiyeti üst düzey üyesi ve Bahreyn parlamentosunun eski milletvekili Muhammed Celal Firuz açıklamasının devamında şöyle dedi: Şimdi binlerce insan ve yüzlerce alim kefen giymiş vaziyette şeyh İsa Kasım’ın evinin etrafında toplandı. Bu insanların hepsi bu büyük alimi savunma yolunda canını feda etmeye hazırdır. Nitekim Bahreyn genelinde İmam Hasan Muctaba’nın –s– veladet yıldönümü dolaysıyla bazı kutlama etkinlikleri düzenlenecekti, ancak Bahreyn’de herkes bu şenliklerin iptal edilmesini istedi ve herkes şeyh İsa Kasım’ın ikamet ettiği Deraz bölgesine akın ederek onu savunmaya hazır olduğunu ilan etti.