Mart 18, 2022 19:50 Europe/Istanbul
  • İngiltere başbakanının Suudi Arabistan'a yaptığı sonuçsuz ziyareti

İngiltere Başbakanı Boris Jonson, BAE ve Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülkeyi petrol üretimini artırmaya ikna etmeye çalıştı ancak sonunda Londra'ya eli boş geri döndü.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede Johnson, Suudi Arabistan'dan petrol üretiminde artış çağrısında bulundu, ancak  başarısız oldu. Boris Johnson, Riyad'da, petrol fiyatlarını dengelemek, enflasyonla mücadele etmek, tüketicilere yardım etmek ve benzin istasyonlarındaki alıcılara yardım etmek için iyi anlaşmalara varıldığını söyledi, ancak Suudi Veliaht Prensi'nin petrol üretimini artırma sözü verip vermediği sorulduğunda, "hayır, bunu Suudi hükümetine sorun" Cevabını verdi.

Rusya'nın Ukrayna'ya askeri operasyonlarının başlamasının ardından Batı bloku ülkeleri Rusya'ya yaptırım uygulamak için geniş çaplı bir kampanya başlattı. Bu yaptırımların ekonomik, ticari, siyasi, medya, spor boyutları olduğu gibi Rus yetkilileri ve oligarkları bile etkilemiştir. Ancak, Avrupa ve ABD arasında enerji yaptırımları konusunda anlaşmazlık var. 9 Mart'ta ABD Başkanı Joe Biden, Rusya'dan ABD'ye petrol, gaz ve ürünlerinin ithalatının yasaklanması talimatını verdi. Washington yetkilileri, ABD'de artan enerji fiyatlarının Rusya'nın sözde iddialı planları için ödenmesi gereken bir bedel olduğunu söylüyor. Ancak ABD'nin bu hamlesi Brüksel'den olumsuz tepkisiyle karşılaştı. AB dış politika sorumlusu Josep Borrell, Joe Biden'ın Rus petrol ve doğalgazına yönelik yaptırım kararına tepki olarak, Avrupa'nın aynı şeyi yapmayacağını söyledi. İngiltere  dış ve enerji politikasına bağımsız karar veren Avrupa Birliği'nden ayrılmasının ardından, Washington ile birlikte 2022 yılı sonuna kadar Rusya'dan petrol ve petrol ürünleri ithalatını sonlandıracağını açıkladı. Ancak Rusya'nın enerji ambargosu Washington ve Londra için maliyeti yüksektir. Daily Mirror, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin İngiliz halkını perişan ettiğine, bir litre benzinin fiyatının 165 peni'nin üzerine çıktığına ve daha önce geçinmek için mücadele eden insanların artık artan bir baskı altında olduğuna dikkat çekiyor. Batı'ya yönelik yeni Rusya karşıtı yaptırımlar, başta Avrupa ve ABD olmak üzere bu ülkelerin ekonomileri ve enerji sektörleri için ciddi sonuçları olacak iki ucu keskin bir kılıçtır.

ABD ve İngiltere, Rusya yaptırımlı petrol ihracatının oluşturduğu boşluğu doldurmak için Batılı müttefiklerini üretimi artırmaya ikna etmek için ortak bir çabaya başladılar. Bu bağlamda, Biden hükümeti açıkça Riyad'dan petrol üretimini artırmasını istedi. ABD'nin Afganistan ve Ukrayna'yı boşaltma hamlesini gördükten sonra Washington'a artık güvenmeyen Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Moskova ile petrol üretiminde yalnızca 400.000 varil artış sağlayan OPEC Plus anlaşmasını ihlal etmeyi reddediyor. Bu nedenle İngiltere Başbakanı'nın bu iki ülkeyi ziyaretine rağmen Londra'ya eli boş dönmek zorunda kaldı. İngiliz İşçi Partisi lideri Kair Starmer şöyle diyor:" İngiliz Başbakanı elinde  boş varille , petrol almak için bir diktatörden diğer diktatöre gidiyor.

Bir diğer nokta da Jonson'un Riyad ziyaretinin, Suudi rejiminin bir günde 81 kişiyi infaz etme suçunun ardından gerçekleşmiş olması, Londra'nın Suudi rejiminin bariz insan hakları ihlallerini hiçe saydığının bir göstergesi şeklinde yorumlanır.Bu nedenle Johnson'ın BAE ve Suudi Arabistan ziyareti, insan hakları grupları ve hükümet karşıtı politikacılardan sert eleştiriler aldı. İslami İnsan Hakları Komisyonu başkanı Mesut Şacere, "İngiltere, Yemen'i işgal eden ve şu anda Rusya'ya Ukrayna'yı işgal ettiği için yaptırımlar uygulayan Suudi rejimini ve koalisyonu destekledi. Suudi Arabistan'a  ziyaret, Suud rejimi unsurlarının işgali ve insan hakları ihlallerini desteklemek anlamına gelir." dedi. Oysa İngiltere ABD ile birlikte  Batı'ya karşı çıkan ülkelerdeki insan hakları durumunu her zaman eleştirmiştir.

Etiketler