Eylül 01, 2019 05:23 Europe/Istanbul
  • Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları'ndan Bercam’a Destek

Avrupa Birliği ve 4+1’in parçası olan Avrupa Troykası Bercam Nükleer Anlaşmanın korunmasının zaruretine ayrıca Amerika'nın Fars Körfezi bölgesindeki gerilim yaşatma girişimlerinden dolayı bu jeostratejik su havzasının istikrarı ve güvenliğine vurgu yaptılar.

Bu doğrultuda Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının iki günlük oturumunun sonuç bildirisinde tüm üyeler İran ile yapılan nükleer anlaşmanın korunmasına ve Fars Körfezi'nde gemicilik alanındaki güvenliğin arttırılmasına vurgu yaptılar. Oturum Perşembe ve Cuma günün Finlandiya’nın başkenti Helsinki'de düzenlendi. 
Avrupa Birliği dış siyaset yüksek temsilcisi Federica Mogherini Helsinki oturumunun ardından yaptığı açıklamada, "Avrupa, Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı korumaya yönelik çabalarına devam etmesinin yanı sıra anlaşmanın korunması için Bercam ötesi her türlü gelişmeyi de memnuniyetle karşılayacaktır." Dedi.
Diğer Avrupalı makamlar özellikle de Almanya, Fransa ve Britanya'dan oluşan Avrupa Troykası dışişleri bakanları da defalarca Bercam Nükleer Anlaşmasının korunmasına vurgu yapmışlardır. Dışişleri bakanları Cuma günü Helsinki'de üçlü bir oturumda İran ile yapılan nükleer anlaşmanın koruma yollarını istişare ettiler. 
Almanya dışişleri bakanı Heiko Maas  bu oturumun ardından Brüksel'in İran ile yapılan nükleer anlaşmayı korumak için çabalarına devam ettiğini söyledi. Britanya dışişleri bakanı Dominic Raab ise Avrupalı ükelerin iş birliği yaparak İran'ı bu nükleer anlaşmada kalmaya teşvik etmek istediklerini duyurdu. 
Üst düzey Avrupalı makamların Bercam Nükleer Anlaşmasının korunması ile ilgili açıklamaları ve tutumlarına rağmen önemli mesele bu alanda pratik adımların atılmasıdır. Bu adımlar şimdiye dek farklı nedenlerden dolayı atılamamıştır. 
Bu mesele ise İran'ın tepkilerine yol açmıştır. Bu çerçevede Tahran şimdiye kadar iki aşamada nükleer anlaşmadaki taahhütlerini azaltmıştır. 
Nükleer anlaşmanın korunması için Özel Mali Sistem-INSTEX'i kurmak gibi girişimlerde bulunduklarını iddia eden Avrupalılar ise kendilerinin itiraf ettikleri gibi Amerika'nın Mayıs 2018'de Nükleer Anlaşmayı terk etmesinin ardından İran'a yönelik tek taraflı yaptırımlarına etki yapamadıklarını biliyorlar. 
Mogherini ise Cuma günü INSTEX özel mali sisteminin kesin olarak hayata geçmediğini, bu sistemin tam olarak hayata geçirilmesi için uzun bir süreye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kuşkusuz bu mesele Avrupa Birliği ve Avrupa Troykasının nükleer anlaşma çerçevesinde İran'a verdiği sözler ve taahhütlere ters düşmektedir. Bu yüzden Avrupalı taraflar da İran'ın çıkarlarını sağlamadan nükleer anlaşmada kalmasını beklemesi anlamsızdır.
 İran İslam Cumhuriyeti de Avrupalıların pasifliğinin devam etmesi halinde 6 Eylül'den itibaren nükleer anlaşma çerçevesinde taahhütlerini azaltmaya yönelik üçüncü adımını da atacağı konusunda uyarıda bulundu. 
Avrupa Birliği ülkeleri dışişleri bakanlarının vurguladığı bir başka husus da Fars Körfezi bölgesinde istikrarın ve güvenliğin korunması idi. 
Avrupa Birliği dış siyaset temsilcisi Mogherini bu hususta şöyle dedi: "Avrupa Birliğinin bu husustaki temel ve önemli mesajı gerilimlerin azaltılması ve gerginliklerden uzak durulması, ayrıca diyaloglar için kanalların açık tutulmasıdır.” 
Görünen o ki Avrupalılar Amerika'nın girişimleri ve siyasetlerinin Fars Körfezi bölgesinde gerilimleri tırmandırdığını unutmuşlardır. 
Amerika Mayıs 2018'de tek taraflı olarak Nükleer Anlaşmadan çekilerek İran'a maksimum baskı siyasetini izlemeye başlamıştır. Bu yaptırımların önemli bir parçası da İran'ın petrol ihracatının sıfırlanmak istenmesidir. Washington'un İran'a yönelik geçmişte eşi benzeri görülmemiş baskıları ve ekonomik yaptırımları, iki ülke arasında ciddi sorunlara neden olmuştur. Son aylarda Fars Körfezi ve Hürmüz Boğazında yaşanan gelişmeler de bu çerçevede değerlendirilebilir. 
Buna ilaveten Amerika bölgede askeri varlığını ciddi derecede arttırıp uluslararası deniz koalisyonu oluşturarak şimdiye kadar üç ülkenin katılımı ile bir birlik oluştururken sözde Fars Körfezi bölgesinde gemiciliğinin güvenliğini temin etmeye kalkışmıştır. Tabii Avrupa ülkeleri arasından Britanya hariç hiçbir ülke bu koalisyona katılmadı. Bu mesele ise Washington'un Avrupalı ortaklarına karşı kırılmasına neden olmuştur./

Etiketler