Trump'ın İran'a karşı azami baskı politikasının sürdürülmesi yönündeki asılsız iddiası ve vurgusu
(last modified Fri, 21 Feb 2025 16:14:47 GMT )
Şubat 21, 2025 18:14 Europe/Istanbul
  • Trump'ın İran'a karşı azami baskı politikasının sürdürülmesi yönündeki asılsız iddiası ve vurgusu

ABD Başkanı Donald Trump, İran İslam Cumhuriyeti'ne yönelik azami baskı politikasına bir kez daha değinerek, bunun barışı sağlamayı amaçladığını ve Washington'un Tahran ve diğer ülkelerin nükleer silah elde etmesine izin vermeyeceğini ileri sürdü.

Trump, 19 Şubat Çarşamba günü Florida eyaletinin Miami kentinde düzenlenen Geleceğe Yatırım Girişimleri Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, batı Asya’da istikrar ve barış olması gerektiğini ve bu nedenle barışı tesis etmek için İran'a azami baskı yapma politikasını yeniden başlatmış ve "Husiler" dediği Yemen Ensarullah’ı terör örgütleri listesine aldığını belirtti. Trump, "Barışı sağlamak amacıyla İran'a karşı azami baskı politikasını yeniden uyguladık. İran dahil hiçbir ülkenin nükleer silaha sahip olmasına izin veremeyiz." dedi. 
Donald Trump 4 Şubat 2025'te İran'a karşı azami baskı politikasını sürdürmeye yönelik bir yürütme muhtırası imzalayarak, İran Cumhurbaşkanı ile görüşmeye hazır olduğunu iddia etti. Trump ayrıca "İran petrolünü diğer ülkelere satmayı durdurma hakkımız var" vurgusunu da yaptı. İlk başkanlık döneminde İran İslam Cumhuriyeti'ne karşı azami baskı politikası uygulayan Trump, ikinci yönetiminde İran'a karşı yürütme muhtırasını imzaladıktan ve bu başarısız politikayı sürdürdükten sonra, bu seçeneği yani azami baskıyı kullanmaya gerek kalmayacağını umduğunu bir kez daha iddia ederek, “İran ile bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı göreceğiz.” Diye konuştu. Trump ayrıca "İran'ın nükleer silaha sahip olmaması gerekiyor. İran'a karşı çok sert olmak istemiyoruz." dedi.

