BMT İklim Değişikliği Konulu Olağanüstü Oturumu
Yerkürenin ısınması ve iklim değişikliği meselesi üzerinde yaşadığımız dünya için ciddi tehditlerden sayılıyor. Yerkürenin ısınması buzulların erimesine, taşkınların yaşanmasına ve yakın gelecekte büyük iklim değişikliklerine yol açacaktır. Bu mesele ise BMT'nın asıl sorunlarından birine dönüşmüştür.
Bu doğrultuda İklim Değişikliği Olağanüstü Oturumu 23 Eylül Pazartesi günü BMT Genel Sekreteri Antonio Guterres başkanlığında Amerika'nın New York kentinde BM Genel Kurulu toplantısı kulisinde düzenlendi.
Dünyanın yaklaşık 60 ülke lideri bu günübirlik oturuma katıldılar.
Amerika başkanı Donald Trump'ın bu oturuma katılmayacağı belirtilmesine rağmen, ancak Trump program dışında bu oturuma katıldı.
BMT'nın iklim değişikliği ve yerkürenin ısınması konulu oturumu, gelecek yıl İklim Değişkilikleri Toplantısının düzenleneceği planlandığı bir sırada düzenlendi.
Yerkürenin ısınması ve sanayileşmiş ülkelerin ve yeni ortaya çıkan ekonomilerin yanı sıra özellikle de Amerika ve Çin gibi iki büyük küresel ekonominin bu olayın büyümesindeki rolü uluslararası toplum tarafından dikkate alınmıştır.
Bilimadamları da son zamanlarda yerkürenin ısınmasının sonuçları ve emarelerinin şiddetlenmesi hususunda sık sık uyarıda bulunmaktadırlar.
Dünya Meteoroloji Örgütü ise yerkürenin atmosferinde bulunan karbon dioksitin son dört yılda ondan önceki dört yıla göre yüzde 20 oranında arttığını belirtti.
Bu yüzden, bu felaket doğurabilecek olayın göz önünde bulundurulması ile BMT da ülkeler tarafından sera gazlarının salınımını azaltmak için ülkelerin yeni ve daha ciddi planlar yapmaları gerekiğine ve bunları uygulamalarına vurgu yaptı.
Guterres, dünyanın petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan uzaklaşmasını ve 2020 yılından sonra da santrallerden elde edilen enerjiden yararlanmalarını istiyor.
Buna karşın Amerika başkanı Trump, yerkürenin ısınmasına ve dünyayı tehdit eden çevre krizleri ve sorunlarına hiçbir şekilde inanmıyor.
Amerika, sera gazlarının salınımındaki en büyük ülkelerden biri olarak yerkürenin ısınmasının önlenmesi için geliştirilen girişimlere aldırmamaktadır.
Donald Trump 2017'de başkanlık döneminin başlangıcında ise ondan iki yıl önce ABD'yi imzalanan Paris İklim Anlaşmasından çekeceğini bildirdi. Ancak Amerika hala bu anlaşmadan tam bir şekilde çekilmemiştir.
Trump bu çerçevede şöyle bir iddiada bulunmuştu: "Yerkürenin sıcaklığının 2 derecede tutulmasına dair küresel anlaşma, endüstri alanında çalışan Amerikan işçilerinin zararına olmuştur."
Trump Paris İklim Anlaşmasından Amerika'nın çıktığını bildirerek BMT'nın sera gazlarının azaltılması yönündeki girişimlerine karşı çıkarak bu girişimlerin küresel ekonomiye zarar verdiğini iddia etti. Trump'ın bu tavrı ise ülke içi ve dışında ciddi eleştirilere yol açtı.
2020 Amerika başkanlık bağımsız adayı Bernie Sanders bu hususta şöyle diyor: "Trump, pratikte iklim değişikliği gerçeğini gözardı eden bir hükümetin lideridir. Bu hükümetin fosil yakıtlar endüstrisi ile iş birliği çerçevesindeki siyasetleri neticesinde ise yerkürenin ısınması daha vahim bir hal almıştır. "
Bu gibi siyasetlerin uygulanması diğer ülkeleri yerkürenin ısınmasından kaynaklanan ciddi zararlara uğratmaktadır. Trump'ın iddiasının tam tersine Amerika bile iklim değişikliklerinin zararından korunamamıştır. Bunun son örneği de California eyaletindeki ormanların yanmasıdır.
Amerika'nın Paris İklim Anlaşması taahhütlerini yerine getirmekten sakınması tüm dünya için büyük felaketlere yol açacağı kesindir.