Putin'in gücünü perçinlemesi, iç ve dış sonuçları
Bilindiği üzere Rusya’daki siyasi gelişmeler Ocak 2020’de başbakan Dimitry Medvedev’in istifası ve ardından anayasa reform paketinin gündeme gelerek yasama meclisinde onaylanması ve birkaç gün önce anayasa reformları için yapılan referandumdan sonra yeni ve kader belirleyici bir döneme girmiş oldu. Bizler de kısa sohbetimizde çağımızın en geniş topraklarındaki bu dönemi gözden geçireceğiz.
Rusya anayasa reformundaki en önemli konulardan biri Vladimir Putin’ın 2024 yılında sona erecek olan hali hazırdaki cumhurbaşkanlık döneminin ardından tekrar cumhurbaşkanı seçilebilmesi için yolun açılmasıdır. Rusya içinde ve dışında yaşayan en az 108 milyon Rus seçmen bir hafta boyunca anayasadaki reformlara evet veya hayır olarak oy verme fırsatına sahiptiler. Anayasa referandumu 25 Haziran tarihinde başlayarak 1 Temmuz tarihinde sona erdi.
Rusya seçim merkezi komitesinin açıkladığı haberler ve verilere göre seçime katılan seçmenlerin %77,92’si anayasa reformlarına evet derken %21,27’si de hayır oyu kullandı. Referanduma katılım oranı ise %65’ti. Böylece oy kullanan seçmenlerin %78’i Putin’e iki dönem daha cumhurbaşknık hakkı vermesi ile, Putin 16 yıl daha yani 2036 yılına kadar Rusya cumhurbaşkanlık koltuğunda görev yapma hakkına sahip oldu.
Rusya halkının ekseriyetinin onayladığı ve cumhurbaşkanı Vladimir Putin tarafından geçen Cuma günü imzalanan Rusya’nın reform içeren anayasa metni 4 Temmuz günü Kremlin saray’ının resmi web sitesinde, Rusya hukuki bilgiler resmi portalı ve Rossiyskaya Gazeta’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Toplamda Rusya anayasasında 206 konuda reform yapılırken 98 maddede de dolaylı olarak tekrar düzeltmeler yapılmalıdır.
Söz konusu belgede şöyle yazılıyor:
12 Aralık 1993 tarihinde halkın oyları ile onaylanan Rusya federasyonu anayasasının reformları, bir Temmuz 2020 tarihinde yapılan genel referandum ile onaylandı.
Rusya anayasasındaki düzeltmeler siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel ve savunma alanlarında 46 ana eksende yapılıyor. Ailenin temel değerlerinin savunulması, kamu ve özel sektörde çalışanlar ve emekliler için garantiler, kaliteli ve tüm kamunun ulaşabileceği sağlık hizmetleri, devlet erkanı Duma ve Senato meclislerinde çifte vatandaşların görev alma yasağı, ulusal hakimiyet hakkı, üstün zekaların desteklenmesi, modern teknolojinin geliştirilmesi, savunma sanayiinin takviye edilmesi, milli ve doğal mirasın korunarak bakılması, Ruble’nin Rusya’nın daimi milli parası olarak belirlenmesi ve kendine yeterli hale gelerek milli ekonomi altyapılarının güçlendirilmesi anayasadaki yeni değişikliklerin önemli eksenlerini oluşturuyor.
Bu değişiklikler ve reformlar Vladimir Putin’in cumhurbaşkanlık dönemini uzatmanın yanısıra Rusya yasalarını da uluslararası kurallara üstün kılarken eşcinsellerin evliliğini de yasak ilan ediyor.
Cumhurbaşkanı Vladimir Putin anayasa reform referandumunun düzenlenmesi ardından anayasadaki reformların onaylanmasının doğru bir adım olduğunu belirtti. Putin dikkate alınan değişikliklerin ülkede hakimiyetin güçlenmesi ve Rusya’nın ilerlemesi için uygun şartları oluşturacağını ifade etti.
Kendisi bu konuda şöyle dedi:
Ben doğru bir şey yaptığımızdan tamamen eminim ve mevcut anayasada, Rusya hakimiyetini güçlendirecek reformları onayladık ve on yıllar boyunca ülkenin ilerlemesi için uygun şartlar oluşturduk.
