Hüseyn-i Erbain yürüyüşünün dini ve kültürel kapasiteleri
Hüseyin-i Erbain yürüyüşü, her şeyden çok, bu törenin kültürel kapasitesi ve mezhep unsurunun halklar ve Müslüman hükümetlerin yakınlaşması için sahip olduğu kapasiteyi gösteriyor.
Erbain yürüyüşünün tarihi son yıllarla ilgili değildir, Erbain günlerinde Kerbela'ya doğru yürüyüş, Ehl-i Beyt -as- zamanından beri Şii Müslümanlar tarafında yapılıyormuş. Bu yürüyüş hatta Emeviler ve Abbasilerin zorba hükümetlerinin en yoğun baskı döneminde bile yapılırdı. Günümüzde ise Erbain yürüyüşü küresel bir olay ve dünyada eşsiz bir toplantı haline dönüşmüştür.
Huffington Post gazetesi bu muhteşem ve muazzam olay hakkında şöyle yazdı: Yemek dağıtan fakirler, kilometrelerce yürüyen sakatlar, tüm yıl boyunca birikim yaparak Ebu Abdullah ziyaretçiler arasında genelde yoksul ve sıradan halk tarafından dağıtılan yaklaşık 700 milyon yemek öğünü…
Bunlara ilaveten tevazü, alçak gönüllülük, cömertlik, özveri ve fedakarlık, sevgi, izzet vb. özellikler, Erbain günlerinde Irak halkı, ziyaretçiler ve mukebciler arasında en ok görünen insani bağlardır.
Erbain yürüyüşünün önemli kapasitelerinden biri de "çeşitlilik sırasında birlik" göstermektir. Hüseyin-i Erbain farklı dinlere, dillere, renklere ve ırklara sahip farklı kültürlerden çok sayıda insanı manyetik misali kendine çekiyor. İmam Hüseyin'in-as- yoluna ve hareketine inanan Müslümanlar, Erbain yürüyüşüne katılarak dünya ile diyaloğa girerler zira Erbain, ekseni adaleti aramak ve barış ve huzurun tesisi için şehit olan İmam Hüseyin’in -as- mesajı olan bir diyalog mekanına dönüşmüştür. Bu buluşmada farklı dillere ve eğilimlere sahip insanlar birbirlerini hiç tanımasa da birlikte yürürler. Erbain açıkça Şii Müslümanların töreni olmasına rağmen, Sünniler ve hatta Hıristiyanlar, Yezidiler, Zerdüştler vb. de bu törenlere katılıyorlar.
Hüseyin-i Erbain ziyaretçilerin büyük bölümünü ıraklılar oluştursa da, Irak makamları bu büyük törende 80 ülkeden ziyaretçilerin varlığını doğruladı. İnsanlar - renk ve ırkları ne olursa olsun - Hüseyin bin Ali'yi -as- evrensel, sınırsız ve din ötesi bir özgürlük ve fedakarlık sembolü olarak görmektedir. Dolayısıyla Erbain, kimliğin sınırlarını geride bırakmış, din, mezhep ve ırk ötesi bir törendir ve ziyaretçilerin fikri ve ruhsal gelişimine ve olgunlaşmasına neden olan, homojen bir çerçevede, bir dizi dini ve kültürel ortaklığı ön plana çıkarmıştır. Bu nedenle, milyonlarca Erbain ziyaretçisinin bir araya gelmesini, İslam ümmetinin bir sembolü olarak düşünmek gerekir.
Gerçek şu ki Erbain yürüyüşünün mahiyeti ve özü farklıdır. Erbain yürüyüşü inkılapçı bir hareket değil fakat özünde hareket var. Bu hareketin doğası, İslam dini ve Hüseyin-i Aşura'nın canlılığı ve özellikle İran'ın Müslüman halkı olmak üzere Şiilerde maneviyat ve dindarlık unsurunun canlılığıdır.
Allah Teala hakkı arayanlar ve hakka yönelenlere verdiği haklı vaatlere göre, kendi yardım ve zaferini mucize şeklinde veya farklı bir tarzda hak ehline verileceğini belirtiyor. Erbain ise, hem ibadet ve ziyaret ve hem de merasim açısından bu mucizevi ilahi yardımlardan biri olarak kabul edilebilir. Zira istikbar ve küfür cephesinin hak cephesi ve hakkı arayanlara yönelik saldırılarının şiddet ve yoğunluğu açısından çok nadir bir dönemde, tekrar doğdu ve Müslümanları düşmanların korkunç tayfunlarına karşı birbirine yaklaştırdı, öyle ki gönül birliği ve özdeşleşmeye ulaşırlar ve yaşanmış bir tecrübeden kaynaklı vahdet ve bilinçli birliği tecrübe ediyorlar./