ABD, yıllardır hiçbir kanıt ve belgeye dayanmadan İran'ı askeri nükleer programa sahip olmakla suçluyor ve bunu İran'a karşı kapsamlı siyasi ve yaptırım önlemleri almak için bir bahane olarak kullanıyor. Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump, ilk başkanlık döneminde ve Demokrat eski Başkan Joe Biden da ikinci başkanlık döneminde, İran’ın barışçıl nükleer programda askeri hedeflerin bulunduğunu defalarca ileri sürmüş ve İran'ın nükleer silah edinmesinin engellenmesi gerektiğini vurgulamıştı. Şimdi Trump, ikinci başkanlık döneminin başında, bir kez daha bu asılsız iddiayı ortaya atmış ve bu bahaneyi kullanarak İran'a karşı azami baskı politikasını uygulamaya koymuştur. 
Donald Trump, başkanlık görevinin ilk döneminde, Siyonist rejim İsrail'in onayını almak ve İran karşıtı hedeflerine ulaşmak amacıyla 2018 yılında Kapsamlı Ortak Eylem Planı BERCAM nükleer anlaşmasından çekilmişti. BERCAM nükleer anlaşmayı Washington için olabilecek en kötü anlaşma olarak değerlendiren Trump nihayet 8 Mayıs 2018'de ABD'nin nükleer anlaşmadan çekileceğini açıklayarak, yaygın küresel muhalefete rağmen, bütün dünyanın siyaset alanında en büyük başarı olarak söz ettiği BERCAM ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararı kapsamındaki taahhütlerinden vazgeçti. Trump yönetimi, İran'ı yasadışı taleplerini kabul etmeye zorlamak için Tahran'a karşı azami baskı kampanyasının bir parçası olarak benzeri görülmemiş yaptırımlar uyguladı ve BERCAM’ı korumaya yönelik her türlü plana karşı çıktı.
Trump yönetimi ardından kendi taleplerini kabul etmeye zorlamak için anlaşma kapsamında kaldırılan uzun bir ekonomik yaptırım listesini İran'a karşı yeniden uygulamaya koydu. Beyaz Saray, Tahran'ı yeni müzakerelere çekmek için İran'a yaklaşık 1.500 yeni yaptırım uygulamaya devam etti. Amacı ise, İran'ı ABD'nin koyduğu 12 şarta uymaya zorlamaktı. Bu şartlar arasında İran'ın barışçıl nükleer programının durdurulması ve İran'ın füze kabiliyetleri ile bölgesel politikalarına ağır kısıtlamalar getirilmesi de vardı. Trump yönetimi, yaptırımlar yoluyla İran'a karşı adeta ekonomik ve tıbbi terörizm uyguladı.
Batılıların, özellikle ABD ve Siyonist rejimin, İran'ın nükleer silah edinmeye çalıştığı yönündeki tekrarlanan iddialarına rağmen, ABD'nin başlıca istihbarat kuruluşu, İran'ın nükleer silah edinmeye çalışmadığını kabul etti. Temmuz 2023'te Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Ofisi'nden gelen iki sayfalık gizli olmayan bir raporda, İran'ın şu anda test edilebilir bir nükleer bomba üretmek için gerekli olan temel nükleer silah geliştirme faaliyetlerini yürütmediği belirtiliyordu. Raporda şu ifadeler yer aldı: “Fakat Tahran araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürüyor.” Daha önce, Aralık 2022'de ABD Ulusal İstihbarat Direktörü “April Hines”, İran'ın nükleer silah üretme kararı aldığına dair hiçbir bilgi olmadığını kabul etti. 
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü Rafael Grossi de 21 Ocak 2025'te Davos toplantısı aralarında verdiği bir mülakatta, Siyonist rejimin İran'ın nükleer programında askeri amaçlar bulunduğu iddiası göz önüne alındığında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın da buna inanıp inanmadığı yönündeki soruya, "Hayır, İran'ın nükleer silah ürettiğine dair hiçbir kanıtımız yok" yanıtını vermişti.
İranlı yetkililer ve çeşitli düzeydeki diplomatları her zaman İslam Devrim Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei’nin önemli fetvasına dayanarak İran nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu ve nükleer silah üretme peşinde olmadığını defalarca vurgulayarak belirtmiştir. 
Nitekim dışişleri bakanı Seyyid Abbas Irakçi bu bağlamdaki açıklamalarının birinde “İran’ın küresel kitle imha silahlarının yayılmasını önleme rejimine olan uzun süredir devam eden taahhüdü herkesçe aşikardır. İran, 1968 yılında NPT anlaşmasını kurucu üyelerden biri olarak imzalamıştır.” Dedi. Irakçi X sosyal sayfasında şunları belirtti: “İran, 1968 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) kurucu üyelerden biri olarak imzalamıştır.  İran lideri, bir fetva yayımlayarak tüm kitle imha silahlarını haram ilan etmiştir... İran, 2015 yılında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın tarihindeki en kapsamlı denetim rejimini içeren Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı imzalamış ve açıkça belirtmiştir. İran bir kez daha vurgular ki hiçbir zaman ve hiçbir koşulda nükleer silah elde etme, üretme veya bunlara sahip olma peşinde olmayacaktır.”
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Hukuk ve Uluslararası İşler Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi de yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer programı barışçıldır ve bu programın niteliğinde herhangi bir değişiklik olmamıştır.” Dedi. Garibabadi, X sitesindeki kişisel sayfasında şunları yazdı: NPT kapsamında zenginleştirme düzeyi ve oranı konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur ve nükleer silah sahibi olmayan devletlerin tek taahhüdü nükleer silah üretimine yönelmemektir.
Trump yönetiminin suçlamaları İran İslam Cumhuriyeti'nin nükleer silah üretme planının olmadığını, hatta buna doğru bile ilerlemediğini defalarca belirttiği sırada yapıldı. Batı'nın Tahran'ın nükleer silah edinme çabalarına ilişkin asılsız suçlamalarının aksine, İran, elektrik üretimi, tıp, tarım ve diğer alanlar da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda barışçıl nükleer teknolojiyi kapsamlı bir şekilde kullanabilmiştir. Özellikle İran'ın öngörülen elektrik ihtiyacı göz önüne alındığında nükleer santrallerden elektrik üretimi düşünülüyor./