Putin anayasada açıkça bir konu belirlenmişse mecburen tüm yetkililer ve hükümetler onu yerine getirmek zorunda olduklarını belirterek Rusya halkının ekseriyetinin anayasayı destekledikerine vurgu yaparak şöyle devam etti:
Sosyal adaletten söz ediyoruz, hiç kimsenin asgari ücretin altında almaması ve hayat giderlerinin kişinin aldığı maaşla uyumlu olması gerektir. Bu bağlamda anayasa reformlarında doğru bir emeklilik sisteminin işlemesi dikkate alınmıştır böylece yasaların desteği ile yürütülmesi gerekiyor ve gelecekteki hiçbir hükümet de bundan sapmaması gerekiyor.
Rusya anayasasındaki en önemi konu belki de Vladimir Putin’in mevcut dönemin ardından tekrar 2024’ten sonra seçilmesine olanak tanımasıdır. Anayasa referandumuna katılanların yaklaşık %80’inin evet oyu kullanmasına göre, Putin tekrar 2 dönemlik cumhurbaşkanlık hakkı kazanarak 16 yıl daha yani 2036 yılına kadar cumhurbaşkanlık koltuğuna oturabilir.
Kendisinin söylediğine göre “Rusya sahip olduğu geniş coğrafya, çeşitli mezhepler, yüksek nüfus ve milliyetler nedeni ile güçlü bir cumhurbaşkanına ihtiyacı vardır.”
Rusya anayasasındaki en önemli ve temel konu Rusya parlamentosunda anayasa reformuna bir ekin eklenmesidir, böylece Putin’in hali hazırdaki cumhurbaşkanlık döneminin sona ermesi ardından iktidarda kalmasına ortam hazırlanmıştır. Mecliste onaylanan eke göre bir kişi ardı ardına iki dönemden fazla cumhurbaşkanı olamaz, bu konuda Vladimir Putin müstesna tutuluyor ve kendisi 2024’ten sonra tekrar 2036 yılına kadar bu makama aday olabilir. Şimdi yapılan son referanduma Putin için bu yol açıldı. Tabi ki bu konu Putin’in ülke içindeki muhalefeti ve onların batılı destekçileri için hiç de iyi bir haber sayılmaz.
Muktedir ve etkin bir cumhurbaşkanı olan Putin, eski tutumunun aksine, Rusya’da 2024 cumhurbaşkanlık seçimlerinde bu görevin başkasına geçmesi halinde durumun öngördüğü yönde gelişmeyeceğini düşünerek, bir kez daha kendisinin iktidarda olması için kesin ve güvenilir bir yol seçmesi gerektiği sonucuna vardı.
67 yaşında olan Vladimir Putin ilk kez 1991 Aralık ayında Boris Yeltsin’in istifası ardından Rusya cumhurbaşkanı olarak seçilmişti. Şimdi 20 yılı aşkın süredir bu görevde kremlin’de iktidarda bulunuyor.
Putin 2024 yılında tekrar cumhurbaşkanlık için aday olup olmayacağı konusunda karar alacağını belirterek televizyondan yayınlanan konuşmasında iktidarın dikkate aldığı reformların ancak halkın desteği ile gerçekleşebileceğini söyledi.
Tabi ki Putin son 20 yılda Rusya cumhurbaşkanı olarak ülkenin gelişmelerinde çok önemli rol oynadı; üstelik sadece 2024 yılına kadar sürecek olan iktidarı boyunca değil hatta ardından da dünyanın en geniş coğrafyasına sahip olan ülkenin kararlarında yine etkinliğini koruyacaktır.
Rusya anayasa reformunda dikkat çeken bir başka konu, Putin’in ülkenin çeşitli anlarında köklü değişiklikleri oluşturarak devam ettirmesindeki açık çalışmalarıdır. Görünüşe göre 1980’li yıllarda Çin’in dönem cumhurbaşkanı Deng Şiaoping’in (Deng Xiaoping) ülkesinde köklü reformlarla köklü değişikliklerin temelini attığı gibi Putin de anayasadaki reformlarla ülkenin başbakanlık görevindeki değişikliğin ardından Rusya’da iktidar erkanları ve hakimiyet sisteminin yapısındaki reformlar için ikinci adımı da atmak istiyor.
Putin Rus milliyetçiliğine dayanarak Rusya’yı küresel güç sahnesine geri getirerek bir kez daha özellikle Çin ve Amerika gibi uluslararası güçlerden geri kalmamak için anayasadaki reformların ardından ülkede Rusya Birlik Partisi, ordu, federal güvenlik kurumu ve ayrıca petrol ve doğal gaz sanayi, bankalar ve medya çerçevesinde ortaya çıkan finansal oligarşiden oluşan gücün 4 erkanında ıslahat gerçekleştirmesi gerektiğinin farkındadır. Şimdiye kadar Rusya ordusu ve federal güvenlik kurumunda bazı reformlar gerçekleşmişse de bu ıslahatın iktidar parti ve ülkede mali oligarşi şeklinde kendini gösteren güç halkasına ulaşması bekleniyor.
