Eylül 06, 2022 08:10 Europe/Istanbul
  • Amerika’nın taarruz silahlarının Arabistan ve BAE'ne ihracatına devam edilmesi

Amerikan gazetesi Wall Street Journal bir haberde, Amerikan ekonomik krizinin ve Çin ile olan ticaret rekabetinin yaşandığı bir ortamda, Amerika’nın Başkanı Joe Biden'ın silah satışlarını hızlandırmaya ve Suudi Arabistan ve BAE'ye silah ihracatı yasağının kaldırılmaya karar verdiğini duyurdu. Bu gelişmeler, Suudi koalisyonunun Yemen'e karşı işlediği birçok savaş suçuyla ilgili raporları yayınlanıyor.

Avrupa ülkelerine ve Tayvan'a silah satış vaadine ek olarak Biden yönetimi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne "saldırgan" Amerikan silahlarının satışına yönelik ambargoyu kaldırdı. Daha önce ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı'nın Suudi Arabistan ve BAE'ye silah satmayı kabul ettiğini açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı, Temmuz 2022'nin başlarında, Patriot füze sistemi ve ilgili ekipmanın Suudi Arabistan'a 3,05 milyar dolar değerinde ve THAAD füze savunma sisteminin Birleşik Arap Emirlikleri'ne 2,25 milyar dolar değerinde satışını kabul ettiğini duyurdu. ABD askeri silahlarının Suudi Arabistan ve BAE'ye satışının onaylanması, Joe Biden'ın yakın zamanda ABD başkanı olarak Suudi Arabistan'ı ilk kez ziyaret etmesinin ardından geldi.
Görünen o ki, hali hazırda yüksek enflasyon ve benzeri görülmemiş bir durgunlukla karşı karşıya olan Amerikan ekonomisinin olumsuz durumu, Amerikan hükümetini endişelendirmiş, bu yüzden  Beyaz Saray'ı dünyadaki müttefiklerine ve ortaklarına, silah satışlarını artırmaya teşvik etmesine sebep olmuştur. Fakat bu eylemler Biden'ın önceki sözlerine aykırıdır. 
2020 başkanlık seçim kampanyası sırasında Joe Biden, Suudi Arabistan'ı tecride sürüklenen bir ülke olarak nitelendirdi ve Suudi hükümetini insan hakları ihlallerinden sorumlu tutacağına söz verdi, ancak bu konuda etkili her hangi bir adım atmadı. 
Joe Biden’ın Ocak 2021’de göreve başlaması ve onunla birlikte hükümetinin üst düzeyli yetkilileri, örneğin dışişleri bakanı Anthony Blinken’in Washington ve Riyad ilişkilerini gözden geçirileceğine dair açıklamaları ardından bu konuda temelden bazı değişikliklerin yapılacağı bekleniyordu. Fakat Suudi rejime silah satışının geçici olarak askıya alınacağına dair verilen tüm vaatlere rağmen, hali hazırda Amerika’nın, Batı Asya ve Fars Körfezi’nde başlıca müttefiki olarak Suudi rejime karşı genel siyasetlerinin hala çok boyutlu savunma ve destek ekseninde olduğu görülüyor. Bu nedenle, iki ülke arasındaki askeri yardım ve işbirliği süreci devam ediyor.
Arap dünyası siyasi meseleler uzmanı Taha El-Ani’ye göre “Joe Biden hükümeti Suudi Arabistan'a karşı Trump hükümetinden farklı bir politika izlese de… Washington ile Riyad arasındaki askeri tatbikatlar durmadı.”
Şubat 2021'de Joe Biden, ABD'nin Suudi Arabistan'ın Yemen'deki saldırısını ve ilgili silah tedarikini desteklemeyi bırakacağını duyurdu. Gerçi Washington, Suudi koalisyonunun Yemen'deki acımasız savaşının devam etmesi nedeniyle Suudi Arabistan'a silah göndermeyi geçici olarak durdurdu, fakat bu sözde kısıtlama sadece “saldırı” silahları için uygulandı. Bu nedenle, Ekim 2021'de Biden hükümeti, Suudi Arabistan'a 650 milyon dolarlık havadan havaya füze ve ilgili ekipman satmayı kabul etti. 
ABD'nin Suudilere karşı sert tutumundan sessiz sedasız geri çekilmesi, Biden’in suudilere silah satışını askıya alma kararını duyurduğunda, “Amerika’nın asla kendi ilkelerinden, petrol almak ve silah satmak için gözardı etmeyeceğini” söylediği bir ortama gerçekleşiyor.
Görünüşe göre Biden yönetiminin Washington-Riyad ilişkilerini gözden geçirme ve Suudi rejimine karşı daha katı tedbirler konusundaki ilk iddiasına rağmen, Ancak Amerika'nın Batı Asya bölgesindeki uzun vadeli ve jeopolitik çıkarları, Washington'u Riyad'a karşı tutumunu kademeli olarak değiştirmeye zorladı. Ayrıca Biden'ın Suudi Arabistan'a yaklaşımı Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından yumuşadı ve hatta Suudi Arabistan'a yaptığı son ziyarette Suudi Veliaht Muhammed bin Salman ile görüştü. 
Bunun sebebi ise, Amerika ve batılı ortakları Suudi Arabistan’ın dünya piyasasına daha fazla petrol sunmasını, böylece Rusya’nın yokluğundaki boşluğu doldurmaya çalışmalarıdır. Fakat bir çok uzmana göre bu ziyaret, Riyad’ın petrol piyasasında birlikte hareket etme sonucunu beraberinde getirmedi ve Amerika içinde bile getirisi olmayan bir ziyaret olarak eleştirilere maruz kaldı./
 

Etiketler