Temmuz 10, 2021 05:56 Europe/Istanbul
  • Suriye Krizinin Uluslararası Yanı Astana Süreci

Suriye krizi konulu Astana süreci müzakerelerinin 16'ıncı turu Rusya, İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye, Suriye hükümeti ve muhalefet temsilcilerine ilaveten BM, Ürdün, Lübnan ve Irak temsilcilerinin de gözlemci olarak katılımı ile Kazakistan'ın başkenti Nursultan şehrinde 7 Temmuz başlayarak Cuma günü sona erdi.

11'inci yılı sona ermekte olan Suriye krizinin en önemli göstergelerinden biri, uluslararası yanıdır.  Suriye krizi hem sahada hem siyasi alanda bölgesel ve bölge ötesi aktörleri kendine çekmiştir. 
Sahada terörist gruplar bir yandan 80 ülkeden farklı üyeleri varken diğer yandan Suudi Arabistan, BAE, Siyonist Rejim İsrail, Türkiye ve kimi Avrupalı ülkelerinin desteğinden yararlanıyorlar. Suriye hükümeti de Rusya, İran İslam Cumhuriyeti ve de Direniş grupları özellikle de Hizbullah Hareketinin desteklerinden ve istişarelerinden yararlanmıştır. 
Sahada bu kadar bölgesel ve bölge ötesi aktörlerin katılımı Suriye krizinin ne denli bölgesel ve küresel bir sorun haline geldiğini gösteriyor.  Krizin küreselleşmesi aslında bu hususun önemini kat kat arttırmaktadır.  Bu bağlamda Kanadalı siyaset uzmanı Micheal Bercher  "Dünya Siyasetinde Kriz" isimli kitabında  yabancı aktörlerin özellikle de büyük güçlerin  bir krize müdahalede bulundukları zaman, krizi azaltma ve çözme ihtimalinin azalacağını belirtiyor. Bu yüzdendir ki Suriye'nin sahadaki krizi 11'inci yılına uzanmıştır. 
Siyasi boyutta da  Suriye krizinde birçok yabancı aktör rol almıştır. Bu krizin başlarında  Suriye ekseni etrafında düzenlenen Cenevre müzakerelerine Amerika, Avrupa ülkeleri, BM ve Rusya temsilcileri katıldı. Fakat Cenevre müzakerelerinin sonuçsuz kalması ve yenilgiye uğraması ile  Rusya inisiyatifi ile  Suriye krizi hususunda  Astana süreci başlatıldı. İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye, Suriye muhalefet kanatları ve  Suriye hükümetinin temsilcilerinin katılımı ile Rusya öncülüğünde bu süreç başlatıldı. 
 Astana sürecinin ilk oturumu,  Ocak 2017'de İran, Rusya ve Türkiye olmak üzere üç garantör ülkenin katılımı ile düzenlendi.  Bu müzakerelerin 16'ıncı turu ise  geçen günlerde 7 Temmuz'da adı Nursultan olarak değişen Astana'nın başkentinde başlayarak  Cuma günü sona erdi.  Söz konusu barış müzakereleri Suriye krizinin küresel boyutlar kazandığının en belirgin işaretlerindendir. 
Aslında Suriye krizinin küreselleşmesi saha ve siyaset arenasında farklı amaçlar uğrunadır.   Suriye krizinin sahada küresel bir hal almasından güdülen amaç, Suriye hükümetinin devrilmesi idi. Ancak siyaset arenasında bu krizin küreselleşmesi,  Suriye toprak bütünlüğünün ve hükümet yapısının korunması ve krizin gerçekten son bulması hedefi uğrunadır. 
Halihazırda Suriye krizinin sahadaki durumu önemli seviyede sakinleşmiş ve neredeyse ülkenin toprak bütünlüğü korunmuştur. Bu da terör örgütlerinin büyük yenilgiler alması ile mümkün olmuştur. Ancak siyasi boyutta hala ciddi ihtilaflar söz konusudur. Astana barış sürecinin amacı ise bu ihtilafların sonlandırılmasıdır. 
Cenevre'de Suriye anayasa komitesinin faaliyetlerinin devam etmesi, yapılan uluslararası yardımlar ve tutukluların ve esirlerin takası son iki günde Astana barış oturumunda ele alınan konular olmuştur. Gerçekte Astana müzakereleri  hem siyasi hem de insani boyuta sahiptir. 
Buna rağmen  Astana barış müzakereleri de yabancı aktörlerin   müdahalesi ve muhalefetin sert yaklaşım engeli ile karşı karşıyadır.   Şimdi de en önemli mesele yeni anayasanın hazırlanması ve gelecek siyasi yapının belirlenmesidir. Bu yüzden Astana sürecinin 16'ıncı oturumunun düzenlenmesine rağmen hala ciddi siyasi ihtilafların var olduğu söylenebilir./

Etiketler