Bu arada Rusya’da yaşanan siyasi gelişmeler özellikle anayasadaki reformlar, Putin’in 2036 yılına kadar iktidarda kalabilmesinde dikkat çeken bir diğer önemli olay, batı blokunun bu gelişmelerden hoşnutsuzluğu ve yapılan son referandumu sabote etmeye çalışmasıdır.
Amerika’dan Avrupa’ya kadar tüm batılılar Putin iktidarının uzatılmasına karşı olumsuz tepkilerinde referandum sonuçlarını sorgulamaya çalıştılar. Bu bağlamda Avrupa Birliği ve Amerika Rusya’ya suçlamalarda bulunarak seçmenlerin yüksek katılım göstermediklerini müdahaleci bir yaklaşımla referandumdaki muhtemel manipülasyonların incelenmesi gerektiğini ileri sürdüler.
Avrupa Birliği Komisyonu sözcüsü Piter Stano bu bağlamda şu iddiada bulundu:
Oylama sırasında yaşanan ihlallerle ilgili bazı iddialar ileri sürülmüştür, bu cümleden halkı oy kullanmaya zorlamak, kişilerin tekrar oy kullanması, oyların gizli kalma hakkının ihlal edilmesi ve seçimleri izleyen muhabirlere polisin şiddetine değinilebilir.
Piter Stano şöyle devam ediyor:
Bu bağlamda gereken araştırmaların yapılmasını bekliyoruz; zira bunlar çok ciddi iddialardır. Rusya’dan anayasada her türlü reformlardan önce uluslararası sorumluluklarına bağlı kalmasını bekliyoruz.
Amerika dışişleri bakanlığı da müdahaleci bir girişimde böyle bir referandumun gerçekleşme tarzında sorun olduğunu zira halkı katılmaya zorlayan raporlar aldıklarını iddia etti.
Batılıların bu tepkileri onların çelişkili bir tutumda Rusya’yı defalarca Avrupa ve Amerika seçimlerine müdahale ile suçladıkları halde gündeme geliyor zira kendileri bizzat aynı şeyi yapıyorlar
Şimdi Rusya’da Putin iktidarı ve gücünün tespit edilmesi ile birlikte Rusya’nın dış siyasetinde daha hızlı hareket etmesi bekleniyor. Bu da Moskova’nın Amerika’nın girişimleri ve siyasetlerine mukabeleye ilaveten çeşitli alanlarda bu ülkenin, batı Asya ve doğu Avrupa gibi çeşitli bölgelerde askeri ve güvenlik rakibi olması ve en azından stratejik caydırıcılık alanında da Washington ile nükleer seviyeyi koruması bekleniyor.
Ayrıca ister Trump iktidarda kalsın ister Demokrat rakibi Joe Biden başkan seçilsin, Amerika’nın Rusya ile husumet süreci ve özellikle yaptırım alanında Rusya’ya baskılarının devam etmesi de bekleniyor.
Bu arada Washington, Rusya’nın Avrupa ile enerji alanında ilişkilerinin kesilmesi veya en azından azalmasına vurgu yaparken bu mesele iki taraf arasındaki ihtilafları da arttırıyor. Fakat Avrupa 2014 yılında Ukrayna krizi nedeni ile Amerika’nın Rusya yaptırımlarına eşlik etmesine rağmen şimdi Amerika’nın tüm baskılarına rağmen Rusya ile doğal gaz ilişkilerini korumaya çalışıyor. Bu çabaların liderliğini ise Almanya, Avrupa Birliği’nin en büyük ve en önemli ülkesi olarak üstlenmiştir.
Rusya’nın 2014’ten itibaren dış siyaset ve ekonomi yaklaşımında doğuya doğru dönüşü çerçevesinde gerçekleştirdiği değişimler nedeni ile başta Çin, Japonya ve Hindistan ile enerji, ticari ve ekonomi alanlarında ilişkilerini geliştirmesi bekleniyor; aynı zamanda başta batı Asya, kuzey Afrika ve de Latin Amerika’da kendi çıkarlarını koruma ve genişletme ve de ortaklarına destek sağlamak için daha aktif varlık göstermesi bekleniyor.
Asında Putin’in başlıca hedefi Rusya’yı tekrar bir küresel güç yapmaktır. Bu bağlamda Rusya’nın askeri gücü ve dünyanın anahtar bölgelerinde askeri varlığını arttırmak Moskova’nın en önemli önceliği sayılıyor.