Mogherini’den Bercam Nükleer Anlaşmasına Destek Bildirgesi
(last modified Fri, 21 Jun 2019 03:57:41 GMT )
Haziran 21, 2019 06:57 Europe/Istanbul
  • Mogherini
    Mogherini

AB ve Avrupa Troykası, 4+1 Grubu üyeleri olarak her daim İran İslam Cumhuriyeti ile yapılan Nükleer Anlaşmanın korunmasına vurgu yapmışlardır.

AB Dış Siyaset Sorumlusu Federica Mogherini, Çarşamba günü Amerika’ya yaptığı ziyaretin sonunda Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Amerika Başkan Danışmanı Jared Kushner ile görüşmesinin ardından yayımladığı bildiride Bercam Nükleer Anlaşmasını bölgenin istikrarı ve güvenliğinin korunmasındaki ana öğe olarak değerlendirdi.

Mogherini’nin bildirisinde AB’nin İran ile yapılan nükleer anlaşmaya vurgu yaptığı ve bu anlaşmanın uluslararası ve özellikle bölgenin istikrarı ve güvenliğinin korunmasındaki önemine özel yer verilmiştir.

Mogherini ayrıca Fars Körfezi bölgesindeki petrol taşıyan tanker gemilerinin yangını gibi  olayların son zamandaki gerilimin artmasına neden olduğuna değinerek, Arupa Birliğinin Amerika’dan tolerans göstermesini ve diyalog kapılarını açık tutarak gerilimlerin artmasına müsaade etmemesine vurgusunu dile getirdi.

Amerika Başkanı Donald Trump Mayıs 2018’de tek taraflı olarak Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilip ardından iki aşamalı olarak Ağustos ve Kasım 2018’de İran aleyhinde nükleer yaptırımlarını tekrar uygulamaya başladı.

Amerika’nın Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilmesi bu anlaşmaya taraf olan başka ülkelerin eleştirilerine yol açtı. Böylece bu uluslararası anlaşmada geri kalan ülkeler 4+1 grubunda toplanarak bu anlaşmayı devam ettirdiler.

Bercam’ın Avrrupalı tarafları ise özenle İran ile ticaretin sürdürülmesine vurgu yapıp İran ve Avrupa arasındaki özel ticari sistem-İNSTEX’in hayata geçirileceğini vad ettiler.

İran İslam Cumhuriyeti’nin bu uluslararası anlaşmadaki tüm taahhütlerini yerine getirmesine rağmen ancak Avrupalılar verdikleri vaatleri yerine getirmekte ve İran’ın Amerika’nın yaptırımlarından kurtulması için olumlu adımlar atmaktan aciz kaldılar. Bu çerçevede Avrupa tarafından kayda değer bir adım hiç görülmedi.

İran ise Avrupalıların bu umursamaz tavrına tepki olarak 8 Mayıs 2019 Çarşamba günü yayımladığı bildiride Bercam çerçevesindeki nükleer taahhütleirni azalttığını ve bunu da bu anlaşmanın 26 ve 36’ıncı maddelerine dayanarak yaptığını bildirdi.

Tahran yayımladığı bu bildiride Bercam Analaşmasında kalan ülkelere bankacılık ve petrol alanındaki taahhütlerini yerine getirmeleri için 60 günlük bir ültimatom tanıdı.

Şimdi ise bu ültimatomun son 15 gününe yaklaştığımız dönemde Avrupalılar hala gözle görülebilir bir girişimde bulunmayıp İNSTEX’in hayata geçirilmesi alanında da hiçbir olumlu adım atmış değildir. Gerçekte Avrupalılar İran’ın bu anlaşmaya bağlı kalmasını ancak bu anlaşmanın çıkarlarından yararlanmamasını istiyor.

Mogherini ise Avrupa Birliğinin hala Bercam Anlaşmasını korumaya ve İran halkının bu anlaşmadan doğan çıkarlarını sağlamaya odaklandığını belirtiyor. Buna rağmen bu iddia gerçekler ile örtüşmüyor.

İran İslam Cumhuriyeti’nin 60 günlük ültimatom hususunda tamamen ciddi olduğu ortada olduğu bir sırada Avrupalıların bu umursamaz tavırlarının devam etmesi halinde İran artık zenginleştirme kısıtlamaları alanındaki taahhütlerini de bu sürenin dolması halinde bir kenara bırakacaktır.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Lavrov ise Bercam’ın kritik durumu ile ilgili şöyle bir açıklamada bulundu: “Bercam halihazırda yoğun bakımdadır.”

CNN haber kanalının raporuna göre Avrupalılar bu  hususta acil bir girişimde bulunmak istemiyor.

CNN’e konuşan bilgi sahibi iki kaynak İran’ın Bercam maddelerini ihlal etmesi halinde Arvupa Birliğinin İran aleyhinde yaptırım uygulamak istemediğini iddia ettiler.

Sözkonusu kaynaklar Federica Mogherini’nin Amerikan makamları ile görüşmesinde bu konuyu da öne sürdüğünü belirttiler.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu İran’ın nükleer faaliyetleri ile ilgili raporları ise İran İslam Cumhuriyeti’nin tüm taahhütlerini yerine getirdiğini göstermektedir. Tabii bundan sonrasında İran’ın yasal haklarından yararlanıp taahhütlerini azaltması sorumluluğu ise Tahran’ın bu anlaşmada kalmasını isteyen ancak somut bir adım atmayan Avrupalılara  aittir.