Karabağ Hususunda Üçlü Zirve
9 Kasım 2020'de Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında 44 Günlük Karabağ savaşının sonlandırılmasında önemli bir rol oynayan Moskova, bu kez de iki ülke liderlerine ev sahipliği yapacak. Böylece Moskova Karabağ sorununun çözümünde rol almaya devam edecek.
Karabağ barış anlaşmasının sürdürülmesi yolundaki sorunlar ve meseleleri inceleme doğrultusunda Pazartesi günü Vladimir Putin ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhuriyeti cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan başbakanı Nikol Paşinyan'ın da katılımı ile Moskova'da bir zirve düzenlendi. Putin bu zirvede Karabağ savaşını sonlandıran anlaşma çerçevesinde barışı koruma güçlerinin faaliyetleri, sınır hatlarının belirlenmesi, insani meselelerin çözülmesi ve kültürel mirasların korunması gibi durumların çözülmesini istedi.
Ayrıca bölgede savaştan zarar görenlere ve de ticari, ekonomik ve ulaşım ve taşımacılık alanındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve bu alandaki engellerin kaldırılması meseleleri de bu görüşmede ele alınması istendi.
Putin'in vurgu yaptığı önemli mesele bu kanlı savaşın Güney Kafkasya için doğurduğu güvenlik sonuçlarıdır. Putin Rusya'nın barış yanlısı çabalarının amacının Güney Kafkasya bölgesinde barış ve istikrarı sağlamak olduğunu belirtti. Putin Karabağ savaşının bölgede terörizm tehlikesini arttırdığını da söyledi. Putin'in işaret etmek istediği husus aslında Türkiye'nin Suriyeli tekfirci milisleri Karabağ bölgesine ve etraf bölgelere göndermesidir. Ankara'nın radikal teröristleri eğitip donatarak Karabağ gibi kriz yaşanan bölgelere göndermesi Moskova'nın bu alandaki kaygılarını arttırmıştır.
Jeopolitik meseleler uzmanı Pierre Emmanuel Thouman ise Kafkasya'nın Türkiye'nin girişimleri sonucu dünya genelinden radikal teröristleri kendine çeken bölgeye dönüşebileceğini söylüyor.
Bu mesele, Kafkasya'daki güvenlik durumuna olumsuz etkileri nedeniyle Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kuzey ve güney komşuları olan Rusya ve İran'ın ciddi tepkisine neden olmuştur. Moskova açısından bu, Güney Kafkasya bölgesindeki karmaşık durumu ikiye katlayacak ve bölgede terörizmin yayılma riskini arttıracaktır. Rusya bu konuda yalnız değildir. İran, Dağlık Karabağ'da ve sınırlarının yakınında terörist unsurların varlığı ve bunun sonucunda ortaya çıkan güvenlik tehditleri konusunda defalarca uyarıda bulunmuştur.
Rus barış güçleri, uyum sürecini izlemek için şu anda Dağlık Karabağ'da konuşlanmış durumda. Ancak bölgede ateşkesin sürdürülmesinde ve mevcut sorunların nasıl çözüleceğine dair birçok zorluk görülmektedir. Dağlık Karabağ'ın geleceği ateşkes anlaşmasıyla susturulmuş ve gelecekteki müzakerelerde statüsünün netleştirilmesi Ermeni sakinlerini kargaşa içinde bırakmıştır. Şimdiye kadar 48 binden fazla mülteci Dağlık Karabağ bölgesine geri dönmüş. Rusya'nın arabuluculuğuyla iki taraf arasında tutukluların ve öldürülenlerin cenazelerinin değişimi ve takası da gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda bu bölgedeki toprakların patlayıcı cihazlardan temizlenmesi konusu gündeme gelmiş ve bu konuda kapsamlı çalışmalar yapılmıştır.
Rusya şu anda ikili ve üçlü görüşmelerle Dağlık Karabağ'da çatışmanın tırmanmasını ve düşmanlıkların yeniden başlamasını önlemeye çalışıyor. Ancak, bu bağlamda birkaç zorluk var. Paşinyan, Dağlık Karabağ ateşkes anlaşması nedeniyle istifa etmesi için çok fazla iç baskı ile karşı karşıya kalırken, savaşın galibi İlham Aliyev ise anlaşmaların bir an önce uygulamaya konması çağrısında bulunmuştur. Bu nedenle tarafların talep ve beklentilerinin dengelenmesinde Moskova arabuluculuğunun rolü çok önemlidir. /